Mayıs-Haziran 2023 (399.) sayımızda, son yıllarda daha sık görülmeye, şehir silüetlerinin neredeyse ayrılmaz bir parçası ve şantiyelerin vazgeçilmezlerinden biri olmaya başlayan kule vinçlere, daha doğrusu kule vinçlerde görev alan, o devasa makineleri yöneten operatörlere, o operatörlerin yaşadığı sorunlara odaklanmaya çalıştık... “Kule Vinç Operatörlüğü” nasıl bir meslek, nasıl kule vinç operatörü olunur, bir kule vinç operatörü ne tür sorunlarla karşılaşır, mesleğin zorlukları nelerdir gibi soruların cevaplarını aradığımız bu çalışma kapsamında kule vinç operatörleri Harun Göktepe, Kerim Özlük, Şahin Çiftçi ve Tarık Işık’la görüştük.
Yıllardır mesleğin içinde olan bu deneyimli operatörler, son yıllarda kule vinçlere olan talebin artmasının farklı sorunlara yol açtığını vurguluyorlar... Mesela eski ve güvenlik açısından ciddi riskler içeren makinelerin çoğalması, çalışma saatlerinin uzunluğu...
Şantiye: Öncelikle, geçtiğimiz aylarda bir dernek kurma ve örgütlenme süreci içerisinde olduğunuzu duyuyorduk; süreç nasıl ilerledi ve sonuçlandı?..
Sahada yaptığımız çalışmaların ve akıttığımız alın terinin tam karşılığını alamadığımızı düşündüğümüzden bir dernek vasıtasıyla sesimizi duyurma amacındaydık. Yeni bir dernek vasıtasıyla sorunların en azından bir kısmının çözülebileceğini düşünüyorduk. Fakat en son geçtiğimiz ocak ayında yaptığımız toplantılarda, sıfırdan bir dernek kurup, dertlerimizi anlatmaktansa DİSK’e bağlı Dev Yapı İş Sendikası’na üye olmaya, onlarla çalışmaya, sahadaki sıkıntılarımızı mevcut o oluşum içinde çözmeye karar verdik. Var olan, işleyen bir yapıda kendimizi daha kolay ifade edebileceğimize kanaat getirdik. Bugün itibariyle Dev Yapı İş Sendikası’na bağlı Kule Vinç Operatörleri Meclisi adı altında faaliyet gösteriyoruz. Sendika olarak önümüzdeki günlerde büyük bir çalıştay yapmayı planlıyoruz. İnşaat mühendislerinden makine mühendisleri ve iş güvenliği uzmanlarına kadar birçok arkadaşımız katılacak. Bu işe hız verip sorunlarımızı dosya halinde Meclis’e sunacağız. Bütün haklarımızı edinene kadar da mücadele edeceğiz.
Şantiye: Türkiye’de kaç kule vinç operatörü vardır?
Belgeli olan 5 bin kişi olduğunu tahmin ediyoruz. Fakat diğer taraftan belgesiz operatör çalıştıran şantiyelerin de olduğu bir gerçek.
Şantiye: Sizler için bir şantiye ne kadar sürüyor?
Ortalama 6 ay. Proje küçüldükçe daha kısa sürer, proje büyüdükçe uzar. Mesela 10 katlı bir bina şantiyesinde bizim işimiz maksimum 2-3 aydır. Tabii işin durumuna, hızına ve şirkete bağlı bir sürü etkeni var. Ondan sonra yeni bir hayat, yeni bir düzen, yeni bir şantiye... Yani bir anlamda sürekli bir göçebe hayatı. Sürekli iş değişimi hiç kolay değil.
“Türkiye’de kule vinç kazaları çok sık yaşanıyor. Fakat diğer meslek kollarındaki gibi toplu yaralanma ve ölümler olmadığı için pek duyulmuyor. Bir anda çok kişi ölmüyoruz ama şehirlerin ortasında sürekli ölüyor ve yaralanıyoruz...”
Şantiye: Son zamanlarda çok sık görmeye başladığımız kule vinçlerde görev alan sizin gibi kule vinç operatörlerinin sıkıntıları neler? Ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?
Birçok sektör ve iş kolundaki gibi ücretlerin yetersizliği başlı başına bir sorun olarak görülebilir... Evet ücretlerimiz sıkıntılı; ama bizim şu an aldığımız ücretlerden çok daha önemli sorunlarımız var. En önemlisi de vinç kazalarının sıklığı... Bilinmese, duyulmasa da Türkiye’de kule vinç kazaları aslında çok sık yaşanıyor. Fakat diğer meslek kollarındaki gibi toplu yaralanma ve ölümler olmadığı için pek duyulmuyor. Bir anda çok kişi ölmüyoruz ama şehirlerin ortasında sürekli ölüyor veya yaralanıyoruz.
Soldan sağa: Şahin Çiftçi, Tarık Işık, Harun Göktepe ve Kerim Özlük
Yaklaşık 12 yıldır şantiyelerde kule vinç operatörlüğü yapan Harun Göktepe, 31 yaşında ve Vanlı. Kerim Özlük, Batmanlı ve 29 yaşında. 10 senedir kule vinç operatörü olarak görev alıyor. Adıyamanlı olan Şahin Çiftçi 33 yaşında ve 8 yıldır mesleğin içinde. Tarık Işık ise 35 yaşında ve Adanalı. 12 senedir kule vinç operatörlüğü yapıyor.
“Artan kule vinç sayısına paralel olarak operatöre de ihtiyaç duyulması, bu mesleği yapmaya başlayan kişilerin eğitim almadan, tecrübe kazanmadan kontrolsüz bir şekilde artmasına sebebiyet veriyor ve iş kazalarını artırıyor...”
Diğer taraftan, sizin de gözlemlediğiniz gibi, kule vinçlerin artışı demek, bir anlamda bu mesleğe doğru düzensiz ve kontrolsüz bir yönelme anlamına geliyor. Artan kule vinç sayısına paralel olarak operatöre de ihtiyaç duyulması, bu mesleği yapmaya başlayan kişilerin eğitim almadan, tecrübe kazanmadan kontrolsüz bir şekilde artmasına sebebiyet veriyor. Mesela Fransa, Amerika, Kanada gibi ülkelerde kule vinç operatörlük belgesi almak için 6 ay bilfiil şantiye standartlarında eğitim alınması şart. Fakat ülkemizde böyle bir standart yok. İş makinesi operatörlük belgesi veren herhangi bir kursa, 6-7 bin liraya kayıt olunup, formaliteden bir sınav sonucu, belki hiç makineye bile çıkılmadan belge alınabiliyor. Böyle eğitim ve tecrübesiz kişilerin piyasaya girmesi iş kazalarını artıran bir faktör. Ayrıca piyasanın iş gücü anlamında şişmesi tabii meslek sahibi tecrübeli operatörlerin ücretlerinin düşmesine neden oluyor. Buna paralel sigorta ücretleri de alınan maaşlardan çok daha düşük ödenebiliyor.
“Eski, konforsuz, her şeyden önemlisi güvenlik açısından sıkıntılı, ciddi riskler içeren kule vinçlerde çalışmak zorunda kalıyoruz. Makinelere yönelik bir an önce kesinlikle bir düzenleme getirilmeli...”
Bir inşaatta kule vinç işleri çok hızlandırır ve insan gücünü azaltır. Bir kule vinç 15-20 insanın, hatta bazen 50 insanın yapacağı işi tek başına yapar. Dolayısıyla son dönemde kule vinçlere aşırı talep olması diğer taraftan eski makinelerin yaygınlaşmasına da neden oldu. Maalesef ülkemizdeki kule vinçlerin çok büyük kısmı eski ve güvenlik açısından çok çok riskli. Buna yönelik bir kontrol mekanizması ne yazık ki sağlıklı çalışmıyor. 1980 model vinçlerde bile görev yapan arkadaşlarımız var. Şimdi pek olmuyor ama bir dönem Türkiye eskimiş iş makinelerinin cennetiydi. Avrupa eski makinelerini, vinçlerini Türkiye’ye satıyordu. Avrupa’nın hurdalığıydık. O makineler maalesef hala ülkemizde çalışıyor. Arkadaşlarımız ve bizler eski, konforsuz, her şeyden önemlisi güvenlik açısından sıkıntılı, ciddi riskler içeren kule vinçlerde çalışmak zorunda kalıyoruz. Makinelere yönelik kesinlikle bir düzenleme getirilmeli. Mesela hala piyasada otuz senelik kuyruksuz vinçler kullanılabiliyor. Halbuki bir makinenin ömrü ortalama 12 yıldır.
“Son zamanlarda yaşanan kazaların ana sebebi de yaşlı makineler...”
Söz konusu makinelerin zorunlu bazı periyodik bakımları ve kontrolleri tabii ki var ama bu kontrol ve bakımlar çok yetersiz kalıyor. Switch ayarlarına göz atılıyor dönüşlerde problem olup olmadığı kontrol ediliyor, halata göz gezdirilip onay veriliyor. Fakat asıl önemli olan “metal yorgunluğu” ile ilgili bir işlemin yapıldığına biz şahit olmadık. Asıl risk de bu. Ve işin tuhaf tarafı bu yaşlı ve riskli makinelerin piyasadaki oranının neredeyse yüzde 70 olması. Zaten son zamanlarda yaşanan kazaların ana sebebi de yaşlı makineler.
Eski makineler, yeni operatörler derken diğer bir sorun da düzensiz servis ağı... Bu yoğun ortamda eline çanta alıp, anahtar kullanmayı bilen herkes servis elemanı oldu. Bakım ve tamir yapıldığı düşünülüyor ama aslında hiçbir şey yeteri kadar sağlıklı yapılmamış oluyor. Son zamanlarda yaşanan birçok kazanın nedenlerinden biri de bu.
Kule vinç operatörleri olarak acilen yeni operatörlerin eğitimi, kursları ve sınavları konusunda ciddi bir düzenleme istiyoruz. Vinç operatörlüğü çok riskli bir iştir. Yapılabilecek ufacık bir hata birçok cana mal olabilir. Yani bir yanlış, telafi edilemeyecek sonuçlara yol açabilir. Bizler ve önceki meslektaşlarımızın çoğu yağcılıktan, yani bir operatörün yanında yetişmiş operatörleriz. Aylarca ustaların yanında işi bire bir öğrenerek ve sonrasında belge alarak vince çıkıp, iş yapabildik. Şimdiki kurslar ise eğitimi ve süreci basitleştiriyor.
“Devamlı konsantre bir halde ve uzun saatler tepede tek başına çalışıyor olmak bizleri çok yoruyor ve yıpratıyor...”
Şantiye: Tek başınıza, yüksekte, ufak bir mekanda çalışıyorsunuz... Mesai saatleriniz nasıl?
Bireysel çalıştığımız için mesai saatlerimiz de uzun olabiliyor. Çok dikkatli çalışılması gereken bir iş yapıyoruz. “Dikkat” bizim için çok çok önemli. Devamlı konsantre bir halde ve uzun saatler tepede tek başına çalışıyor olmak bizleri çok yoruyor ve yıpratıyor. Dolayısıyla bu anlamda da yasal olarak erken emeklilik gibi bazı beklentilerimiz var. Bir kule vinç operatörü şantiyede iş yapılmasını, işin dönmesini sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Şantiye içerisindeki bütün malzemelerin konumunu değiştirip herkesin kesintisiz ve hızlı iş yapmasına katkıda bulunuyoruz. Bir operatörün bir gün işe çıkmaması demek, o gün işin durması demektir. Başka bir görevli, bir mühendis veya usta işe gelmese bir şekilde o gün idare edilip iş yürütülebilir ama kule vinç olmadan birçok şantiyede işler büyük ölçüde durabilir. Ama sorumluluğu büyük olmasına rağmen işle ilgili düzenlemeler maalesef yetersiz düzeyde.
“Önemli sorunlarımızdan ve mağduriyetlerimizden birisinin de, bizim gibi bireysel çalışan meslek sahiplerine uygulanan mobbing olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle demirci ve kalıpçılar tarafından hiç hak etmediğimiz üzere fazlasıyla zorlandığımızı söylememiz gerek...”
Önemli sorunlarımızdan ve mağduriyetlerimizden birisinin de bizim gibi bireysel çalışan meslek sahiplerine uygulanan mobbing olduğunu söyleyebiliriz... Demirci, kalıpçı gibi işin yoğunluğuna göre bir kule vincin altında en az elli kişi çalışır. Ve bu 50 kişiye yeteri hızda iş yetiştirmek maalesef ülkemizde bir kule vince düşer. Diğer ülkelerde bu yoğunlukta çalışmadıklarını biliyoruz. Normalde her bina bloğuna bir kule vinç kurulması lazım ama ülkemizde her iki veya üç bloğa bir vinç kurulur. Bu yoğun iş de operatörün işini ciddi derecede artırır. Üç koca bloğun tüm yükü bir operatöre biner. Bu çerçevede, özellikle demirci ve kalıpçılar tarafından hiç hak etmediğimiz üzere fazlasıyla zorlandığımızı söylememiz gerek. Birçok şantiyede maliyeti azaltmak için, kule vinci yerde yönlendirecek işin uzmanı bir “Sapancı” çalıştırılmadığı için onlarca farklı kişinin bitmez tükenmez isteklerine doğrudan biz maruz kalıyoruz. Telefonumuz ve telsizden gelen talepler hiç bitmiyor. Metrelerce yükseklikte, tek başımıza, ufacık, kapalı bir kabinin içinde saatlerce sadece telsiz seslerine maruz kalıp iş yapmak ve sayısız kişiyi memnun etmeye çalışmak, büyük bir konsantrasyonla her birinin talebini karşılamak cidden çok zor. Sapancı, yani işaretçi bizlerin işini kolaylaştıran bir iş koludur ama maalesef büyük şantiyeler dışında pek olmazlar. Kule vinç operatörü kadar bilgilidirler ve makinenin ne kadar yük alacağını, nereye döneceğini, nasıl döneceğini bilirler. O yüzden özellikle kör noktalarda bizi yönlendirmeleri işimizi çok kolaylaştırır ve riskleri azaltır. 400 metre yükseklikten sapancı olmadan kanca sallamak hiç kolay bir iş değildir.
“Rüzgar belli bir seviyenin üzerinde çıktığında makineyi kapatıp aşağı inmemiz şart. Fakat işin ortasında bunu işverene ve diğer arkadaşlara anlatmakta zorlandığımız, ilişkilerin gerildiği çok durum yaşıyoruz...”
Kule vinçlerin risklerini anlatmakta da zorlanıyoruz. Mesela özellikle rüzgarlı havalarda bizim hiçbir risk almamamız gerekiyor. Bu hem altta çalışanlar hem kendi güvenliğimiz için çok önemli. Rüzgar belli bir seviyenin üzerinde çıktığında hemen makineyi kapatıp aşağı inmemiz şart. Fakat işin ortasında bunu diğer arkadaşlara anlatmakta zorlandığımız ve ilişkilerin gerildiği çok durum yaşıyoruz. Rüzgar büyük bir etkendir bizim işimizde. Makineleri devirir. Rüzgarın estiği yöne döner, güç uygularsanız rüzgar sizi kağıt gibi buruşturur, atar. 100 km hızla duvara çarpmak gibi bir şeydir. Dolayısıyla 45 km rüzgara kadar normal çalışma yapılır. 45-70 km arasında makinede beklemeye geçilir. Ama 70 kilometrenin üstüne çıktığı zaman makine terk edilmelidir. Çünkü hayati risk vardır. Fakat bu kadar basit bir riski yeri geliyor diğer arkadaşlarımıza anlatamıyoruz. Herkes aşağıda kendi işinin kesintisiz yürümesini istiyor, herkes son bir malzemesinin daha ilgili yere ulaştırılmasını istiyor ama alınan risk o kadar büyük oluyor ki... Birçok kişinin hayatına neden olabilir. Bu makine devrildiği zaman nereye ve kimin üzerine geleceği bilinmez. Hem insan hayatı hem maddi açıdan her türlü sıkıntı ihtimali var. Ama bunu çoğu zaman ne çalışma arkadaşlarımıza ne de işverene anlatabiliyoruz.
“Otuz senelik bir kule vince neyin onayı verildiği de başka bir problem. Operatör kabininde tabure veya plastik sandalye olan kule vinçler bile hala var...”
Şantiye: Vincin kurulumu ve bakımında sorumluluğunuz var mı?
Gündelik bakımları dışında bizim sorumluluğumuz yok. Kule vinç operatörünün kurulum ya da yükseltme aşamasında bir sorumluluğu bulunmaz. Vinci yetkili servis kurar, ardından Makine Mühendisleri Odası tarafından kontrol edilir ve operatöre teslim edilir. Fakat bu onay aşamasının çok sağlıklı yürütüldüğünü söyleyemeyiz. Çoğu durumda vince bile çıkılmadan, uzaktan bakılıp onay verilebiliyor. Ayrıca zaten otuz senelik bir makineye neyin onayı verildiği de başka bir problem. Operatör kabininde tabure veya plastik sandalye olan kule vinçler bile hala var.
Şantiye: Yeni jenerasyon, modern vinçler nasıl? Ne tür teknolojik özelliklere sahipler?
Yeni kule vinçler kullanana, yani bizlere öncelikle güven veriyor. Geçtikleri bütün testlere kolaylıkla ulaşılabiliyor. Kabin içleri geniş ve iklimlendirmeleri de dahil genelde oldukça konforlu bir yapıları vardır. Görüş alanları oldukça tatminkardır. Bir kule vinçte çok çok önemli olan rüzgar göstergeleri, ağırlık göstergeleri oldukça sağlıklı veriler sunar. Yeni makinelerde halatın ve şaryonun kaç metrede olduğu göstergeler sayesinde görülebilir. Çarpışma sensörü de önemli bir unsurdur. Yeni vinçlerde kameralarla birçok noktaya hakim olabilirsiniz. Tüm bunlar hem çalışana sağlıklı bir ortam sunuyor hem de kaza risklerini oldukça azaltıyor.
Şantiye: İş kolunuzda yurtdışı çalışma olanakları ve şartları nedir?
Türkiye’deki bazı büyük firmalar şartları oldukça yükseltti ama hala çoğu firmanın birçok ülkede kaçak işçi çalıştırdığını duyuyoruz. Bazı firmalar da, kaçıp gidilmesin diye 2-3 ay maaşları içeride tutuyorlar. Yani sigorta yapan ve işçinin gerçek hakkını veren firma sayısı çok az. Almanya’da normal operatörlerin maaşları 5-8 bin euro arasında değişirken Türkiye’den giden arkadaşlara 2 bin euro verildiğini biliyoruz. Bu şartlarda zaten tünel kalıp işinde çalışan bir operatörün yurtdışına gitmesine gerek kalmıyor. Ama bazı arkadaşlar Almanya’ya bir hevesle hala gidiyorlar.
“Diğer bazı meslek dallarındaki gibi erken emekli olmamız gerektiğine inanıyoruz. Madenci yerin 150 metre altında çalışıyor, biz de yerin 150 veya 400 metre üstünde büyük bir risk altında görev alıyoruz...”
Şantiye: Peki memnun musunuz yaptığınız işten? Gençlere önerir misiniz?
Severek yaptığımız kesin. Bilinçli bir şekilde ve yeterli eğitim alındıktan sonra yapılabilir bir meslek. Alınan risk cidden çok fazla. Hem kendi hayatınız hem başkalarının hayatı söz konusu. Eğitimsiz, bilinçsiz, donanımsız o koca makineleri kullanmak vicdani ve hukuki anlamda ciddi problemler yaratabilir. Aşağıdan bakıldığından kolay gibi görülebilir ama yukarı çıkınca her şey çok farklı. Göz, baş ağrısı, bel ağrısı, boyun ağrısı gibi rahatsızlıklara çok sık rastlanan bir iş kolu. Madencilik gibi diğer bazı meslek dallarındaki gibi erken emekli olmamız gerektiğine inanıyoruz. Madenci yerin 150 metre altında çalışıyor, biz de yerin 150 metre veya 400 metre üstünde büyük bir risk altında görev alıyoruz. 60 yaşında kule vince tırmanıp, küçücük ortamda tek başına çalışmak hiç kolay bir şey değil. Belli bir yaştan sonra yapılamayacak bir meslek olduğu kesin. Ağır iş kapsamına alınmamız gerekiyor. Zorlukların bilinmesi şart. Bir metrekarelik bir alanda çalışıyoruz. Tuvalet ihtiyacımızı bile gidermek bizler için ciddi bir sorun.
Sosyal haklarımız da diğer iş kollarına göre kısıtlı. Mesela, kalıpçılar kendi aralarında izin yapabiliyorlar. Birisi işe gelmezse, eksikliği çok fazla hissedilmiyor. Fakat kule vinçler şantiyelerde genellikle tek makine, tek operatör, yani bireysel çalıştığından her gün işe gelmek zorundayız. Fakat belli bir süre sonra beyin yoruluyor ve kaza yapma riski artıyor. Bu tip sorunlarımız var, gençlerin ve sektörün bunları bilmesi gerek. Ama genç arkadaşlarımız tabii ki gerekli eğitimi alıp ve tecrübe kazandıktan sonra bu işi yapabilirler.
Fotoğraflar, Liebherr firmasının basın departmanından alınmıştır.
2 Haziran 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.