Acıbadem Proje Yönetimi tarafından inşa edilen, özellikle cephe tasarımıyla dikkat çeken Acıbadem Ataşehir Hastanesi ve Genel Müdürlüğü projesi ikisi yüksek, ikisi kısa olmak üzere dört bloktan oluşuyor. Şantiyeyi ziyaret edip hem proje hem sağlık yapıları hem de ekonomi ve savaş koşullarının ağırlığını hissettirdiği günümüz şartlarında inşaatlarda yaşanan güncel sorunlarla ilgili bilgi alıp, görüşlerine başvurduğumuz Proje Müdürü SİBEL BURGAZLIOĞLU, “Normalde standart şantiye problemlerinin haricinde çok farklı sorunlarla karşılaştığımız bir dönemin içindeyiz...” diyor.
Ataşehir Hastane ve Ofis projesi 98 bin metrekare kapalı alana sahip; ikisi yüksek, ikisi daha kısa olmak üzere 4 bloklu bir proje. Yüksek bloklardan biri hastane diğeri ise ofis bloğu olarak kullanılacak. Hastane, toplam 65 bin kapalı alanda 110 hasta yatağı, 10 ameliyathane, 23 yoğun bakım, 12 yeni-doğan yoğun bakım ünitesi, 2 doğumhane ve 300 araçlık kapalı otopark kapasitesi ile tıbbın her branşında hizmet verecek. İki alçak katlı bloktan biri kafeterya, diğeri ise çocuk ve onkoloji hastanesi olarak planlanmış. Acıbadem Grubu’nun genel müdürlüğü ve gruba ait iştiraklerin genel müdürlükleri de bu ofislere taşınacak.
Türkiye’den Lina Mimarlık tarafından projelendirilen binaların kütle konsepti ve cephe tasarımı FX Fowle’a; iç mimari konsept tasarımı Gensler’e, iç mimari projelendirme ise Norm Mimarlık’a ait. Peyzaj konsept projelendirmesi ise Martha Schwartz Partners tarafından yapılmış.
Proje, Ataşehir’in merkezinde yer alan Turgut Özal Bulvarı ile Atatürk Bulvarı’nın kesiştiği meydanda konumlanıyor. Yaya ve araç girişleri Hastane için Turgut Özal Bulvarı’ndan Ofis binası için ise Feza Sokak’tan olacak. Hastane ve ofis bloklarının her katından iki kat yüksekliğindeki kat bahçeleri kullanıcılar için bir dinlenme alanı yaratıyor.
Tasarım ve uygulama süreçlerinde sürdürülebilirlik ilkelerinin esas alındığı yapıların, yılın 3. çeyreğinde açılması hedefleniyor.
Şantiye: Projenin inşaat teknikleri ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Özellikle binanın cephesi oldukça dikkat çekici...
Sibel Burgazlıoglu: Doğrudur; özellikle yüksek iki bloğumuzun kütlelerinden dolayı cepheleri de oldukça özel... Blokların cepheleri bombeli ve şeffaf cam cephe olarak tasarlandı. Güneş kontrolü, yatay güneş kırıcı elemanlar ve cam üzerinde fritlerle sağlanıyor. Hem bombeli hem de konik camların kullanıldığı cephede camların üst ve alt açıları farklı. O yüzden cephenin zor bir cephe olduğunu söyleyebilirim. Standart malzemeler değil de özel, bu cepheye özgü malzemelerin kullanılması gerekiyordu. Cam firması 270 cm’ye kadar cam üretti; ki Türkiye’de bu tarz camlar genelde 2 metreden daha uzun üretilmezler. Cephe ve cam firmalarının sorunlara doğru çözümler bulmaları ve adaptasyonları oldukça tatminkardı.
Cephe camlarının dış yüzeyleri temperli değil. Çünkü temperli camlarda yansımanın deforme olmasını istemiyorduk; bombeli ve temperli camlarda maalesef görüntü oldukça bozuluyor. Şu anda cephenin güzel görünmesinin nedenlerinden biri de tempersiz olması. Temperlenmemiş camın inşa aşamasındaki kırılma ve hasar görme riskini de hem biz hem de uygulamacı firma üzerimize almıştık.
Binanın statik projesi de içerideki cihazların farklı ağırlıklarına göre hesaplanıyor. Tabii o cihazların taşıma güzergahları da bu hesaplarda dikkate alınıyor. Yani binada statik dayanımı daha yüksek alanlar da var.
İç mekan duvarlarımızın yüzde 95’i alçıpandan oluşuyor. Neredeyse tüm duvarlar kutu profil üzerine kurulu. Duvar ve tavanlarda cihaz yoğunluğu fazla olduğu için duvar ve tavanda galvaniz kullanmıyoruz. Ayrıca sağlık tesislerinde mevzuatta çok sık revizyon yapıldığı için esneklik çok önemli. Dolayısıyla bu revizyonlara uyum sağlamak için kutu profil ve alçıpan üzerinden ilerliyoruz.
Şantiye: Projenin enerji performansı ve çevreci özellikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Sibel Burgazlıoglu: Son yıllarda inşa edilen tüm hastanelerimize Yeşil Bina sertifikası almaya gayret ediyoruz. Genelde LEED Gold hedeflediğimiz projelerimizde süreçlerimizi Altensis firmasının danışmanlığında yürütüyoruz. Hem şantiye süreçlerimizin hem de binada kullanılan materyallerin sürdürülebilir olmasına dikkat ediyoruz. Atıkları ayrıştırıyoruz, geri dönüşüme gönderiyoruz, yağmur suyunu verimli kullanıyoruz, tasarruflu ekipman tercih ediyoruz, kojenerasyon ünitesi kuruyoruz ve enerji tüketiminiz azaltmak için aydınlatmada otomasyon kullanıyoruz...
Şantiye: İnşaat sürecinde bugüne kadar zorlandığınız bir durum oldu mu?
Sibel Burgazlıoglu: Doğal olarak pandemi ve son aylardaki Ukrayna-Rusya savaşının tetiklediği malzeme tedariği konusunda zorlandığımızı söyleyebilirim. Mesela asansör ve cam tedariğinde ciddi bir sorun yaşıyoruz. Onun dışında paslanmaz konusunda da sıkıntı var. Birçok ürünün ve özellikle nikelin fiyatı 3 katına çıktı. Finansal olarak her kesimi zorlayan bir süreç yaşıyoruz. Kullandığımız ürünlerin çok büyük bir kısmını yurtdışından tedarik ettiğimiz için hem fiyat hem tedarik açısından sorun katlanıyor. Normalde standart şantiye problemlerinin haricinde çok farklı sorunlarla karşılaştığımız bir dönemin içindeyiz. Bu anlamda tedarik, ilk kez yaşadığımız bir sorun oldu. Nakit ödeme yapsanız da aşılamayan bir problem. Mesela epoksi reçinesi tedariğinde ciddi sıkıntı olduğundan aylar öncesinden sipariş etmek zorunda kalmıştık; ki aslında işin en sonlarında yapılacak otoparkların epoksi kaplaması sürecinde sıkıntı yaşamayalım. Alçıpan’da benzer durumlar yaşadığımız zamanlar oldu.
Pandemi, hastane tasarımını da biraz değiştirmemize neden olmuştu. Farklı unsurları dahil etmemiz gerekti. Bu kapsamda yapıda, olası diğer pandemiler için ayrı bir enfeksiyon girişi planlandı. Hastane girişinden tamamen bağımsız hastaların içeri alınabileceği, tetkiklerin yapılabileceği bir alan oluşturuldu. Ayrıca içeride yoğun kullanılan asansörlerde filtre ve havalandırma sistemleri daha etkin sistemlerle değiştirildi ve düğmeleri, butonları temassız yapıldı. İnsanlar bu sayede temas etmeden asansörü kullanabilecekler.
Şantiye: Acıbadem Proje Yönetimi firması ile ilgili de bilgi alabilir miyiz? Sağlık sektörüne yoğunlaşan bir yapınız var...
Sibel Burgazlıoglu: Acıbadem Proje Yönetimi, yatırım kararı alma süreci de dahil, proje sürecinin tüm aşamalarında ortaya çıkacak riskleri önceden belirleyen ve yönetebilen bir anlayış içinde, işin, işveren tarafından belirlenen anayasası çerçevesinde, kontratların hazırlanmasından test ve devreye alma yönetimine kadar komple bir Proje Yönetim hizmetini, konusunda uzman ekibiyle ve yurt içi-yurt dışı çözüm ortaklarıyla birlikte sunabilen bir firma. Büyük yatırımların büyük başarılara dönüşmesi için çalışıyoruz. Tasarım ve uygulama becerilerimiz ile sağlık yatırımlarında dünya ölçeğinde referans bir kurum olmayı ve sağlık sektörüne yüksek nitelikli tesisler kazandırmayı hedefliyoruz.
Ağırlıklı olarak bir proje yönetim firmasıyız ama özellikle kendi projelerimiz olmak üzere müteahhitlik de yapıyoruz. Ayrıca firma içinde bir tasarım bölümümüz de var.
Şantiye: Sizin dahliniz bir sağlık tesisi projesine ne katıyor, ne tür avantajlar sağlıyorsunuz?
Sibel Burgazlıoglu: Biz Acıbadem Grubu olarak aslında bir hastane işletmecisi de olduğumuz için hastanelerde yaşanan bütün sıkıntıları, problemleri yakından günlük olarak yaşayan bir firmayız. Bir radyoloğun veya cerrahın derdinin ne olduğunu çok iyi biliriz. Çünkü bu tip durumları sürekli yaşarız. Ve her hastane yapımında o ekiplerle güncel olarak yeniden görüşür, projelendirmeyi o ihtiyaçlara göre planlarız. Hasta hizmetleri, hemşire hizmetleri, teknik hizmetler ne ister, o departmanlarda ne tür sorunlar yaşanır, bu gibi başlıkların hepsini bire bir takip ederiz. Diğer inşaat veya proje yönetimi yapan firmalardan en büyük farkımız budur.
Onun dışında hastane altyapısı için önemli olan elektro mekanik işlerin tamamı bizim içimizde çözülür. Tasarımından hesabına, satın alımından uygulamasına kadar tüm süreçleri yönetiriz. Medikal cihazları biz satın aldığımızdan bütün medikal cihazların altyapı gereksinimlerini biliriz. Bir MR cihazının kurulumunda gerek duyulan altyapıyı bildiğimiz için koordinasyon süreçleri çok hızlı ve sorunsuz ilerler. Bu tür medikal cihazların markadan markaya çok farklı bir taşıma, kurulum ve işletme yelpazeleri vardır. Birbirlerinden farklıdırlar ve biz bu konuya da hakim bir işletmeyiz. En büyük avantajımız bu.
Şantiye: Hastane inşaatı tasarımlarında ve taleplerde ne değişiyor?
Sibel Burgazlıoglu: Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de onkoloji servislerinin büyüdüğünü gözlemleyebiliyoruz. Özellikle pandemiyle birlikte acil servislerde de bazı farklılıklar olmaya başladı. Ayrıca bir pandemi hastanesi olmaya hazır bir altyapı da istenen unsurlar arasında yer alıyor. Mesela tüm katların havalandırma gibi tüm sistemleri buna göre esnek tasalanıyor.
“Esneklik” çok önemli bir kavram olmaya başladı. Hastanenin, bölgede değişebilecek nüfus yapısına uyum sağlaması önemli. Beş yıl sonra söz konusu hastaneye bir kadın doğum bölümü açılma ihtiyacı olursa bu talebin kolaylıkla karşılanabiliyor olması şart. Revizyonlara kolay adapte olabilecek tekniklerin kullanıldığı binalar gerekiyor. Bu esneklik yakalanamazsa ciddi sıkıntılar yaşanabilir.
Ayrıca artık Türkiye’de de hastane tasarımları belli bir çıtanın üzerine çıktı. İnsanlarda konfor beklentisi, hastanede kaldığı süre içinde almak istediği hizmetin sınırları ve kalitesi oldukça gelişti. Dolayısıyla yenileme, revizyon ve esneklik bu anlamda da önem kazanıyor.
Şantiye: Şu anda yürüttüğünüz projeler hangileri?
Sibel Burgazlıoglu: Ataşehir projemizden sonra Kartal Acıbadem Hastanesi projemize başlayacağız. Yaklaşık 31 bin metrekarelik bir hastane. O projenin hemen sonrasında da ilk hastanemiz olan Kadıköy Acıbadem Hastanesini oraya taşıyacağız. Kadıköy Acıbadem Hastanesi ise yıkılıp yeniden yapılacak. Belgrad’da bir hastane projesi için tasarım aşamasındayız. Uygulaması henüz başlayan Londra’da bir ofis projemiz bulunakta. Diğer taraftan Amsterdam’da devam eden, mevcut binamıza ek bir klinik ile Rotterdam’da çalışmalar devam eden projelerimiz var.
Şantiye: Şantiyeler ve iş yapış şekilleri değişiyor mu? Dijitalleşme, işlerin uzaktan yönetimi gibi konularda gözlemleriniz ve öngörüleriniz neler?
Sibel Burgazlıoglu: Tabii ki birçok şey değişiyor... Artık şantiyeler daha iyi izlenebiliyor, gözlemlenebiliyor, dokümante edilebiliyor. Ve bunlar, henüz çok Türkiye’de göremiyoruz ama “insansız” yapılabiliyor. Binada bir robot, katları inip çıkarak, kamerasıyla gözlem ve ölçüm yapıp, ilerleme raporu alabiliyor. İnsana bağlı olmayan bu teknolojilerin ülkemize de gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
En büyük dijitalleşmeyi proje yönetim metodolojimizde görüyoruz. Ataşehir projemiz, tamamı Revit’te çizilmiş, BIM esaslarına göre yürüttüğümüz bir proje. Hem tasarım hem uygulama hem de koordinasyon anlamında BIM odaklı bir çalışma mevcut. Revit’te çizilen projelerimiz BIM360 uygulaması üzerinden tüm paydaşlarla paylaşılıyor. Ayrıca yine BIM360 uygulaması kullanılarak kalite kontrol dokümanlarının takibi sağlanıyor.
Buna ek olarak ilk kez bu projede uygulamaya başladığımız 4D planlama ve raporlama işlerimiz için de Sychro programını kullanıyoruz. Bu sayede 3 boyutlu olarak projenin güncel durumunu takip etmemiz kolaylaşıyor.
Projemiz içerisinde, tüm hastanelerin dijital takibi ve kontrolü için ayırdığımız bir kumanda merkezi oluşturuyoruz. Bu merkezde elektromekanik tüm sistemlerin yanında hastane yönetim sistemleri, hasta takip sistemleri ve medikal izleme takibi yapılacak.
RFID teknolojisi ile tüm demirbaş ve personel izleme sitemlerini de takibini yapacak şekilde altyapı ve üstyapı sistemleri kuruyoruz.
Ayrıca bu projemizde dijitalleşmeyi sadece teknoloji anlamında değil, sanatsal yönde de kullanıyoruz. Projemizde bulunan ekranlarımızda dijital sanat eserleri sergilenecek. Böylelikle dijital sanatı da desteklemiş olacağız.
Proje Müdürü Sibel Burgazlıoğlu ve Şantiye Şefi Muhammet Işık
6 Haziran 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.