“Zihinler kaba kuvvetle değil, sevgi ve bilgelikle fethedilir...”
17. yüzyılda bir filozof (Baruch Spinoza) böyle söylemişti...
YAZAN: İnş. Müh. Muharrem Akpınar / Araştırmacı Yazar, Çevreci Aktivist
Kendi çağında fikirleri dolayısıyla ne kadar anlaşılamasa da günümüzde, fikirleri bugünün söylemlerine daha yakın olduğu için değeri ve düşünceleri üzerine kafa yorulmaya başlanmıştır. Bazı fikirler, söylemler, hedefler, projeler veya bilimsel çalışmalar bulundukları dönemin "radikal"i, "öteki"si, "bilinmez"i, “yapılamaz”ı olsalar da onları kavrayabilen parlak beyinler sayesinde geleceği şekillendiren değerler olarak varlıklarını sürdürürler.
Bu özel yeteneklerin biri de hepimizin tanıdığı Albert Einstein’dır. Einstein, Spinoza’dan 250 yıl sonra yaşayacak olsa da onun düşüncelerini benimsemiş ve ona doğayla ilgili soru sorulduğunda hep şu cevabı vermiştir; “Ben Spinoza’nın Tanrısı'na inanıyorum”.
Yine Einstein’ın bilimsel merakını aldığı odak noktanın ise kendi söylemiyle “Tanrı’nın evini araştırmak” olduğu bilinir.
Yaptığı çalışmaları günümüze ışık tutmuş, kozmosu ilk defa zaman ve mekan okyanusu olarak görmüş, maddenin uzay-zamanda dalgalar gönderebildiğini fark etmiş, 1916’da evrenin en uzak yerlerindeki yıkıcı patlamaların dalgalardan çok daha büyük bir şey, devasa kütle çekim dalgaları yarattıklarını hayal etmiş, neredeyse dünyanın en çok bilinen formülü olan E: mc2 ile enerji-kütle arasındaki dönüşümün ne derece önemli olduğunu keşfetmişti. Hatta Einstein, “Yarının Dünyası” isimli 1939 New York Dünya Fuarı’nda çok ilgi çekici ve bir ilke sahne olacak evrenden insana temasın kurulduğu 65 kilometrelik yarıçaptan görülebilecek en parlak ışık görsel şölenini 700 kelime ile hem halk dilinde anlatıcısı hem de tüm Fuar’ı aydınlatacak olan elektrik düğmesini çeviren olacaktı. Anlatmak, aslında bir proton dendiğinde soyut kalıyor olsa da bir beyzbol topunun saatte 100 km hızla hareket eden haldeki enerjisini barındırıyor gibi bir benzetmeyle halk dilinde nispeten karşılığını buluyordu. Kozmik ışınlar, yani protonlar dünya fuarı açılışında üç adet Geiger sayacı tarafından yakalanıp geceyi gündüze çevirecek göz kamaştırıcı bir ışıkla enerji dönüşümüne, Fuar’dakiler şahit olacaktı ama aydınlatma kabloları için yük o kadar fazlaydı ki lambalar patlamış olsa bile yine de muhteşem bir görüntü ortaya çıkmış, yarının dünyasının keşfi için bilim karşılığını bulmuştu.
Einstein kendi dönemine göre kütle çekim dalgalarının gözlemlenemeyeceğini söylemiş olsa da bilimsel araştırmalar yeni beyinlerle kuramsal ve teorik yolculuğunu devam ettirmiş ve 1967’de LIGO projesi başlatılmış, 2017 yılında ise 1,1 milyar ışık yılı uzaklıkta gerçekleşen iki kara delik çarpışmasının kütle çekim dalgaları LIGO tarafından algılanmış ve proje yöneticileri 2017 Nobel Ödülü’nü kazanmıştı. Aslında kozmik ışıkları keşfeden Avusturyalı fizikçi Victor Hess’ti. 1911-1913 yılları arasında birçok kez hava balonu ile risk alarak tehlikeli yüksek irtifalara çıkarak bu keşifleri yapmıştı. Einstein ise 25 yaşındayken atom ve moleküllerin ilk kanıtlarını sunup, boylarını ölçmüş, ışığın foton denilen parçacık paketleri halinde taşındığını öne sürmüştü.
Yazımın, 1. bölüm olarak kabul ettiğim şimdiye kadarki olan kısmında fotonların ne derece önemli olduğunukısa da olsa anlatmaya çalıştım; şimdi fotonların insanlığın, doğanın ve ekolojinin tümü için nasıl faydalı olacağını açıklamaya çalışacağım.
Günümüzde ağırlıklı olarak tüketim endüstrisinin saldığı karbon yüzünden ısınan atmosferle beraber iklim değişikliği göz önüne alındığında, doğamızın +1,5 0C’ye tahammülü kalmamışken insanlar olarak geleceğimizi kurtarmak ve alternatif, yenilenebilir, ekolojik, doğayla uyumlu enerji kaynaklarının keşfi ve kullanımı, enerji bağımlılığımızı azaltmak adına artık zorunlu hale gelmiş ve gelecek nesilleri bilinçlendirme sorumluluğumuz artmıştır. Bu sebeple yazımı yenilenebilir enerji kaynakları serisi olarak başlatıp, her bölümde bir kaynağın detaylı açıklamalarını yaparak son tüketicide bilinç oluşturmak adına kolaylaştırıcı adımlar içeren pratik bilgiler sunacağım.
Yenilenebilir enerji serisinin “fotondan güneş enerji santrallerine” isimli ilk yazımı güneşten elektrik üreten Güneş Enerji Santralleri (GES) ile başlatmış bulunmaktayım. GES’lerinçalışma mantığı PV, yani fotovoltaik sisteme dayanır. Güneş ışınları fotovoltaik yarı iletken hücreler tarafından emilir, fotovoltaik hücreler n tipi ve p tipi iki silikondan oluşur; bu silikonlar alt kısımdan metal bir iletken ile bağlıdır, üst tarafta ışık almasına izin veren parmak iletkenler bulunur, ışık hücre yüzeyine vurduğunda fotonlar üst tabakayı geçerek pozitif ve negatif yüzeyler arasındaki bağlantı bölgesine gelir, fotonlar elektronları bulundukları yerden üst yüzeye hareket ettirirken boşluklar alt yüzeye ittirilir. Bir devreyi bu iletkenlere bağladığımız zaman elektronlar negatif yüzeyi terk eder ve sırayla pozitif yüzeyin altında kullanıma hazır olan boşluklara doğru hareket eder, bütün bu süre boyunca daha fazla foton elektronları boşluklardan dışarı hareket eder ve döngüsel olarak bu ritüel devam ederek elektrik enerjisine dönüşüm başlar; şu anki teknoloji ile hücreler güneş olduğu sürece elektrik enerjisi dönüşümünü gerçekleştirebiliyor ama ilerleyen zamanlarda muhtemelen 24 saat boyunca güneş olmasa da güneş ışığını emen ve depolayan, yani foton depolayan sistemler gelişip yaygınlaştıkça enerji üretim serüveni farklı bir verimsel ivme kazanacaktır.
Burada son tüketicinin gözünden şöyle bir soru soralım; “Bize bir faydası var ama fayda/maliyet, fiyat/performans açısından güneş enerjisi paneli ile elektrik üretmeyi mühendislik ve mali açıdan değerlendirecek olursak bu işten kazancımız ne olur” noktasında detaylara inmek istiyorum... Güneş enerjisinde “On Grid”, yani elektrik ürettim, kullandım ve sattım; “Off Grid ”ise elektrik ürettim, kullandım, şebekeden bağımsız depoladım anlamına gelir. Bir de Hybrid vardır ki o da hem güneş enerjisi hem de rüzgar gülü entegre birlikte üretimin olduğu karma sistemdir. Haliyle On Grid sistem inverter, kablolama, trafo ve sayaç açısından daha maliyetli olacaktır; fakat yatırım maliyeti geri dönüşü, fiyat/performans ve verim açısından On Grid sistem daha avantajlıdır. On Grid sistemde üretim fazlası satış için Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması YEKDEM 2030’a kadar olan alımfiyatlarını açıklamıştır. GES için birim taban fiyat 4,95 USD/Kwh, tavan fiyat ise 6,05 USD/Kwh’dır. Tüketim birim fiyatları ise mesken düşük kademe için zamları da düşünecek olursak 2,1 Tl/Kwh, mesken yüksek kademe için 3 tl/Kwh işyeri için 6,12 Tl/Kwh’dır. 2+1 daire tipi için aylık ortalama tüketim 250 Kw civarı, 3+1 daire tipi için 450 Kw civarı, villa tipi bir mesken için 800 Kw civarıdır. 1 yıllık bir villanın tüketim miktarı ortalama 9600 Kilowatt saat olacaktır ve 9600*3 TL’den = 28800 TL gibi bir elektrik enerjisi harcamasına yol açacaktır. Harcamanın yanında mevcut şebekeden kullanılan enerjinin üretilme, ekoloji tahribatı ve ülke ekonomisi için ithalat süreci de düşünülürse çok efektif olmadığı ortadadır.
Şimdi gelelim, “eğer bu villaya güneş enerji sistemi yaptırırsak ne kadar para harcayacağız, ne kadar sürede geri dönüşü olacak ve sistem performans açsısından nasıl çalışacak” sorularına... Güneş enerjisi için önemli bir nokta da panel seçimi ve yerleşimidir. Monokristal veya polikristal güneş paneline göre farklılık gösterse de eğer monokristal güneş paneli kullanacak olursak malzeme ve üretim kalitesinden dolayı yüksek saflıkta silikondan yapıldığı için siyah renkte olur ve yüzde 24’e kadar verimlilik sağlar, polikristal güneş panelleri ise daha basit bir üretim sürecinden geçmekte olup mavi renkte olur ve yüzde 18’e kadar verimli çalışır. Bunlara ilaveten hesap yaparken güneşe maruz kalma süresi, tozlanma vs.gibi koşullarla bu parametreler göz önüne alınarak panellerin yüzde 100 verimle çalışmadığını öncelikle bilmek gerekir. Bunların yanında maliyet olarak fikir oluşması açısından tüketim, tasarım ve malzeme ihtiyacı için 285 wattan oluşan 4 adet monokristal panel 5000’lik akıllı inverter, 80 amper şarj kontrol cihazı, 200 amper 51,2 volt lityum akü, konstrüksiyon, işçilik ve montaj dahil TL bazlı fiyatlar değişken olduğu için yapılmış bir işin 2023 fiyatları dolar bazlı yaklaşık 5300 USD civarıdır.
Özetle ülkemiz coğrafya olarak EİE (Elektrik İşleri Etüt İdaresi) tarafından yapılan çalışmalara göre güneşlenme süreleri açısından dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır. Bu yüzden güneş enerjisinden elektrik üretme işleminin yatırım maliyeti ve amortismanların geri dönüşü diğer ülkelere göre ve yapılan imalatın teknik, tasarım, ürün seçimi, elektrik enerji fiyatlarının artışı, uygulama kalitesi ve şebekeye satış da düşünüldüğünde 3 ila 6 yıl arasında değişmektedir.
Güneş enerji sistemlerinin hem butik hem sanayi hem arazi kurulu güç anlamında birçok avantajı vardır. Diğer enerji sistemlerine göre bakım maliyeti düşüktür, düşük maliyetle enerji üretilir, üretilen enerji şebekeye satılır, güneş enerjisi yenilenebilir doğal bir enerjidir, dışa bağımlılığı azaltır. Güneş enerji sistemleriyle nasıl uzay araştırma istasyonları, dünyanın en küçük nano uzay gemisi 2*2 cm’lik yıldız araştırıcısı starshot serüveni ilerliyorsa, ülkemizde de tarım alanlarının sulanması, otomasyonları, su kaynaklarının düzenli kullanımı, kent aydınlatmalarının verimli kullanımı ve konutların elektrik enerjisi ihtiyaçlarını gidermekle kalmayıp yeni gelişen teknolojiler ile panel yardımıyla havadaki nem yakalanarak su ihtiyaçlarını gideren bir yöntem geliştirilmiş ve bu sistemlerle su üretimi birçok ülkede pilot uygulama olarak başlatılmıştır. Hatta imar planlarında yapılacak değişikliklerle yeni inşa edilecek yapıların yeşil enerji, sürdürülebilir yapı döngüsü ve yenilenebilir enerji sistemleriyle entegre olması sağlanmalı ve bu konuda sektör teşvik edilmelidir. Birlikten ve planlamadan güç doğar. Gelecek şimdiden kazanılmış olur.
Unutmayalım bir Kızılderili atasözünde de vurgulandığı gibi “Biz dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık.”
12 Ağustos 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.