Sürdürülebilir ve enerji verimli mekanik tasarımın öncü isimlerinden Akım Mühendislik’in Kurucusu Mak. Müh. Süleyman Akım’la Yeşil Binalar dosya konumuz için bir araya geldik... Sürdürülebilir binaların en önemli unsuru mekanik tesisat ve enerji verimliliğiyle ilgili sorular sorup, cevapları alacağımızı zannediyorduk fakat pek öyle olmadı... Sayın Akım, biz soruları sormadan anlatmaya başladı... Söyledikleri o kadar değerli, sıcak ve samimiydi ki soru sorup da ortamın biraz da mistik havasını bozmak istemedik. Zihnimizde Akım’ın cümleleri kaldı... Bu sayfalarda da sizlerle onları paylaşmak istedik... Çok bozmadan, müdahil olmadan...
“Öncelikle insanoğlunun, doğanın bir parçası olduğunu unutmaması gerektiğine inanıyorum. Doğa, bize ait bir şey değil; biz ona aitiz... Bu dünyada bitki ve hayvanlardan daha fazla bir hakka sahip değiliz. İnsan, zeki ve akıllı olduğunu iddia ediyor ama küçümseyerek baktığı mantarın yapabildiklerine hakkıyla, layıkıyla bir göz atabilse düşüncesi değişebilir. İnsan, diğer varlıklara kıyasla ne kendini gördüğü kadar zeki ne de becerikli... Biz sadece kendimizi bir şey zannediyoruz. Dünya da bir canlı ve nefes alıyor; bir dolaşım sistemi var... Ve biz onun üzerinde yaşayan bir asalak gibi davranıyoruz. İhtiyacımız olmayanı alıyoruz, haddinden fazla tüketiyoruz, ısı adaları oluşturuyoruz, yollar geçiriyoruz, diğer canlılar arasındaki ilişkileri koparıyoruz, biyolojik dengeyi bozuyoruz... Giderek de artıyor insanoğlunun bu ihtirası. Bu kadarına gerek var mı?..”
Yuva mı mal mı?
“Gençliğimde birlikte çalışma fırsatı bulduğum Mimar, Yazar Cengiz Bektaş’ın ‘Yuva mı Mal mı’ adlı kitabını çok severim... Orada bir sorundan bahseder... Eskilerin ‘Yuva’ gibi bir tanımla kutsadığı evlere bile artık mal gözüyle bakıldığını vurgular. Biraz daha para kazanılırsa hemen terkedilecek, bir üst mahalleye taşınılacak, geçici, değersiz bir varlık, mal... Oturulan evde torunların da büyütüleceği düşünülmez. Temel sorun bence bu...”
Mahalleli olma bilinci belki de sürdürülebilirliğin ilk koşulu
“Bu kapsamda eve bir ‘yuva’ gözüyle bakınca başka şeyler de önemli olmaya başlıyor. Tükettiğin enerji, komşuların, mahallen, çevren, çevreye verdiğin rahatsızlık, bu konuların hepsine farklı bir gözle bakıyorsun. Mahalleli olma bilinci belki de sürdürülebilir olmanın birinci koşulu. Enerjiye çok kolay ulaştığımız için faturasını ödediğimizde, gerçek faturayı, yani doğaya, çevreye olan faturayı ödediğimizi düşünmüyoruz. Gerçekten insanoğlunun şımarıklığı inanılmaz boyutlara ulaştı...”
Doğa artık bir akvaryum gibi seyrediliyor
“İnsanoğlu uzaklaştığı, bir meta olarak gördüğü için doğayı artık bir akvaryum gibi seyrediyor... Aslında kendisi akvaryumun içinde… Çocuklar çıplak ayakla çime basarken korkuyorlar. Betonun içinde yaşamaya başladık tamamen. Fakat bu pandeminin, iklim değişikliğinin yarattığı bilincin biraz bakış açısını değiştirebileceğini düşünmeye başladım. Aksi takdirde iklim değişikliği çevre ile birlikte insanoğlunun sonunu getirebilir. Biz ofis olarak uzun zamandır yaptığımız projelerde ‘Yeşil’e ve ‘sürdürülebilir tasarım’a önem vermeye çalışıyoruz. İnsanlığı sürdürülebilir hale getirmek istiyorsak, tabii ki çevreye saygılı olmak zorundayız. Bu insanlık ve doğa için gerekli. Doğanın bir parçasıyız. Kızılderililerin dediği gibi, ‘Topraklar bize ait değil, biz toprağa aitiz’. Bunu kabullenmemiz gerek...”
Malzeme önemli
“Yeşil Binada bence en önemli konu malzeme... Eskiler doğrusunu yapıyorlarmış. Çünkü, enerji kıt, malzeme kıt, dolayısıyla orman bölgesiyse ahşap kullanılıyor, kayalık bir yerdeyse taş kullanılıyor, hiçbir şey yoksa toprak, kerpiç kullanılıyordu. Bugünlerde ise ciddi araştırmaların yapılması gerekiyor. Beton Yeşil Binaya uygun mu, geri dönüştürülebilir mi, dönüşünce neye dönüşür, üretilirken ne kadar karbon salıyor, sahaya getirirken ne kadar enerji tüketiliyor? O kadar çok değişken ve araştırılması gereken sorun var ki... Öncelikle durumun net bir fotoğrafına ihtiyaç var...”
Tesisatsız iklimlendirme çözmek istiyoruz
“İklimlendirme ise mimariden başlamalı. Mesela bina, gölge faktörleri düşünülüp, doğru tasarlanmazsa, soğutmanın nasıl çözüleceği kolay bilinemez. Biz mümkün olduğu kadar ‘tesisatsız iklimlendime çözmek’ istiyoruz. Amacımız o. Önemli ve öncelikli olan yapının kendisini kullanmaktır. İnsan bedeni buna çok iyi bir örnek. Muhteşem bir yapısı var. Ne kürkü var, ne başka bir şey... Basit ve sade. Ama fonksiyonlara bakın, işleve bakın. İşte, insan bedeni gibi düşünmek lazım. Bina da öncelikle doğru ve temiz bir nefes alacak. Bütünleşik tasarım ve multidisipliner çalışma şart. BIM gibi bazı yazılımlar bu anlamda sektörün çok işine yarıyor...”
Ateşi bile tam anlamıyla bulmuş değiliz
“Bilimsel olarak ileri olduğumuzu sanıyoruz... Ama henüz yanmanın ne olduğunu bile bilmiyoruz. Ateşi tam anlamıyla bulmuş değiliz. Kibrit 1400 derece ısı veriyor. Reaksiyonu karbonla oksijenin birleşmesi. Bizse aldığımız nefesle hücrelerimizde 37,5 derecede çözüyoruz. Karbonun yanmasını da bu düşük sıcaklıklarda çözebilirsek, ancak o zaman ateşi bulduğumuzu söyleyebiliriz...”
Tekstil sanayi gelişmeli
“Binaları ısıtıyoruz ve binaları soğutuyoruz ve bence hatayı burada yapıyoruz. Tekstil sanayi bu yönde gelişmeli. Terleyince havalandıran ya da daha sağlıklı, rahatsızlık vermeden ısıtan kumaşların keşfedilmesi gerekiyor. Giyilen tişörtün bu problemleri çözmesi çok daha iyi olur...”
Projeler multidisipliner yöntemlerle çözülmeli
“Projeler daha hayata geçmeden, emlakçı da dahil tüm tarafların masada olması gerektiğine inanıyorum. Projelerin multidisipliner yöntemlerle çözülmesi şart. Her şey baştan konuşulmalı, tartışılmalı ve belirlenmeli. Proje bittikten sonra gelen istekler en büyük mimarlık ofislerini bile sıkıntılara sokuyor. Oda sayısını azaltıp artırmak, ıslak hacimlerin yerlerini değiştirmek hep zincirleme problemlere neden olan şeyler. Dolayısıyla en baştan tüm tarafların içinde yer aldığı bir sürecin yönetilmesi herkes için faydalı olur. Multidisipliner bir süreçte de BIM gibi platformlar oldukça güçlü çözümler sunuyor. Bina inşa edilmeden dijital bir model elde etmiş oluyorsunuz. Maket gibi değil, neredeyse basbayağı çalışan bir bina. Digital ikiz…Enerji verimliliği anlamında da ciddi katkısı oluyor. Analizler baştan doğru yapıldığı ve ürünler baştan doğru seçildiği için gereksiz harcamalardan kurtarıyor. Bu da sürdürülebilir bir yapı ve çevre için gerekli. Binayı bitirmeden sonuçlarını görmeye başlamak ciddi bir avantaj. BIM’in işletme aşamasında da çok önemi var. Yıllar sonra bir tesisat değiştirilirken böyle bir platformdan yararlanılabiliyor. Çünkü her şey kayıt altında. Bina yıkılırken bile nasıl söküleceği, hurdaya gidecek olanların nasıl ayrılacağı programa işlenebiliyor...”
Her şeyin şantiyede yapılması gerekmiyor
“Günümüzde artık her şeyin şantiyede yapılması gerekmiyor. Mesela biz Solar Dekatlon yarışması için mutfağı, banyoyu ve mekanik odayı bir atölyede yaptırıp, konteynırla göndererek yarışmaya taşıdık. Orada ne seramiğin örülmesiyle uğraşıldı ne tesisatla. Şantiyelerde mümkün olduğu kadar az adam bulunmalı. Yapıların bazı kısımları atölyelerde yapılıp yapım sahasına gönderilebilir...”
"Verilen şeyin parasını ödüyor olması, doğaya borcunu ödüyor anlamına gelmiyor..."
Yıkıp yeniden yapmayı, israfı çok seviyoruz
“Üç kere ölçüp, bir kere biçilmeli. Çünkü kumaş, malzeme artık değerli. Buna rağmen ülkemizde malzeme bolmuş gibi bir algı var. Sanayi devrimleri, her konuda üretimin kolaylaşması, ürünlerin bollaşması insanı şımarttı. Fire konusu kimsenin umurunda değil. İnsanlar artık yeni taşındıkları, her şeyin yeni olduğu binalarda bile hemen seramikleri, klozetleri değiştirmeye koyuluyorlar. Verilen şeyin parasını ödüyor olması, doğaya borcunu ödüyor anlamına gelmiyor. Avrupa’da eski yapılar pek yıkılmaz. Çok gerek duyulursa ek bir ilave yapılır, ufak tefek tadilat gerçekleştirilir ve uzun yıllar kullanılır. Bunu parasızlıktan mı yapmıyorlar? Ekonomik durumları bizden daha mı kötü? Ama biz yıkıp yeniden yapmayı, israfı çok seviyoruz. Bu maalesef bireysel anlamda da böyle, kentsel anlamda da...”
5 Aralık 2021
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.