Yaşadığımız dünyanın 4,5 milyar yıllık ömrünün son beş bin yıllık döneminde, önceki yıllarına göre “İnsan” türünün yarattığı değişim, gelişim, medeniyetler ve keşifler inanılmazdır. Sınırları belli olmayan evrende insan türü bir mikron tanesiyken, gelecek yüzyıllara iz bırakma isteği ve “kalıcılık” için atılan büyük imzalar ve bunların karşılığı olarak inşa edilen devasa, gösterişli binalar... Dünya tarihine en çok katkı sunan ise gelişmişlik seviyesinin en üst modeli olan “medeniyetlerdir”... Medeniyetler ise, hala konuştuğumuz, araştırdığımız, araştırdıkça yeni gizemlerle karşılaştığımız karmaşık yapılar ile onları inşa eden büyük dâhiler ve vizyon sahibi liderlerin eseridir.
YAZAN: Muharrem Akpınar / İnşaat Müh. Araştırmacı Yazar
Dünyanın karasal yüzölçümü 148 milyon 648 bin kilometrekare; ve dünyada yaşayan insan sayısı ise 8 milyar civarındadır. Devletleşmenin ve güç savaşlarının bize dayattığı mülkiyetleşmenin hukuk sistemiyle ilgili olan bağlantılarını bir kenara bırakır, evrensel ve doğasal gerçeklere indirgeyerek hareket edecek olursak, basit bir kabule göre, birey başına düşen toprak parçası metrekare olarak 18 bin 500 metrekaredir. Oysa ticaretle uğraşmayan, normal bir çalışan ve çalıştığının vergisini veren sıradan insanlar için 18 bin 500 m2lik böyle bir alana sahip olmak pek mümkün görünmemektedir. Planlı şehirleşmenin en büyük gereksinimi olan arsa/arazi ihtiyacı, ne yazık ki belli tekellerin elinde doğa heba edilerek maalesef geleceğe bir atık olarak bırakılmaktadır. Kara, deniz ve gökyüzünden oluşan dünyada birlikte yaşadığımız diğer canlı gruplarını da hesaba dahil edecek olursak birey başına düşen m2de haliyle düşüş olacaktır. Bu, insan türünün hoşuna gitmeyen bir durum olsa da doğada yaşadığımız diğer canlı türlerine de saygı duymalıyız gerçeğini değiştirmez. Tüm evrendeki en güçlü tür olan insan, diğer canlılara karşı değil de onlarla birlikte güvenli yaşamı inşa etmenin yollarını aramalıdır.
Günümüz dünyasında ekonomik, siyasi, mimari ve mühendislik açısından ileri olan devletler, “medeniyet denilen tek dişi kalmış canavar” benzetmesine uygun bir şekilde belki hırs veya ihtiyaçlar için mühendisleri sınırları zorlamaya, yeni keşifler yapmaya, yeni çözümler bulmaya yöneltmiş ve daha simgesel, gösterişli yapılar yapmaya itmiştir. Bu kapsamda bu yazımda, güya medeniyet için inşa edilen, ikon haline gelen ve yapısal anlamda “en”lere sahip gökdelenler, köprüler, tüneller, barajlar, havalimanları, otoyollar, dini yapılar, sağlık yapıları ve spor tesisleri gibi projelerden bahsedeceğim.
Sayısal veri olarak 150 metre ve daha fazlasına “gökdelen” tanımlamasını karşılayabilir olarak bakıyoruz. Avrupa’da bu kavrama uyan yaklaşık 250 adet gökdelen bulunmaktadır ve bu bağlamda Türkiye, Avrupa’da en çok gökdelenin bulunduğu ülke konumundadır. Dünyada ise bu sayı Çin ve ABD ile birlikte toplam 4000’i bulmaktadır. Dört bin gökdelen arasından dünyanın en yüksek binası veya gökdeleni nerede sorusunun cevabını ise, 1008 metre ile 1000 metre üstü ilk bina olan Suudi Arabistan Cidde’de neo-fütürizm tarzıyla inşa edilen ve mimari tasarımını Amerikalı ünlü mimar Adrian Smith’in yaptığı Kingdom Tower olarak verebiliriz. Bu proje tamamlanmadığından şu an 1. sıradaki binanın, Dubai’de küresel bir simge olan, 344 bin metrekarelik alana sahip, 1.5 milyar dolar bütçeyle inşa edilen Burj Khalifa olduğunu söyleyebiliriz. 828 metre yüksekliği ile yine mimarlığını Adrian Smith, Marshall Strabala ve George J. Efstathiou birlikte yaptıkları ve örümcek zambağı çiçeğinden esinlenerek tasarladıkları Emaar Gayrimenkul için inşa edilen projedir. Dört buçuk ile beş yıl arasında tamamlanan projenin öne çıkan özellikleri ise 555. metrede dünyanın en yüksek gözlem platformu ve 124-125. katlarda seyir terasının bulunmasıdır. Bulutların ve atmosferin tam ortasında restoranların bulunması ile farklı bir yemek deneyimi sunmaktadır. Projede ayrıca 330 bin metreküp beton, 39 bin ton çelik kullanılmış. İş gücü adam saat olarak 22 milyon saat iş gücü söz konusudur. 2 dakikada 500 metre yol alan dünyanın en hızlı asansörü de bu projede yer almaktadır.
Köprüler anlamında listenin başını çeken ise tabi ki Çin Halk Cumhuriyeti’dir. Çin Halk Cumhuriyeti çok geniş bir coğrafyaya, nüfus sayısı ve küresel anlamda ticari hacme sahiptir. Bu talebi karşılamak için inşa ve yapım sektöründe dünyanın lokomotifi olma noktasına doğru hızla ilerlemektedir. Birçok anlamda farklı inşa biçimi geliştirseler de rekabetin her zaman en inatçı ve güçlü oyuncusu olmaya devam edeceklerdir. Bu yüzden Pekin-Honk Kong arası çalışacak hızlı tren demiryolu ulaşımı için Yangtze Nehri’ne inşa edilen dünyanın en uzun köprüsü ise Danyang-Kunshan Grand Köprüsü’dür. Bu köprü, Burj Khalifa gibi 2010 yılında hizmete açılmıştır ve hızlı tren demiryolu ulaşımı için inşa edilmiş ve tam olarak 164,8 kilometre uzunluğa sahiptir. 2 yılda tamamlanmıştır.
Gotthard Base Tüneli ise 57 kilometre uzunluğu ve 2300 metre derinliği ile dünyanın en uzun ve en derin demiryolu tünelidir. İsviçre Alpleri’nin 20 dakikada geçilmesini sağlayarak bir rekora imza atmıştır. Bu büyük ve zahmetli proje 1999’da başlamış, 17 yıl gibi bir sürede tamamlanarak 2016 yılında hizmete açılmıştır. Bu demiryolu ulaşımı ve tünel sayesinde Roterdam’dan İtalya’nın güneyine kadar bağlantı sağlanır.
Bir diğer ileri mühendislik konusu ise tabi ki barajlardır. Çalışma prensibi ve gövde yapılarına göre farklılıklar içerse de hepsinin temelde yaptığı iş ve fonksiyon benzerdir. Bu bağlamda barajların üzerlerine kuruldukları nehirlerin de baraj tasarımı açısından önemi ve barajın özelliklerini belirlemede etken olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Yangtze Nehri, Çin coğrafyası için önemli bir jeopolitik konuma sahiptir ve bu yüzden en uzun köprü de Yangtze Nehri üzerine inşa edilmiştir. 2012 yılında faaliyete geçerek en büyük baraj olan Üç Boğaz Barajı (Three Gorges Dam veya Jinping Barajı olarak da bilinir) da Yangtze Nehri üzerine inşa edilmiştir. Saatte 22500 Mw’lik enerji üreterek en büyük hidroelektrik santral olma özelliğine de sahiptir.
Havalimanları sıralamasında 1 ve 2. olarak alansal büyüklük ve işleklik arasında kaldığım için iki havalimanını da yazıma ekleyeceğim. Alansal büyüklük olarak öne çıkan, 776 kilometrekarelik büyüklüğe sahip olan Suudi Arabistan Dammam’da askeri havalimanı olarak inşa edilen ama daha sonra sivil havacılığa dönen Kral Fahd Uluslararası Havalimanı’dır. Bu havalimanı yolcu taşımacılığı açısından çok yoğun bir hava trafiğine sahip değildir. Bunun yanında ABD Kolarado eyaleti Denver şehrinde ABD’nin en büyük, dünyanın ise 2. en büyük havalimanı sıralamasında 137 kilometrekarelik arsa alanı, tasarım detayları, dünyanın en uzun 7. uçak pistine sahip olması, yılda 50 milyondan fazla yolcuya hizmet ediyor oluşu havalimanını özel kılıyor. Ayrıca acil olası öncelikli durumlar için yetkililere kolaylık ve güvenlik sağlamak amacıyla yeraltı sığınaklarına sahiptir.
150 bin kişilik koltuk sayısı ve çatısındaki devasa 16 kemer ile Kuzey Kore’nin en büyük şehri Pyong-Yang’da bulunan Rungnado May Day Stadium (1 Mayıs Stadyumu) 1989’da açılmış ve rekoru elinde bulundurmaya devam etmektedir. Bu stadyumda yapılan Arrirang Festivali’nde 100 bin kişi jimnastik ve dans gösterileri düzenlemiştir. Mimari açıdan çatıda bulunan yukarıdan bakıldığında paraşüt görüntüsü veren 16 gösterişli kemerin dışında sade bir yapıya sahip olmakla birlikte 207 bin 000 m2lik bir alana sahiptir ve spor sahası 22.500 metrekaredir.
Guangzhou Opera binası... Dünyanın sanatsal yapılarından biri olan, şehrin kültürel gelişimine öncülük eden bu yapı 70 bin m2lik bir alana inşa edilmiş ve Mimar Zaha Hadid tarafından tasarlanmıştır. 200 milyon dolar bütçesiyle Çin Guangzhou Opera binası en büyük 3 tiyatro binasından biridir. İnci Nehri’nin kenarından yer alan yapı 2010’da kullanıma açılmıştır. Bina mimari olarak akıntıya karşı duran iki kayayı andıran formu ile aşınma olgusunu da yansıtmak üzere tasarlanmıştır. 1400 koltuklu oditoryum ve 400 kişilik çok işlevli salonu ile performans sanatlarına, opera ve konserlere ev sahipliği yapıyor.
Medeniyetin “En”leri noktasında birçok yapı türünün bulunduğunu, yeni yapım metotları geliştiğini, mühendislik ve mimari yöntemlerle doğayla uyumlu çözümler geliştirildiği, gelişimin hiç durmayacağını düşünerek mesleğin önde gelenleri tarafından yeni projelerin şu an bile tasarlandığını, tasarlananların ihalelere sunulduğu, ihalesi bitenlerin başlamak üzere olduğu ve hatta şu an “en”lerin değişmekte olduğu gerçeği, değişimin ve rekabetin, iz bırakmanın, benliği inşa etmenin en güzel yollarından biridir.
3 Nisan 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.