Türkiye çapında şubat ayında başlayan “Her Şantiyeye Bir Şef” kampanyasının ayrıntılarını ve gerekçelerini ŞANTİYE'ye anlatan TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI NUSRET SUNA, deprem dolayısıyla büyük risk altında bulunan ülkemizde, güvenli yapı üretimi konusunda atılması gereken en önemli adımın, her şantiyede bir şefin tam zamanlı olarak görevlendirilmesi olduğunu vurguluyor... “Zararların asgariye indirilebilmesi için Şantiye Şefliğinin yetkin kişilerce ve tam zamanlı yürütülmesi hayati önem taşıyor. Bir mühendisin mevzuatta izin verildiği gibi 5 ayrı inşaatın şantiye şefliğini yapma şansı yok. Mühendislik hizmeti alınmadan müteahhit eliyle tamamlanmış yapıların sıkıntısını çekiyoruz” diyen Suna, ayrıca bu önemli görevin, diğer mühendislik dallarından ziyade özellikle İnşaat Mühendisliğinin sorumluluk alanında olduğunun da altını çiziyor...
RÖPORTAJA NİSAN 2021 (386.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ
Şantiye: Geçtiğimiz günlerde başlattığınız “Her Şantiyeye Bir Şef” kampanyası hakkında bilgi alabilir miyiz? Neden her şantiyeye bir şef?..
Nusret Suna: Bir deprem ülkesiyiz ve güvenli yapı üretimi konusunda atılması gereken en önemli adımlardan bir tanesinin her şantiyede bir Şantiye Şefinin tam zamanlı olarak görevlendirilmesi olduğuna inanıyoruz. Şantiye Şefinin yapının fen ve tekniğe, ruhsat ve projesine uygun inşa edilmesinden iş güvenliğinin sağlanmasına kadar şantiye alanında birçok önemli görevi bulunuyor. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak tüm şubelerimizle “Her Şantiyeye Bir Şef” başlığı ile düzenlenen kampanyayla bu konuyu kamuoyunun gündemine taşımayı planlıyoruz.
Topraklarının yüzde 93’ü aktif deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye’de, güvenli yapı üretimi ve deprem nedeniyle oluşacak zararların asgariye indirilebilmesi için Şantiye Şefliği anahtar konumda yer alıyor. Deprem hasarlarının çok büyük bir kısmı inşaat hatalarından kaynaklanıyor. Bilinçsizlik veya liyakatsizlik doğa olaylarını felakete dönüştürüyor, toplumda onarılması zor yaralar açıyor.
Ayrıca Şantiye Şefliğinin kamuoyunu yakından ilgilendiren bir başka kilit rolü de, şantiye alanında işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili... Ne acı ki ülkemiz yıllardır işçi ölümlerinde Avrupa birinciliğini ve dünya üçüncülüğünü bırakmıyor. Bu işçi ölümlerinin büyük çoğunluğunun inşaat sektöründe yaşandığı herkesin malumu. Dolayısıyla, iş kazalarına karşı alınacak önlemlerde müteahhitlerin sorumluluklarını yerine getirmesinin yanı sıra Şantiye Şefliğinin yetkin kişilerce ve tam zamanlı yürütülmesi hayati önemde. Fakat yapı üretim sürecinde bu denli önemli bir görev olan Şantiye Şefliği gerek mevzuatta yer alan, gerekse uygulamada yaşanan eksiklik ve yanlışlıklar nedeniyle çözümün değil, sorunun bir parçası haline getirilmiş, ivedilikle çözüm bekleyen bir alan.
Şantiye: Mevcut durum nedir? Sorun tam olarak nereden kaynaklanıyor?
Nusret Suna: Şantiye Şefinin taşıdığı sorumluluk ve şantiye alanında yüklendiği görevin kapsamı dikkate alındığında, şantiyeden hiç ayrılmaması gereken bir görev olması gerekiyor. Bir mühendisin mevzuatta izin verildiği gibi, 30 bin metrekareye kadar 5 ayrı işin şantiye şefliğini yapma şansı yok. Üstelik ilgili mevzuata göre, yapım işinin tek ruhsata bağlı veya toplu yapı niteliğinde olması halinde yapı inşaat alanı sınırı uygulanmıyor. Bu koşullarda, nitelikli bir yapım hizmeti sunmak olanaksız.
Şantiye Şefliği ile ilgili hazırlamış olduğumuz durum raporunda açıkça görülebileceği üzere yapı üretim sürecinin yöneticisi pozisyonunda olan Şantiye Şefliği alanı son derece kontrolsüz ve sorunlu. Mevcut durumda işin niteliği ile hiçbir ilgisi olmayan meslek gruplarının keyfi olarak Şantiye Şefliği görevini üstlenebildiği, hatta belirli bir kesimin şantiye şefliği görevini yürütecek meslek grubundan olup olmadığı dahi anlaşılamıyor. Elde edilen verilerden Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmeliğin 6’ıncı maddesinin 3’üncü fıkrasında yer alan ve Şantiye Şefinin görevlendirilmesinde “Yapım işinin konusu, niteliği, büyüklüğü ile özel ihtisas gerektirip gerektirmediği ve ilgili imalatların oranının” dikkate alınması gerektiğini bildiren hükmün varlığına rağmen Şantiye Şefliğinin görevlendirilmesinde idarelerin keyfi davrandığı tespit edilmiştir.
Raporda, 2020 yılına ait yapı ruhsatı verilerine göre, toplam ruhsatlar içerisinde inşaat mühendisi üyelerimizin üstlendikleri şantiye şefliği oranı yüzde 45,8. Oysa elektrik tesisatı, mekanik tesisat, restorasyon ve elektrik ile mekanik tesisata ilişkin tadilat ruhsatları dışındaki yapı ruhsatlarında Şantiye Şefi olarak görevlendirilmesi gereken meslek grupları ilgili yönetmelikte tarif ediliyor.
Yine söz konusu rapor ve deneyimlerimiz “imzacılık” diye tarif ettiğimiz, sadece resmi işlemlerde görünsün diye kâğıt üstünde kalan Şantiye Şefliğinin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Can güvenliği için asli bir çalışma alanı olan Şantiye Şefliğinin, bir deprem ülkesinde hepimizin gözü önünde ve ilgili her kurum ve kuruluşun bilgisi dahilinde sadece kağıt üzerinde kalması ülkemiz için bir utanç kaynağı. Bu durum depremle yaşamaya zorunlu olan ülkemizde bizzat can güvenliğimiz açısından tehdit oluşturuyor.
"ŞANTİYE ŞEFLİĞİ ALANI SON DERECE KONTROLSÜZ VE SORUNLU. İŞİN NİTELİĞİYLE HİÇBİR İLGİSİ OLMAYAN MESLEK GRUBU MENSUPLARI ŞANTİYE ŞEFLİĞİ GÖREVİNİ ÜSTLENEBİLİYOR. HATTA BELİRLİ BİR KESİMİN, ŞANTİYE ŞEFLİĞİ GÖREVİNİ YÜRÜTECEK MESLEK GRUBUNDAN OLUP OLMADIĞI BİLE BELLİ DEĞİL..."
Şantiye: Sorunun çözümü için ne yapılmalı?
Nusret Suna: İstisnai durumlar dışında, her şantiye şefi sadece bir şantiyede tam zamanlı olarak görevlendirilmelidir. Şantiye şefliğinin üstlenilmesinde yapım işinin konusunun, niteliğinin, büyüklüğünün ve ilgili imalatların oranı dikkate alınmalı, keyfi uygulamaların sonlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Şantiye Şefliği sürekli eğitime ve mesleki tecrübeye gereksinim duyan bir görevdir. Bu görevi yerine getirecek kişilerin ilgili meslek odalarınca verilen eğitimlere katılıp belgelendirilmeleri zorunlu tutulmalıdır. Gerçeğe aykırı beyanda bulunarak şantiye şefliği üstlenilmesinin önünü geçilmesi için Şantiye Şeflerinden Oda Kayıt Belgesi istenmelidir.
Diğer taraftan Şantiye Şefleri TMMOB tarafından belirlenen mühendislik asgari ücretinin altında çalıştırılmamalı, hak ve ücretleri yasal güvenceye alınmalıdır. Odamız, şantiye şeflerinin gelişimi için mesleki eğitimleri ve gerekli belgelendirmeleri yapmaya hazır, üzerine düşen görevleri yerine getirebilecek altyapıya, kadro yapısına ve tecrübeye sahiptir. Tüm meslektaşlarımızı, mesleğimizi ve haklarımızı sahiplenmeye, ilgili idareleri de uyarılarımızı dikkate alarak önerilerimizi hayata geçirmeye, halkın can ve mal güvenliğini ilgilendiren böylesi önemli bir konuda ivedilikle Odamızla birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.
Şantiye: Yurtdışındaki uygulamalar hakkında bilgi alabilir miyiz? Türkiye’de yaşananlarla benzerlikler var mı?
Nusret Suna: Şantiye Şefliğinin genel tanımına bakıldığında bir Şantiye Şefinin aslında işveren vekili olduğu görülür. Bir şantiyenin her şeyinden sorumludur. İnşaata herkesten önce gelip en son çıkması gereken, sahadaki tüm mal ve can güvenliğinin tek sorumlusu olan kişidir. Gelişmiş ülkelerde doğal olarak her inşaatın bir Şantiye Şefi, sorumlusu vardır. Bizim mevzuatımızda da gözüküyor ama işler maalesef tersinden işliyor. Yürürlükte olan mevzuata göre bir mühendis aynı anda, toplam 30 bin metrekare olan beş inşaatın şantiye şefliğini yapabiliyor. Böyle bir şey olabilir mi? İnşaatta bir iş kazası oluyor ama o şantiye şefi başka bir inşaatta. Sorumluluk ise yine onun. Şantiyeye malzeme geliyor, test ve deneyleri yapılmadan teslim alınıyor ama bundan yine Şantiye Şefi sorumlu. Sistem kamu eliyle insanları “imzacılığa” teşvik ediyor. İşin doğrusu bir inşaat mühendis olan Şantiye Şefinin işin başından ruhsat alınana kadar şantiyenin tüm işlerinden sorumlu olmasıdır.
"MEVZUATA GÖRE BİR MÜHENDİS AYNI ANDA TOPLAM 30 BİN METREKARE OLAN 5 İNŞAATIN ŞANTİYE ŞEFLİĞİNİ YAPABİLİYOR. BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?.."
Şantiye: “Her Şantiyeye bir Şef” kampanyası umarız başarılı olur ama diğer taraftan tüm sorunların çözümü de değil... Sektörde başka hangi sorunlar var?
Nusret Suna: Elbette Türkiye’deki yapı stoğundaki problemlerden bir tanesi Şantiye Şefliği. Başka sorunlar da var tabii. Ama önemlilerinden biri... İkincisi, yönetmelikte “ilgili inşaat cinsine göre mimar-mühendis” seçilir diyor. Örneğin tesisat ağırlıklı bir iş yapılıyorsa bu görev makine mühendisinindir, burada inşaat mühendisi veya mimarın anlayacağı bir şey yoktur. Bina inşaatında ise bu görev kesinlikle inşaat mühendisinin veya mimarın olmalıdır. Ama yönetmeliğe göre bir elektrik mühendisi de Şantiye Şefi olabilir.
Diğer taraftan mühendis arkadaşlarımızın ömür boyu mesleki gelişimlerini sağlamaları gerekir.
Teknoloji çok hızla gelişiyor. Ülkemizde okulu bitirdikten sonra alınan diplomayla on yıllarca mühendislik imzasına sahip olunabiliyor. Meslek odaları bu noksanı tamamlamak, meslektaşları sertifikalandırmak, belgelendirmek için var. Ama mevzuat bunu bir şekilde engelliyor. Mesela bugün mezun olan bir inşaat mühendisi, diplomasını aldığı anda koca bir barajın bile sorumluluğunu üstlenebiliyor. İmza yetkisiyle genç ve tecrübesiz bir meslektaşımızın üzerine tüm sorumluluk yıkılabiliyor. Burada oluşabilecek bir sorun da ilerleyen yıllarda o arkadaşımızın önüne çıkabiliyor. Gelişmiş ülkelerde ise bu böyle değil tabi. Okul bittikten sonra belli bir süre içinde tekrar okul sonrası eğitimlerini tamamlamaları gerekiyor. İkinci eğitimi tamamlamadan imza hakkına sahip olunamıyor. Okul bitirildiğinde tabii ki mühendislik yapılabilir ama yetki ve sorumluluk başka bir şey. Türkiye’deki yapı stoğunun problemli olmasının baş nedenlerinden biri bu. Sahada tecrübesiz mühendisler, usta veya kalfaların yöntemleriyle işler yürütülüyor.
Müteahhitlik de başka bir problem. Avrupa ülkelerindeki toplam müteahhit sayısı otuz bin civarındayken Türkiye’de bu sayı 300 bin. Müteahhitlik için cebinde para olması yeterli. Deprem bölgesi olan ülkede mühendislik hizmeti alınmadan müteahhit eliyle tamamlanmış yapıların sıkıntısını çekiyoruz. Mühendislik bir bilim dalıdır ve istinat duvarları da dahil her türlü inşaatta mühendislik hizmeti alınmak zorundadır.
Diğer taraftan bilinçli bir şekilde tüm mühendislik dalları itibarsızlaştırılıyor. Mühendisi itibarsızlaştırdığınızda sahaya çıktıkları zaman sorun yaşanıyor veya ürettikleri ürün bir kağıt parçasından öteye geçemiyor. Attıkları imza da evrak tamamlama işlevi mertebesinde oluyor.
"MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALINMADAN MÜTEAHHİT ELİYLE TAMAMLANMIŞ YAPILARIN SIKINTISINI ÇEKİYORUZ..."
Şantiye: İnşaat mühendisliği eğitim kalitesi ve seviyesi sizce ne düzeyde?
Nusret Suna: Eğitim de maalesef içler acısı... Yalnız mühendislikte değil, son yıllarda tüm meslek eğitimleri erozyona uğradı. Geçen sene, üniversite sınavlarında inşaat mühendisliğinin puanlarının yükseltilmesi için bir kampanya yaptık ama maalesef başarılı olamadık. Türkiye’de iki yüzü aşkın inşaat fakültesi var. Sayıyı artık takip edemiyoruz. Bu fakültelerin eğitimlerinin ve altyapılarının yeterli olduğunu kimse söyleyemez. 500 puan alan da 200 puan alan da bir şekilde inşaat mühendisliği eğitimi alabiliyor. Ve mezun olduktan sonra aynı alana çıkıp rekabet edebiliyorlar. Bu haksız rekabet ve piyasanın dengelerini bozulmasına yol açıyor. Bunun iyi planlanması lazım. İki sene öncesine kadar inşaat mühendisliği kontenjanı 12 bindi. Çok büyük bir rakam. İnşaat Mühendisleri Odası olarak şu andaki üye sayımız 130 bin. Yani kurulduğumuz 1954’ten bu yana kayıtlı üye sayımız 130 bin, ama inşaat mühendisliği öğrenicisi 12 bin. On sene içinde yüz bin kişi daha inşaat mühendisi olacak. Bu çok yanlış bir politika.
Şantiye: Şantiyede görev alan meslektaşlarınız ne tür sıkıntılar yaşıyor?
Nusret Suna: En güncel sorunumuz, pandemi zamanında şantiyelerin kapatılmamış olması. Şantiyelerde sosyal mesafe gibi unsurlara dikkat edilmesi mümkün olmayan yerlerdir; ama maalesef bu olmadı. Meslektaşlarımızın güvenlikleri tehlikeye atıldı. Geçen sene nisan ayında şantiyeler kapatılsaydı salgının bu kadar ilerlemeyeceğini tahmin ediyorum.
Çalışma saatlerimiz de oldukça sıkıntılı. Haftalık çalışma saatleri maalesef şantiyelerde uygulanamıyor. Çoğu şantiyede meslektaşlarımız en iyimser ayda bir kere hafta sonu izni kullanabiliyorlar.
İş güvenliği de ayrı bir sorun. TMMOB’un açıkladığı ve sonrasında iptal edilen asgari ücretin altında çalışan çok sayıda meslektaşımız olduğunu biliyoruz. Birçok arkadaşımız asgari ücretten gösterilip emeklilikleri ve tazminat hakları gasp ediliyor. Sorumluluk ise hat safhada. Genç meslektaşlarımız bu ağır sorumluluklarını bilmeden imza yetkilerini kullanıyorlar ama dışarıda bu ilkel ve vahşi koşullarda çalıştırılmaya mecbur bırakılıyorlar. Yetki ve sorumluluklar yeniden tanımlanmalı. Bir Şantiye Şefi beş yerde görevlendirilirse olmaz.
RÖPORTAJA NİSAN 2021 (386.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ
21 Mart 2021
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.