Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, sonrasında web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 SORUDA...” isimli canlı yayın serimizin 22 Nisan 2024 Pazartesi günkü konusu “İnşaatta Yapay Zeka”, konuğu ise İnş. Müh. Cem Kafadar’dı... Geçtiğimiz günlerde OnOn Yayıncılık’tan “İnşaatta Yapay Zeka” adlı kitabı yayınlanan İnş. Müh. Cem Kafadar programda “Yapay Zeka nedir”, “Ne zamandır hayatımızdadır”, “Yapay Zeka ile inşaat sektöründe radikal bir dönüşüm yaşanabilir mi”, “İnşaat sektörü profesyonelleri ve iş sahipleri neden Yapay Zeka kullanmalıdır ve Yapay Zeka ne tür yararlar sunar”, “Yapay Zeka teknolojilerinin kullanıldığı inşaat projelerinin başarısındaki anahtar faktörler nelerdir”, “İnşaat projelerinde Yapay Zeka teknolojilerinin fayda-maliyet analizi nasıl yapılır”, “Yapı sektöründe Yapay Zeka kullanımındaki potansiyel riskler, tehditler ve sınırlamalar nelerdir”, “İnşaat sektörü Yapay Zeka ve uygulamalarına hazır mı”, “İnşaat profesyonellerinin Yapay Zekaya adaptasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için neler yapılması gerekir”, “Yapay Zeka, şantiyelerde neleri değiştirebilir ve iyileştirebilir”, “İnşaat sektöründe kullanılan popüler Yapay Zeka araçları ve platformları hangileridir” gibi başlıkları Şantiye® okurlarıyla paylaştı.
BU ÖZEL İÇERİĞİ, ŞANTİYE®NİN MAYIS-HAZİRAN 2024 (405.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ... GÖZ ATMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN
BU RÖPORTAJIN VİDEOSUNU ŞANTİYE TV SAYFALARINDAN DA SEYREDEBİLİRSİNİZ... LÜTFEN TIKLAYIN
1) Yapay Zeka nedir?..
“Yapay Zeka”yı, düşünce gücüyle yaptığımız işleri bir makineye yaptırma işi olarak tanımlayabilirim. Temel mantığı, bir görevi makinelere düşünme, karar verme gibi bir takım insani niteliklerle yaptırabilecek hale getirmektir. Biliyorsunuz yapay zeka, son yıllarda makine öğrenmesinin artmasıyla beynimizdeki nöronlarımızın çalışma modelini kullanılarak üretildi. Çok derin ve farklı tanımları da olabilir ama en kısa olarak “düşündüklerimizi bir insan gibi makineye yaptırmak” diyebilirim.
Ben yapay zeka için “düşünce ortağım” diyorum. Başınıza bir dert gelir, bir arkadaşınızı arayıp konuşursunuz ya ben de başım sıkışınca bu düşünce ortağıma başvuruyorum. Aklıma bir şey geldiği anda hemen sohbet robotunu açıyorum ve sorular soruyorum. Bunu sadece inşaatla ilgili değil, sosyoloji, psikoloji, özellikle tarih gibi aklınıza gelebilecek her şeyde yapıyorum. Tabii ki buradan gelişecek en önemli konu, sohbet robotuna sorulacak sorunun doğru oluşturulması, yani “Prompt Engineering” denilen konu. Sohbet robotlarına inşaat sektöründe yapay zeka konusunda bir kitap yazacağım, bana çerçeve içerik listesini oluştur dedim. Ardından alt konu başlıklarını oluşturmasını istedim. Hoşuma gitmeyenleri eledim. Sonra da bu konuları etkili ve zengin bir anlatımla yazmam için sana hangi soruları sormalıyım, bana bu soruları listele dedim. Tabii bunu birkaç soruyla yapmadım. Kitabın oluşumunda sohbet robotlarına binin üzerinde soru sordum. Cevapları farklı kaynaklardan kontrol ettim. Söylediği her şeye fazla güvenmemek gerekiyor. Yapay zekayla çalışırken mutlaka konunuza hakim olmalısınız. Çünkü bazen çok saçma ve uydurma denilebilecek cevaplar verdiği de oluyor. Ama tüm bunların zaman içinde düzeleceğini düşünüyorum.
2) Yapay zeka gerekli midir?
Yapay zeka denilince birçok kişinin işsiz kalacağı, insanlığın sonunun geleceği gibi bazı düşünceler kafalarda dolaşıyor. Fakat bence bu konuyla ilgilenmeyenlerin işi zor olacak. Yapay zeka ve benzer teknolojilere ilgi duymayanlar maalesef işlerini kaybetme riskiyle daha fazla karşı karşıya. Bunun aksini yapanları ise korkunç iş fırsatları bekliyor.
Yapay zeka ile başa çıkmak, bu teknolojinin altında ezilmemek için öncelikle kendi zekamızı “yaratıcı” kılmamız gerektiğine, ardından da yaptığımız işe “ruhumuzu” vermemiz gerektiğine inanıyorum. Ruh, yapay zekayı tabiri caizse şaşırtır. Ayrıca yapay zekanın, insanlığın sonunu getirebileceği konusunda da bazı tedirginlikler oluyor ama bunun da biraz gereksiz, bilim kurgu filmlerinin etkisiyle oluşan bir kaygı olduğunu düşünüyorum. Çünkü yapay zekanın tüm tehditlerinin karşısında, bu tehditlerin nasıl aşılacağına dair de çalışmalar yapılıyor. Yani yapay zekayı kimse boş bırakmıyor(!). Yapay zekanın bir yere kadar gücü var ama insan sınırsız bir güce sahip. Mesela sezgi diye bir yetimiz var. Bu özelliği teknolojinin kolay kolay kazanabileceğini zannetmiyorum. Kısaca ruh, sezgi ve yaratıcılık insanı yapay zeka karşında çok özel kılan önemli kavramlar... Fakat işlerimizi ezbere yapıyorsak yapay zeka o zaman ciddi bir tehdit olabilir.
3) Yapay Zeka ile inşaat sektöründe radikal bir dönüşüm yaşanabilir mi?.. Ve inşaat sektörü profesyonelleri ve iş sahipleri neden Yapay Zeka kullanmalı? Yapay zeka ne tür yararlar sunuyor?
Tabii ki yapay zekanın inşaat sektöründe radikal bir dönüşüm yaşatacağını söyleyebiliriz... “Tasarım” ve “planlama”da ciddi katkılarının olacağını düşünüyorum. Aynı bölgede daha önce yapılmış projelerin analizini yapıp, yapının enerji verimliliğini artıracak. Burada yapay zekanın en önemli sağlayacağı fayda, önceki proje verileri üzerinden analiz yapıp, enerji maliyeti ve planlama süreçleri için öngörülerde bulunabilmesi. Yani, daha önce yapılmış 3 havaalanı projesinde neler yapılmış, ne riskler oluşmuş, nasıl tehlikeler var gibi konuları biliyor ve bu anlamda tasarım aşamasında çok ciddi kazanımlar sağlayabilir. Ya da malzeme yönetiminde katkılar sunacak. Malzeme hareketlerini analiz ederek atık miktarını azaltacak, tedarik zincirinin optimizasyonunu daha iyi yapacak, sensörlerle şantiye içindeki iş makineleri ve ekipmanı takip edecek, arıza ve bakımlar için uyarılarda bulunacak. Bunlar hep maliyeti azaltan ve zamandan tasarruf sağlayan faydalar. Yapay zeka uygulamaları iş sağlığı ve güvenliği konusunda da ciddi bir dönüşüm yaratma potansiyeline sahip. Mesela koruyucu ekipmandaki sensörler işçinin yorgunluğunu gösterebilecek ve çalışan ile yöneticileri uyarabilecek. Kalite kontrol de aynı şekilde. Mesela drone’lar hem işin takibi hem kalite kontrol açısından şantiyelere çok ciddi katkılar sunabilecek; ki kısmen halihazırda da sunuyor zaten.
Diğer taraftan sanal gerçeklik simülasyonlarıyla uygulama yapan usta, işçi ve mühendislere hem mesleki eğitimler verilebilecek hem de potansiyel riskler gösterilebilecek. Sanal gerçeklik gözlüğüyle o işin nasıl yapılacağının görülmesinin, iş kalitesi anlamında büyük bir katkısı olur. Tekrar eden işlerde otomasyon ve robotik çözümler de işi kolaylaştıran unsurlardan biri. Duvar ören, sıva ve boya yapan robotlar eminim şantiyelerde birçok süreci hızlandıracak. Hem binaların yapım hem de kullanım esnasında enerjinin en optimum şekilde kullanılması, hataların otomatik olarak tespiti, doğru arazinin seçimi, bunlar hep önemli unsurlar. Fakat tüm gelişmelerde en önemli unsurun “veri” olduğunu unutmamak lazım. Bizler sisteme ne kadar iyi, sağlıklı veri yüklersek yapay zekadan alınabilecek sonuçlar da o kadar kaliteli olur.
Yapay zekanın inşaat sektöründe “fayda” sunacağı aşikar... Çünkü özüne baktığımızda aslında proje yönetiminin bizden istediği her şeyi yapabilmemizi sağlıyor. Bizim sıkıntımız hep veriyle; maalesef yeterli veri olmadan işe başlıyoruz. Bu konuda bir şehir efsanesi vardır... Marmaray projesinde Türklerle birlikte çalışan Japonlar, “Siz 6 ay ön çalışma yapıyorsunuz, işe başlıyorsunuz ve iki yılda bitiyorsunuz. Biz de 2 yıl ön çalışma yapıp 6 ayda bitiriyoruz” demişler... Büyük ihtimalle tam böyle söylenmemiştir ama yine de bir sorunun altını çizmesi açısından önemli bir diyalogdur. Proje ve tasarım öncesi olabildiğince verinin toplanması hem iş gücü hem maliyet açısından ciddi bir tasarruf yapılmasını hem de işlerin düzgün ilerlemesini sağlar. Yapay zekanın da bu sürece, tabii düzgün veriler aktarılırsa katkı sağlayacağını düşünüyorum. Geçmiş projeleri analiz edebilecek, farklı tasarım alternatifleri sunabilecek. Bu bence büyük bir zenginlik. Çünkü işin maliyeti ve süresi hep tasarım aşamasında belirleniyor. Farklı tasarım opsiyonları mevcutsa projenin başında daha ucuza, daha düşük bütçeyle sonuçlandırma şansı da oluyor.
Geçmişteki hava durumu, trafik veya risk yönetimi gibi dış faktörleri de analiz edip bir bilgi olarak sunması da yapay zekanın inşaat sektöründeki kullanım alanlarından biri olacak. Risk yönetimi, sözleşmeden de önce yapılacak, üzerinde ciddi düşünülmesi gereken bir iş. Risk bilinecek ki sözleşme de ona göre yapılabilsin ve söz konusu riskler sözleşmeye yansıtılabilsin. Ama ne yazık ki kervan yolda düzülür mantığıyla o riskler pek ciddiye alınmadan işler başlatılıyor.
Ayrıca tedarik zinciri optimizasyonu da yapay zekanın kolaylıkla yapabileceği işlerden biri. Yani malzeme fiyatları ve lojistik verilerle hangi malzeme nereden alınırsa daha kârlı olur konusunda önerilerde bulunabilir.
4) Yapay zeka teknolojisinin kullanıldığı inşaat projelerinin başarısındaki anahtar faktörler nelerdir?
Bu konu çok önemli... Çünkü bu anahtar faktörler olmazsa bütün söylediklerimiz havada kalır. “Veri kalitesi ve miktarı” mesela... Veri yanlışsa sonuçlar da yanlış olur. Ve veri ne kadar çoksa o kadar sağlıklı öngörüler yapılabilir.
“Entegrasyon” da keza aynı şekilde... Yani yapay zeka çözümlerinin mevcut sistem ve altyapıyla entegrasyonu konusu da hassas başlıklardan biri. Yapay zeka, sistem içinde entegre edilmemişse yine pek bir işe yaramayabilir. Ardından “eğitim”, yani uzmanlığa sahip insanların yetiştirilmesi geliyor. Yapay zeka alanında çalışanların eğitilmesi ve sistemi doğru kullanabilmelerinin sağlanması önemli. Kendilerini bu işe veren insanlarla yola devam etmek lazım. Direnenler, sabote edenler, geleneksel metotlarla iş yapmakta ısrar edenlerin bir şekilde elenmesi şart. Bu noktada yeni mezun mühendis ve mimarların büyük avantajı olduğunu düşünüyorum. Ama eğer onlar da hâlâ yeniliklere kapalı abi ve ablaları gibi düşünürlerse vay hallerine.
Projeden etkilenen tüm kurum ve kişiler olarak tanımlayabileceğimiz “Paydaş” faktörünün de altını çizmeliyiz. Yani bir kurum, bu alanda bir çalışma yürütüyorsa iş yaptığı kurum ve kişilerin de bu işin bilincinde olması gerekiyor. Zincirdeki halkaların yapay zeka sisteminin nasıl çalıştığını ve ne faydalar getirdiğini bilmesi lazım. Çalışan adaptasyonunun hızlı sağlanması, gizlilik ve etik ilkelere uyum gibi konular da olmazsa olmazlardan tabi. Özellikle yüz tanıma gibi sistemlerde verilerin korunması, gizlilik ve etik kurallara uyum çok çok önemli. Yani bir bakıma yapay zeka uygulamalarının potansiyel risklerinin de önceden tespit edilmesi lazım. “Devamlı iyileştirme” ve kullanıcı geri bildirimlerinin doğru değerlendirilmesi de olmazsa olmazlardan tabi.
5) İnşaat projelerinde Yapay Zeka teknolojilerinin fayda-maliyet analizi konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Biz mühendisler her şeye fayda-maliyet gözüyle bakarız; daha doğrusu bakmak zorundayız. Eğer fayda, maliyetten daha fazla değilse, attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmiyorsa o projenin hayata geçirilmesinin anlamı yoktur. Zaten her projede ilk yapılacak iş fayda-maliyet analizidir. Tabii yapay zeka kullanım süreçlerinde de bu yapılabilirliği iyi irdelemeliyiz.
Yapay zeka kullanımı öncelikle bir yatırıma ihtiyaç duyuyor. Sonuçta verinin toplanması ve işlenmesi, yazılımlar, eğitim, çalışanların adaptasyonu, teknolojinin bakımı ve güncellenmesi, mevcut altyapıda kullanılan yazılımların yapay zekaya uyumlu hale getirilmesi ve özellikle veri güvenliğinin hassasiyetle sağlanması gibi çok sayıda maliyet kalemi var. Ayrıca yarattığı, ki eksikliği hemen hissedilen, zincirleme problemlere yol açabilecek teknoloji bağımlılığı meselesi de göz ardı edilmemeli tabii... Mesela sistem kilitlendiğinde alternatif çözüm yollarının olması gerekiyor. Bunun da hem iş gücü hem maddi olarak bir maliyeti var.
Fakat tabii bu maliyet unsurları göz korkutmamalı, çünkü katkıları çok fazla. Operasyonel verimlilik, yani iş süreçleri otomatikleştirildiği zaman işçilik maliyetlerinde tasarruf başlı başına bir kazanım. Tabi bunu çalışan sayısı azalacak boyutunda değil, verimliliğinin artması boyutunca değerlendirmek lazım. Maliyetlerin doğru tahmin edilebilmesine imkan tanıması da önemli konulardan biri tabi. Yani cepteki paraya göre işe girilecek veya girilmeyecek. Yanlış bir maliyet tahmini yapıp daha sonra kredi arayışı sürecine girilmesi durumu artık çok fazla olmayacak. Olası riskler doğru öngörülebilecek. Zaten risk tahmini yapay zekanın en önemli özelliklerinden biri. Sensör ve drone’larla kalite kontrolü yapılabilecek. Proje yöneticileri istedikleri verilere sahip oldukları için daha hızlı karar verebilecekler.
Şantiyelerdeki dijital ekranlar vasıtasıyla tüm veriler bütün ayrıntılarıyla ilgili kişiler tarafından doğrudan görülebilecek. Ekipman ve malzeme israfı da doğal olarak önlenecek. Bu da pazarda ciddi bir rekabet avantajı sağlayacak. Özellikle yapay zekayı iyi kullanan firmalar, kullanmayan firmalara göre ciddi fark yaratacak. Hızlı ve hatasız işlerle müşteri memnuniyeti de artacak. Tasarım planlama aşamasında optimizasyon daha sağlıklı yapılabilecek. Ve tabii ki sürdürülebilirlik konusunda da yapay zekanın çok büyük avantajları var. Bir nevi canlı sayılabilecek mevcut, işler haldeki yapıların da insanlar gibi bakım ve kontrole ihtiyaçları var. Bu kapsamda yapay zeka doğru datalarla adeta bir doktor gibi söz konusu yapıların mevcut durumlarını kontrol edebilir, koyduğu teşhislerle yapının sağlığı ve ömrünü artırabilir. Dolayısıyla birçok şey dönüp dolaşıp verinin önemine geliyor.
6) İnşaat sektöründe yapay zeka kullanımındaki potansiyel riskler, tehditler ve sınırlamalar nelerdir?
Yunan mitolojisinde İkarus vardır... Kendine balmumundan kanatlar yapar ve gökyüzünde uçar. Fakat bir süre sonra daha yükseğe uçma ihtiyacı hisseder ve daha yükseğe çıktığı zaman artan güneşin sıcaklığı nedeniyle balmumu kanatları erir ve İkarus düşer. Dolayısıyla İkarus’un durumuna düşmemek lazım. Bunun için de öncelikle sağlıklı bir veri kalitesi her şeyin üzerinde geliyor. Ardından biraz önce de değindiğimiz gizlilik sorunları, siber güvenlik, kurulum, çalışanların adaptasyonu, yapay zekanın mevcut altyapıya uyumlaştırılması, eğitim ve bakım maliyetlerini hakkıyla karşılayıp bu tip işlere girmek gerekiyor. Bu unsurlar göz ardı edilirse istenmeyen sonuçlar yaşanabilir. Önemli risklerden biri de çalışanların direnci... Çalışanların, yapay zekanın yarattığı fırsatları değerlendirmesi lazım. Bence yapay zekaya hızla adapte olan çalışanları yepyeni iş fırsatları bekliyor.
Algoritmaların kötüye kullanılması da risk ve kötüye kullanıma bir örnek olarak gösterilebilir. Mesela Amerika’daki yapay zeka uygulamalarının siyahiler ve kadınların aleyhine olacak şekilde geliştirildiği konusunda ciddi tartışmalar var.
Teknolojik bağımlılık da bir sorun olarak karşımızda duruyor ve çok teknoloji bağımlı olduğu için ufak bir hata veya aksama koca sistemi etkileyebiliyor.
Yerel, ulusal ve uluslararası düzenlemelere uyum sorunu ise diğer bir risk... Şu anda en büyük sıkıntılardan biri uluslararası standartların oluşturulmamış olması. Özellikle AB bu konuda önemli adımlar atmaya başladı. Ama tabii bunlara ülke olarak biz ne kadar uyum sağlayacağız, o da ayrı bir tartışma konusu.
Yapay zeka sisteminin sürekli doğruluğunun denetlenmesi de önemli konulardan biri. Yanlış bilgi ve yanlış çalışan bir algoritma bambaşka ve hatalı sonuçlar yaratabilir.
Diğer taraftan kurum içindeki yapay zekaya güvenip kalifiye personel yerine daha tecrübesiz ve yetersiz sayıda personelle çalışmak da ciddi riskler yaratır. Bu da ileride bizi bekleyen potansiyel tehlikelerden biri. Beklenmeyen, öngörülmeyen yeni bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla sorunlarla karşılaşılması çok doğal. Bunun için olabildiğince hızlı çözüm üretebilme becerisine sahip olunmalı.
Hem ulusal hem uluslararası alanda hukuki düzenlemelerin de yapılması şart... Otonom araçlar konusunda bazı bölgelerde hukuki altyapı oluşturulduğu için yaygınlık kazanıyor ama çoğu ülkede hukuki altyapı olmadığından sistem yaygınlaşamıyor. Aslında kolay da değil tabi... Bir kaza yaşandığında suçlunun araç üreticisi mi, yazılımcı mı, zarar gören yaya mı, yolun altyapısı mı veya aydınlatma mı olduğunun belirlenmesi çok da kolay bir şey değil. Bunlar da önemli zorluklar. Hukukun yeniden yapay zeka teknolojilerine göre kurgulanması gerekiyor.
7) İnşaat sektörü yapay zeka ve uygulamalarına hazır mı? İnşaat profesyonellerinin yapay zekaya adaptasyonunun başarılı bir şekilde gerçekleşmesi için neler yapılmalı ve yapılmamalı?
Ben iyimser bir insanım. Tabii ki toplumun genelinde değil ama Türkiye’de çok değerli, donanımlı ve yetkin insanlar da var. İş yapma potansiyeli yüksek bir ülkeyiz. Ama tabii düzgün bir adaptasyon süreci şart. Bunun için de yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler var.
Yapay zeka konusunda “yapılması gerekenler” arasında tabii ki eğitim verilmesi, farkındalığın artırılması ve faydaların ayrıntılarıyla, örneklerle anlatılması önemli. Bu kapsamda kişileri yarın işsiz bırakacağıyla ilgili korkuların giderilmesi de lazım. Yoksa bu sürecin sabote edilme olasılığı tüm dünyada olduğu gibi bizde de yüksek. Yenilik her zaman insanları zorlayan bir şeydir ve tarih boyunca belirli kesimlerde tepki yaratmıştır. Dolayısıyla faydaların düzgün anlatılması önemli. Kuru kuruya bir eğitim yeterli olmaz. Zenginleştirilmiş, vizyoner bir eğitim şart. 100 yıl önce yapılan işlerle bugünkü işlerin aynı olmadığı aşikar. Bunu düzgün anlatmak lazım. Ancak o zaman çalışanlar da çağdaş gelişmelerden faydalanmak isterler. Kurum içinde toptan bir değişim değil de pilot bir uygulama belki işleri kolaylaştırıp, adaptasyonu artırıp, olası hataların baştan önüne geçilmesine imkan tanıyabilir.
Ve tabii ki kullanıcı odaklı, kullanıcı dostu bir tasarım. Bu çok mühim. Kullanıcıyla iyi irtibat kurup, kendini iyi hissetmesini sağlayacak bir konsept geliştirilmeli. Yani kullanıcıya odaklanacak ara yüzler oluşturulmalı.
Ekip içinde sürekli iletişim de önemli başlıklardan biri. Çünkü bu bir yenilik ve doğal olarak bir sürü aksaklık olma ihtimali yüksek. Devamlı yeni şeyler öğrenilecek. Dolayısıyla ekip içindeki iletişimin iyi kurulması çok çok önemli. Paydaşları da unutmadan tabi... Mesela işbirliği yapılan diğer kurumların veya halkın projenin dışında tutulması ileride ciddi sıkıntılara yol açabilir. Yapılması gerekenler bunlar.
“Yapılmaması gerekenler”in başında ise aşırı bir beklentiye kapılmamak öncelikli. Bir anda bir sihirbaz gelip değneğiyle her şeyi çözmeyecek. Uzun ve meşakkatli bir yol. Ayrıca kullanıcıların ihtiyaçlarına uygun teknoloji seçilmeli. Teknoloji yanlış seçilirse doğrudan kaybetme riski var. Eğitimi yeterince almadan uygulama da tehlikeli ve kalifiye çalışanı önemsizleştirmek ve göz ardı etmek de yapılmaması gerekenlerden biri. Ve yine üzerine basarak söylüyorum, çalışan direncine karşı yönetimin dönüşümün arkasında durması şart.
8) Yapay zeka, şantiyelerde neleri değiştirebilir, neleri iyileştirebilir?
Aslında yapay zeka bazlı teknolojiyi uzun bir süredir kullanıyoruz. Mesela araçlarımızdaki navigasyon cihazları, posta kutumuzdaki istenmeyen postaların ayıklanması, web sitelerinin kişiye özel içerik sunması... İnşaat sektöründe de keza bir süredir yapay zeka denilebilecek uygulamalar mevcut. Primavera’dan üretebildiğimiz sayısız rapor veya yapı bilgi modellemesi yazılımları bunlara örnek verilebilir. Önümüzdeki günlerde ise şantiyelerde çok daha fazla sensör ve kamera göreceğimizi söyleyebilirim. Çünkü iş sağlığı ve güvenliği, işin hızlı ve düzgün ilerlemesi, kalitenin kontrolü sağlanması hep bu araçlarla sağlanabilir. Yük taşıyan otonom araçlar da işi kolaylaştıran unsurlardan biri olacak. Ve bu kapsamda şantiye içi trafiğin yönetilmesini sağlayacak yapay zeka unsurları öne çıkacak. Drone’lar hem topografik haritaların hem de inşaatın güncel durumuyla ilgili noktasal bilgiler sunacak. Sağlanan ölçülebilirlik, maliyetleri de azaltacak. Dijital pano ve ekranlardan inşaatla ilgili tüm güncel bilgiler takip edilebilecek.
Önümüzdeki dönemde yaygınlaşacağını tahmin ettiğim akıllı kask ve yeleklerle sağlanan biyometrik ve güvenlik verileriyle çalışanlar şantiye içinde daha fazla gözlemlenip, eldeki bilgiyle yönlendirilip, işe verimlilik ve iş güvenliği anlamında müdahalelerde bulunulabilir.
Ve tabii üç boyutlu yazıcıları unutmamak lazım. 3D yazıcılarla önümüzdeki yıllarda çok ciddi hacimlerde üretim olacağını düşünüyorum. Şantiyelerde çok sık karşılaşılan unsurlardan biri olacak.
QR kodunu malzemelerde de göreceğiz ve böylece malzeme nerede, nasıl kullanılıyor, çalındı mı, kötü amaçla mı kullanılıyor, zayiatı daha mı fazla oldu gibi bilgileri elde edebileceğiz. Sanal gözlükler ve artırılmış gerçeklik kabinleri de şantiyelerin önemli unsurlarından biri olacak. Bu sayede inşaatın sonundaki hali gerçeğe yakın bir şekilde görülebilecek ve gerekli müdahaleler öncesinde yapılabilecek. Bu işçi, usta ve sahadaki profesyoneller açısından önemli bir konu. Veri analiz merkezleri, biyometrik sistemler, akıllı aydınlatma ve klima sistemleri, enerji tasarrufu sağlayan çözümler, işçinin kulağına konuşan sesli asistanlar... O kadar farklı unsur var ki...
9) İnşaat sektöründe kullanılan popüler yapay zeka araçları ve platformları hangileridir?
Bunu aslında geçtiğimiz günlerde yayınlanan “İnşaatta Yapay Zeka” kitabımda liste olarak sundum. Liste şeklinde olduğu için okurlarımızın o kitaptan incelemeleri daha sağlıklı olur diye tahmin ediyorum.
BU ÖZEL İÇERİĞİ, ŞANTİYE®NİN MAYIS-HAZİRAN 2024 (405.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ... GÖZ ATMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN
BU RÖPORTAJIN VİDEOSUNU ŞANTİYE TV SAYFALARINDAN DA SEYREDEBİLİRSİNİZ... LÜTFEN TIKLAYIN
11 Haziran 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.