Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, sonrasında web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 SORUDA...” isimli canlı yayın serimizin 5 Ocak 2023 Perşembe günkü konusu “Binalarda Pompa Sistemleri ve Verimlilik”; konuğu ise Wilo Pompa Sistemleri İş ve Ürün Geliştirme Uzmanı Mak. Müh. Nihan Çelik’ti... Çelik programda, “Pompa nedir, pompalar kaça ayrılır ve çalışma prensipleri nelerdir”, “Pompalar ve pompa sistemleri binalarda hangi amaçlarla, nerelerde kullanılırlar”, “Bina, şehirler ve insanlar için pompaların önemi-gerekliliği nedir / Pompa sistemleri olsa ne olur, olmasa ne olur”, “Pompa ve pompa sistemleri bir yapıda ne kadarlık bir enerji sarfiyatına neden olurlar ve en çok sarfiyat nerelerde yaşanır”, “Bu sarfiyatı düşürmek, verimliliği artırmak için hangi tedbirler alınabilir, pompa ve pompa sistemlerinde enerji tasarrufu nasıl sağlanır”, “Bu verim artışı tüketiciye, mal sahibine, tasarımcıya ekonomik, iş gücü, konfor anlamında ne sağlar”, “Binalarda kullanılan pompa sistemlerinde teknolojileri ne yönde ilerliyor” ve “Pompa seçiminde nelere dikkat edilmeli” gibi soruların cevaplarını Şantiye® okurları için verdi.
BU RÖPORTAJI ŞANTİYE TV'DEN DE İZLEYEBİLİRSİNİZ
BU RÖPORTAJI ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ
1) Pompa nedir, pompalar kaça ayrılır ve çalışma prensipleri nelerdir?
Pompa, temel olarak bir akışkana enerji kazandırıp söz konusu akışkanın bir yerden başka bir yere transfer edilmesini sağlayan araçtır. Kalp de aslında yakından tanıdığımız bir pompadır. Nasıl ki kalbin, organlarda dolaştırmak için kana bir ivme kazandırması gerekiyorsa pompa da tesisat sisteminde aynı mantıkla çalışır. Akışkana çark sayesinde bir ivme kazandırır ve bir yerden bir yere transfer eder.
Pompaları “hacimsel” ve “santrifüj” pompalar olarak ikiye ayırabiliriz. Hacimsel pompalar, pompa gövdesi içerisindeki hacmin daraltılmasıyla akışkana istenilen hareketin kazandırıldığı pompalardır. Pistonlu pompalar, dişli pompalar, loblu pompalar bu tip hacimsel pompalara örnek gösterilebilir. Bunlar daha çok endüstriyel sektörlerde kullanılır.
Santrifüj pompalarda ise bir çark vardır ve o çarkın motordan aldığı tahrik ve kaplin vasıtasıyla çarka aktarılan santrifüj kuvvetin akışkanı ivmelendirmesiyle akışkanın transfer edilmesi sağlanır. Burada pompanın konstrüksiyonu inline, yani pompanın hidrolik gövdesi yatayda olabilecek şekilde ya da eksenel olabilir. Uygulamanın ihtiyacına yönelik konstrüksiyon değişir.
Santrifüj pompaları “kuru rotorlu” ve “ıslak rotorlu” olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Sirkülatör denilince akla ıslak rotorlu pompalar gelir. Kombilerin içinde olan küçük pompalar ya da apartmanların zeminindeki kazanları besleyen küçük cihazlar ıslak rotorlu sirkülasyon pompalarına örnek gösterilebilir. Bu pompalar çalıştıkça ısınırlar ve soğutulmaları gerekir. Islak rotorlu pompalarda motorun soğutma işlemi akışkanın kendisiyle yapılır. Bu sebeple bir mekanik salmastra ve fan bulunmaz.
Kuru rotorlu pompalarda ise akışkanın motorla hiçbir şekilde bir teması yoktur. Sadece emme ağzından basınçlandıktan sonra basma ağzına yönlenir. Motorun soğutulmasını fan yapar. Bir mekanik salmastra vardır ve bu akışkanın motora gitmesini engeller. Apartmanlardaki hidroforlar, kuru rotorlu pompalara örnek gösterilebilir.
2) Pompalar ve pompa sistemleri binalarda hangi amaçlarla, nerelerde kullanılırlar?
Günümüzde evlerde aslında pompanın değmediği çok az yer vardır. Musluğu açıyoruz, su akmaya başlıyor; bunu apartmandaki hidrofor yapıyor. Yani binalarda kullanım suyu temininde suyun basınçlı bir şekilde tüketiciye ulaşmasını sağlayan hidroforlardır. Diğer taraftan kışın ısıtılan kazandan suyun radyatörlere transferi ve kazan besleme suyunun temini için de sirkülasyon pompalarına ihtiyaç vardır. Kombilerdeki ufak pompalar da günlük hayatımızda, ısıtma sistemleri içerisinde kullandığımız başka önemli bir pompadır. Benzer örnekler çoğaltılabilir...
Ayrıca artık zemin altı kotlar da çok kullanılmaya başlandı. Bu kapsamda eksi beşlerdeki atıksuyun kanalizasyon seviyesine çıkarılması kapsamında da atıksu pompaları devreye girer. Ya da bir AVM’nin soğutulması için klima santralleri ve chillerlere su beslemek için pompalara ihtiyaç duyulur. Dolayısıyla iklimlendirmenin, ısıtmanın ve soğutmanın olduğu, atıksuyun bertaraf edilmesi gereken tüm uygulamalarda pompa vazgeçilmez bir ekipman olarak öne çıkar.
3) Bina, şehirler ve insanlar için pompaların önemi-gerekliliği nedir? Pompa sistemi olsa ne olur, olmasa ne olur?
Su, bizim için vazgeçilmez bir akışkan. Fabrikalarda da prosesinde su kullanmayan bir tesis neredeyse yoktur. Dolayısıyla gerek endüstriyel tesislerde gerekse evsel ünitelerde suyu kullanmak durumundayız. Suyun transferi ise sadece pompalarla yapılabiliyor. Dolayısıyla nasıl ki kalbimiz bizim için vazgeçilmez bir organsa, dünyada suyun ya da farklı bir akışkanın transferi için, proseslerin doğru bir şekilde yürümesi için pompalar vazgeçilmez unsurlardır. Tabii ki çeşitleri, uygulama ve teknolojileri değişiyor ama özünde suya ihtiyacı olan her yapıyı, her canlıyı, her üniteyi suyla buluşturmak için pompa kullanımı şarttır.
“Pompalarda yapılacak verimlilik çalışmalarının çok büyük bir etkisi olduğu yadsınamaz...”
4) Pompa ve pompa sistemleri bir yapıda ne kadarlık bir enerji sarfiyatına neden olurlar? En çok sarfiyat nerelerde yaşanır?..
Dünya genelinde elektrik tüketiminin yaklaşık yüzde 20’sinin pompaların motorlarından kaynaklandığı biliniyor. Diğer taraftan standart bir konutta enerji tüketiminin yüzde 30’unun sıcak su üretmek, yüzde 46’sının ısıtma ihtiyaçları, yüzde 17’sini elektrikli ev aletleri, yüzde 1’ini soğutma ihtiyaçları ve geri kalanının da aydınlatma için harcandığı göz önüne alınırsa ısıtma ve sıcak su üretiminde yüzde 76 gibi ciddi bir miktar enerji sarfiyatı olduğu anlaşılır. Dolayısıyla pompalarda yapılacak verimlilik çalışmalarının totalde çok büyük bir etkisi olduğu yadsınamaz.
Pompa teknolojisi geliştikçe, pompanın ihtiyaç duyduğu enerji azalıyor. Örneğin 6 katlı 29 daireli bir apartman hayal edelim. Bu apartmanda ihtiyaç duyulan hidrofor, en verimli teknolojiyle üretilmiş bir hidrofor olursa 1.6 kW enerji harcıyor. Yani aslında ne kadar az enerji pompalarda harcanırsa o kadar çok kazanç sağlanır. Ya da küçük bir apartman düşünelim; 5 metreküp gibi bir su ihtiyacı, 8 metre gibi de bir basınç ihtiyacı olsun. Bizim ürünlerimizden bir akıllı sirkülasyon pompası kullanıldığında sadece 160 watt enerji harcar. Yani sadece 3 ampulün harcadığı kadar bir enerji.
Dolayısıyla hem maddi açıdan hem de karbon ayak izi ve doğaya verilen zararın azaltılması açısından pompalarda verimlilik gün geçtikçe önemli hale geliyor.
“Pompalarda enerji tasarrufunun 3 paydaşı var. Bunların birincisi, tasarımcılar; yani yapının mekanik projesini tasarlayan meslektaşlarımız. Hikaye de aslında bu meslektaşlarımızın yaptığı seçimlerle başlıyor...”
5) Bu sarfiyatı düşürmek, verimliliği artırmak için hangi tedbirler alınabilir, pompa ve pompa sistemlerinde enerji tasarrufu nasıl sağlanır? Bunun yöntemleri nelerdir?
Bu konuyu 3 bölüme ayırabiliriz. Çünkü pompalarda enerji tasarrufunun 3 paydaşı vardır. Bunların birincisi, tasarımcılar; yani yapının mekanik projesini tasarlayan meslektaşlarımız. Hikaye aslında bu meslektaşlarımızın yaptığı seçimler ile başlıyor. Yani pompanın cinsinin, kapasitesinin, debisinin, basıncının belirlenmesi için gereken parametrelerin optimum düzeyde hesaplanması gerekiyor. Karşı basınçlar, lokal kayıplar gibi unsurlar göz önüne alınarak hesaplamalar yapılmalı. Çünkü pompa ne kadar büyük seçilirse motoru da o kadar büyük olur ve daha fazla enerji çeker. Bu yüzden işin tasarım ayağı çok çok önemli.
Bu arada mühendislerin hep güvenlik katsayılarıyla hareket ettiğini hatırlatmak isterim. Bunu hem mesleğimizde hem de özel hayatımızda yapıyoruz. Ama günün sonunda baktığımızda pompalar, belirlenen yüzde 100 pik yükte sadece ömürlerinin yüzde 6’sını geçiriyorlar. Dolayısıyla güvenlik katsayıları konusunda da optimum noktayı bulmak önem arz edebilir.
Diğer önemli bir konu da, tabii proses izin verdikçe frekans konvertörlerinin kullanılmasıdır. Frekans konvertörü kullanıldığında, yani debi hızı yarıya düşürüldüğünde şebekeden çekilen güç 8 kat azalıyor. Yani frekans konvertörü çok büyük verimlilik sağlayan bir cihaz. Dolayısıyla proses izin verdikçe frekans konvertörlü ürün kullanılması büyük önem arz ediyor.
“Asıl olarak tesisatın verimliliğine odaklanılması gerektiğine inanıyorum. Yani sadece pompanın verimliliği değil de tesisatta bu pompa konumlandırıldığında kapasite olarak diğer cihazlar da küçülebilecekler mi?..”
Tabii pompa üreticilerinin yaklaşımları da önemli... Artık pompaları üretilirken sadece pompanın verimli olması bir parametre olarak alınmamalı. Çünkü pompaların verimli olması artık zaten bir zorunluluk. Bunun dışında asıl olarak tesisatın verimliliğine odaklanılması gerektiğine inanıyorum. Yani sadece pompanın verimliliği değil de tesisatta bu pompa konumlandırıldığında kapasite olarak diğer cihazlar da küçülebilecekler mi?.. Borulama ve ekipmanın da küçülmesine ve onların da çok daha verimli çalışmalarına imkan vermesi gerekiyor.
Ayrıca pompa üreticilerinin kullanıcı tarafında bir farkındalık yaratması gerektiğini de düşünüyorum. Çünkü günün sonunda bu ürünü alan ve kullanan insanlar doğal olarak konuya çok hakim olamayabiliyorlar. Son tüketici genelde vitrifiye, dolaplar ve görünen unsurlara odaklanıyor fakat enerji tasarrufu sağlayacak, gündelik hayatta cebi yakmayacak unsurlar göz ardı edebiliyor. Dolayısıyla tüketicinin ev bakarken pompa ve diğer enerji sarf eden unsurları da göz önünde bulundurması gerektiği konusunda bir farkındalık oluşturulmalı. Sonuçta onlar pazarı sürükleyen önemli bir paydaş.
Bence bu 3 sac ayağı, yani tasarımcılar, üreticiler ve kullanıcılar ortak bir bakış açısına sahip olmadan verimlilik konusunda sağlıklı yol alınabileceğini düşünmüyorum.
6) Bu verim artışı tüketiciye, mal sahibine, tasarımcıya ekonomik, iş gücü, konfor, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğini önleme anlamında ne sağlar? Pompalarda verimliliği sağlamak neden önemlidir?
Enerji birim maliyetlerine baktığımızda, sanayide yüzde 124’lük, konutta ise yüzde 54’lük bir artış var. Yani elektrik tüketimi artık neredeyse bir lüks olmaya başladı. Dolayısıyla verimli bir ürün kullanmanın ilk faydası son tüketicinin veya mağaza, fabrika, AVM, ofis veya tesis yönetiminin ödeyeceği faturalar konusunda oluyor.
İkinci sağlayacağı katkı tasarım aşamasındaki katkı. Verimli ürünler daha küçük motor gücüne sahip olurlar ve az yer kaplarlar. Dolayısıyla tasarımda yerden tasarruf sağlarlar ve ihtiyaç duydukları ekipmanın da kapasitesi ve boyutları küçük olur. Dolayısıyla verimli pompaların ilk yatırım maliyetinde de bazı avantajları vardır. Ürünlerin verimlilikleri arttıkça amortisman süreleri de çok kısalır.
Verimli ürünlerin başka ek özellikleri de vardır. Örneğin söz konusu ürünlerin iletişim yetenekleri çok yüksektir. Büyük bir bina projesi için otomasyonla iletişim kurmak yeni bir şey değil, zaten beklenen bir durum ama pompaların birbiriyle ve diğer cihazlarla iletişim kurması ve kullanıcıya anlık olarak cep telefonu üzerinden bilgi verebilmesi, pompanın kendi kullanım verilerini buluta aktarabilmesi, o buluttaki verileri kullanıcının analiz edip, kendi tesisatını nasıl daha optimum çalıştırabileceğini sağlayabilmesi de başka diğer avantajlardır.
Bakım anlamındaki avantajlarını da kesinle da göz artı etmemek gerek. Örneğin erişilmesi zor bir yere montajı yapılmış bir pompaya ulaşıp verilerin alınması dijital, uzaktan erişimle yapılabiliyorsa ve pompa yapay zekalı akıllı bir pompa ise bu da ciddi bir konfor ve verim sağlamış oluyor. Dolayısıyla sadece verimlilik açısından değil, hem kullanıcıya hem de işletmeye sunduğu hizmet açısından yeni nesil, akıllı ve verimli ürünlerin kullanılmasının çok faydalı olduğunu düşünüyorum.
“Görünen çok net bir durum var; o da suya erişimimizin günden güne zorlaşacağı. Diğer taraftan enerji maliyetleri de artacak. Bunlara yönelik ürünler tasarlanması artık bir zorunluluk...”
7) Binalarda kullanılan pompa sistemlerinde teknoloji ne yönde ilerliyor?.. Yönelim, araştırma, trend ne yönde gelişiyor?
Bu kapsamda Wilo olarak dünyaya egemen olacağını düşündüğümüz 5 trend öngörüyoruz. Bunlar küreselleşme, kentleşme, enerji kıtlığı, iklim değişikliği ve dijital dönüşüm. Bu 5 trendin etrafında, yani bu unsurları temele alarak ürünlerimizi tasarlıyoruz.
Görünen çok net bir durum var; o da suya erişimimizin günden güne zorlaşacağı. Diğer taraftan enerji maliyetleri de artacak. Bunlara yönelik ürünler tasarlanması artık bir zorunluluk. Bu sadece bina sistemlerinde kullanılan sirkülatörler ya da hidroforlarla sınırlı bırakılamaz. Çünkü sadece oradaki bir yatırım ve iyileştirme yeterli değil. Diğer uygulamalara da bu anlayışın yayılması gerekiyor. Örneğin, bir sirkülatörde frekans konvertörü kullanılabilir, enerji verimliliği yükseltilebilir ve bina otomasyonuyla iletişim kurabilir. Bunlar premium bir projede beklenen özelliklerdir. Ama bunu bir dalgıç pompada yapmak, yeni bir yerden bakmak, yeni bir yaklaşıma sahip olmak anlamına geliyor. Çünkü dalgıç pompalarda verimlilik her zaman bakılan birincil parametre olmuyor. Ama firma olarak biz bakış açımızı o seviyeye taşıdık. Yani, bugün bir kuyuya daldırılan ve sorun çıkarmadığı müddetçe görülmeyecek o ürün, artık bina otomasyonuna bilgi taşıyor, frekans konvertörüyle sürülüyor ve elektrik motorlarındaki en yüksek seviye motor tipine sahip bir ürün olarak tasarlanıyor. Üretici olarak böyle bir zorunluluk hissediyoruz. Çünkü suya ve enerjiye ulaşılması günden güne zorlaşıyor, şehirleşme artıyor. Dolayısıyla verimlilik artık sadece sirkülasyon pompalarıyla ve bina sistemleriyle sınırlı tutulamaz.
Akıllı, iletişim yeteneği yüksek, yapay zeka destekli pompalar yavaş yavaş pazarı domine edecekler. Bunun dışında Enerji Bakanlığı’nca teşvik edilen fabrikaların kendi enerjilerini kendileri üretmesi konusundaki gelişmeler var. Bu yaygınlaşması gereken bir şey. Kojenerasyon, trijenerasyon sistemleri kuruluyor ve pompa değişimleri yapılıyor. Devletin de iyi bir katkısı var. Ticaret ve Sanayi Odalarına bağlı, yıllık enerji tüketimi belli bir seviyenin üzerinde olan işletmelerde maksimum 5 milyon TL’lik bir yatırım yapıldığı takdirde, devlet bunun yüzde 30’unu hibe ediyor. Dolayısıyla endüstri tesisi sahibi kişilerin, bu Verimlilik Artırıcı Projeleri yapmamaları için hiçbir sebepleri kalmamış oluyor. Hem kendileri için hem ülke ekonomisi için hem çevre için bunun peşine düşmeleri gerekiyor.
“Regülasyonlara uyulmalı ve denetimler daha sık yapılmalı...”
8) Avrupa mevzuatı ve ülkemizdeki yasal düzenlemelerle ilgili bir karşılaştırma yapabilir misiniz? Türkiye’de ne eksik, nelerin yapılması gerekiyor?
Türkiye, diğer tüm Avrupa ülkeleri gibi ERP regülasyonuna tabii. Türkiye’de üretilen bir ürünün gümrükten geçirilebilmesi için öncelikle CE Belgesine sahip olması gerekiyor. CE Belgesi kapsamında pompalar özelindeki unsur da ERP yasaları. ERP de periyodik olarak güncellenen yasalar. Günümüzde artık geldiğimiz son noktada 0,75 kW üstü tüm motorlarda artık IE3 motor kullanmak zorundayız. IE2 motor istesek de kullanmamız mümkün değil. 2023’ün ortalarına doğru geldiğimizde artık 75 kW’ın üstüne çıkan tüm motorlarda IE4 motor zorunluluğu geliyor olacak. Dolayısıyla ERP regülasyonlarının hızı eskiden daha kademeli, yani hem üreticiye hem kullanıcıya alışma süresi bırakacak şekildeydi ama şimdi son derece periyodik ve hızlı bir şekilde kanunlar yürürlüğe giriyor. Artık ürüne CE belgesi almak için ERP regülasyonlarına istesek de istemesek de uymak zorundayız. Bu anlamda Türkiye’nin ERP’ye tabii olması, çok önemli ve çok değerli. Fakat tabii ki her sektörde, diğer konularda da olduğu gibi buna uygun olmayan durumlar söz konusu olabiliyor. Mesela pazarda hala 3 hızlı pompalar satılabiliyor. 3 hızlı pompalar, kullanılması çok yanlış olan, çok enerji sarf eden, kullanıcıya hiçbir fayda sunmayan, sadece suyu taşıyan ve bunu yaparken de çok fazla elektrik yakan eski bir teknoloji. Bunların satılması zaten yasal olarak yasak. Ama maalesef hala kullanıcıya sunulabiliyor. Dolayısıyla gerekli ve yeterli denetimin sağlanmadığı kanaatindeyim. Özellikle kuru rotorlu 5,5 kW’lık bir pompaya hala IE2 motor takmak çok anlamsız. Günün sonunda hem ülkeye hem son tüketiciye zarar vermiş olunuyor. Kısaca, benim sadece regülasyonlara uyulması ve denetimlerin daha sık yapılması noktasında bir uyarım olabilir.
9) Pompa seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
Pompa seçiminde çok temel iki parametre vardır. Birincisi debi, diğeri ise basma yüksekliği. Yani, birim zamanda ne kadar su pompadan geçirilmek isteniyor, tesisatın ne kadar suya ya da akışkana ihtiyacı var? Diğer faktörse bu su ne kadar yükseğe taşınacak, ne kadar basınç kazandırılmalı? Bu iki sorunun cevabını bilmeden seçime başlanmamalı.
Eskiden bu konuya özel yazılımlar olmadığından belki iş biraz daha zordu. Ama artık yazılımlar sayesinde bu iki unsurun yanında diğer bir önemli faktör “Net Positive Suction Head” denilen NPSH değeri girildiği takdirde çok daha sağlıklı sonuçlar alınabilir.
Bu kapsamda NPSH değerini biraz açmak isterim... Pompanın emişindeki suyun her zaman sıvı kalması istenir, yani suyun buharlaşması arzu edilmez. Çünkü buharlaşma demek, her bir buhar taneciğinin pompanın malzemesinden çalması anlamına gelir. Ve bir noktada pompanın çarkına, hidroliğine zarar verir ve kavitasyona sebep olur. NPSH düzgün seçilmezse beklenen performansı gösteremez ve ömrü kısalır. Dolayısıyla üçüncü bir faktör olarak NPSH değeri de çok önemlidir. Kural olarak tesisattaki NPSH değerinin, pompanın NPSH değerinden daha büyük olması gerekir. Biz üretici olarak tesisattaki NPSH değerini bilemeyiz. O, tasarımcı bilgisi dahilindedir. Dolayısıyla üretici olarak kapasiteye uygun en küçük NPSH’li ürün önerirsek kullanıcıya o kadar büyük avantaj sağlamış oluruz.
Diğer bir önemli parametre ise akışkan sıcaklığıdır. Akışkan ne kadar sıcak olursa o kadar kavitasyona neden olur. Çünkü akışkan sıcaklığı arttıkça buharlaşmak için ihtiyaç duyduğu enerji düşer. Yani daha kolay buhar olma eğilimi gösterir. Dolayısıyla akışkan sıcaklığı da bizim için önemli bir parametredir.
Diğer parametre de akışkanın sudan başka bir akışkan olup olmadığıdır. Yani akışkanın içinde başka bir unsur var mı, oranı ne? Mesela yüzde 40 etilen glikol karışımı ile su karışımına önerilen pompa ile yüzde 80 oranındaki karışıma önerilecek pompa farklı olabilir.
Ayrıca konstrüksiyon bilgisini doğru aldıktan sonra bunların dışında en küçük kW değerli ürünün seçilmesi yeterli olacaktır.
10) Wilo’nun bu anlamda son ürün ve çözümleri nelerdir? Gündemde ne var? Enerji verimliliğine yönelik Ar-Ge ya da farkındalık yaratma anlamında yaptığı çalışmaları özetleyebilir misiniz?
Ciromuzun yüzde 4,3’ünü Ar-Ge’ye ayırıyoruz ve Wilo’nun ürün tasarımında en önem verdiği konulardan biri sürdürülebilirlik. Bu sadece pompanın tasarımını, verimliliğini değil, ambalajını veya kullanma kılavuzuna kadar geniş bir yelpazeyi etkileyen çok önemli bir konu. Zaten son zamanlarda sürdürülebilirliğe dikkat etmeden attığımız bir adım yok hayatımızda.
Bunun dışında akıllı pompa grubuna çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Sadece sirkülatörlerde değil, dalgıç motorlarda, atıksu pompalarında ve hidroforlarda da bu konulara önem vererek ürünler tasarlıyoruz. Artık yasal mevzuat zorlamasa dahi IE5 motor verimliliklerine ulaşan ürünler çıkarıyoruz. Bunları pazara sunmaya ve pazara adapte etmeye çalışıyoruz.
2022 yılının sonlarına doğru “Ecolotion” isimli bir kampanya başlattık. Mevcut bir apartmanda kullanılan 3 hızlı bir pompayı çıkarıp yerine aynı kapasitede ama daha verimli başka bir pompayı koyulduğunda sağlanacak enerji tasarrufunu basit şekilde sosyal medya sayfalarımızda paylaşıyoruz. Bu küçük pompa değişimi bazı durumlarda yüzde 72’ye varan tasarruf sağlayabiliyor. Bu farkındalığı yaratmak istiyoruz.
Bunu dışında endüstriyel tesislerde ücretsiz enerji analizi ve raporlama yapıyoruz. Hatta yakın zamanda bir içecek firmasında sadece 7 pompayı değiştirerek müşteriye yıllık 35 bin TL’lik bir avantaj sağladık. Bu pompa 13 ayda kendini ödedi. Bu konuyla ilgili çalışan ciddi bir ekibimiz var.
Ayrıca daha küçük, daha az basınç ihtiyacı duyan pompaların seçilebilmesi için gereksiz yüksek güvenlik katsayılarını indirip, daha optimum çözümler sunulabilmesine imkan tanıyan bir sürtünme-boru kaybı hesaplama cetveli hazırlıyoruz.
BU RÖPORTAJI ŞANTİYE TV'DEN DE İZLEYEBİLİRSİNİZ
BU RÖPORTAJI ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ
12 Şubat 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.