“10 SORUDA...” canlı yayın serimizin 13 Mayıs 2022 günkü konusu “Türkiye’de Isı Yalıtımı”; konuğu ise kısa adı İZODER olan Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen’di. Bu sayfalarda yazılı olarak bir kısmını yayınladığımız röportajın tümünü santiye.com.tr/santiye-tv.html adresinden veya dergimizin youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Bu özel röportajı, Şantiye®nin Mayıs-Haziran 2022 (393.) sayısının E-DERGİ versiyonundan okumak için lütfen tıklayın...
Isı yalıtımının önemini özetleyebilir misiniz?
Isı yalıtımının en önemli taraflarından biri aslında ekonomik boyutu... Ülkemizde enerji için 60 milyar dolar harcıyoruz ve bunun yaklaşık yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Her sene yurtdışına yaklaşık 45 milyar dolar para ödüyoruz.
Enerjinin yüzde 30’unu ise binalarda kullanıyoruz. Bu da 15-18 milyar gibi bir meblağa denk geliyor. Fosil yakıt kullanım oranımız ise yüzde 95. Temiz enerji dediğimiz doğalgaz bile aslında bir fosil yakıt türevi. Tabii ki petrole göre çok daha temiz bir enerji kaynağı ama tertemiz de değil. Binalarımızda kullanılan enerjinin yüzde 80’i ise ısıtma ve soğutma amacıyla tüketiliyor. Dolayısıyla kullandığımız bu yüzde 80’lik enerjiyle ısıtılan ve soğutulan mekanları iyi muhafaza etmez, korumazsak, yani ısı yalıtımı yapmazsak, binalarımızın sağlıksız durumu dolayısıyla enerjiyi israf etmiş oluruz. Kışın binalarda ısının yarısının pencerelerden, çatılardan, duvarlardan dışarı kaçmasına izin veriyoruz. Yazın da tam tersine serinlettiğimiz mekanlara dışarıdan sıcak hava giriyor. Kışın ısıtılan, yazın serinletilen havanın dışarıya kaçmasıyla yıllık 7-8 milyar dolarlık bir kayıp oluşuyor. Bu kaybı da önlemenin tek yolu ısı yalıtımı yaptırmaktır.
Öte taraftan ısı yalıtımının çevresel açıdan sunduğu katkı unutulmamalı... Kullanılan fosil yakıtların sera gazı çıkarması ve atmosferi kirletmesi dolayısıyla iklim değişikliğine yol açan bu kirletici gazların önüne de ısı yalıtımı yapılarak geçilebilir. Isı yalıtımı, konforu azaltmadan cihazların verimli kullanımını ve yakıtın daha az tüketilmesini sağlar. Sağlıklı, konforlu ve kaliteli yaşam alanları ısı yalıtımıyla yaratılabilir.
Ülkemizde ısı yalıtımı mevzuatı ile ilgili mevcut durum hakkında bilgi alabilir miyiz? Güncel problemler ve çözüm yolları nelerdir?
Yeni binalarımızla ilgili çok sayıda yönetmeliğimiz ve standardımız var. Fakat maalesef pek güncel değiller. Gelişmiş ülkelerin uyguladıkları mevzuatla bizimki arasında teknik manada bazı farklar var. Mesela biz de verimliliği konuşuyoruz ama biz verimliliği 5 cm yalıtım kalınlığıyla sağlamaya çalışırken Avrupalı 15 cm, hatta 20 cm kalınlıkla sağlıyor. Biz Avrupalı’ya göre daha mı zenginiz ki çok daha fazla enerji tüketiyoruz? Standartlarımızın revize edilip, ısı yalıtımında 15 cm kalınlığın şart koşulması lazım.
Ayrıca uyumsuzluk başka konular da var. Örneğin Avrupa ülkeleri 2050’de karbon nötr olmayı hedeflerden bizim hedefimiz daha sonraki yılları kapsıyor. Dolayısıyla bu konuda bilinç oluşturmaya dönük çalışmalara hız verilmesi gerekiyor.
Önemli engellerden biri de vatandaşın alım gücünün çok düşük olması. Vatandaşın bugünkü şartlarda parasal kaynak ayırıp ısı yalıtımı yaptırması pek mümkün görünmüyor. İnsanlarımız karınlarını doyurma peşindeyken, kısıtlı bütçesi ile hayatını idame ettirme çalışırken tabii ki yalıtımı bir kenara atıyor. Enerji maliyetlerinin çok çok arttığı bugünlerde belki evini bile ısıtmıyor. Bu kapsamda devletin, enerji fiyatlarının artmasıyla birlikte insanlarımızı tasarrufa ya da verimliliğe yönlendirmek için konuya el atması şart. Vergisel kolaylıklar, sübvansiyonlar ve ekonomik kredilerle sorunun bir kısmı ancak çözülebilir.
Başka sorunlar ve konular da var tabi... Mesela ocak ayında Bakanlık, yaptığı bir revizyonla beş bin metrekarenin üzerinde inşa edilecek yeni binaların, ihtiyaç duydukları enerjinin yüzde 5 kadarını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamasını şart koştu. Yenilenebilir enerji demek, temiz enerji demek. Buna kimse itiraz edemez. Fakat son yıllarda beş bin metrekarenin üzerinde inşa edilen binaların oranı sadece yüzde 2. Yani yapılan binaların yüzde 2’sinde ve yüzde 5 oranında yenilenebilir enerji kullanımı şart koşuluyor. Yetersiz olduğu ortada.
Diğer taraftan başka bir konunun atlandığını da görüyoruz. Bu değişikliğe tabi olan Binalarda Enerji Performans Yönetmeliğinin içinde enerji verimliliği kavramı düşünülmedi. Bugün tükettiğimiz enerji miktarı, izin verilen enerji limitleri gelişmiş ülkelere göre 5 kat daha yüksek. Biz 130-150 kilovatsaat/metrekare enerji limitine göre bina yapıyorken; Avrupalı 30 ila 50 kilovatsaat/metrekare yıl’a izin veriyor. Hatta karbon nötr hedefi koyuyor. Bu durumun düzeltilmesi, ülkemizde de enerji tüketim limitlerinin indirilmesi şart. Ayrıca mevzuatımızda özne hala ısıtma enerjisi, maalesef soğutma pek dikkate alınmıyor. Diğer taraftan finansal anlamda vatandaşı rahatlatacak sorunların çözülmesinin konuya ciddi katkısı olacağını bir kez daha hatırlatmak isterim.
Isı yalıtımı pazarı hakkında bilgi alabilir miyiz? Sektörün hacmi ve güncel sorunları nelerdir?
2002 yılında tüm yalıtım sektörünün üretim gücü 300 milyon dolar civarındaydı. Aradan geçen yirmi yıllık süreçte istenilen noktada olunamasa da çok önemli bir aşama kaydedildiği de ortada. 300 milyon dolardan 5 milyar dolara ulaştık. Yani 20 yılda 15’e katlanmış bir pazardan söz ediyoruz. Önemli bir gelişme fakat ülkeye katkı potansiyeli düşünüldüğünde yetersiz... Çünkü Avrupa’da kişi başına tüketilen yalıtım malzeme ile bizdeki tüketilen malzeme miktarı arasında yaklaşık 3-4 kat fark var. Türkiye’de kişi başı 0.18 metreküp tüketim varken AB ortalaması 0.60 metreküp.
Ayrıca mevzuatımızda yetersiz olduğunu bildiğimiz yalıtım kalınlıklarının bile tam uygulandığını söyleyemeyiz. Mesela mevzuatımız Erzurum için 8 cm şart koşar ama genelde 5 cm kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanılır. İstanbul için kağıt üzerinde 5 cm yazar, ama uygulanan daha azdır... Bu rakamların en az 2 kat artırılması gerekiyor. Yani işin normali İstanbul için 10 cm kalınlıktır. Bu konu ancak biraz önce bahsettiğim mevzuattaki revizyonlarla çözülebilir. 150 kwh/metrekare yıl olan enerji limitlerinin bir an önce 80 kwh’a indirilmesi gerekiyor.
Türkiye’de 2018 yılında ısı yalıtım sektörü miktarsal olarak oldukça iyi bir noktadaydı. Gelinen en yüksek noktaydı. Pazar 17 milyon 500 bin metreküplük bir büyüklüğe ulaşmıştı. O tarihten sonra pandemi ve ekonominin sarsılmasıyla sektörün performansı da düştü; 13 milyon metreküplere indi. Hemen arkasından yükseliş trendi yine başladı. 2020 yılında 15.2 milyon metreküpe kadar çıktı ve yükselmeye devam ediyor. Bugün itibariyle herhalde 17-18’i bulmuş vaziyette. Bu arada iç pazardaki daralma, ekonomik sıkıntı ve pandemi sanayicilerimizin dış pazara yönelmesine neden oldu ve ihracat arttı. 178 milyon dolarlık bir ihracattan söz edebiliriz. Ama bütün ısı yalıtımı pazarına baktığımız zaman bir dönem 400 milyon dolarlara varan ihracat olduğunu da hatırlıyorum. Özellikle ısı yalıtımı sektöründe ürünler hacimli ve nakliye masrafları yüksek olduğu için ihracat zordur. Dolayısıyla üreticimiz ihracattan çok dış ülkelerde yatırım yapmaya ve o coğrafyalarda üretim yapmaya odaklanıyorlar.
Mevcut binalarda yeterli ısı yalıtımı yapılamamasının önündeki engeller nelerdir? Ciddi bir dönüşümü ne sağlar?
Aslında ülkemizde enerji verimliliği konusunda neredeyse herkes hemfikir. Yüzde 70’lere varan bir bilinç var. Ama “Bu bilinci eyleme döktünüz mü?” diye sorulduğunda bu oran yarı yarıya düşüyor. “Niye?” olduğu sorulduğunda “pahalı, yaptıramıyorum” deniliyor. Yani halk aslında “param yok” demek istiyor; pahalı değil çünkü, matematik ortada. Akıllı bir adam, parası pulu varsa bu işi yapar. Çünkü hesap ortada. Ödediğiniz parayı 3 yıl ya da en geç 5 yıl içerisinde geri alıyorsunuz. Üstüne de 40-50 yıl kullanacağınız bir dairenin önemli bir giderini yarı yarıya azaltıyorsunuz. Dolayısıyla sıkıntıların başında finansman var. Ekonomik sıkıntılar da günden güne artınca ısı yalıtım malzemesi tüketimi 17 milyon metreküpten 13 milyon metreküpe düştü. Şimdilerde yavaş yavaş artmasının sebebi de enerji fiyatlarının üç katına çıkması. İnsanlar kredi alıp yalıtım yaptırmanın arayışına girdiler. Öncelikle bu sorun çözülmeli. Vergi indirimi gibi konularda devletten, hükümetimizden beklentimiz bu.
Diğer taraftan Yeşil Mutabakat ya da iklim değişikliğiyle mücadele çerçevesinde uluslararası finans kuruluşlarından krediler alınıyor. Devletimiz de 3.2 milyar dolarlık bir kredi almıştı. Kullanılmadı, hala duruyor. Bu meblağın bir kısmı bu konunun finansmanı için kullanılabilir, vergiler indirilebilir, vatandaşa ekonomik bir kredi imkanı sunulabilir. Ümit ediyorum ki yıl bitmeden iyi sonuçlar alabileceğiz. İnsanlarımızın sağlıklı konfor şartlarında yaşayabilmesi, enerjiye daha az ödemesi için teşvik ve finansal bir model geliştirilmesi şart.
Ayrıca işin denetim boyutu da çok önemli. Devletin elinde olan yetki daha etkin kullanılmalı. Yeni binalarda özellikle yapı denetim kuruluşlarının fonksiyonları geliştirilmeli, eğitimleri artırılmalı. Uzman sayısının artırılması yarar sağlar.
Bu sayfalarda yazılı olarak bir kısmını yayınladığımız röportajın tümünü santiye.com.tr/santiye-tv.html adresinden veya dergimizin youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Bu özel röportajı, Şantiye®nin Mayıs-Haziran 2022 (393.) sayısının E-DERGİ versiyonundan okumak için lütfen tıklayın...
4 Haziran 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.