PwC’nin ULI iş birliği ile gerçekleştirdiği “Gayrimenkulde Gelişen Trendler” araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırma, Avrupa gayrimenkul pazarında lider konumda olan lokasyonların faiz oranı ortamının önceki yıllara kıyasla daha pozitif seyretmesiyle nispeten rahatladığını gösteriyor. Bununla birlikte, kırılgan ekonomik büyümenin ve artan jeopolitik belirsizliklerin etkileri devam ediyor.
PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Umurcan Gago gayrimenkul sektöründe son dönemdeki en önemli gündem başlıklarından birinin de iklim değişikliği olduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Birçok sektörde olduğu gibi gayrimenkul sektörünün de son dönemde sıklığı ve şiddeti artan ekstrem hava olaylarından kaynaklanan risklerle giderek daha fazla karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Gayrimenkul finansmanında, kredi kuruluşları iklim riskini giderek daha fazla dikkate alıyor. Yatırımcılar Avrupa’nın önde gelen kredi kuruluşları tarafından daha fazla incelemeye tabi tutuluyor, kredi değer oranları ve fiyatlandırma da dahil olmak üzere karar süreçlerinde iklim risk haritaları da dikkate alınıyor. Sıklığı ve şiddeti artan sel, yangın, fırtına gibi hava olayları ile deprem benzeri afetler nedeniyle, sigorta ve reasürans şirketlerinin mevcut prim seviyelerinde poliçe üretiminde zorlandıklarını, devletin prim tavanları getirdiği hallerde finansal fizibilitesi olmadan poliçe üretemeyecek olan bu kurumların poliçe yazmaktan çekilmeleri sonucunda ‘sigorta edilebilirlik’ konusunun bir mesele olarak ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Tüm bunların sonucu olarak, Gayrimenkulde Gelişen Trendler araştırmasının katılımcılarının üçte ikisinden fazlasının Çevresel, Sosyal ve Yönetişim uygulamasını yönlendiren en büyük faktör olarak iklim riskini görüyor.”
Araştırmaya göre, kiracı talebi, gelecek seneye yönelik zayıf ekonomik genel görünüm dikkate alındığında katılımcıların %44’ü için bir sorun teşkil etmeye devam ediyor. Araştırmaya katılan bazı sektör liderleri 2025 yılı için güçlü tahminlerde bulunmak yerine üç ila beş yıl süreli bir toparlanma süreci olacağı görüşünü benimsiyor. Araştırma, gayrimenkul sektörüyle ilgili belirsiz jeopolitik ve ekonomik ortamın yanı sıra, inşaat maliyetleri, finansal kaynak bulunabilirliği ve yasal düzenlemelere dair belirsizlikler gibi sektörün gelişmesini sınırlamaya devam eden sorunlara dikkat çekiyor.
Avrupa ve ABD'deki para politikasıyla ilgili netliğin artmasıyla birlikte, göstergeler, gayrimenkul alıcı ve satıcılarının ofis ve perakende satıştaki fiyatlandırma konusunda anlaşmaya daha da yaklaştığını ortaya koyuyor. Araştırma bulguları, durgunluğunu koruyan yatırım piyasasında lojistik, depolama ve çeşitli konut türlerinin nispeten iyi bir performans gösterdiğine ve bu dayanıklılığın gelecek yıl da sürmesinin beklendiğine işaret ediyor.
Toparlanma sürecinde, katılımcıların şehir tercihlerinde piyasa büyüklüğü ve likidite ana etkenler olarak öne çıkıyor. Buna göre Avrupa gayrimenkul sektöründe en çok tercih edilen ilk üç kent bu yıl Londra, Madrid ve Paris olarak sıralandı. En büyük pazarlardaki faaliyetlere bakıldığında, Hollanda, İngiltere, İsveç ve İtalya'da hacimler 2024'te artarken Fransa, Almanya ve İspanya'da toparlanma zaman alacak gibi görünüyor.
Gayrimenkul için sermaye girişlerinin görünümünün yanı sıra özkaynak ve borç finansmanına erişim konusunda iyimserlik giderek artıyor. Araştırma, enflasyon ve faiz oranı hareketlerine ilişkin endişelerin azaldığını gösteriyor; katılımcıların çoğu, faiz oranlarının önümüzdeki yıl daha da düşeceğine inanıyor. Tüm bunlar, yatırım hacimleri için daha parlak beklentilerin göstergesi niteliğinde.
Avrupa iş ortamında endişe kaynağı olarak öne çıkan konular
Araştırma, katılımcıların geçen yıla göre daha düşük bir oran olan yüzde 44'ünün kiracı talebindeki azalmadan endişe duyduğunu gösteriyor. Faiz oranı hareketleri ve enflasyona ilişkin korkuların yerini uluslararası büyümeye ilişkin artan endişeler alıyor. Enflasyonla ilişkili endişeler 2025 yılı için büyük oranda azalırken, geçen yılki yüzde 83'e kıyasla katılımcıların sadece yüzde 56'sı enflasyon konusunda endişeli olduğunu belirtiyor.
Ancak birçok Avrupalı yatırımcı, Avrupa kurumları için gerekli bir teşvik olarak görülen daha fazla faiz indirimi uygulayıp uygulamayacağını görmek için ABD Merkez Bankası Fed'in uygulayacağı politikaları izlemeye devam ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 74'ü, İşletmeleri etkileyen başlıca gayrimenkul sorunları açısından yasal düzenlemeleri bir endişe kaynağı olarak listenin başına koyuyor. Katılımcıların yüzde 56'sı ise varlıkların eskimesini artan endişe kaynaklarından biri olarak görüyor. En önemli sosyal ve politik endişeler başlığında katılımcıların yüzde 85'i, uluslararası siyasi istikrarsızlığı temel sorun olarak belirtiyor. Bunu yüzde 83’lük bir oranla yeni bir yanıt kategorisi olan Avrupa ve Orta Doğu'daki savaşların daha da tırmanması izliyor. Bu tablo, jeopolitik gerilimlerin geçen yıla kıyasla çok daha fazla önem arz ettiğini gösteriyor.
Gayrimenkul sektörü ve çevresel riskler
Araştırma ekstrem hava olaylarının sıklığının ve şiddetinin artışından kaynaklı risklerin artacağına dikkat çekiyor. Bununla birlikte katılımcıların yaklaşık üçte ikisi gelecek beş yıl içerisinde sigorta masraflarında artış beklerken yarıdan fazlası sigortaya erişimin zorlaşacağını tahmin ediyor.
Araştırma, sigorta ve finans kuruluşlarının, gayrimenkul sektörünün iklim değişikliğine verdiği yanıtı desteklemek için verimli sigorta ve finansman piyasaları sağlamayı amaçlarken aynı zamanda değişen düzenlemeler ve teknolojik gelişmeler karşısında iş modellerini yeniden değerlendirdiklerine dikkat çekiyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 90'ı gelecek beş yıl içinde net sıfıra geçiş için yatırım harcamaları ve finansman gereksinimlerinin gayrimenkul finansmanında önemli bir etken olmasını bekliyor.
Gayrimenkulün iklim risklerine karşı sigorta ve finanse edilmesiyle ilgili sorunları yaygın bir şekilde kabul edilirken, mevcut farkındalık ve iş birliği seviyelerinin, sorunun ölçeğini ve aciliyetini yansıtır ölçüde olmadığı da dikkat çekiyor.
Katılımcıların üçte ikisinden fazlası 2025 yılındaki çevresel ve karbonsuzlaşma gereklilikleriyle ilgili endişe duyarken yüzde 70'i bu endişelerinin gelecek beş yılı kapsadığını belirtiyor. Önümüzdeki 12 ayda ve takip eden beş yılda yenilenebilir enerji teknolojilerinin benimsenmesinin önemi sorulan katılımcılar, yüzde 82'ye yüzde 73 olmak üzere bunun uzun vadedeki öneminin daha da artacağına inanıyor.
Araştırma, sektördeki bazı oyuncuların, yatırım getirilerine ulaşmanın zorlaştığı ve işletme kârlarının baskı altında olduğu bir dönemde çevresel kaygıları ilk sırada tutmakta zorlandığını gösteriyor.
Gayrimenkul sektörü ve yapay zekâ
Araştırma son birkaç yılda ChatGPT gibi üretken yapay zekâ araçları ve sanal asistanların geliştirilmesi, yapay zekâyı (AI) yalnızca kamu gündemine getirmekle kalmayıp iş dünyasında da varlığının hissedilmesini sağladı.
Sektör liderleri operasyonel kesinti, mali kayıplar, prestij kaybı ve düzenleyici uyum konularında olası riskler olduğu görüşünde. Bunlardan sonuncusu olan düzenleyici uyumu, AB'deki işletmeler için özellikle bir sorun teşkil ediyor.
Araştırmaya göre gayrimenkul şirketleri için, sektörün gayrimenkul teknolojisini ve yapay zekâyı benimseme yolundaki çabaları sürerken, bu teknolojilerin beraberinde gelen güvenlik açıkları bir endişe kaynağı.
2025 yılında gayrimenkul sektöründe endişe uyandıran başlıklar şöyle sıralanıyor:
Siyasi istikrarsızlık
Avrupa/Orta Doğu'daki çatışmaların tırmanışı
Avrupa'daki ekonomik büyüme
Düzenleme kapsamının artması (ulusal/uluslararası)
Çevresel sorunlar
İnşaat maliyetleri ve kaynak bulunabilirliği
Sermaye gereklilikleri
Çevresel sürdürülebilirlik/karbonsuzlaşma gereklilikleri
Küresel ekonomik büyüme
(Yeniden) finansman bulunabilirliği/maliyeti
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
17 Ocak 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.