Tasarımıyla olduğu kadar emsallerine göre enerjiyi yüzde kırk verimli kullanmasıyla da dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi’ni ziyaret ettik ve bina hakkında Kuzu Grup Mekanik İşler Şefi Semih Çalapkulu’ndan bilgiler aldık. Yapıda inovatif uygulamaların hayata geçirildiğini vurgulayan Çalapkulu, “SeaPearl Ataköy projesinin mekanik, elektrik ve otomasyon alanlarında neredeyse tüm global sistemlerin aynı anda görülebileceği bir başyapıt olduğunu söyleyebilirim” diyor...
Şantiye®: Kuzu Grup’un 81 yıllık bir geçmişi var; öncelikle bu uzun soluklu başarının ardındaki sistem hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?
Semih Çalapkulu: Bence işin özü, yapıyı iyi kurgulamaktan geçiyor. Faaliyet gösterdiği tüm alanlarda lider oyuncu olma vizyonuyla hareket eden şirketimiz 1943’ten bu yana beş yüzün üzerinde projeye imza atarak 150 binden fazla konut teslim etmiş, yüzlerce okul, hastane, resmi bina, arıtma tesisi gibi uluslararası standartların üstünde proje üretmiş bir firma. 10 binin üzerinde çalışanıyla birlikte Türkiye’nin olduğu kadar dünyanın da en büyük inşaat şirketleri arasında yer almaya devam ediyor. Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin Dünyanın En Büyük 250 Müteahhidi sıralamasında yer alıyoruz. 2023’te Cumhuriyetimizin 100., bizim de 80. kuruluş yılımızdı. Böylece çifte bayram yapmış olduk. Bunun onuru ve gururuyla çalışmaya devam ediyoruz.
Şantiye®: Medicana Ataköy Hastanesi hakkında genel bir bilgi alabilir miyiz?
Semih Çalapkulu: Müteahhitliğini Kuzu Grup, mekanik projesi Prokem Mekanik, mimari projesi Evrenol Architects, iç mimari projesi Zoom TPU, statik projesini Büro Statik ve elektrik projesi HB Elektrik’e ait olan Medicana Ataköy Hastanesi yaklaşık 36 bin metrekareden oluşan bir proje. Kuzu Grup olarak “Hastane” etabımız, SeaPearl Ataköy projemizin de son etabıydı. Ondan önce aynı proje kapsamında, bilindiği üzere konut etapları ve otel etabını hayata geçirmiştik. Yani bir karma proje olarak tasarlanmıştı. Kuzu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Özen (Kuzu) Bey’in de 2013 yılında kamuoyuna deklare ettiği gibi SeaPearl Ataköy projesi 2,7 milyar dolarlık piyasa değeriyle Avrupa kıtasının en büyük karma projesi olarak kamuoyuna açıklanmıştı. 2023 yılının eylül ayında hizmete giren hastanede 1 adet kral odası, 42 adedi süit oda olmak üzere toplamda 208 adet yatak mevcut.
Uzman kadrosu ve sağlık sektöründe fark yaratan anlayışıyla otuz yılı aşkın bir süredir hizmet veren Medicana Sağlık Grubu’nun son hastanelerinden biri olan Medicana Ataköy Hastanesi, dünya standartlarındaki sağlık hizmetini modern ve üst düzey mimarisiyle sunuyor. İstanbul ve Avrupa’nın en kapsamlı sağlık tesislerinden biri olarak planlanan Medicana Ataköy Hastanesi, hasta ve hasta yakınları için yüksek konfor sunacak şekilde düzenlenen iç mekânları, deneyimli, çağdaş, yenilikleri takip eden uzman kadrosu ve yüksek teknolojisiyle özellikli tedavileri modern teknoloji ile birleştiren bir hastane olarak ayrışıyor. Hastane içindeki tüm birimlerde renk seçiminden iç tasarım detaylarına, ışıklandırmadan aksesuarlara kadar her şey hastaların tedavi süreçlerini ve hasta yakınlarının konforunu optimize etmek üzere tasarlandı ve hayat buldu. Kısaca, Medicana Ataköy’de son dönem hastane mimarisinin otel konforuyla birleştiğini söyleyebilirim. Değerli Şantiye® okurlarının da bu eşsiz yapıtı ziyaret etmelerini bekliyoruz.
Şantiye®: Hastanede hayata geçirilen ısıtma-soğutma, havalandırma ve yangın gibi unsurları detaylandırabilir misiniz? Enerji verimliliği ve mekanik anlamda neler yapıldı?
Semih Çalapkulu: Projemiz enerji verimliliği ve iklim değişikliği vurgusuna çok güzel bir örnek oldu. Medicana Ataköy Hastanesi’nin mekanik sistemlerinde çok verimli komponentlerin kullanılması, sistem entegrasyonlarının iyi yapılması, mekanik otomasyonun etkin kullanılması ve tasarım ile uygulamadaki inovatif yaklaşımlarla elektrikte yüzde 36, doğalgazda yüzde 39 tasarruf sağlayan bir yapı kurgulandı. SeaPearl Ataköy projesinin mekanik, elektrik ve otomasyon alanlarında neredeyse tüm global sistemlerin aynı anda görülebileceği bir başyapıt olduğunu söyleyebilirim.
Hastane pasif yangın durdurucular, sıhhi tesisat, pissu tesisatı, ısıtma tesisatı, soğutma tesisatı, sulu yangın söndürme tesisatı, gazlı yangın söndürme tesisatı (Novec1230 tercih edildi), pre-action yangın söndürme sistemi, havalandırma tesisatı, duman egzoz ve basınçlandırma tesisatı, VRV sistemleri, yağmur tesisatı, sifonik sistem tesisatı, pnömatik sistem tesisatı, sismik uygulamalar, medikalgaz tesisatı, yağ ayırıcı sistemler, kojenerasyon sistemleri, elektrik panosu-otomasyon panosu gazlı söndürme sistemi, gri su tesisatı, trijenerasyon sistemleri, mekanik sistem otomasyonları, yangın sistemi otomasyonu, medikal cihaz otomasyonu ve sistemsel entegrasyonlar (mekanik, elektrik, medikal, otomasyon vs.) gibi birçok önemli uygulamanın görülebileceği bir yapı oldu.
Hastanede, 31 adet klima santrali mevcut; tüm klima santrallerinde UV-C lambası, tüm hijyenik klima santrallerinde ise ultrasonik nemlendirme cihazı kullanıldı. Klima santrallerindeki bu iyileştirme, ülkemizdeki ilklerden biri. Üst düzey hava kalitesi ve hijyen bu şekilde kurgulandı.
Kullanma sıcak suyu temininde tam hijyenik boyler, lejyoner hastalığını bertaraf edecek vana sistemi ile otomasyon kurgulaması gibi onlarca iyileştirmeyle hastalar, çalışanlar ve misafirlere uluslararası standartların üstünde kalite, konfor ve güvenlik sağlandı. Tam hijyenik boyler uygulaması, bizi Türkiye’deki hastanelerde ilk yapılan bir uygulama olarak ön plana çıkarttı. Üst düzey hijyenik kullanma-sıcak su kalitesi bu şekilde kurgulandı.
Malumunuz klima santralinde dışardan panjur vasıtasıyla taze hava alıp, egzoz havası verilir. Ses problemini de Avrupa meşeli sertifikalı akustik panjurla çözdük. Bu, çevreye karşı duyarlılığımızın da aslında bir göstergesi olarak örneklendirilebilir.
Medicana Ataköy Hastanesi’nde emsallerine göre yaklaşık yüzde 40 daha verimli olma sebeplerinin başında SEER değeri 5,15 olan hava soğutmalı chiller, yer tipi yoğuşmalı kazan, EC fanlı fcu, soğutma ve ısıtma hatları üzerinde dijital aktüatörlü vana ile frekans konvertörlü sirkülasyon pompaları, kazan primer devresinde deltaT’ye göre çalışan sirkülasyon pompası ve konvertörlü hidroforlar tercih edilmesi yatıyor. Hastanenin yapım aşamasında çözüm ortaklarımızla birlikte onlarca çözümsel iyileştirme yaparak çok verimli bir sistem kurgulandı.
Hastanede global ölçekli standartlarda pasif yangın durdurucu uygulaması yapıldı. SeaPearl Ataköy projesinin dört etabında, pasif yangın sistemleri için yaklaşık 1 milyon dolar harcandı.
Enerji verimliliği anlamında hidrofor ve sirkülasyon pompaları frekans konvertörlü uygulandı. Isıtma veya soğutma zonları Delta P’ye göre çalışırken, eşanjörle birinci devre ile ikinci devreye zonlamasında bilgiyi ikinci devredeki Delta T’ye göre tasarlayarak çalışma yapıldı.
Projede revize edilen konulardan biri de kazanların primer devresindeki sirkülasyon pompasının delta T’ye göre çalıştırılmasıydı. Bu aksiyonun yapılmasının ana sisteme katkısı ise doğalgaz sarfiyatını yüzde 27-30 aralığına çekmekti. Daha evvelki uygulamaların birçoğunda sabit devirli uygulamalar görüyoruz ama projeye özgü delta T’ye göre bu sağlandı.
Hastanede fancoil (fcu) sistemiyle ısıtma ve soğutma gerçekleştiriliyor. Dörtlü borulama yapıldı. Dörtlü borulama, her odada dilenen sıcaklığın sağlanmasıyla konfor sağlarken ayrıca enerji tasarrufu bizim için önemli olduğundan, fcu dönüşlerinde dijital aktüatörlü vanalar tercih edildi. Bu da mekân ısıtılıp ya da soğutulurken ciddi bir doğalgaz ve elektrik tasarrufu sağlıyor. Fan coil’lerin tümü ec fanlı olup, otomasyon marifetiyle fanın çalışmasında kademe sağlayarak tasarruf ediyor.
Yönetim katında ve kafeteryada Japon menşeli bir markanın VRV’si ile ısıtma ve soğutma sağlanırken konfor anlamında sıkıntı yaşanmaması adına Avrupa menşeli bir marka ile de elektrikli yerden ısıtma uygulaması yapıldı. Böylelikle sistem yedeklemesi yaparak konfor ön plana çıkartıldı. Ayrıca IT odaları ve elektrik odalarında VRV sistemiyle soğutma sağlandı.
4 adet 1.100 kW’lık verimliliği oldukça yüksek, yer tipi yoğuşmalı kazan seçildi. Chiller ise hava kaynaklı ve SEER değeri 5,15 gibi yüksek bir değere sahip, 3 adet 1.278kW’lık hava kaynaklı Chiller 15. kattaki terasa konumlandırıldı. Özel oluşturulmuş kaideye sismik izolatörle montajı yapıldı. Ekstra olarak chillerlerin işletme aşamasında üzerindeki panoya rahat ulaşılması adına çelik platform tasarlanarak entegre edildi.
Bunların haricinde klima santrallerinde diğer hastane yapılarında pek kullanılmayan ultrasonik nemlendirme cihazı kullanıldı. Genelde soğuk su buhar makineleriyle sağlanırken, örneğin 10 kW enerji harcayarak soğuk buhar elde edilirken, aynı soğuk buhar ultrasonik nemlendirme cihazı ile 1 kW harcanarak sağlanıyor.
Ülkemizde ve dünyada çok rastlanmayan bir uygulama ise, projede tüm klima santralinde ultraviyole-c (UVC) lambaları kullanılmasıydı. Saniyede 2,5 metre hızla gelen bir havada yüzde 99,3 oranında bakteri-mantar-virüsler öldürülebiliyor.
Kullanma sıcak suyunda ise Lejyoner hastalığının önüne geçilebilmesi için motorlu vanalar tercih edildi. Yine diğer hastanelerden farklı olarak tam hijyenik Hoval marka otomasyonla kontrol edilen boylerler kullanıldı. Türkiye’de muhtemelen hastane projelerindeki ilk uygulama oldu.
Tabii mekanik ve elektrik sistemlerde artık sismik konusu da çok önemseniyor. İstanbul biliyorsunuz deprem kuşağı içinde. Biz de bu kapsamda tüm mekanik cihazlarda sismik hareketleri minimize eden ekipman kullandık. Ayrıca yangın borularında özellikle deprem gerçeğinden dolayı 2 inch üstündeki çaplarda kaplinli bağlantılar tercih edildi.
Proje kapsamında uluslararası standartların üstünde uygulamalar yapıldı. Örneğin bina kabuğunda yalıtım anlamında standartların üzerinde uygulamalar hayata geçirildi. Cephede 80 mm kalınlığında taşyünü ısı yalıtımı yapıldı. İç duvarlarda ise konfor koşullarını üst seviyede tutma felsefesiyle alçıpan, 50 mm taşyünü ve ses yalıtımı uygulamaları gerçekleştirildi.
Pissu borularında mineral katkılı polipropilen (PP) hammaddeden imal edilen üst segment sessiz atıksu sistemi tercih edildi. Gürültü azaltma ve yangın direnci (EN 13501- 1) de dahil olmak üzere atıksu tahliye sistemleri (EN 1451-1) için öngörülen tüm standartları karşılayan Avrupa menşeli pissu borusu kullanıldı. Temiz su borularında pp-r 5 katmanlı Avrupa menşeli boru tercih edildi. Wras belgesine haiz bir borudur.
Klima santralinde ve pompa grupları için de yüzen kaideler yaptık. Önce 15’er cm genişliğinde, 25 cm yüksekliğinde bir yüzen kaide; daha sonra keçe, yabancı menşeli sismik kauçuk, plywood, naylon ve beton döküldükten sonra izolasyon malzemesi ve seramik uygulaması yapıldı. Böylelikle hem sismik hem de ses yalıtımı konusunda üst düzey önlem alındı.
Şantiye®: Sizi en zorlayan ya da sizin için önemli olan başlık neydi?
Semih Çalapkulu: İnce işler, yani mimari gruptu bizi en çok zorlayan... Çünkü doğal olarak özel, otel standartlarında bir hastane yapılıyorsa mimari unsurlar daha ön planda oluyor. Dolayısıyla mekanik, elektrik, otomasyon (elektromekanik) sistemler hem estetik görüntüyü bozmayacak hem de hastanelerdeki gibi üstün performanslı olması gerektiğinden iki unsuru optimal seviyede çözmek açıkçası bizi biraz zorladı.
Ayrıca malumunuz, 2020’nin mart ayından itibaren tüm dünya ciddi bir pandemiyle karşı karşıya kaldı. Hem sosyal hayatta hem iş hayatında büyük sıkıntılar yaşandı. Biz de bu hastanenin elektromekanik anlamda inşaatına 2021’in şubat ayında başlamıştık. Tam pandeminin ortasıydı. O dönem yaşanan döviz kurunun aşırı artmasından kaynaklı finansal zorlukları ve ekipman tedariğini, toplu alımlar ve seri hareketlerimiz neticesinde bir şekilde çözmüştük. Çok hızlı reaksiyon aldık. Bizim haricimizdeki diğer projelerin en büyük zorlandığı kısımlardan biri olan bu süreci, biz nispeten kolay atlatmıştık... UL-FM’li bir yangın pompasını Türkiye’ye getirebilmek ortalama 6 ay gibi bir zaman dilimi gerektiriyordu. Doğru zamanda teknik şartnamesini oluşturarak ihaleye çıkıp ürünü satın almazsanız, artı 6 ay gibi bir süreç bir inşaat için oldukça zorlayıcı bir unsur olabilirdi. Benzeri sıkıntılar teknik tüm komponentler için de geçerlidir. Fakat bu zorlukları şantiyemizde minimize edebildik.
Şantiye®: Sürdürülebilirlik anlayışı Kuzu Grup bünyesinde nasıl karşılık buluyor?
Semih Çalapkulu:Temel felsefesi sağlam, sürdürülebilir, fonksiyonel ve estetik yaşam alanları üretmek olan Kuzu Grup, kuruluşundan bu yana imzasını attığı toplu konut alanları, okullar, hastaneler, oteller, arıtma tesisleri ve resmi binalarla tüm yurtta kalkınmanın temel dinamiklerine katkıda bulunmuş bir firma. Grubumuzun ürettiği yapılarda kalite ve güvenliğe verilen önem, inşaat sektöründe yer alan diğer firmalar için örnek teşkil ediyor. Aslında bizler sürdürülebilirliğimizi ve kalitemizi çekirdek kadrolarla devam etmekte buluyoruz. Projelerimizin büyüklülerine göre, ilgili anahtar, yani çekirdek kadromuza ekstra personel takviyesi yaparak, bugüne kadarki devasa projeleri hakkıyla bitirebildik. Mekanik işler, kaba işler, ince işler, altyapı işleri ve elektrik işlerinde ana kalem imalatlarında çalışan grup liderlerimiz adeta şirketimizin inşaat, mekanik, elektrikte hafızası olmuştur. Bu anlamda sektörde adeta bir Kuzu Grup ekolü oluşturulduğunu söyleyebilirim. Malumunuz tüzel kişiliklerin hafızası yoktur; hafıza, gerçek kişilerle sağlanmaktadır. İşin sırrı, insana ve bilgiye verdiğimiz değerden kaynaklanmaktadır. Çünkü bilgi ve tecrübe bizim olmazsa olmazımızdır.
Şantiye®: Hastanelerde iç hava kalitesi, iklimlendirme ve mekanik işler anlamında ne değişiyor? Yönelim ne?
Semih Çalapkulu: Malumunuz, 2015 yılında imzalanan Paris Sözleşmesi ile karbon ayak izi ve iklim değişikliği konusunda tüm dünya ülkelerini bağlayan zorunluluklar getirildi. Kullanılan her ürünün, yapının enerji verimliliğine katkı sağlaması gerekiyor. Bunu bir kez daha vurgulamak isterim. Önümüzdeki yıllarda karbon ayakizi konusunda başta üretici firmalara getirilecek ekstra vergilerle zor bir süreç bekleniyor. Bunun için de şimdiden gerekli önlemlerin alınması şart.
Pandemi sonrasında hastanelerin iç hava kalitesi konusuna bakış tamamıyla değişti. Pandemi öncesinde özellikle ameliyathaneler pozitif basınçla tasarlanırken, pandemi sonrasında, hastanın hastalığının durumuna göre negatif basınçlandırma yapma olasılığı düşünülerek farklı bir kurgu yapılmaya başlandı. Ayrıca tüm hijyenik alanlarda yüzde yüz taze hava koşulu ön plana çıktı. Hastanelerde en önemli konuların başında gelen hijyenik alanlardaki sıcaklık, nem ve hava kalitesi de artık uluslararası sağlık koşulları standartlarına getiriliyor ve bu da otomasyonla yapılıyor.
Şantiye®: SeaPearl Ataköy projesinde uygulanan sürdürülebilirlik stratejilerinden bahsedebilir misiniz? Buna paralel olarak da enerji verimliği ve iklim değişikliği konusundaki görüşleriniz nedir?
Semih Çalapkulu: SeaPearl Ataköy projesinde tedarikçilerden tüketicilere kadar uzanan geniş yelpazenin tüm halkalarının beklentilerini dikkate alarak sistemleri tasarladık. Sürdürülebilirlik stratejimiz tüm çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerin bütüncül bir yaklaşımıyla ele alındı. Yani bu unsurlar biri için diğerinden ödün vermeden, bir denge içinde yönetildi. Şunu çok iyi biliyoruz ki; sürdürülebilirliği stratejilerine entegre eden şirketler risk ve fırsatları etkin ve proaktif bir yaklaşımla yönetiyor. Bu sayede rekabet güçlerini ve marka değerlerini artırabiliyorlar; bu da sonuç olarak finansal sürdürülebilirliğe önemli bir katkı sağlıyor. Bu olguyu ürettiğimiz tüm projelerde de uygulamak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Enerjiyi verimli kullandığımız takdirde iklim değişimine müspet anlamda katkı sunabiliriz. Ürettiğimiz yapılarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin azaltılması ve çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi konusunda elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Ki bu, tüm toplum paydaşlarının da görevi.
Binanın enerji kullanımını azaltmasının nedenlerden biri de dünyada iklim kuşaklarından yararlanmak. Biliyorsunuz dünyada farklı iklim kuşakları mevuct. Bizler, yaşadığımız binaları iklim koşullarına göre tasarlamak zorundayız. En ince ayrıntısına kadar düşünüp, hayata geçirmekle mükellefiz. Binanın enerji sistemini en masrafsız ve tasarruf sağlayacak şekilde, inceleyerek ve tasarlayarak, mimari tasarımlar geliştirerek uygulamamız gerekir. Aynı yapıyı Erzurum’da yaparken dikkate alınan kriterlerle İstanbul’da projelendirilip kurgulanan kriterler çok farklıdır. Örneğin Medicana Ataköy Hastanesi, Bakırköy’de, denize çok yakın olması sebebiyle dış alanlarında konumlandırdığımız tüm cihazlarda, deniz suyunun rüzgarla taşınması sebebiyle korozyon tehlikesine karşı ekstra önlem alındı. Benzeri önemler nem konusunda da söz konusu. Aynı yapı örneği İstanbul Başakşehir ilçesinde olsaydı bu konuyla ilgili hassasiyet daha az olurdu. Tabi bu hassasiyetten dolayı alınan ürünler, özel üretim olması sebebiyle maliyetlerimizi de yükseltti. Bizden sonra gelecek nesillere, yani çocuklarımıza, yaşanabilecek bir dünya bırakmak, onlara olan borcumuz. Dünyayı gerektiği gibi teslim etmemiz şart. Asgari enerji tüketimiyle ilgili sorumluluğumuz, tüm topluma, hatta dünyaya karşı bir görev.
2 Nisan 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.