Makaleye, 383. sayımızın E-Dergi versiyonunundan da ulaşabilirsiniz: https://edergi.santiye.com.tr/383/104/
İnşaat sektörü, teknolojideki değişikliklerden ve işin en iyi şekilde nasıl yapılacağına ilişkin değişen tutumlardan etkilenerek sürekli gelişmektedir. Bu gelişime İş Sağlığı ve Güvenliğinin (İSG) de dahil edilmesi, global pazarda Türk inşaat firmalarının tek rekabet gücünü “Ucuz İşgücü” ya da “Ucuz İş” olmaktan çıkarma yolunda ciddi katkılar sağlayacaktır. Gelişmiş ülkelerde inşaat profesyonelleri güvenlik, imalat ve kalitenin ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğunun farkına vardılar ve yasal uyumluluğun ötesine geçen, sahadaki çalışanları korumaya yönelik daha aktif bir yaklaşım benimseyen programları uygulamaya geçtiler.
Bu yazıda İSG, Kalite ve İmalat, birlikte aktif olarak yönetilmesi gereken unsurlar olarak sunulmakta, global yapı iş kolundaki iyi uygulamalar referans alınarak inşaat yöneticilerinin ve karar vericilerin bu süreçte, sözleşme yönetimi ve satın alma proseslerine İş Sağlığı ve Güvenliğini ne şekilde entegre edebilecekleri tartışılmaktadır.
Ölüm ve yaralanmalar öngörülebilir ve önlenebilir
Esasen iş kazalarının, meslek hastalıklarının ve işe bağlı hastalıkların nedenleri biliniyor; ve inşaatta meydana gelen tüm ölüm ve yaralanmalar öngörülebilir ve önlenebilir (1). Projelerde, İş Sağlığı ve Güvenliğini iyileştirmek için uygun bir yasal çerçeve, etkili bir denetim mekanizması, işçilerin ve formen, mühendis gibi ilk amirlerin eğitimi, çalışma saatlerine ilişkin düzenlemeler ve iş sağlığı hizmetlerinin erişilebilirliği dahil olmak üzere birçok önlemin gerekli olduğu kabul edilmektedir. Bu önlemler mevcutsa ve yasal yükümlülükleri yerine getiriyorsa dahi satın alma prosedürleri ve sözleşme yönetiminde İSG unsurlarının doğru ve detaylı şekilde ele alınmış olması, İSG standardını yükseltme potansiyeli yaratacak önemli mekanizmalar olarak karşımıza çıkacaktır.
Pek çok ülkenin İSG mevzuatı, yapı iş kolunda mal sahibi de dahil tüm paydaşları sorumlu tutmaktadır (2). Ülkemizdeyse “Mal Sahibi” yasal olarak proje İSG planlamasından ve uygulanmasından sorumlu tutulmamakta ve bu da İSG’in yapı iş kolunda aktif olarak uygulanması ile ilgili bir sıkıntı olarak karşımıza çıkmaktadır (3). Bahsi geçen sıkıntıya rağmen inşaat projelerinde “Sözleşme Yönetimi”, yüklenici, alt yüklenici, müşavir gibi diğer paydaşların, İSG sorumluluğunun ilgili tüm taraflarca ciddiye alınmasını sağlaması açısından kritiktir.
Öte yandan şantiyelerde İSG uygulamalarının sağlanmasının denetimler yolu ile yasal otoritelerin sorumluluğunda olduğu şeklinde yaygın görüşe rağmen tüm ülkede yer alan çok sayıda projenin hepsinin denetlenmesi pratik olarak, yakın ve orta vadede mümkün değildir. Bu bağlamda, sözleşme yönetimi ve satın alma süreçleri mevzuata, varsa kreditörlerin hüküm ve koşullarına uyum sağlamak için tamamlayıcı mekanizmalar olarak görülebilir.
Halihazırda ülkemizde inşaat işlerinin ihale edilmesi için en yaygın prosedür, fiyat bazında değerlendirilen rekabetçi ihalelerdir. İşçiliğin, maliyetin önemli bir kalemi olmaya devam ettiği yapı iş kolunda yükleniciler, teklif verdikleri işi alabilmek için maliyetlerini düşük tutmak zorunda kalmaktadırlar. Başka bir ifadeyle, iş gücünün sağlığı ve güvenliği pahasına da olsa, iş sahibi için düşük fiyat güvence altına alınmaktadır.
Aşağıdaki paragraflarda rekabetçi ihalelerin yürütülmesi sırasında aynı zamanda projenin İSG gereklerinden ödün vermemenin ne şekilde sağlanabileceği ortaya konmaya çalışılacaktır.
İş Sağlığı ve Güvenliğinin doğru şekilde ele alınması ancak ihale öncesi süreç, müşavirlerin seçimi, planlama ve tasarım aşamaları, yüklenici ön yeterlilikleri ve ihale belgelerinin belirlenmesi, sözleşme, projenin izleme ve raporlama kriterleri, proje sonrası değerlendirme safhalarının her birine entegre edilmesi ile mümkün olacaktır.
İSG ile ilgili net bir politika olmalı
Tüm bu süreçleri yüklenicinin koordine etmesi ise zaten ihale ile belirlenecek olduğundan mümkün değildir. Bu nedenle mal sahibinin proje başlangıcında İSG ile ilgili net bir politikasının olması ve diğer tüm paydaşların bu beklentileri net olarak anlayabilmesi için bunun duyurulması önemlidir. Mal sahibinin İSG’yi projenin temel hedeflerinin bir parçası haline getirmesi gibi hususlar da değerlendirilebilir. Örneğin “İSG açısından özel bir önemle inşa edilmiş AVM/baraj/yol inşaatı”. Mal sahibinin proje paydaşlarına sorumluluklarını hatırlatması ve projede normal görevlerin ötesinde kendilerinden ne bekleneceğini net şekilde ortaya koyması, proje İSG performansı açısından elzemdir.
Projenin planlanması, tasarlanması ve inşaatın denetlenmesinde görev alacak olan birimlerin mal sahibi tarafından seçimi, inşaat sırasında işçilerin ve projenin kullanım ömrü içinde kullanıcıların maruz kalabilecekleri minimum risk ile tasarlanmasını, inşa edilmesini ve kullanılmasını sağlayacak şekilde titiz bir değerlendirme ile yapılmalıdır. Bu değerlendirmede “İSG mevzuatı ve uluslararası standartlar hakkında bilgi”, “Tasarım ve yapımla ilgili güvenlik konularının anlaşıldığının teyidi”, “İSG risk değerlendirmelerini gerçekleştirme ve risk indirgeme stratejileri hazırlama yeterlilikleri”, “Geçmiş projelerde performans kayıtları”, “Mal sahibinin İSG hedeflerini yerine getirmek için bu hedefleri ne şekilde karşılayacaklarına dair yöntem beyanı” gibi değerlendirme kriterleri yer alabilir.
Proje Sağlık Güvenlik Planı (SGP) geliştirilmeli
Proje döngüsünün herhangi bir aşamasında işçilerin ve yapının kullanıcılarının sağlığı ve/veya güvenliğine yönelik riskler ortaya çıkabilir. “İnşaat ve işletme sırasında karşılaşılan yaygın İSG sorunlarının çoğu, proje planlama ve tasarım aşamaları sırasında gerekli değerlendirme ve çaba harcanırsa önlenebilir.” Bu nedenle proje İSG risklerinin planlama ve tasarım aşamasında ele alınması için, bu aşamada İSG risk değerlendirmesi yapılması ve risk bulgularının bir risk kaydına girilmesi sağlanmalıdır. Risk kayıtları seçilen yükleniciye aktarılmalı ve proje boyunca güncellenmelidir. Riskleri ortadan kaldırmak ve/veya azaltmak için sorumlulukların net şekilde dağıtıldığı Proje Sağlık Güvenlik Planı (SGP) geliştirilmelidir. Söz konusu SGP, ihale aşamasına taşınmalı ve ihale dokümanları içinde yer almalıdır.
Yüklenici seçiminde ön ve/veya son yeterlilik yaygın bir uygulamadır. Ancak genel olarak bahsi geçen yeterlilik, yüklenicinin işi yerine getirme konusundaki mali ve teknik kapasitesinin değerlendirilmesinden ibarettir. Bu nedenle yüklenicilerin İSG’yi iyileştirme konusundaki bilgi, deneyim ve bağlılıklarını test etmek için ek nesnel ve doğrulanabilir kriterlerin teknik yeterliliğin bir unsuru olarak dahil edilmesi uygun olacaktır. Yüklenici seçim kriterlerinin unsurları:
■ Yüklenicinin İSG konularına ilişkin kayıtları (para cezaları, raporlama düzenlemelerine uygunluk, kaza sıklık oranı ve güvenli uygulama örneklerini içerebilir)
■ Yüklenicinin İSG politikası, alt işveren İSG gereksinimlerinin taşeronlar tarafından uygulanmasını, izlenmesini sağlamak için alt işveren yönetimi politikası, tam zamanlı nitelikli İSG görevlisi, işler durumda bir İSG yönetim sistemi, her seviyedeki çalışanlar için düzenli eğitim gibi unsurlara sahip olup olmadığı vd. olabilir.
Yüklenicilerin, destekleyici kanıtlarla birlikte yukarıdakilere ilişkin bilgileri sunmaları istenmelidir. Kriterlere uymayanlar ihale listesinden çıkarılmalıdır.
Mal sahibi, yüklenicilerin teklifleriyle birlikte:
- Sahaya özel bir sağlık ve güvenlik planı (uygun olduğu durumlarda bir düşme koruma planı, trafik planı vb. dahil)
- Sağlık ve güvenlik gereksinimlerinin yalnızca ana yüklenici tarafından değil, aynı zamanda taşeronlar tarafından da karşılanmasını sağlamak için benimsenecek prosedürlerin bir özeti
- Kazaları, olayları ve ramak kala olayları kaydetmek ve raporlamak için bir sistem ve format sunmalarını isteyebilir.
Aşağıdaki gibi İSG ile ilgili kalemleri önceden fiyatlandırarak mal sahibinin İSG gereksinimlerini karşılama maliyetini rekabet unsuru olmaktan çıkarmak da mümkündür. Bu, 1996 yılında Hong Kong’da “İSG Planlaması için Öde” programı kapsamında benimsenen yaklaşımdı. Tüm İSG öğeleri için maksimum ödeme, küçük projeler için sözleşmenin tahmini değerinin yaklaşık yüzde 2’si ve büyük projeler için yüzde 1’i olarak belirlenmiştir.
Ayrı olarak fiyatlandırılabilecek unsurlara:
- Bir denetim ve raporlama şeması dahil olmak üzere sahaya özel bir sağlık ve güvenlik planının hazırlanması ve güncellenmesi (taşeronlar dahil)
- Geçici koruyucu işlerin sağlanması (iskeleler, istifler)
- Kalifiye İSG görevlisinin işe alınması
- Çalışanlara ve ilk amirlere güvenlik eğitimi sağlanması
- İSG koordinasyon toplantılarına katılma zamanı
- Sosyal tesislerinin sağlanması (su, yiyecek, barınma, dinlenme)
- Kişisel koruyucu ekipman temini
- Tıbbi muayeneler, ilk yardım ve acil durum tesisleri
örnekleri verilebilir.
İhalenin değerlendirilmesinde “En düşük fiyatlandırılmış teklif”e işin verilmesi yerine yüklenici seçiminde fiyat, kalite ve İSG yönetimi ağırlıklarının belirlenmesi de yüklenicilerin İSG uygulamalarını bütçelemeye ve uygulamaya zorlayan bir kriter olacaktır.
İSG önlemlerinin olarak şartnameye dahil edilmesi gerekir
Çoğu sözleşmede sadece belirsiz ve genel İSG ifadeleri yer almaktadır. Örneğin, FIDIC (5) uyumlaştırılmış sözleşme ve ulusal kamu ihale makamları tarafından geliştirilen diğer birçok standart sözleşme biçimi, genel koşullarında yüklenicinin İSG tüm “Gerekli Önlemleri” alması gerektiğine dair muhtelif ifadeler içerir. Ancak neyin “Gerekli” olduğuna ilişkin spesifikasyonda net kıyaslamalar ve tanımlar olmadan, ifade göz ardı edilme eğilimindedir. Bu muğlaklığı ortadan kaldırmak için mal sahibi İSG beklentilerini içeren İSG önlemlerinin bir sözleşme belgesi olarak şartnameye dahil edilmesi yerinde olacaktır. Şartname, prosedürler, ulusal İSG yönetmeliklerine ve diğer sözleşmeye özgü gerekliliklere uyumu teşvik etmek ve izlemek için bir “İSG Yönetimi Sistemi” ve ayrıca İSG hedefleri için kararlaştırılan bir dizi göstergeye göre raporlama sistemi içermelidir. Sözleşme, çeşitli tarafların bu konulardaki sorumluluklarını belirtmelidir. Sözleşme ayrıca, kötü İSG performansı için ek cezalar ve / veya iyi İSG performansı sağlayan sahalar için ikramiye ödemeleri gibi hükümler içerebilir.
Şantiyede çalışma başlamadan önce izleme ve raporlama sistemleri önceden kararlaştırılmalıdır. İzleme ve raporlamada, uyumluluğu sağlamak ve güvenilirliği korumak için İSG sözleşme hükümlerini Temel Performans Göstergelerine (KPI) göre izlemek için sözleşme prosedürleri kullanılabilir.
Şantiyelerde faaliyetlerin ve insanların yönetilmesinin birincil sorumluluğu, alt işveren faaliyetlerini izleme ve raporlama sorumluluğunu da üstlenen “Ana Yüklenici”ye aittir. İSG performansının yükseltilmesine yardımcı olmak ve İSG için gerekli iletişim ve planlamayı sağlayabilmek için İSG konularına saha toplantılarının gündeminde düzenli yer verilmesi önerilir.
İnşaat sırasındaki İSG kayıtları, projenin nihai değerlendirmesinde ele alınması gereken bir konu olmalıdır. Teknik denetim, inşaat sırasında İSG risklerinin yönetimi hakkında rapor vermek için uygundur; öte yandan mali denetim ise İSG önlemlerine yönelik harcamaları kontrol etmelidir.
Teknik ve mali denetim raporlarının İSG ile ilgili özel bir bölüm içermesi ve bu bilginin projedeki ilgili makamlara ve paydaşlara aktarılması iyi bir uygulama olarak önerilebilir.
Kaynaklar
- UK Office of Government Commerce, Achieving Excellence in Construction Procurement Guide: Health and Safety, OGC, 2007
https://webarchive.nationalarchives.gov.uk/20110622151127/http://www.ogc.gov.uk/ppm_documents_construction.asp
- Örnek: Construction (Design and Management) Regulations of the UK 2015
- Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği
- Pay for Safety Scheme- The Government of the Hong Kong Special Administrative Region
- FIDIC MDB Harmonised Construction Contract March 2006 Version: Part A - General Conditions
https://fidic.org/sites/default/files/cons_mdb_gc_v2_unprotected.pdf
Yazan: Beste Ardıç Arslan / BESTART İnş. Müh. ve İSG Tic. Ltd. Şti.
30 Eylül 2020
Şantiye
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 35 bin e-bülten abonesi, 15 bini aşkın takipçiye sahip facebook ile 2 bin 500 takipçiye sahip instagram sayfaları ve 16 bin linkedin bağlantısıyla inşaat sektöründe hedef kitleye erişimin en verimli ve hızlı çözümü olmaya dijital ortamlarda da devam ediyor... 1988'den bu yana basılı yayıncılıkta olduğu gibi...
Abone Olmak için
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 120 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp, dekontu ve açık adresinizi santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.