İnşaat sektörü aslında birbirinden renkli şahsiyetlerin yer aldığı bir sektör. Sanatçısı, müzisyeni, kültür-sanat düşkünü ve entelektüeli bol. Bu karakterlerden biri de Knauf Insulation firmasının genel müdürü Emre Gürcan. Kendisi bir koleksiyoner; hem de ciddi bir koleksiyon sahibi. İlgi alanı mühür ve sikkeler. İstanbul Arkeoloji Müzeleri denetiminde korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlığı koleksiyonculuğu faaliyetinde bulunan Emre Gürcan’ın mühür koleksiyonu 13-30 Haziran 2022 tarihleri arasında Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi’nde “TARİHÖNCESİNDEN OSMANLI’YA MÜHÜR SANATI” sergisi kapsamında arkeoloji, tarih ve sanat meraklılarıyla buluştu. Biz de bu özel sergi ve bu özel uğraşla ilgili Emre Gürcan’dan bilgiler aldık...
Şantiye: Serginin içeriği ve koleksiyonunuzla ilgili bilgi alabilir miyiz?
Emre Gürcan: Koleksiyon içerisinde M.Ö. 2. binyılın başına, yani Orta Tunç Çağı’na ait İsin-Larsa Krallığı dönemine ve Eski Assur dönemine; M.Ö. 2. binyılın son yarısına, yani Geç (Son) Tunç Çağı’na; M. Ö. 1. binyıla, diğer bir deyişle Demir Çağı’na ait mühürler bulunuyor. Demir çağı mühürleri en yoğun grup. Bunlar içerisinde Yeni Assur Krallığı, Yeni Babil Krallığı, Urartu ve Akhaimenid (Pers) mühürleri yer alıyor. Diğer büyük bir grup ise M.Ö. 2 yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar olan Part Krallığı ve Sasani mühürleri.
Mühürlerin geçmişi neoliktik çağdan, yani milattan önce sekiz bin yıl öncesine kadar gidiyor. Genelde mektuplarda imza niyetine kullanılan mühürler ayrıca şahsi mülk, testi, ekmek gibi yiyecek ve malzemelerin tescil edilmesi için belgeleyici bir unsur olarak kullanılıyormuş. Mühür konusu aslında Türkiye’de çok bilinen ve önemsenen bir alan değil. Ülkemizde genelde antik eser denildiğinde tarihi sütunlar, sikkeler ve çanak-çömlek akla geliyor. Ama aslında mühürler bunların çok dışında ve tarihsel açıdan farklı bir öneme sahipler. Bugünün dijital imzası neyse o zamanların şartlarında mühürler de aynı işlevi görüyormuş.
Yurtdışında müzelerin oldukça büyük mühür bölümleri var ama bizdekiler çok ufak.
Çok daha ilgilenilmesi ve değer verilmesi gereken konulardan biri. Diğer bir üzücü yön, ülkemizdeki, Anadolu topraklarındaki mühürlerin birçoğunun zaman içinde çeşitli yöntemlerle yurtdışına çıkarılmış olması. Boyutlarından dolayı bu tip yasa dışı şeylere müsait nesneler olmaları da işi hızlandırmış.
Benim koleksiyonum ise babamdan bana devreden otuz yıllık bir koleksiyon. Birçok farklı kaynaktan toplandılar, bazıları yurtdışı müzayedelerden satın alınarak Türkiye’ye getirildi. Kendi alanında Türkiye’de zannediyorum benzeri olmayan bir koleksiyon. Hatta “Taşa Kazınan Sanat - Emre Gürcan Koleksiyonundaki Damga ve Silindir Mühürler” ismiyle bir kitap haline de getirildi. İlgili kişiler ve akademisyenler için ciddi bir kaynak niteliği taşıyor. Kitap olması bakımında da Türkiye’de bir ilk aslında.
Şantiye: Bu ilginiz nasıl başladı?
Emre Gürcan: Koleksiyonerliğim aslında tabiri caizse genlerimde olan bir uğraş. Mühürlerden önce yine Arkeoloji Müzesi’ne kayıtlı olarak sikke koleksiyonum vardı. Özellikle erken dönem Osmanlı sikkelerini biriktiriyordum. Aşağı yukarı binden fazla o döneme ait kayıtlı sikkem var.
On yıl kadar önce rahmetli babam, mühür koleksiyonunu yaşı dolayısıyla daha fazla geliştiremeyeceğine karar verip benim ilgilenmemi rica etmişti. O koleksiyonu devraldıktan sonra da mühürlere ağırlık vermeye başladım. Tabii mühür koleksiyonu sikke ve eski para koleksiyonundan çok daha zor bir uğraş. Bulunmaları ve koleksiyona katılmaları sikkeler kadar kolay olmuyor. Ama yavaş yavaş da gelişse, şu anda iki yüze yakın kayıtlı mührüm olduğunu söyleyebilirim. Sergide ise 175’i yer aldı.
Şantiye: Koleksiyonerlik nasıl bir uğraş? Mesela nerede saklıyorsunuz, nasıl bir prosedüre tabisiniz?
Emre Gürcan: Ben İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne kayıtlı bir koleksiyonerim. Bu tarz tarihi eser koleksiyonu yapmanın ön şartı güvenli muhafaza. Yılda bir kere İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden gelip kontrol ediyorlar. Sıkı bir denetime tabiyiz anlayacağınız.
Şantiye: Koleksiyonunuzun içinde sizin için daha önemli olanlar var mı?
Emre Gürcan: Mühürlerin her birinin ayrı bir hikayesi, ayrı bir tasarımı vardır ve her biri tektir. Sahibinin kişiliği ve kimliği hakkında bilgi verirler. Mührün sahibi savaşçı mıdır, çiftçi midir, tüccar mıdır, neyle ilgilenir gibi üzerindeki görsellerden birçok bilgi edinebilirsiniz. Bu açıdan sikkeler gibi standart, binlerce kopya olarak basılan nesneler değil, kişiye özgüdürler. Ve aslında hepsi özeldir. Buna rağmen tabii hem tarihsel açıdan hem de üzerindeki işçilik anlamında dört beş tanesinin biraz daha özel olduğunu itiraf etmeliyim. Mesela bir avcının bir domuzu avlamasının ve bir savaş aracının düşman ile mücadelesinin tasvir edildiği mühürler benim için diğerlerinden bir nebze olsun biraz daha kıymetli. Ama tabii her biri kendi çapında öneme haiz.
Şantiye: Sikke koleksiyonunuzun olduğunu da söylediniz...
Emre Gürcan: Evet, Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar olan, Osmanlı’nın ilk dönemindeki sikkelerle ilgileniyorum.
Şantiye: Koleksiyonerliğin iş hayatınıza bir katkısı oluyor mu?
Emre Gürcan: Doğrudan değil ama dolaylı bir katkısı tabii ki var. Sonuçta dinlendirici bir uğraş. Koleksiyonla uğraşmak gündelik iş stresini üzerimden alıyor. İşteyken de daha az stresli ve daha konsantre olmamı sağlıyor. Bence herkesin en az bir hobisi olmalı.
7 Ağustos 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.