2050: Dünya genelinde “Sıfır Karbon” veya “Karbon Nötr” hedefi.
2030: Dünya genelinde “Sıfır Karbon” veya “Karbon Nötr” hedefine ulaşmak için emisyonun yüzde 50 azaltılması.
2021: Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı ve 2030’a kadar emisyon artışını yüzde 21-41 arasında azaltma taahhüdünde bulundu.
2015: Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi(BMİDÇS) kapsamında imzalandı.
1997: Kyoto Protokolü. Küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve.
1992: Rio Anlaşması veya Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS).BM öncülüğünde imzalananküresel ısınmayayönelik hükümetler arası ilk çevre sözleşmesi.
YAZAN: İnş. Müh. Muharrem Akpınar / Araştırmacı Yazar
Doğa, evren, canlılık ve gelecek nesiller açısından gidişat hiç iyi değil. Küresel ortalama sıcaklık artışının 2 0C’nin çok altında tutulmasının “gerekli” değil, “zorunlu” olduğu bir döneme girdik. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin 1,5 0C Özel Raporu’na göre sıcaklık artışını 1,5 0C’de sınırlamak hayati önem taşıyor ve bu hedefi gerçekleştirebilmek için küresel emisyonları 2030’da, 2010 seviyesinin yüzde 45 altına indirmek ve 2050’de karbon ayak izimizi sıfırlamak gerekiyor.
Nedir Karbon Ayak İzi? Bir ürün veya hizmetin üretimi, kullanımı ve ömrünün sonundan kaynaklanan toplam sera gazı emisyonu miktarı ile açıklanır. Sera gazı insanlar tarafından en yaygın olarak yayılan gaz olan karbondioksiti ve atmosferde ısıyı hapsederek küresel ısınmaya neden olan metan, azot oksit ve florlu gazlar da dahil olmak üzere diğer gazları içerir. Genellikle bir bireyin karbon ayak izinin büyük kısmı ulaşım, barınma ve gıdadan kaynaklanır.
Şehir içinde otomobil yerine bisiklet kullanmak, evde kullanılan ampulleri enerji tasarruflu olan modellerle değiştirmek ya da akşam yemeğinden kalanları sonraki günün öğle yemeğine ayırmak bile bir kişinin doğaya bıraktığı karbon ayak izini küçültür. Bireysel sorumluluklarla birlikte bu örneklerin çoğaltılması ise gelecek nesillere ve tüm türlere daha yaşanılır bir dünya bırakmak için atılan en önemli adımlar haline gelir.
Dünyada ve Türkiye’de karbon emisyonu çok ciddi bir şekilde artış gösteriyor. Türkiye’nin karbon emisyon ortalaması 2020 yılında dünya ortalamasının üzerine çıktı. Karbon emisyonunda şu anda en büyük pay ABD, Çin ve Hindistan’da. Türkiye, dünyada yüzde 1’in altında. Karbon emisyonunun artmasıyla sıcaklık artıyor. Paris İklim Anlaşması ile dünya genelinde karbon salımının 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltılması, 2050’ye kadar sıfıra indirilmesi hedefleniyor. Türkiye, Paris İklim Anlaşması’nı 2021 yılında imzaladı. Türkiye, bu anlaşma ile birlikte emisyon artışını 2030 yılı itibariyle yüzde 21 azaltma taahhüdünde bulundu. Emisyon azaltımı önlemleri nedeniyle yoğun enerji üretiminin AB sınırları dışına çıkmasının (karbon kaçağı) ve bunun sonucunda AB ekonomisinin negatif etkilenmesinin önlenmesi için 2026 yılında “Sınırda Karbon Vergisi Uygulaması planlanmaktadır.
Yapılan bazı araştırmalara göre Türkiye için modellenmiş Baz Senaryo ve Net Sıfır Senaryosu bulunmaktadır.
Baz Senaryo
Temel makroekonomik göstergelerle ilgili varsayımlara göre;
1) Türkiye’nin reel GSYİH büyüme hızı 2020-2030 dönemi için yıllık ortalama %3,7; 2030-2040 dönemi için yıllık ortalama %3,5; 2040-2050 dönemi için yıllık ortalama %3,0; 2050-2060 dönemi için yıllık ortalama %2,9; 2060-2070 dönemi için yıllık ortalama %2,7 olarak oluşturulmuştur.
2) Baz Senaryo’da yıllık ortalama %0,3’lük enerji verimliliği artışı (TEP/2018 Reel Üretim Değeri) varsayılmaktadır.
3) 2020-2030 arasında elektrik talebi yıllık artış oranı %4,2 olarak hesaplanırken, 2030-2050 arasındaki elektrik talebi artışı yılık ortalama %2,6 ve 2050-2070 dönemi için de %1,8 olarak tahmin edilmiştir.
4) Baz Senaryo’da 2018’de 300 TWh/yıl olan yıllık elektrik talebi tüm 2018-2070 dönemi için yılda ortalama %2,5 artışla 2030’da 461 TWh’ye, 2050’de 769 TWh’ye ve 2070’te 1.096 TWh’ye çıkmaktadır.
5) Baz Senaryo’nun patikası, sera gazı emisyon yoğunluğu gibi modelleme açısından kritik parametrelerin izlediği tarihsel değişimi de göz önünde bulundurmakta ve bu değişimi projeksiyonlara yansıtmaktadır. Sonuç olarak Baz Senaryo’da Türkiye’nin toplam CO2 emisyonları 2050’de 2018 seviyesine göre %66 artarak yaklaşık 700 milyon tona; 2070’te ise %120 artarak 920 milyon tona çıkmaktadır. Toplam sera gazı emisyonları ise 2050’de 2018 seviyesine göre %70 artarak yaklaşık 890 milyon tona, 2070’te ise %125 artarak 1.170 milyon tonun üzerine çıkmaktadır. Baz Senaryo’da kümülatif CO2 emisyonları 2018-2050 arası 18 GtCO2 ve 2018-2070 arası 34 GtCO2 olmaktadır. Baz Senaryo’da elektrik sektörünün ve sanayi proseslerinin payı yıllar içinde artmakta, ulaşım, binalar ve sanayide elektrik tüketiminin payı azalmaktadır.
Net Sıfır Senaryosu
Net Sıfır Senaryosu’nda, Baz Senaryo’da yer alan temel makroekonomik göstergelerle ilgili varsayımların yanı sıra emisyonların azaltılmasını sağlayan aşağıdaki sektörel varsayımlar eklenmiştir:
1) Elektrik sektöründe yenilenebilir enerjinin payını artıracak ve fosil yakıtların sistemdeki payını en kısa zamanda azaltacak müdahaleler olarak batarya ve pompajlı barajlardan oluşan depolama ve uluslararası enterkoneksiyon kapasitesi artırılarak, elektrik sisteminde şebeke esnekliği sağlanmaktadır. Yenilenebilir enerji potansiyeli özellikle rüzgâr ve güneş için en üst düzeyde ve mümkün olduğu kadar hızlı kullanılmaktadır. Böylece kömür, elektrik üretiminden 2035’te büyük ölçüde çıkarılmakta, doğalgaz ise 2050’de çok düşük kapasiteye indirilmekte, böylece elektrik sektörü 2050’ye kadar büyük ölçüde karbonsuzlaşmaktadır.
2) Ulaşım sektöründe bireysel ve toplu taşımada karayolundan demiryoluna geçiş, fosil yakıtlı ulaşım araçlarında verimlilik artışı, bireysel ulaşımda, toplu ulaşımda ve yük taşımada fosil yakıt kullanan araçlardan elektrikli araçlara ve diğer bir emisyonsuz yakıt türü olan yeşil hidrojene geçiş emisyonları etkileyen başlıca varsayımlardır. Ayrıca emisyona neden olan ulaşım araçlarını kullanmamayı tercih etmek (otomobilden bisiklete geçmek vb.) seyahat davranış değişikliği olarak düşük oranlarda varsayımlara eklenmiştir.
3) Binalarda emisyonların azaltılması için konutlar ve ticari/kurumsal binalar için bina yenileme oranı, yeni bina yapım ve yıkım oranları kullanılarak emisyonların azaltılmasını sağlayacak müdahaleler eklenmektedir: Elektrikli aletlerde enerji performansı iyileşmesi, eski ve yeni binalarda ısınma için kömürden, sıvı yakıtlardan ve doğal gazdan elektriğe ve düşük oranlarda yeşil hidrojene geçiş, ısı pompası kullanımı ve ısı pompası performansında iyileşme, davranış değişikliği.
4) Sanayi ve diğer üretici sektörlerde enerji tüketiminden kaynaklanan emisyonların azaltılmasında yüksek enerji yoğunluklu sanayi sektörlerinde küresel talep projeksiyonlarına uygun bir şekilde talep değişimi, enerji verimliliği, elektrifikasyon, düşük enerji yoğunluklu sanayi sektörlerinde, tarımda ve hizmetler sektöründe doğrudan yenilenebilir enerji kullanımı, yüksek enerji yoğunluklu sektörlerde 2040’tan sonra düşük oranlarda yeşil hidrojen ve karbon yakalama ve gömme teknolojilerinin (CCSU) kullanımı varsayımlara eklenmiştir. Sanayiden kaynaklanan proses emisyonları ise literatürde azaltım sağlayacak yeterli varsayım olmadığından makroekonomik modelde çok kısıtlı çalışılabilmiştir.
Sonuç olarak Türkiye’nin 2018’de azalmaya başlayan toplam CO2 emisyonları Net Sıfır Senaryosu’na temel teşkil eden varsayımlar altında 2020’den sonra da azalmaya devam etmektedir. Tüm sektörlerde enerji tüketiminden kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da 2018 seviyesine oranla %37 azalarak 225 milyon tona, 2050’de ise %80 azalarak 74 milyon tona inmektedir. Sanayiden kaynaklanan proses emisyonları dahil edildiğinde tüm sektörlerden kaynaklanan CO2 emisyonları 2030’da %32 azalarak 287 milyon tona, 2050’de ise %70’e yakın azalarak 132 milyon tona inmektedir.
Baz senaryo ve Net Sıfır Senaryosunun Sonuçları şöyle yorumlanabilir,
Türkiye’nin mevcut Net Sıfır hedefine nasıl ulaşacağına ve güncellenmesi beklenen Ulusal Katkı Beyanı’nın içeriğine dair yayımlanmış ilk çalışma olan raporların sonuçlarına göre, Türkiye ekonomisinin fosil yakıtlar terk edilerek, yenilenebilir enerjiye geçilerek, enerji verimliliği ve ilgili sektörlerde elektrifikasyon yoluyla 30 yıl içinde büyük ölçüde karbonsuzlaştırılması ve 2050’lerin başında Net Sıfır hedefine yaklaşılması mümkündür.
BÜYÜKŞEHİRLER
Ülkemiz üç büyük şehrinde de İstanbul, İzmir ve Ankara olmak üzere atık yönetimi ve elektrik enerjisi üretimi anlamında duyarlılıklar sergilemiş, bu konuda öncü olunmuş ve atık yönetimi ve sıfır karbon konusunda ulusal arenada sözleşmeler imzalanarak, uhdeleri altında büyük tesisler kurarak, büyükşehir belediyelerinin yönetimi altında işletmeye açmışlardır.
Bu bağlamda bisikletine binerek bisiklet kullanımını araç kullanımına tercih eden ve duyarlılık yaratan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de İzmir’in simge isimlerinden olmuştur. İştirak şirketi İzenerji ile Sıfır atık ve yenilenebilir enerji konularında etkinlikler düzenlenmeye, ulusal ve uluslararası geziler yapmaya, projeler üretmeye başlanılmıştır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’i doğayla uyumlu yaşamın öncü kenti haline getirme hedefi için çalışmalar sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi iklim krizine karşı 2030’da sıfır karbon hedefinde önemli rol oynayacak Sürdürülebilirlik Merkezi’ni kente kazandırmak için de harekete geçti. Bayraklı Turan Mahallesi’nde kurulacak, Türkiye’nin ilk, dünyanın sayılı merkezlerinden biri olacak İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi (S-Hub) için mimari proje yarışması açıldı. Ayrıca İklim Krizi Zirvesi”nde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’i 2030 yılında “karbon nötr” şehir yapacaklarını belirterek, “Bunun zor olduğunu biliyoruz ama yapacağız. Başka bir önceliğimiz yok. Ekonomi ve ekolojiyi birlikte düşünmek zorundayız” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), iklim değişikliği ile mücadele yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bu amaçla yerel yönetimler, Kopenhag’daki C40 Belediye Başkanları Zirvesi’nde bir araya geldi. İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, diğer imzacı liderlerle birlikte, “Deadline 2050” Taahüdünü imzaladı. Böylece İBB, İstanbul’un 2050 yılı için “karbon nötr” ve “dirençli bir kent” olma hedefi uyarınca çalışmalarını başlattı. Bu doğrultuda ilk olarak İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı hazırlandı. Plan, İstanbul’un iklim değişikliği ile mücadelesindeki yol haritası. 2050’ye kadar karbon nötr olmayı içeren plan, orta vadede sera gazı emisyonlarını azaltmayı hedefliyor. Buna göre İstanbul’un emisyonu 2030’da, 2019’a kıyasla yüzde 52,2 oranında azaltılacak.
İBB İştiraki İSTAÇ işletmesinde 25 Kasım 2021’de Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en büyük “Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi” açıldı. Sürdürülebilir çevre ve sıfır atık üreten şehirler vizyonuyla projelerini hayata geçiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi, düzenli depolama sahalarına gönderilen atık miktarını azaltmak amacıyla Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en büyük “Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi”ni İstanbul’a kazandırdı. İstanbul’un artan nüfusu ve atık miktarında meydana gelen artışlar, yüksek enerji maliyetleri, azalan depolama hacimleri ve iklim dirençli şehirlere olan ihtiyacın artması sonucunda çevre dostu tesis yatırımları büyük önem kazanmaya devam ediyor. Türkiye’nin ilk, Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi günlük 3.000 ton atık yakma kapasitesi ile 85 MWh elektrik üreterek yaklaşık 1 milyon 400 bin İstanbullunun kullanımına sunacak. Böylece yıllık ortalama 1 milyon ton atığın taşınmasıyla yaklaşık 8 milyon km yol tasarrufu sağlanacak. İstanbul’un doğası korunup yaşam kalitesi artırılırken yarınlara karbon ayak izi küçük bir İstanbul miras bırakılacak.
Hedef 1,38 Milyon Ton Sera Gazı Azaltımı!
Sürdürülebilir çevre yönetiminin temellerinden biri olan düşük karbon ekonomisini destekleyen İBB-İSTAÇ, son teknolojinin kullanılacağı çevre dostu Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisinin emisyon değerlerini AB normlarında tutmayı hedefliyor. 1,38 milyon ton sera gazının azaltımı sağlanacak. Bu değer yıllık yaklaşık 700 bin aracın meydana getirdiği emisyonun atmosfere salımının engellenmesine karşılık gelmektedir.
Küresel ölçekteki en titiz ve itibarlı sertifika programı olan Gold Standard proje kaydı ile mevcut İBB-İSTAÇ tesislerine Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisinin de eklenmesi ile 1,5 milyon ton daha karbon kredisi elde edilecek, bu edinimlerle birlikte İBB-İSTAÇ, yıllık yaklaşık 3 milyon ton karbon kredisine sahip olacak.
Tesisin İstanbul’a ve Ülkemize Sağlayacağı Faydalar
Günlük 3.000 ton, yıllık ise yaklaşık 1 milyon ton katı evsel atık bertaraf edilecek. Elde edilecek 85 MWh elektrik enerjisi ile yaklaşık 1,4 milyon İstanbullunun hane elektrik ihtiyacı karşılanacak. Yıllık ortalama 1 milyonton atığın taşınmasıyla yaklaşık 8 milyon km yol tasarrufu sağlanacak. Düzenli depolama alanlarından yaklaşık 100 ha’lık alan tasarrufu sağlanacak. Yıllık 1,38 milyon ton sera gazı emisyonunun atmosfere salımı engellenecek.
Yerli üretim desteklenecek. Türkiye’nin enerji açığının giderilmesine katkı sağlanacak.
Yıllık 1,5 milyon ton daha karbon kredisi elde edilerek toplam 3 milyon ton karbon kredisine sahip olunacak.
Paris’te net sıfır karbon mahallesi
Fransa’nın başkenti Paris’i daha yeşil bir geleceğe yönlendirmek isteyen Collective for Climate konsorsiyumu, Paris’te kurulacak olan net sıfır karbon mahallesini planlıyor. Atelier Georges, Tatiana Bilbao Estudio, Serie Architects ve Bond Society’den oluşan konsorsiyum, “yeniden icat edilen şehirler” projesi için sıfır karbon atık üretecek şehir için güçlerini birleştiriyor. Genel olarak plan, şehrin ihtiyaçlarına uyum sağlayabilen ve çalışma alanları ile konut arasında geçiş yapabilen esnek programlama ile kentsel alanların güçlendirilmesine yönelik bir proje olarak sunuluyor.
Collective for Climate, Porte de Montreuil mahallesini net sıfır karbon çalışmaları için bir pilot bölgeye dönüştürmek amacıyla Paris Şehir Belediyesi ile yakın işbirliği içinde çalışıyor. Gelecek için önemli bir yol gösterici olması planlanan meydan ve çevresindeki binalar, Paris ve komşu şehirleri birbirine bağlamanın yeni yollarını tanıtarak çevreci bir tutumda bulunacak. Pilot bölge seçilen Porte de Montreuil, Paris'in doğu kuşağı boyunca yer alıyor ve 35 hektarlık bir alana yayılıyor. Burada proje, tahmini olarak 60.000 metrekarelik yeni bir inşaat alanını kapsayacak. Çalışmayı hayata geçiren ekip, yenilikçi yaklaşımlarla toplam karbon emisyonlarının %85'ini azaltmaya yarayacak şehri kurarken aynı zamanda bir “karbon fonu” oluşturarak karbon nötrlüğünün ötesine geçmeyi hedefliyor.
Yeni kentlerin öncüsü olması beklenen bu proje ile jeotermal ve fotovoltaik enerji üretiminin yardımıyla net sıfır karbon görülmesi planlanıyor. Ayrıca proje kapsamında kullanılacak sürdürülebilir inşaat malzemelerinin dikkatli seçimi yoluyla emisyonların da önemli ölçüde azaltılacağı öngörülüyor. Büyük bir inşaat paneli şeklinde inşa edilecek kentin üst yapısının %80’i Fransız çapraz lamine ahşap (CLT) veya taştan inşa edilecek ve tüm cephe pişmiş toprak, tuğla ve kenevir gibi biyolojik kaynaklı malzemelerden oluşacak. İnşaat sırasında karbon ayak izini daha da azaltmak için malzemelerin %80’i Paris ve çevresinden temin edilecek. Karbon atık üretimini minimum düzeye düşürerek daha bilinçli kentler kurmayı hedefleyen bu projenin 2026 itibarıyla tamamlanması bekleniyor.
ŞİRKETLER
İklim değişikliği gündemi en çok meşgul eden konu olduğundan, 2050 yılına kadar karbon nötr olmak dünya için vazgeçilmez bir öncelik haline geldi. İklim değişikliğinin bizden daha hızlı hareket ettiği ve her yarım derecenin dünya kadar fark yarattığı, aşırı kritik bir kavşaktayız.
Hepimizin bildiği gibi, yükselen emisyon oranlarından büyük ölçüde şirketler sorumlu; bu yüzden şirketlerin zararlı emisyonları azaltmak ve karbon nötr olmak için çaba göstermeleri hayati önem taşıyor. Ancak, bazı şirketler hala bu konuda nasıl yol alması gerektiğini bilmiyor. Bu nedenle, detaylı olarak karbon nötr olmanın süreçlerine geçmeden önce, karbon nötrlük tanımını ve buna ulaşmada şirketlerin rolünü anlayalım.
Karbon nötr olmak, en basit ifadeyle, bir şirketin faaliyetleri nedeniyle atmosfere saldığı karbondioksite eşdeğer miktarda karbondioksiti uzaklaştırarak dengelemesi anlamına geliyor. Sıfır karbon ekonomisine yönelik gerçekçi ve somut planlar sunmak, yenilikçi ve sağlam çözümleri yaygınlaştırmak için şirketlere önemli bir rol düşüyor. İş dünyasının hırslı liderleri, sonunda sağlıklı ve sürdürülebilir ekonomiler ve işletmeler inşa etmenin pratik yollarından birinin bir kurumsal ilkim eylem planı oluşturup, karbon nötrlüğü sağlamak olduğunu fark etti ve anladı.
Karbon Nötr Olmak ne demek?
İşletmeniz tamamen yenilenebilir enerjiye geçmedikçe, karbon emisyonlarınızın sıfır olması pek olası değildir. “Karbon nötr” olmak, ticari faaliyetleriniz sebebiyle atmosfere saldığınız karbondioksite eşdeğer miktarda karbondioksiti başka yollarla dengelemeniz anlamına gelir. Bazı şirketler, proaktif bir şekilde yenilikçi stratejiler geliştirmeye ve dijitalleşme, makine öğrenmesi, yapay zeka gibi ileri teknolojileri kullanarak karbon nötr bir şirket olma yolunda çalışmaya başladı bile. Özetle, karbon nötrlüğe ulaşmak, işletmenizin karbon emisyonlarının çevre üzerinde nötr bir etkisi olması demektir.
Artık karbon nötrlüğünün ne olduğu, karbon nötr olmanın ne anlama geldiği konusunda net bir anlayışa sahip olduğumuza göre, daha derine inmenin ve karbon nötr bir şirket olmanın temel süreçlerini anlamanın zamanı geldi.
Karbon Nötrlüğe ulaşmak: Nasıl karbon nötr bir işletme olursunuz?
Bütün şirketlerin, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona geçiş hedefine öncülük etme potansiyeli bulunuyor. Her birinin bugün aldığı kararlar ve attığı adımlar, önümüzdeki yıllarda hem toplum hem ekonomi için çok önemli. Bu nedenle, şirketlerin karbon nötr olma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak birkaç adımı aşağıda listeledik:
1. Taahhüt: Karbon nötrlüğüne ulaşmanın ilk adımı olarak, şirketlerin net sıfır emisyon gibi iddialı hedefler belirlemesi ve dünyanın ihtiyaçlarını dikkate alan bir kurumsal iklim eylemi veya geçiş planı hazırlaması gerekiyor. Bu, şirketlerin karbon azaltma stratejilerini organize ve planlı bir şekilde uygulaması için de bir kılavuz olacaktır.
2. İş birliği: Teknolojik ve stratejik iş birlikleri yapmak, bu konularda desteğe ihtiyaç duyan firmaların karbon nötr olma hedeflerine ulaşmada faydalı olabilir. Somut verilere dayalı emisyon analizinden sağlam iklim değişikliğinin etkilerini azaltma stratejileri geliştirmeye ve bunların uygulanmasına kadar, yolculukları boyunca birçok konuda destek alabilirler. Bu nedenle, bu konularda deneyimli şirketlerle iş birliği yapmak değişimi başlatmaya, emisyonları azaltmaya ve atılan adımların etkisini artırmaya önemli ölçüde yardımcı olacaktır.
3. Yatırım: Güvenilir ve esnek teknolojik çözümler uygulamak, inovasyonu güçlendirmek ve karbon azaltma stratejilerine yatırımı artırmak, şirketlerin iddialı karbon nötr hedeflerine ulaşmada önemli bir role sahip. Ayrıca, karbon emisyonlarının çoğu enerji tüketiminden kaynaklandığı için işletmeler, karbon nötrlüğe ulaşmak amacıyla enerji üretme, yönetme ve kullanma şekillerini değiştirmek zorunda. Bu nedenle, enerjinin nasıl ve nerede tüketildiğini veya boşa harcandığını, dijital teknolojilerin nerede önemli rol oynadığını anlamakla başlamak mantıklı olacaktır. Performansı izleyebilen sensörler, operasyonları BT sistemlerine bağlayan yazılım çözümleri, analitik ve otomasyon, bireyler ve işletmelere ortamlarını daha iyi optimize etme ve yönetme becerisi kazandıracaktır. İyi haber şu ki, biz halihazırda enerji ve dijital otomasyon teknolojisine sahibiz.
4. Sonuçları paylaşmak savunucusu olmak: Son olarak, şirketlerin karbon nötr olma hedeflerine ulaşmak için aldıkları aksiyonların sonuçlarını paylaşması gerekir. Bunu, iddialı ve bilime dayalı bir iklim politikası planı izleyerek, İklim Grubu’nun EP100 ve EV 100 girişimlerinin bir parçası olarak ve diğer küresel girişimlere katılarak yapabilirler. 2050 yılına kadar karbon nötr olmak tüm şirketler için acil ve önemli bir sorumluluk olduğundan, her bir şirketin faaliyetlerini, stratejilerini ve gelişimlerini proaktif bir şekilde duyurması önemlidir. Bu, karbon nötr bir şirket olmak için çok önemli bir konu.
Toplu halde Karbon Nötr Olmaya Doğru
Dünyanın 2050 yılına kadar karbon nötr olabilmesi için gerçek anlamda küresel bir işbirliği gerekiyor. Her şirket, finans kurumu, şehir ve ülke net sıfır emisyon için stratejiler oluşturmalı, bunları uygulamaya koymalı ve küresel emisyonları keserek bu hedef doğrultusunda hemen şimdi harekete geçmeli. Neyse ki, teknoloji bizden yana. Bugün, kömür yakıtlı santral işletmek, sıfırdan yeni bir yenilenebilir santral inşa etmekten daha maliyetli. Bu nedenle, iddialı hedefler belirlemenin, karbon nötr olma yolunda yapılandırılmış bir plan oluşturmanın, mevcut teknolojiyi kullanmanın, küresel olarak 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefine ulaşmak için akıllıca yatırım yapmanın ve nihayetinde değişime öncülük etmenin tam zamanı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ NEDİR?
Yenilenebilir Enerji, sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidir. Günümüzde küresel enerjinin yüzde 80’i fosil yakıtlardan elde ediliyor. Yenilenebilir enerji kaynakları kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmada en önemli rolü üstlenmektedir. Yenilenebilir enerji kaynakları Çöpgaz enerji üretimi ve Karbon yakılması, Güneş, Rüzgar, Biyokütle, Jeotermal, Hidrolik, Hidrojen ve Okyanus Enerjisi (Dalga ve Gel-Git) olarak sıralanabilir.
Güneş, su, rüzgar, dalga gibi kendileri bitmeden diğer enerji kaynaklarının üretiminde kullanılan kaynaklara yenilenebilir enerji kaynakları diyebiliriz basitçe. Yenilenebilir enerji kaynakları doğal kaynaklardan sağlanır ve sürdürülebilirliği mümkün olan enerjilerdir. Yenilenebilir enerji kaynakları, fosil enerji kaynakları gibi zamanla bitmez, tükenmez. Kömür, petrol, doğalgaz gibi kaynaklarımız yenilenemez enerjilere örnektirler.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Temel yenilenebilir enerji kaynakları sınıfları şunlardır: Çöpgaz Enerjisi, Güneş Enerjisi, Rüzgar Enerjisi, Biyokütle Enerjisi, Jeotermal Enerji, Hidroelektrik Enerji, Hidrojen Enerjisi ve Dalga Enerjisi.
Yukarda adı geçen enerji kaynaklarının birçoğunu biliyoruz veya aşinayız fakat Çöpgaz enerjisi konusunda yeteri kadar bilinçli değiliz.
Nedir çöp gazından enerji üretimi?
Katı atık düzenli depolama sahalarında depolanan atıkların, zamanla içeriğindeki oksijeni tüketerek, ortamda üreyen anaerobik bakteriler yardımıyla anaerobik çürümesi sonucunda oluşan gaza LFG (Landfill Gas), yani depo gazı veya biyogaz denilir. Çöp deponi sahaları doldurulup kapatıldıktan sonra bile 20 ila 30 yıl boyunca enerjinin hammaddesi gazları üretebilirler.
Oluşturduğumuz çöplerin içinde bulunan organik maddeler anaerobik bozuşma sonucunda karbondioksit, metan, amonyak, hidrojen sülfür gibi zararlı gazları ile suya dönüşmektedir. Bunlardan metan gazı kalorifik değeri yüksek olan yanıcı bir gazdır. Bu nedenle metanın toplanıp enerji üretimi için kullanılması kaçınılmaz olmuştur. Atıklar, oksijensiz ortamda çürütülür ve bunun sonucunda açığa çıkan metan gazının toplanmasını, tesise ulaşmasını sağlanmak için delikli borularla taşıyıcı hatlar yapılmaktadır. Taşıyıcı hatlar kolektör denilen toplama istasyonlarında birleştirilerek anahatlar vasıtasıyla motor sahalarına borular ve booster yardımıyla Landfill sahalarından getirilen çöpgazları blowerler yardımıyla motorlara gönderilerek Metan gazının yanması ile ortaya çıkan mekanik enerji, alternatör aracılığıyla elektrik enerjisine dönüşmektedir.
Çöpgaz Landfill sahalarında hammadde insan türünün evsel atıkları olan çöpler olunca orada farklı bir ekosistem de döngüsel olarak devam etmektedir. Doğada canlılık adına o kadar güzel bir döngü var ki köpekler, bakteriler, sinekler, martılarda bu sahaların olmazsa olmazları listesine girenlerden oluyor. Martılar gece denize, sabah gün aydınlandığında ise çöp tesisine tekrar dönerek işe giden bir işçi gibi günlük bir yaşam döngüsü oluşturmuşlardır. Çöp tırları yanaştığında binlerce martının da gökyüzüne dağılıp tırlar gittiğinde taze çöpler için birbiriyle yarışan canlılar haline dönüşmesi, iş makinalarından kaçışları, çok yemekten hantal düşmeleri, beyazlıkları içinde çöp mikroplarının hastalık bulaştırmayışları, doğanın kendi diyalektiği için varoluşsal bir serüven oluşturmaktadır.
Bu konuda Avrupa İmar Bankası’nın da ülkemizde ve dünya genelinde desteklediği ve henüz enerji üretiminde %2,5 seviyede olan çöp gazı Metan (CH4)’dan elektrik enerjisi üretim tesisleri yavaş yavaş yayılmakla birlikte, geleceğin enerji tesisleri olma yolunda ilerleyerek hem atık bertarafı hem kKarbon yakılması hem de elektrik enerji üretimine katkısıyla gelecek yılların vazgeçilmez elektrik üretim tesisleri olacakları tahmin ediliyor.
Kaynaklar
www.biotrendenerji.com.tr
www.ipc.sabanciuniv.edu
www.hku.edu.tr
www.istac.istanbul
www.wwf.org.tr
www.egeorman.org.tr
www.bilimgenc.tubitak.gov.tr
www.artemisaritim.com
www.apelasyon.com
www.fbe.bingol.edu.tr
www.izenerji.com.tr
www.esiad.org.tr
www.bizizmir.com
www.izmir.bel.tr
www.ankara.bel.tr
www.ecobuild.com.tr
www.ortadoguenerjigrubu.com
www.cevre.ibb.istanbul
www.yapikredi.com.tr
13 Ekim 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.