Rüzgâr enerjisi geçmiş yıllarda yatırım maliyeti, uygulama ve işletme açısından ülkemizde pek rağbet görmese de yenilenebilir enerji kanununda yapılan değişiklik, düzenleme ve teşviklerle günümüzde popüler hale geldi... Yatırımlar ise pozitif ve yerlilik anlamında devam ediyor...
İnş. Müh. Muharrem Akpınar / Araştırmacı Yazar, Çevreci Aktivist
Enerjetizm, Güneş, Türkiye Rüzgar Atlası, Alçak Basınç, Yüksek Basınç, Beaufort Ölçeği, 1 Knot, Rüzgar Çorabı, Anemometre, Rüzgar Türbinleri, Rüzgar Santralleri, Elektrik Enerjisi... Bunlar bazı temel kavramlar. Çoğumuz ilköğretim derslerinde ve günlük hayatımızda karşılaşmışızdır. Rüzgâr enerjisi, evrenin kurulduğu günden beri var olan doğal bir durumdur. İnsanın bunu keşfi ve ilk kullanımıysa 7000 yıl öncesine dayanmaktadır. İnsan faktörü doğayı, dünyayı ve atmosferi yaşanılamaz hale getirdiği için artık bir zorunluluk olan yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden biridir. İnsanlık, fosil yakıtlardan bir an önce kurtulmak zorunda kaldığından geleceğin yatırımlarının çoğunun enerji üretmek ve asıl odağınsa temiz enerji üretmek olduğunu kanıksamış bulunmaktayız.
Klasik tanıma göre rüzgâr, yüksek basınçtan alçak basınca hareket eden hava akımı olarak nitelendirilir; fakat teknik olarak bir ilave yapacak olursak, rüzgârların güneş kaynaklı radyasyonun yer yüzeyini farklı ısıtmasından kaynaklı olduğunu görürüz. Bu da bize rüzgâr oluşumunda Güneş’in ne kadar etkili olduğunu gösterir. Çünkü yer yüzeyinin farklı ısınması, havanın sıcaklığının, neminin ve basıncının farklı olmasına, bu farklı basınç da havanın hareketine neden olur, ki Dünya’ya ulaşan güneş ışınımlarının yaklaşık yüzde 2’si kadarı rüzgâr enerjisine dönüşür.
Rüzgâr enerjisini oluşturan rüzgar hızı için ise 1807 yılında Amiral Francis Beaufort tarafından bulunan gözlem ve yöntemle veri ölçümleri ampirik bir modelleme ile Beaufort Ölçeği denilen 0-12 arasında skalaya sahip bir rüzgar şiddeti ölçüm çizelgesine dönüştürülerek, o dönemde kolay kullanım açısından çok faydalı olmuştur. Anemometreler çıktıktan sonra etkisini yitirmiş olsa da denizcilikte hala kullanılmaktadır. Bu ölçekte rüzgâr hızıyla knot arasında bağıntı da kurulmuştur; zaten ampirik modele dönüşüp yıllardır kullanılmasının sebebi de budur. Şöyle ki; 1 Knot saatte 1 mil hızdır ve 1,852 kilometredir. Beaufort ölçeğinde skala 0 ise hız 1 km’den azdır, eğer skala 12 ise hız 118 km’den büyüktür. Bu da bildiğimiz anlamda kasırgadır. Ölçüm yöntemlerini kolaylaştırmak için yine rüzgâr çorabı denilen kırmızı beyaz parçalı görüntülü ölçme aletini çoğunlukla deniz fenerlerinde görebiliriz. Rüzgâr çorabında ise 3-6-9-12-15 Knots olarak 5 aşama belirlenmiş ve rüzgâr tulumunun açısına göre isimlendirilmiştir.
Rüzgâr gücünden yararlanılma metodu, bilinen tarihiyle M.Ö. 5000’lerden itibaren Nil Nehri’nde gemilerde kullanımıyla beraber yaklaşık olarak 7000 yıllık bir tarihe sahiptir. Rüzgar enerjisinden elektrik üretmek içinrüzgâr türbinleri, mekaniksel güç içinyel değirmeni, su veya kuyu pompalama için rüzgâr pompaları veya gemileri yürütmek içinyel kenler kullanılır; yani rüzgâr kullanışlı bir forma sahiptir. Rüzgâr enerjisinin gücünden elektrik enerjisi sağlayan rüzgâr türbinlerinin ise ilk olarak 1887’de İskoçya’da 10 metre yüksekliğinde kumaştan ve akümülatörleri şarj etmek için icat edildiği dijital kaynaklarda yer almaktadır.
Zamanla gelişen teknoloji ve inovatif hamlelerle birlikte rüzgâr türbinleri günümüzdeki halini almıştır. Bu türbinlerin ortalama verimi ise teorik olarak yüzde 35 ile 45 arasında, uygulamada ise yüzde 20-30 arasında değişmektedir. Değişmeyen tek şey değişimdir prensibiyle rüzgâr enerjisinden elektrik enerjisi üretme yöntemlerinde de güncel Ar-Ge çalışmaları devam etmektedir ve yeni gelişmeler olmaktadır. Son güncel ve yeni gelişme ise bir Alman otomotiv firmasının Londra fabrikasında denediği hareketsiz, yani kanatsız rüzgâr türbinidir. Test edilen yeni rüzgâr türbini teknolojisiyle kanatların olmayışı gürültü, çevre, yaşam alanı ve canlıların zarar görmesi gibi birçok problemin çözülmesine yardımcı olacaktır.
Bu yeni teknoloji, test aşamaları tamamlanıp endüstriyel kullanıma geçene kadar rüzgâr enerjisinden elektrik enerjisi üretimi yine rüzgâr türbinleri ile sağlanmaya devam edecektir. Bu türbinler ve çalışma mantıkları basit ama komplike bir düşünce sistemi içermektedir. Rüzgâr türbinlerine dışardan bakıldığında çok basit gözükseler de aslında çok komplike bir elektro-mekanik yapıları bulunmaktadır. Detaylara girmeden basit anlamda açıklayacak olursak kule, nasel, kanatlar, rotor, motor, jeneratör, scada, anemometre ve trafodan oluşur. Rüzgâr kanatlara değip basınç farkından dolayı hareket sağlanacak, hareket eden kanatlar rotoru devreye sokacak ve mekanik enerji oluşacaktır. Burada torku oldukça yüksek olan bu mekanik enerjinin elektrik enerjisine dönüşmesi için dakikada 18 devir yapan rotor devir sayısı 100 katına çıkarak 1800 devir/dakikaya ulaşır. Artık rotor şaftına bağlanan jeneratör AC elektrik üretebilecektir. Santrallerde rüzgârdan elektriğe ulaşma süreci rüzgâr potansiyeli ve rüzgâr hızına bağlı olarak değişmektedir. 500 kw’lık bir rüzgâr türbini 17 m/s hızla 500 kw elektrik üretirken, 8 m/s hızla 163 kw elektrik üretecektir. Ortalama yıllık bir üretim mantığıyla bakacak olursak 2 MW kapasitede bir türbin yılda 5 milyon kwh enerji üretecektir.
Ülkemiz Ege, Doğu Akdeniz ve Marmara bölgeleri rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminin yaklaşık üçte ikisinin yapıldığı bir ekonomik alanın merkezindedir.İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Bodrum sadece Türkiye’nin değil, dünyanın önde gelen rüzgâr enerjisi merkezlerindendir. Bu bağlamda İzmir’in turizm cenneti olarak bilinen Çeşme’de meşhur yel değirmenleri herkes tarafından bilinmekte olsa da okuyucular için yeni bir bilgiyi de buradan ekleyelim: “Türkiye ilk rüzgâr türbini 1986’da İzmir’in Çeşme ilçesi Altınyunus Mahallesi’ne kurulmuştur.”
Dünya rüzgâr enerji potansiyeli yıllık 23.000 Twh olmasına rağmen kullanılan potansiyelin çok daha az olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra rüzgâr hızının yüzde 26’lık anakara kısmında ortalama 5,1 m/s’den yüksek hıza sahip olduğu bilinmektedir. Kurulu güç içinse hesaplamalar yaklaşık bir kabul yapılarak gidiliyor ve kilometrekare başına 8 megawatt’lık bir enerji üretiminden bahsediliyor. Yine dünya rüzgâr enerjisi kurulu güç 743 GW olup, bu rakam ile evren ve doğa açısından yaklaşık 1,1 milyar ton karbon salımının önüne geçiliyor demektir. Ülkemizde 2035 yılında planlanan rüzgâr kurulu gücü 30 GW olup, şu an rüzgâr enerji santral sayısı 313’e yakındır ve toplam temiz enerji üretimindeki oranı yüzde 12’ler civarındadır. Geçmiş yıllara oranla rüzgâr enerjisinin üretimdeki artış oranı son yıllarda ve gelecek yıllardaki yatırımları da hesaba katacak olursak ciddi anlamda yükselen bir ivme kazanmıştır.
İklim değişikliği ve sağlıklı yaşam koşulları dikkate alındığında atmosfer güvenli karbon ppm seviyesi maksimum 350 civarında olması gerekirken yapılan son araştırmalarda atmosferdeki karbondioksit miktarı mayıs 2024 verisine göre son 800.000 ile yılın en yüksek değeri olan 423,43 ppm’e yükselmiş olup, kritik seviye 36 yıl önce 1988 yılında aşılmıştır. İklim değişikliği açısından gidişat negatif gözükse de yıllık karbon azalış ve artış istatistikleri incelendiğinde ppm değerlerinin geriye doğru da hareket ettiği görülmüştür. Bu yüzden karbon azaltımı konusunda yeni teknolojiler veya yöntemler geliştirene kadar karbon salımının önüne geçecek en iyi yöntemlerin yenilenebilir enerji yöntemleri olduğu görülmektedir. Rüzgâr enerjisi geçmiş yıllarda yatırım maliyeti, uygulama ve işletme açısından ülkemizde pek rağbet görmese de yenilenebilir enerji kanununda yapılan değişiklik, düzenleme ve teşviklerle günümüzde popüler hale gelmiş olup, yatırımlar pozitif ve yerli anlamda devam etmektedir. İzmir’de 3 firmamız yüzde 100 yerli kanat üretimi yapmaktadır. Böylece maliyetler enflasyonist bazda artmış olmasına rağmen 5 yıl öncesine göre yüzde 32 düşmüştür. Balıkesir’de bir firmamız 2015 yılında ilk yerli türbini yapmıştır. Çevre duyarlılığı olan bir firmamız ise rüzgâr kanatlarının rengini mor renkli imal ederek kuş ölümlerini engellemek adına farklı bir yol izlemiştir. Mor renk böceklerin en az ilgisini çeken renktir, bu yüzden böceklerle beslenen kuşlar ve yarasalarda renk farkındalığından dolayı böceklere yönelmeyerek ölüm ve kaza riskleri azalmış olacaktır. Bir Kızılderili atasözünü hatırlatmakta tekrar fayda görüyorum: “Biz doğayı çocuklara miras bırakmadık, onlardan ödünç aldık”.
13 Ekim 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.