Alınan İnşaat Mühendisliği eğitimi, yeterli uygulama beceri vepratikleriyle birleştirilmediği takdirde, teorik eğitimlerde niyi notlarla mezun olunsa bile pratikte bilgiyi çözümleyen, yeni metotlar geliştiren ve onu aktarıp paylaşabilen bir “Mühendis” olmak kolay olmasa gerek...
MAKALEYE E-DERGİ'DEN GÖZ ATMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN
Beynimiz bilginin öğretilme şekline bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu içerik ve metodoloji, tarihte farklılıkla rgöstermekte olup, çağının ötesinde insanlar çıkmasına da öncülük etmiştir. Tarihte en tanınan ve en başarılı ilk inşaat mühendisinin, günümüze kadar ulaşan kalıcı eserler bırakmış Mimar Sinan olduğu görülür. Bu anlamda Mimar Sinanʼdan sonra Fransız John Smeatonda çok önemli bir isimdir. Günümüzün teknoloji, bilim, eğitim ve öğretim koşullarından daha geride olmalarına rağmen hala konuşulan yapılar bırakmış olmaları övgü ve takdire şayandır.
Mühendislik eğitiminin mevcut koşullarda daha sistematik bir şekilde gelişen teknolojiyle birlikte daha anlaşılır olması beklenirken, ülkemizde iş hayatında karşılaştığımız pratik ise bize bunun hiç de böyle olmadığını gözler önüne seriyor... “Bu pratik nedir” diye düşünecek olursak; işsizlik, iş ilanlarının çerikleri, seçme sınavlarındaki kalitenin düşüklüğü, meslek bilincinin hergeçen gün azalması, paranın mesleki değerlerinönüne geçmiş olması, “2+2”nin 4 ettiğini değil, “siz kaç istersiniz”i destekleyenlerin revaçta olması, Odaların gerekli güçte olmaması ve kendilerinideğiştirmek için hiçbir çaba içine girmemeleri, oda veya diğer kurumlar da alınan kursların yeteri kadar verimli olmaması gibi unsurlar sayılabilir... Teknik Müdür, Proje Müdürü, Koordinatör, Planlama Şefi, Şantiye Şefi gibi yetkili pozisyonlarda bulunan deneyimli mühendis ve mimarların, içinde bulundukları organizasyonda yetersiz kalmalarında bu unsurlar oldukça önem arz ediyor. Tabii özeleştiri yapmak da şart... Başta yöneticilerin,daha sonra akademisyenlerin, daha sonra Meslek Odalarının, eğitim kurumlarının, mesleki hayata atılmış her mühendis ve mimarın, şu an üniversite sıralarında okumakta olan adayların ve aslında herkesin bu geri kalmışlıkta payı var. Üniversite sıralarında her mühendis adayı, kendini zor projeleri halledip onların üstesinden gelecek şekilde teorikbilgilerle sınamaya çalışırken, iş hayatı ve serbest piyasa denilen hengamenin içinde özellikle ilk beş yıllık süreçte bupiyasa dinamiklerine boyun eğmekten başka bir yol da bulamamaktadır. Üniversitelerde okurken eğitim, öğretim, mühendislik değer ve idealleriyle kendimizi geliştirirken, mezun olduktan sonra “sudan çıkmış balık” gibi piyasanın içinde meslek hayatımızın başlangıç döneminde bocalayıp kalıyoruz. Müteahhit görünümlü tüccarlardan, kalfa görünümlü çok bilmişlerden, mühendis, mimar görünümlü özgüvensiz, bilgisini paylaşmaktan çekinen, mühendis ve mimar yetiştiremeyenlerden oluşan sistemde bir de belediye ve kamusal bürokrasinin verdiği atalet etkisinden dolayı ne yazık ki mesleğine olan inancını yitirmiş kitleler çıkıyor artık karşımıza.
Ben mühendislik ve mimarlık eğitiminin bilinç ve ideallerle yürekten ve karakterli yapılması gereken bir eğitim modeline sahip olması gerektiğine inanıyorum. Akademinin üzerine düşen teorik altyapının öğretilmesinin dışında öncelikle alansal bazda branşlaşmaya gidilmesi ve üniversitelerin yeniden yapılanması, ayrıca pratik metotlarla daha çok desteklenmesi, inşaat mühendisliğini bitiren adayların 5 yıl dolmadan şantiye şefliği yapmaması, statik proje tasarımına imza atmaması ve mezun olunduktan sonra da bilgilerin taze tutulması için alanda uzmanlık gerektiren konularda pratik ve teorik sınavların devam etmesi gerektiği kanaatindeyim.
Doğru metodolojik bilginin, bir alışkanlık haline dönüştükten sonra yüksek normlara ulaşılabileceğini bir kez daha vurgulamak isterim. Ancak bu şekilde iyi bir teorik ve pratik bilgiyle yetişen donanımlı, kendine güvenen ve bildiğini kabul ettirebilen mühendis ve mimarların yeni mezun bile olsa değerleri düşmeyece kolup, kendilerine iş teklif edilen masalarda önemli bir pozisyonun sahibi olarak görüşmelere gideceklerdir. Ve kendi değerleri için biçilen bugünkü komik rakamlara gülüp geçeceklerdir. İşveren zihniyetinin, “Bu olmazsa diğeri olur” mantığı ancak birlikte yüksek değer yaratmakla ortadan kalkacaktır. Teknik personelin değeri ancak bilgiyle ve karakterle ölçülebilir olmalıdır. Bunun da karşılığını her şekilde almalıdır.
YAZAN: Muharrem Akpınar, İnşaat Mühendisi
25 Mart 2021
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1800 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.