Kentsel dönüşüm, farklı kaynaklarda çeşitli tanımlarla ele alınan bir kavramdır. Bu tanımlar, dönüşümün amacına ve bakış açısına göre farklılık gösterebilir...
Prof. Dr. Mehmet Fatih ALTAN
Barış Yiğit CANPOLAT
İstanbul Aydın Üniversitesi
Kentsel dönüşüm, farklı kaynaklarda çeşitli tanımlarla ele alınan bir kavramdır. Bu tanımlar, dönüşümün amacına ve bakış açısına göre farklılık gösterebilir.
Türk Dil Kurumuna göre “dönüşüm” kelimesi, mevcut bir durumun değiştirilip başka bir biçime girmesi veya şeklinin değiştirilmesi anlamına gelir. “Kentsel dönüşüm” ise, kentin imar planlarına uymayan, ruhsatsız binaların yıkılıp yerine planlara uygun toplu yerleşim alanlarının oluşturulması işlemi olarak tanımlanır (Yaman ve Şahinbaş, 2017).
Kentsel dönüşüm, genellikle kentlerin gelişimini düzenlemek, çevresel sürdürülebilirliği artırmak, yaşam kalitesini iyileştirmek ve afet risklerini azaltmak gibi amaçlarla gerçekleştirilen bir süreçtir. Bu süreçte mevcut yapılar yeniden düzenlenir, yaşayacak nüfusun ihtiyaçlarına göre donatı alanları ve yeşil alanlar artırılır, altyapı geliştirilir. Kentsel dönüşüm kentlerin daha güvenli, sağlıklı, dayanıklı ve sürdürülebilir bir geleceğe yönelik olarak şekillendirilmesini amaçlar.
Kentsel dönüşüm, kentlerdeki modern yaşamın gerektirdiği yeni ihtiyaçlar ve taleplerle, kontrolsüz büyümenin olumsuz etkilerini gösteren bölgelerde ekonomik etkinliği kaybetmiş veya güncelliğini yitirmiş kentsel alanları ve yasa dışı yerleşimleri modernize etme kavramını ifade eder. Bu kavram, 1990’lı yıllardan itibaren kent planlamasının odak noktasına yerleşmiş ve giderek daha fazla önem kazanmıştır.
Kentsel dönüşüm ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel açıdan dönüşüm geçiren bir bölgenin sorunlarını çözmeye çalışan kapsamlı bir vizyon ve eylem setini ifade eder. Bu süreç, kentsel alanların daha sürdürülebilir, güvenli ve yaşanabilir hale getirilmesini amaçlar. Genellikle eski veya atıl, afet riski barındıran alanların yeniden değerlendirilmesini içerir.
Görsel: Bursa’da hayata geçirilen bir kentsel dönüşüm ve şehir planı
Kentsel dönüşüm, temel olarak üç ana amaç doğrultusunda gerçekleşen bir kent planlama ve geliştirme sürecidir.
Birincisi, tarihi kentlerde eski sosyal, kültürel ve ekonomik önemini yitirmiş olan yerleşim bölgelerinin ve kaynak alanların kent yaşamına kazandırılmasıdır. Bu amaç, tarihi kentlerin korunmasını ve canlandırılmasını hedefler. Tarihi bölgelerdeki eski yapıların restore edilmesi, kültürel mirasın korunması ve turizme kazandırılması gibi adımlar bu amacın bir parçasıdır. Bu sayede geçmişin önemli bölgeleri, günümüz kent yaşamına entegre edilir (Yaman ve Şahinbaş, 2017). Tarihi kentlerin kentsel dönüşüm süreçlerinde, kentin tarihsel süreçte sahip olduğu kent dokusu korunarak yaşatılması amaçlanırken, burada yaşayacak olan nüfusun ihtiyaçları da göz önünde bulundurulur.
İkincisi ise, büyük göç alan sanayi kentlerinin kenar bölgelerinde daha çok kayıt dışı inşaat sektörünce gerçekleştirilmiş olan niteliksiz ve yasadışı yerleşimlerin, yasal ve sağlıklı yaşam için uygun koşullara kavuşturulmasıdır. Bu amaç, kentlerin hızlı büyümesi sonucu ortaya çıkan plansız ve sağlıksız yerleşimlerin düzeltilmesini hedefler. Bu yerleşimlerin altyapısı, güvenliği ve yaşam kalitesi artırılarak sakinlerine daha iyi yaşam koşulları sunulur. Aynı zamanda bu süreçte, kayıt dışı inşaat faaliyetleri yasallaştırılır ve kontrol altına alınır (Yaman ve Şahinbaş, 2017). Bu amaçlarla yapılan kentsel dönüşüm görünürde birçok konuyu pozitif sonuca ulaştırıyor gibi görünse de perde arkasında birtakım sorunlar barındırmaktadır. Kentsel dönüşümün gerçekleştiği bu tür alanlarda “soylulaştırma” kavramı ortaya çıkmaktadır.
Bu üç ana amaç, kentsel dönüşümün temel motivasyonunu oluşturur. Bu süreçler, kentlerin sürdürülebilirliğini ve yaşanabilirliğini artırmayı hedeflerken, aynı zamanda tarihi ve kültürel mirası koruma amacı taşır ve kayıt dışı inşaatın kontrol altına alınmasına yardımcı olur.
KENTSEL DÖNÜŞÜM
Kentsel dönüşüm kavramı Sanayi Devrimi sonrası, kırdan kente göçlerin artması, dünyada tarım ve zanaatkarlığın yerini çoğunlukla sanayi ve hizmet sektörüne bırakmasıyla kentlerin hızla büyüdüğü ve planlarına aykırı geliştiği dönemlerde karşımıza çıkmaktadır.
Bu kavram, çoğu zaman ekonomik büyüme ve göç gibi faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar ve bu süreç içinde kentlerin hızla genişlemesi, altyapı eksiklikleri, konut sorunları, trafik sıkışıklığı gibi birçok sorunu beraberinde getirir. Plansız kentleşme, maddi ve fiziki boyutlarda da dikkate değer sonuçlara yol açar. Yetersiz altyapı, su ve enerji kesintileri, çevresel sorunlar gibi maddi sıkıntılar bu olgunun doğal sonuçlarıdır (Kılınç ve Çelik, 2009).
Her kent eski veya yeni olmak üzere imar planlarına sahiptir. Yasal olmayan veya planına uygun olmayan yerleşmelerin olduğu alanlarda kentsel dönüşümün gerekliliği önemli ölçüde hissedilmektedir. Özellikle şehirlerin belli bölgelerinde ekonomik, çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik, dayanıklılık ve güvenlik açısından önemli eksiklikler bulunmaktadır. Bu bölgelerde yaşayan insanlar sosyal ve teknik altyapı eksiklikleri, barınma problemi, afet riski gibi sorunlarla karşı karşıyadır.
Plansız kentleşmenin ve eksik planlama sorunlarının çözülmesi için çözüm arayışı tarihsel bir süreçtir. 1940’lı yıllardan itibaren bu konuda çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Fakat 1980’lerden itibaren kentleşmenin hızlanması ve özellikle Türkiye gibi deprem riski yüksek bölgelerde yaşanan felaketler, bu sorunların daha da önemli hale gelmesine neden olmuştur. Bu nedenlerin sonucu olarak son yıllarda kentsel dönüşüm kavramı gündeme gelmiştir. Kentlerin daha güvenli, sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirilmesi amacıyla yapılan bu dönüşüm projeleri, plansız kentleşmenin getirdiği sorunların çözülmesine yönelik önemli adımlar atılmasını sağlamıştır (Kılınç ve Çelik, 2009).
Bu projeler altyapı iyileştirmeleri, konut kalitesinin artırılması, afet riskinin minimuma indirilmesi ve trafik sorunlarının giderilmesi gibi farklı alanlarda çalışmaları içermektedir. Plansız kentleşmenin olumsuz etkilerinin azaltılması ve kentlerin daha iyi bir geleceğe hazırlanması için kentsel dönüşüm önemli bir çözüm yoludur.
Bu konuyla ilgili 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 15, 16 ve 18. maddeleri ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi, kentsel dönüşüm ve gelişimle ilgili temel yasal düzenlemeyi sunmaktadır. Bu madde, belediyelere kentlerin gelişimini desteklemek, eskiyen bölgeleri yeniden inşa etmek veya restore etmek, konut, sanayi, ticaret, teknoloji parkları ve sosyal donatı alanları oluşturmak, deprem riskini azaltmak ve aynı zamanda kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulama yetkisi verir. Bu düzenleme, kentsel dönüşümün kentlerin sürdürülebilir gelişimi için önemli bir araç olduğunu kabul eder. Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerinin ilan edilmesi için belirli koşullar belirler. Bu projeler, ilgili yerin belediye veya mücavir alan sınırları içinde en az 50.000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilmelidir. Bu durumun amacı, genellikle büyük ölçekli dönüşüm projelerini teşvik etmektir.
Görsel: Kentsel yaşam kalitesi ve kentsel dönüşümün çift yönlü ilişkisi
Kentsel dönüşüm gerekli alanlarda, yaşam kalitesinin artırılması konusunda önemli bir basamak olarak görülmektedir. Kentsel yaşam kalitesi, şehirdeki yaşam koşullarını yansıtırken kentsel dönüşüm fiziksel çevrenin yeniden şekillendirilmesini ifade eder. Nüfus hareketleri, bu iki kavram arasındaki ilişkiyi etkileyen önemli bir faktördür. Kentsel yaşam kalitesi düşükse insanlar daha iyi bölgelere taşınma eğiliminde olabilirler. Kentsel dönüşüm projeleri nüfus hareketlerini etkileyebilir ve bu da yaşam kalitesinde değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle şehir gelişimi ve planlama süreçlerinde dengeyi sağlama ihtiyacı vardır (Çelik, 2017).
Kentsel dönüşümün gerçekleşmesi için, kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanındaki mevcut yapıların boşaltılması, yıkılması ve kamulaştırılması için taraflar arasında anlaşma yoluyla sağlanması esas alınır. Fakat anlaşmaya varılamadığı durumlarda, mahkeme yoluyla çözüme kavuşturulabilir. Bu durum mülkiyet haklarında saygıyı ön plana çıkarırken kamu yararının korunmasını sağlar. Kentsel dönüşüm süreçlerinde, projeyi gerçekleştirecek belediye, varsa özel şirket ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın tutumu, anlaşmaların sağlanması ve projenin hızla gerçekleştirilmesi hususunda önemli rol oynamaktadır. Anlaşma adımlarında katılımın ve tutumun önemi; kentlerin dönüşüm ve gelişimini düzenlemek ve kentlerin ihtiyaçlarına uygun şekilde planlama amacıyla, bu süreçte hem kamusal hem de özel mülkiyet haklarına saygı gösterilmesi amacıyla yetkilendirilen belediyelerin rolü büyüktür.
Türkiye’de Kentsel Dönüşüm
Türkiye’de kentleşme, Cumhuriyet dönemi ile başlamış ve 1950’lerden sonra artan sanayi ve hizmet sektörüyle birlikte artan göçle birtakım kentlerde hız kazanmıştır. Bu dönemde kentleşmeye etki eden en önemli faktörlerden biri göç olmuştur. 1950-1980 yılları arasında sanayi ve hizmet sektörünün özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi jeopolitik konum açısından önemli kentlerde gelişmesini bu kentlere yoğun göç olmasını buna bağlı olarak barınma sorununu da beraberinde getirmiştir. Bu dönemde kentlerin yakın çevresinde özellikle fabrikalara yakın boş arazilerde gecekondu bölgeleri oluşmuştur. Bu gecekondu mahallelerinde özellikle işçi sınıfının yaşandığı bilinmekte olup; tarihsel süreçte bu bölgelerde yaşayan insanlar “işçi mahalleleri” gibi sosyal sınıflandırmalara maruz kalmışlardır.
1980’lerden sonra gerçekleştirilen kentsel dönüşüm projelerinin temel amacı, kentlerde terk edilmiş, kullanılmayan ve çöküntü içindeki alanları ekonomik canlanmaya açmaktır. Bu projelerin birçoğu kamu-özel sektör işbirliğiyle olmuştur. Özellikle 1980’lerde, kamu sektörü temel altyapı sağlama ve arazi düzenlemesi yapma rolünü üstlenirken özel sektör özel sermaye ve yatırımcıları bu alanlara çekme görevini üstlenmiştir (Ertaş ve Bayındır, 2020).
2000’lerden sonra kentsel dönüşüm projelerinin daha kolay uygulanabilmesi için belediye, Çevre ve Toplu Konut yasalarında değişiklikler yapılmıştır. Hatta bazı iller için özel kentsel dönüşüm yasaları çıkarılmıştır. Bu değişikliklerle birlikte daha önce yerel girişimlerde uygulanan kamu-özel işbirliği yaklaşımı ve katılım araçları kentsel planlama gündeminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Bu yaklaşım, toplumun kentsel dönüşüm projelerine daha fazla katılımını teşvik etmek ve yerel paydaşların görüşlerini dikkate almak amacıyla kullanılmaya başlanılmıştır.
Kentsel dönüşüm projeleri hem ekonomik canlanmayı sağlama hem de toplumsal katılımı artırma amacı taşıyan karmaşık işbirliği ve düzenlemelerle şekillenmiştir. Bu düzenlemelerle birlikte kentlerin daha sürdürülebilir ve yaşanabilir hale getirilmesi için önemli bir strateji olarak benimsenmiştir. (Ertaş ve Bayındır, 2020).
Son yıllarda kentsel dönüşüm, gecekondu mahallelerinin yeniden yapılandırılması, bu süreç sonucunda farklı nüfus gruplarına yönelik konutların inşa edilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Bu süreç kentsel alanların daha planlı ve düzenli bir şekilde büyümesine ve daha sağlıklı konutlar inşa edilmesini sağlasa da “soylulaştırma” kavramını da akıllara getirmiştir. Kentsel dönüşüm sonrası inşa edilen mahallelerde yapılan çalışmalara bakıldığında; dönüşümün uygulandığı mahallelerin sosyo-ekonomik yapısının değiştiği ve daha önceden bu bölgelerde yaşayan insanların artık bu mahallelerden göç etmeye zorlandığı bilinmektedir.
Kentsel dönüşümün Türkiye’deki etkileri derin ve çok yönlüdür. Soylulaşmanın, kentsel dönüşümün sadece gecekondu mahallelerinde değil, kırda, turistik alanlarda, tarihi kentlerde de gerçekleştiği bilinmektedir. Bu projeler sadece fiziksel çevreyi yeniden şekillendirmekle kalmayıp aynı zamanda ekonomik kalkınmayı da teşvik etmiştir. Sonuç olarak kentsel dönüşüm Türkiye’nin kentlerini modernleştirmiş, ekonomik büyümeyi teşvik etmiş ve insanların daha iyi konutlarda yaşamasını amaçlamıştır. Ancak bu dönüşüm sürecinin toplumsal, çevresel ve ekonomik boyutlarına dikkatle yaklaşmak gerekmektedir, böylece kentler gelecek nesiller için daha yaşanabilir ve sürdürülebilir hale getirilebilmektedir.
Görsel: 2017 yılında hazırlanan kentsel dönüşüm örneği
ŞEHİR PLANLAMASI
Şehir planlama disiplini, kentlerin koruma kullanma dengesi, fiziksel çevre yönetimi, kamu yararı ve kentsel çevre tasarımı gibi konuları ele alan teknik ve politik bir süreçtir. Şehir planlaması insanların yaşadığı yerleşim alanlarının düzenlenmesini ve geliştirilmesini amaçlar. Kentsel çevre tasarımı ve kentsel dönüşüm ise yeşil alanlar, hava, su, altyapı, ulaşım ve dağıtım şebekeleri gibi birçok unsuru içeren kentsel planlama projelerinin bir parçasıdır.
Kentsel planlama projelerinde farklı disiplinlerden uzmanlar bir araya gelir. Mimarlar, şehir plancıları, peyzaj mimarları, ulaşım uzmanları ve diğer ilgili meslek grupları bu sürecin farklı yönlerini ele alır ve projeleri birlikte geliştirir. Bu işbirliği şehirlerin daha iyi planlanması ve yönetilmesi için gereklidir. Çünkü kentsel alanlar karmaşık ve çeşitli gereksinimlere sahiptir. Kentsel planlama ve kentsel çevre tasarımı şehirlerin daha yaşanabilir, sürdürülebilir, dayanıklı ve estetik olarak çekici hale getirilmesine katkı sağlayan önemli süreçlerdir.
Görsel: Kentsel tasarım örneği
Şehir planlaması, kapsamlı bir vizyon ve eylem içerir. Ayrıca bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarını kalıcı bir şekilde iyileştirmeyi amaçlar. Bu süreç, eski ve değişime ihtiyaç duyan kentsel alanları yeniden yapılandırmayı, çevreyi iyileştirmeyi, sosyal yaşamı güçlendirmeyi ve ekonomik canlılığı geri getirmeyi içerir. Şehir planlaması, kentlerin yaşanabilirliğini artırmayı, altyapıyı geliştirmeyi ve sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemeyi amaçlar. Şehir planlama, kentlerdeki sorunların çözümünü sağlayan ve modernizasyon aracı olarak görülür. Kontrolsüz büyümenin getirdiği sorunları da ele alarak kentlerin geleceğini daha iyi bir şekilde şekillendirmeyi amaçlar.
TARTIŞMA VE SONUÇ
Kentsel dönüşüm ve şehir planlaması, günümüz şehirlerinin karmaşık ve çok yönlü sorunlarına çözüm üretmeye yönelik kritik süreçlerdir. Kentlerin büyümesi, nüfus yoğunluğu, çevresel etkiler ve yaşam kalitesi gibi konulardaki talepler bu süreçlerin zorluğunu artırır. İyi bir şehir planlaması, kentsel dönüşüm projelerinin sürdürülebilirlik, toplumsal kabul ve çevresel etkililik açısından başarılı olmasına yardımcı olabilir. Bu iki sürecin birbirini tamamlayan yönlerine odaklanmak, geleceğin yaşanabilir şehirlerini inşa etmek için temel öneme sahiptir.
Kentsel dönüşüm, genellikle eski veya çürümüş bölgelerin yeniden yapılandırılması veya yeniden geliştirilmesi anlamına gelir. Bu süreçler kentlerin daha verimli, sürdürülebilir ve çevre dostu hale getirilmesine katkıda bulunabilir. Bu projelerin başarısı, toplumun katılımına dayanır. Toplumun bu süreçlere dahil edilmesi, projelerin daha kabul edilebilir ve sürdürülebilir olmasına yardımcı olur. Ayrıca projelerin toplumun ihtiyaçlarına cevap vermesini sağlar. Toplumsal kabul projelerin rahatça uygulanmasına ve sakinlerin bu değişiklikleri benimsemesine olanak tanır.
Kentsel dönüşüm sırasında tarihi ve kültürel mirasın korunması da göz ardı edilmemelidir. Bir şehrin tarihî binaları, sokakları ve kültürel değerleri o şehrin karakterini ve kimliğini oluşturan önemli unsurlardır. Bu mirasın korunması, şehir planlamasının önemli bir parçasıdır. Tarihi binaların yeniden kullanılması, kültürel etkinliklerin desteklenmesi ve bu değerlerin gözetilmesi şehirlerin geçmişleriyle bağını sürdürebilmesine yardımcı olur. Tarihi mirasın yok olması, geçmişimizin bir parçasını kaybetmemize ve şehirlerin ruhunu kaybetmemize neden olabilir.
Kentsel dönüşüm ve şehir planlaması, kentlerimizin geleceğini şekillendiren kritik süreçlerdir. Bu süreçlerin başarısı toplumun ihtiyaçlarına, çevresel sürdürülebilirliğe ve kültürel mirasın korunmasına saygı duyulmasına dayanır. İyi bir şehir planlaması ve kentsel dönüşüm, kentlerimizi daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve mutlu yaşamın mümkün olduğu yerler haline getirme potansiyeline sahiptir. Bu süreçlerde toplumun katılımı, şeffaf yönetim ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlılık başarının anahtarıdır. Gelecekteki kentleri şekillendirmek için bu değerlere odaklanarak daha iyi bir dünya inşa etmeye katkı sağlayabilir.
KAYNAKÇA
- Akkar, Z. M. (2006). Kentsel dönüşüm üzerine Batı’daki kavramlar, tanımlar, süreçler ve Türkiye. Planlama Dergisi, 2006 (2), 29-38.
- Arslan, H. (2014). Kentsel dönüşüm süreçlerinin kentsel haklar temelinde değerlendirilmesi gerekliliği. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2014(3), 33-41.
- Arslan, H. (2014). Türkiye’nin kentleşme sürecinde konut politikalarının evrimi. Akademik Bakış Dergisi, 40, 1-22.
- Aydınlı, H. İ. ve Turan, H. (2012). Kuramsal ve yasal çerçevede Türkiye’de kentsel dönüşüm. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 28, 61-70.
- Çakır, E. (2021). 21. Yüzyılda kentsel dönüşüm ve yeni eğilimler. Meriç Uluslararası Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, 7(18), 118-144.
- Çelik, K. (2017). Kentsel dönüşüm alanlarının seçimi ve dönüştürülmesine yönelik örnek bir uygulama. Gümüşhane Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 7(2), 221-235.
- Dal, M. ve Özdemir, Y. (2020). Dijital çağda neden bir kent sürdürülebilir akıllı şehir olmalıdır? Uluslararası Doğu Anadolu Fen Mühendislik ve Tasarım Dergisi, 2(2), 205-215.
- Doğanay, S. ve Eskin, B. (2018). Aksaray ili kentsel dönüşüm uygulamaları. Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 10(4), 45-54.
- Durguter, H. (2012). Kent modelleri ve sürdürülebilir kent yönetimi. Turkish Studies, 7(3), 1053-1065.
- Ernst, F., Şenol, H. İ., Akdağ, S. ve Barutcuoğlu, Ö. (2021). Şehir planlaması için sanal gerçeklik. Harran Üniversitesi Mühendislik Dergisi, 6(3), 150-160.
- Ertaş, M. ve Bayındır, Ö. (2020). Sürdürülebilir kentsel dönüşüm. Türkiye Arazi Yönetimi Dergisi, 2(1), 1-9.
- Eyidiker, U. (2021). Kentsel dönüşüm - kentsel yenileme ayrımı ve Türkiye’de kentsel dönüşüm. PESA Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 7(2), 96-104.
- Kılıç, T. ve Hardal, S. (2019). İstanbul'daki kentsel dönüşüm projelerinin genel bir eleştirisi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 12(62), 246-355.
- Kılınç, Z. A. ve Çelik, A. (2009). Kentsel dönüşüm ve kültürel dönüşüm. Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 9(18), 145-164.
- Özden, P. (2011). Türkiye’de kentsel dönüşümün uygulanabilirliği üzerine düşünceler. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 35, 215-233.
- Yaman, F. T. ve Şahinbaş, U. (2017). Türkiye’de kentsel dönüşüm. Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi, 12(47), 53-77.
- Yaman, M. (2016). Türkiye’deki uygulamalar bağlamında kentsel dönüşümün yeniden kavramsallaştırılması. Toplum ve Demokrasi Dergisi, 4(8), 119-128.
11 Aralık 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.