“Dünya nasıl düzelecek”, “İnsanlığın bu gidişi onu nasıl bir sona götürecek?” diye düşündüğüm zamanlarda, uzaydan gelen bir göktaşının dünyaya çarpmasıyla hep birlikte sarsılarak yavaş yavaş kendimize geleceğimizi hayal ederdim...
MAKALEYİ E-DERGİDE OKUMAK İÇİN: https://edergi.santiye.com.tr/381/38/
İlginçtir, geçtiğimiz aylarda o göktaşından milyarlarca küçük boyutta bir virüs çarptı dünyamıza ve hepimiz hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını düşünmeye başladık. Bu yazımda Covid19 sonrası iş dünyasını ve bizleri bekleyen paradigma değişikliklerine ilişkin düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum...
Koronavirüs ortaya çıktığında gördük ki, böylesi bir değişim için hiç de hazırlıksız değilmişiz aslında. Evlere kapandığımız daha ilk haftada online çalışmaya başlamıştık bile. Evlerin her odasında farklı toplantılar yapılıyordu. Hatta eskisinden de fazla çalışıyorduk. Trafik, park yeri bulmak, yüksek basınçlı uçak seyahatleri, otel rezervasyonları gibi sıkıntılar ortadan birden kalkınca dünyanın farklı noktasındaki insanlarla günde dört beş toplantıyı rahatlıkla yapar durumda bulduk kendimizi. Fark ettik ki, aslında büyük ölçüde hazır olduğumuz, hayatımıza çok önceden geçirebileceğimiz uzaktan çalışma, uzaktan eğitim, uzaktan toplantı konularını ezberlerimizi bozmaktan çekindiğimiz, iş dünyasının eski kalıplarını bir türlü kıramadığımız için aktif hale getiremiyormuşuz...
Yeni dönemin en önemli anahtar kelimesinin “Dijital Dönüşüm” olacağını düşünüyorum. Beraberinde de “5G”, “Yapay Zeka”, “Yazılım Robotları”, “Büyük Veri”, “Bulutta Çalışma” ve “Kripto Paralar” olacak.
İş dünyası da, gelecek bilimciler de, öngörülen budijital dönüşümün SWOT analizini yaparken ortaya aniden çıkan bu virüs, dönüşümün hızını da artırdı. Zaten virüs ortaya çıkmadan böylesi bir değişimin yıkıcı olması gerektiği, aksi halde istenen sonuçlarının kısa dönemde alınamayacağı konusu tartışılmaya başlanmıştı bile. Ne diyordu yıkıcı dijital dönüşümün öncüleri; “Eskiyi unutun... Eski dünya, eski iş yapım metotları artık bitti. Onların hepsini hızla çıkarın hayatınızdan. Kendinizi ve firmanızı resetleyin, her şeyi yeniden kurgulamanız gereken yeni dünyaya hazırlayın kendinizi. Deneyimlerinize de öyle çok fazla güvenmeyin. Geçmiş tecrübelerinizin, yeni dünyaya geçişinizin önünde zaman zaman bir engel olabileceğini unutmayın”...
Hatta daha da ileri gidip, deneyimin bir zehir olduğunu bile ifade ediyorlardı.
Doğru analiz edenler kazanacak
Bugünlerde bizlerin de, firmaların da sorması gereken en önemli soru, “Dijital dönüşümün neresindeyiz” sorusu. Bu soruyla birlikte, ilk düşünmemiz gereken de işlerimizi uzaktan yapabiliyor muyuz; eğer yapamıyorsak, o zaman “Çalışma düzenimizi yeni baştan nasıl organize etmeliyiz” konusu. Bu noktada hızlı hareket eden, çalışanlarına da, müşterilerine de farklı çözüm seçenekleri sunan firmalar kazanacak.Yani soyut ya da somut her türlü bilgiyi, veriye dönüştürüp, bu veriyi doğru analiz ederek yönetenler...
Geleceğin nasıl şekilleneceğini öncelikle bankacılık-finans, e-ticaret, perakende ve lojistik sektörlerinin belirleyeceğini düşünüyorum. Onlar dijital dönüşümü ne kadar başarılı bir biçimde gerçekleştirirlerse gelecek de o kadar iyi olacak...
Saat bazlı ücretlendirme...
Uzaktan çalışmayla birlikte “Saat Bazlı Ücretlendirme” konusu da gündemimize gelecek. Saat bazlı çalışma da insanların birden fazla firmaya hizmet verebilmesinin, proje bazlı üretimin önünü açacak. Yapay zekanın neden olacağını işsizliği de ancak bu şekilde bir çalışma modeliyle aşabileceğimizi düşünüyorum. Yeni dünyada kendine yatırım yapmış, insanın bırakın işsiz kalması, birden fazla işi olacak. Yeter ki şu anda kaynakları yönetenlerin eski kafalı yaklaşımları hızla değişmeye başlasın...
Ofisler boşalacak
Uzaktan çalışmanın kısa zamanda yaygınlaşmasıyla birlikte evden çalışma yavaş yavaş ofisten çalışmanın yerini alacak. Birçok plaza, ofis gereksiz kira ödemelerinden kurtulmak için boşalacak. Bu alanların büyük bir kısmı da insanların tek başına çalışabilecekleri home office’lere dönüşecek. İnsanlara tatil için kalacakları kiralık yerler bulan Airbnb benzeri siteler şimdi onlara tek başlarına çalışabilecekleri home office’ler bulacak.
Yeni ticari modeller...
Virüs ortaya ilk çıktığında herkes birçok şeyi stok etmişti. Sonra paralar suyunu çekince evde ekmek yapmaya başladı aynı insanlar. Yeni dönemde evden neleri üretebileceğimizi yeniden sorgulayıp, bu ürettiklerimizi, pazarlayabileceğimiz ticari modeller geliştireceğiz. Tüm bu ürettiklerimiz dünyayı daha da zenginleştirecek farklılıkların ortaya çıkmasını sağlayacak.
Belirsizlikle yaşamaya alışacağız
1999 depremi sonrası rahmetli Ahmet Mete Işıkara, “Depremlerle yaşamaya alışmalıyız” demişti. Biz de bu yeni dönemde belirsizliklerle yaşamaya alışacağız. Her şeyi bilmek ve yönetmek isteyen modern dünyanın insanı için kabullenmesi hayli zor bir süreç olacak kuşkusuz. Ama bir şekilde alıştıktan sonra da birçok eski korkumuzdan kurtulmuş olduğumuzu göreceğiz. Belki de en güzeli belirsizliklerin olası kötü sonuçları üzerine eskisi kadar kafa yormayacağız artık...
Yazımın başında bir göktaşının dünyaya çarpmasıyla insanlığın sarsılarak kendine geleceğini hayal ettiğimi yazmıştım ya, şimdiki hayalim ne biliyor musunuz?..
Benim yerime çalışan bir robotumun olması...
Gündüzleri işe o gidecek, hayatın sevimsiz yükünü o taşıyacak, ben de onun başarılı olabilmesi için akşam eve döndüğünde onu yeni bilgilerle donatacağım. Bunun için de bütün günümü doya doya farklı şeyler öğrenerek geçireceğim...
Gelecek yazılarda görüşmek dileğiyle...
Yazan: Cem Kafadar / 1inşaat Danışmanlık Kurucusu - İnşaat Mühendisi
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 35 bin e-bülten abonesi, 12 bini aşkın takipçiye sahip facebook sayfası ve 14 bin Linkedin bağlantısıyla inşaat sektöründe hedef kitleye erişimin en verimli ve hızlı çözümü olmaya dijital ortamlarda da devam ediyor...