Bilindiği üzere sanayi devriminden bu yana "enerji üretimi" ile "çevresel sürdürülebilirlik" arasında süregelen bir denge arayışı bulunuyor... Bugün, dünyanın en büyük sanayi şirketleri karbon ayak izlerini azaltma ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme konusunda yeni bir döneme giriyor. Hidroelektrik enerji de bu dönüşümde kritik rol oynayan unsurlardan biri...
Hidroelektrik enerjinin tarihçesi ve avantajları
Hidroelektrik enerji, sanayi devriminden günümüze kadar enerji üretiminde temel bir rol üstlenmiştir. Su gücünden elektrik üretimi fikri, ilk olarak 19. yüzyılın sonlarında uygulamaya geçirilmiş ve bu süreçte hidroelektrik santralleri, sanayiye güç sağlayan kritik altyapılar olarak inşa edilmiştir. Rusya’da ilk hidroelektrik santral 1892 yılında Berezovka Nehri üzerinde kurulmuş ve bu tesis, hidroelektrik enerjinin modern sanayi için bir enerji kaynağı olarak kullanılmasına öncülük etmiştir.
20’inci yüzyılın başlarından itibaren hidroelektrik enerji, sanayi üretimini destekleyen stratejik bir kaynak haline gelmiştir. Sovyetler Birliği döneminde, özellikle 1920’de Lenin’in girişimiyle oluşturulan GOELRO planı kapsamında hidroelektrik santrallerin büyük ölçekli inşası hız kazanmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetler Birliği, enerji arz güvenliğini sağlamak ve sanayinin artan elektrik ihtiyacını karşılamak için hidroelektrik santral inşaatlarını hızlandırmıştır. Volga-Kama havzasında inşa edilen dev hidroelektrik santralleri, sadece sanayinin kesintisiz enerji ihtiyacını karşılamakla kalmamış, taşkın kontrolü, tarımsal sulama ve bölgesel enerji dengesi gibi alanlarda da kritik avantajlar sağlamıştır.
Günümüzde hidroelektrik santraller, küresel sürdürülebilir enerji politikalarının merkezinde yer almakta ve çevre dostu sanayi üretimi için düşük karbonlu bir çözüm sunmaktadır. Özellikle büyük ölçekli sanayi tesisleri ve metal üretim tesisleri için hidroelektrik enerji, fosil yakıtların yerini alarak çevresel sürdürülebilirliği güçlendiren bir enerji kaynağı haline gelmiştir. Bu gelişmeler ışığında hidroelektrik enerji, yalnızca bir güç kaynağı olmanın ötesine geçmiş, sanayinin yeşil dönüşümüne liderlik eden temel bileşenlerden biri haline gelmiştir.
Hidroelektrik enerjinin en büyük avantajlarından biri, sıfır karbon emisyonu ile çevre dostu bir çözüm sunmasıdır. Ayrıca uzun ömürlü ve güvenilir bir enerji kaynağı olmasıyla da öne çıkan hidroelektrik santraller, uygun bakım ve yönetim ile 50 ila 100 yıl boyunca kesintisiz enerji üretebiliyor. Sanayiye sağladığı destek de hidroelektriği vazgeçilmez kılan faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Büyük sanayi tesislerinin sürekli ve temiz enerji ihtiyacını karşılayarak karbon ayak izinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra, baraj sistemleri sayesinde su depolama, taşkın kontrolü ve sulama sistemlerine katkıda bulunarak tarım sektörünü de destekliyor Bu avantajlar, hidroelektrik enerjinin düşük karbonlu sanayi üretimiyle entegre edilmesini mümkün kılarak çevre dostu üretimin önünü açıyor.
Yenilenebilir enerji ile düşük karbonlu alüminyum
Dünyanın en büyük alüminyum üreticilerinden biri olan RUSAL, üretim sürecinde %99 oranında yenilenebilir enerji kullanarak sektördeki en düşük karbon ayak izine sahip alüminyum üreticilerinden biri haline gelmiş durumda. Şirket, özellikle Sibirya’daki dev hidroelektrik santrallerinden aldığı enerji ile büyük ölçekli sanayi üretimini çevreye zarar vermeden gerçekleştirme konusunda öncü bir rol üstleniyor. RUSAL, bu çevre dostu üretim modeliyle Green Power Aluminium (GPA) sertifikasını alan ilk uluslararası şirket konumundadır. Çin Renkli Metaller Sanayi Birliği (CNIA) tarafından yürütülen değerlendirme süreci sonucunda, Krasnoyarsk, Bratsk ve İrkutsk Alüminyum Tesisleri, en yüksek çevresel standartlara uygun üretim yaptıklarını kanıtladı. CNIA Çevre Dostu Ürünler Değerlendirme Merkezi Başkanı Ma Congzhen, süreci değerlendirirken RUSAL’ın küresel çevre dostu alüminyum endüstrisinin gelişiminde kritik bir rol oynadığını ve Çin pazarında yeşil alüminyumun yaygınlaşmasına büyük katkı sağlayacağını belirtti.
Hidroelektrik enerji ile çevresel etkiyi azaltmak mümkün
RUSAL, En+ Group bünyesinde hidroelektrik enerjiyi sanayi üretimiyle birleştirerek yeni nesil sürdürülebilir üretim modelleri geliştiriyor. “Yeni Enerji” programı kapsamında Bratsk, Irkutsk, Krasnoyarsk ve Ust-İlimsk hidroelektrik santrallerinde türbin çarkları ve hidro üniteler yenilenerek verimlilik artırıldı. Bu modernizasyon çalışmaları, hidroelektrik santrallerinin enerji üretim kapasitelerini önemli ölçüde artırdı. 2023 yılında yapılan iyileştirmeler sonucunda toplam elektrik üretimi 2,17 milyar kWh yükseldi. Bu artış, enerji verimliliğinin artırılması ve mevcut altyapının daha etkin kullanılmasıyla sağlandı. Önümüzdeki dönemde de bu büyümenin devam etmesi hedefleniyor. 2025 yılı itibarıyla hidroelektrik santrallerin toplam üretimine yıllık 2,4 milyar kWh ek kapasite kazandırılması planlanıyor. Bu sayede, enerji ihtiyacının daha büyük bir kısmı yenilenebilir kaynaklardan karşılanacak ve sanayinin temiz enerjiye erişimi genişleyecek.
Bu dönüşümün en önemli sonuçlarından biri de fosil yakıtlara bağımlılığın azalması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi olacak. Hidroelektrik enerjinin kapasitesinin artmasıyla birlikte, kömürle çalışan termik santrallerin kullanımının azalması ve bu sayede yılda 2,5 milyon ton CO₂ salımının önlenmesi öngörülüyor. Bu gelişme, sadece bölgesel enerji üretiminde değil, küresel çapta karbon emisyonlarını düşürme hedeflerinde de kritik bir rol oynayacak.
Yeşil dönüşümde yeni bir çağ
Firmanın hidroelektrik enerjiyle desteklenen düşük karbonlu alüminyum üretimi, yeşil sanayi devriminin en önemli örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Daha az karbon salımıyla yüksek kaliteli üretim yapabilme kapasitesi, şirketi küresel pazarda öncü konuma getiriyor. Bugün, hidroelektrik enerji ile güçlendirilmiş sanayi üretimi, ekonomik büyüme ve çevresel sürdürülebilirliği bir arada sunan yeni nesil sanayi modellerinin öncüsü olmaya devam ediyor. RUSAL’ın yeşil enerjiye dayalı üretim modeli, sanayi dünyasına sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel fayda sağlamanın mümkün olduğunu gösteriyor.
Türkiye için alüminyum üretiminin ve CBAM uyumunun önemi
Küresel ticaretin ve sanayi üretiminin önemli merkezlerinden biri olan Türkiye, giderek daha fazla düşük karbonlu üretim modellerine yöneliyor. Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) ile birlikte, ihracatçıların uluslararası pazarlarda rekabet gücünü koruyabilmesi için karbon nötr üretim süreçlerine geçmeleri artık hayati bir zorunluluk haline gelmiş durumda.
Alüminyum sektörü, Türkiye’nin Avrupa’ya yönelik ihracatında kritik bir rol oynuyor. CBAM düzenlemeleri kapsamında, yüksek karbon salımı yapan üretim süreçleri ek vergilere tabi tutulacak, bu da alüminyum üreticilerinin yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretime geçmelerini zorunlu kılıyor. Hidroelektrik enerjiyle üretilen düşük karbonlu alüminyum, Türkiye’nin Avrupa pazarındaki rekabet gücünü artırmanın yanı sıra ihracatçı firmaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına da katkı sağlayacaktır.
Yeşil enerjiyle alüminyum üreten RUSAL gibi şirketler, Türkiye’nin düşük karbonlu sanayi stratejisini destekleyerek, sürdürülebilir üretime geçiş sürecini hızlandırabilir. Hidroelektrik enerjinin sunduğu sıfır emisyonlu üretim avantajı, Türk sanayisinin küresel ticaret dinamikleriyle daha güçlü uyum sağlamasını ve Avrupa mevzuatına tam uyum içinde hareket etmesini mümkün kılacaktır. Bu bağlamda, hidroelektrik enerjiyle üretilen düşük karbonlu alüminyumun önemi, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecinde her geçen gün artıyor. Temiz enerjiyle üretilmiş hammaddelere öncelik verilmesi, Türkiye’nin sanayi, ihracat ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmasında ve ekonomik geleceğini güvence altına almasında kilit bir rol oynuyor.
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
26 Mart 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wilo, Winsa, XCMG ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.