Korozyon, kontrol altında alınmadıkça ülke ekonomisine ağır bir yüktür... Fakat bu yük hafifletilebilir. Fark edilmeden, sinsice bütçemizden eksilen yüksek miktardaki para kaybını büyük oranda azaltmak mümkündür...
Yazan: Alim Kınoğlu / GALDER (Genel Galvanizciler Derneği) Başkan Yardımcısı - Alka Galvaniz Fabrika Müdürü
MAKALEYİ E-DERGİDE OKUMAK İÇİN: https://edergi.santiye.com.tr/381/44/
Ekonomik zararı başta olmak üzere maddi-manevi büyük kayıplara neden olan korozyon maalesef yeterince bilinmiyor. Gerek kamu, gerekse özel yaşam alanlarında (evlerde, işyerlerinde, alışveriş merkezlerinde, okullarda, hastanelerde, köprü ve üst geçitlerde), hülasa bütün binalardaki önemli tehlikelerden biri de donatı demirleri ve çelik yapı elemanlarının “pas"a (korozyon) karşı gerektiği gibi korunmamasıdır. Oysa korozyondan korunma bilinci ve ilginin eksikliği hem ekonomi, hem yapıların güvenliği, hem de çevre kirliliği açısından önemli bir milli sorundur.
Zira, yapılarda demir-çelik elemanların korozyona, pasa karşı korunması ülkemizde gereken ilgiyi görmemiş ve ihmal edilmiştir. Bu noktada büyük bir öneme sahip olmasına rağmen yeterince ilgi görmemiş olması bir kayıptır. Korozyonun neden olduğu ekonomik ve sosyal olumsuzluklar da buna paralel olarak göz ardı edilmiştir. Bu konuda dünyada ve ülkemiz genelinde yapılan araştırmalar, önlem ve öneriler kamuoyu ile yeterince paylaşılmamıştır. Akademik eksiklik belki de en göze çarpan kısmı… Mimar ve mühendislik fakültelerinde korozyon dersleri ve korozyon uzmanlığı eğitimleri yok veya yetersiz. Korozyon bilincinin artırılmasında devlet üniversite ve özel sektöre düşen sorumluluklar var ancak bu üçlünün işbirliği yapmasında ilerleme kaydedilmiş değil; oysa sorun ortak bir sorun, her yurttaşımızı yakından ilgilendiriyor. Bu nedenledir ki korozyon regülasyon gerektiren bir devlet meselesidir. Korozyona karşı önlem almak, kamusal bilinç, bilimsel ve teknik birikim, yeterli bütçeve kamu otoritesi gerektirir. İlk başından kontrolsüz bırakılmayacak kadar önem arz eder.
Dünyanın önde gelen gelişmiş ülkelerinde regülasyon mevcuttur. Çoğunlukla kamuda korozyon bilinci gelişmiştir. Toplumun her kademesinde korozyon ile mücadele sorumluluğu oluşturulmuştur ve bu farkındalık bu ülkelerin gelişimine önemli katkılar sağlamıştır. Bilmemiz gereken, kaçınılmaz olan gerçeklik şu ki “Korozyon bir doğa olayıdır. Her an olan, işleyen sistemsel bir döngüdür. Tamamen önlenmesi mümkün değilse de korunmak ve etkilerini minimize etmek mümkündür." Binanın / yapının tamamlanmasından sonra korozyon sorununa eğilmek hem maliyetlidir hem de yapı bakım ve onarım için periyodik olarak kapatılacağından rahatsızlık vermektedir. Korozyon sorununa gereğine uygun bir şekilde eğilmemek ölümcül sonuçlara sebebiyet verebilecek feci yapısal bozukluklara kadar gidebilir.
Gerek depremlerde, gerekse diğer doğal afet ve kazalardan sonra yıkılan binaların demirlerinde paslanma, incelme, zayıflama ve çürüme görüntülerini yazılı ve görsel basında hep beraber izliyoruz. Bu görüntülerdeki ürpertici ve çarpıcı durum bile tek başına korozyon gerçeğini anlatmaya yetiyor. Etkileniyoruz, ancak kısa süre sonra unutuyoruz. Korozyon ile mücadelede devlet seferberlik başlatmalı, korozyondan korunmayı yasal olarak “kontrol ve denetim” altına almalıdır. Zira korozyon tedbir alınmadığı ve zararları önlenmediği zaman başta devlet olmak üzere tüm kurum ve kişilere telafisi mümkün olmayan büyük zararlar veriyor.
2020 yılının başından beri ülkemizin birçok bölgesinde deprem, sel baskınları, çığ, heyelan ve çöken binalarla doğal afetler yaşıyoruz. Can ve mal kaybımız var. Millet-Devlet olarak üzülüyoruz, acılarımızı paylaşıyoruz, bu açıdan dünyada eşine az rastlanan çok değerli bir dayanışma ve yurttaşlık örneği sergiliyoruz. Ama bu yaraları sarmaya yeterli olmuyor. Asıl olanı yapmadıkça gerekli önlemi almadıkça ve kontrolü sağlamadıkça bu acıları tekrar tekrar yaşama riski ile karşı karşıyayız. Millet olarak şöyle bir gerçeğimiz var; "bir süre sonrayaşadığımız acıları unutuyoruz". Ders çıkarmıyor ve eksiklerimizi, sorumluluklarımızı yerine getirmeye yönelmiyoruz.
Deprem ülkesi olmamız nedeniyle haklı olarak milletçe kaygılandığımız, bugünlerde kamuoyunda çokça tartışılan ve daha uzun sürede uzmanlar ve sorumlular tarafından tartışılacak gibi duran depreme karşı gerekli önlemler alınıyor mu? Depreme hazırlıklı mıyız? gibi sorularayanıt ararken “Depreme karşı yapılarda tedbir alırken korozyonu göz ardı etmeyiniz.” uyarısını da eklemekte büyük fayda var. Aslında deprem olsa da olmasa da demir çelik yapı elemanlarını korozyona karşı korumak kaçınılmaz zorunluluk. Korozyonun ekonomik, sosyalve stratejik açıdan ne olduğunu ve özellikle ülkemize olan maliyetini, galvaniz kaplama ile korozyona karşı korumanın avantajlarını kısaca aşağıda dikkatlerinize sunuyorum.
Korozyon maliyeti
Araştırmalara göre korozyonun dünya üzerindeki yıllık maliyeti dünya GMSH‘nın yüzde 3,1‘idir. Buna göre Türkiye’de yıllık korozyon kaybımız 20 milyar dolar. Demir çeliğin korozyon oranı ise bu tutarın minimum yüzde 35 olarak tahmin edilmektedir. Kayıp 7 milyar USD eder. Bu da Türkiye’deki bazı bakanlık bütçelerinin yaklaşık 3 katı. Bir başka örnek; Amerika’da yapılan bir araştırmada sadece betonarme yapıların korozyon nedeniyle uğradığı zararların yaklaşık bedelinin ABD’de 23 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamın, yapıların eskimesine paralel olarak her yıl 600 milyon dolar tutarında artacağı öngörülmektedir.
Korozyon Sorunu
Tedbir amaçlı önlemler ve en iyi bilinen uygulamalara rağmen betonarme yapılar ve donatılar korozyona açıkve savunmasız bir haldedirler. Sıcak Daldırma Galvanizleme çelik ve betonarme yapıların ömrünü uzatır. Hedeflenen ekonomik avantajları sağlar ve yapıların görevini yapma süresinden/ömründen önce kullanılmaz duruma gelmelerini önler. Böylece doğal kaynakların israf edilmesinin önüne geçer. Düzgün tasarım ve malzeme seçimine inşaat esnasında yeterli önemin gösterilmesi halinde sözüedilen maliyetler ve emniyet sorunlarından kaçınmak mümkündür. Beton blokları birleştirmek ve güçlendirmek amacıyla kullanılan betonarme inşaat çeliği ve yapısal çelik elemanları açısından bu durum kritik önem arz etmektedir. Çelik parçaların eriyik haldeki 450 derece çinko havuzuna daldırılarak elde edilen Sıcak Daldırma Galvaniz kaplama işlemi, kanıtlanmış ve başarılı bir geçmişe sahip olduğu için korozyona karşı koruma önlemi olarak ilk tercihiniz olmalıdır.
Sıcak daldırma galvaniz kaplama ile korozyona karşı sağlanan mükemmel koruma, çinkonun doğasında var olan, demire oranla daha hızlı korozif olmasının sağladığı avantajdan kaynaklanmaktadır. Fedakar bir koruma şeklidir. Sıcak Daldırma Galvaniz Kaplama kendisine özgü metalürjik bağ yapısı ve metalik kaplamanın sağladığı güç ile birleştiğinde alttaki çelik yüzeye derin nüfuziyetle birleşerek mekanik zararlar karşısında da en üst düzeyde bir direnç/dayanım sağlamaktadır. Galvaniz kaplanmış inşaat demiri; güçlendirilmiş birkoruma ve eşsiz bir avantaj sağlar. Galvaniz kaplama, klorür tuzu saldırısı karşısında mükemmel direnç sağlar ve betonun karbondioksit salımından etkilenmez. Çinkonun korozyonu az miktarda hacim değişikliğiile sonuçlanmaktadır. Çelik korozyonunun aksine,çevreleyen beton üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur. Araştırmalar, korozyona uğrayan çinkonun beton içine sızdığını, noktasal gözenekleri doldurarak korozyonun ilerlemesini durdurduğunu ortaya koymaktadır.
Donatı demirlerinin korozyonu
Beton doğal geçirgenliğinin yanı sıra çatlaklar ve genleşme bağlantıları nedeniyle eritici tuzlar, deniz tuzları ve diğer oksit etkisi olan maddelerde bulunan kloritlerin betonarme demirine nüfuz etmesine izin vermektedir. Havadaki karbondioksit bile zamanla betonarme demirinin korozyona uğramasına neden olacaktır. Sıcak daldırma galvaniz kaplama dışında alınan önlemler, betonarme demiri üzerinde korozyon oluşumunu geciktirebilir; ancak nihai olarak engelleyemez. Bu nedenle, galvaniz kaplama dışındaki farklı önlemler alınsa bile galvaniz kaplı demirin kullanımı emniyet ve güvenilirlik sağladığı için gerçek anlamda avantajları sözkonusudur.
Sürdürülebilir Malzeme
Yapı, inşaat ve ulaşım gibi sektörlerde kilit bir öneme sahip olan, demir-çelik ürünleri, mimarlar, mühendisler, malzeme ve ürün mühendisleri tarafından maliyet, kalite ve teknik performans kriterlerini karşılamaktaki başarısı ve doğa ile uyum sağlayan çevreye saygılı özelliklere sahip olması nedeniyle tercih edilmeye /seçilmeye başlamış durumdalar. Galvaniz kaplamaların doğa dostu ve koruyucu oldukları bilimsel çalışmalarlabelgelendirilmiştir. Sıcak daldırma galvaniz kaplama; çelik ve betonarme yapıların ömrünü bulundukları ortam koşullarına bağlı olarak 100 yıla kadar uzatabilmekte, bakım ve onarımi şlerinde harcanan çok yüksek miktarda doğal kaynak israfını, onarım masraflarını, zaman ve iş gücü kaybını önlemektedir. Bakım ve onarım ihtiyaçlarını en aza indirgediği ve çeliğin yeniden eritilip tekrar işlenmesi gibi yüksek maliyetli işlemlere gerek bırakmadığı için galvaniz kaplama sayesinde enerji tasarrufu ve çevreyi koruma da sağlanmaktadır.
28 Nisan 2020
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 35 bin e-bülten abonesi, 11 bini aşkın takipçiye sahip facebook sayfası ve 14 bin Linkedin bağlantısıyla inşaat sektöründe hedef kitleye erişimin en verimli ve hızlı çözümü olmaya dijital ortamlarda da devam ediyor...