Türkiye’de çatı, cephe ve yalıtım sektörlerinin geliştirilmesi amacıyla çalışmalarını sürdüren PANELDER (Yalıtımlı Kontinü Panel Üreticileri Derneği)’nin olağan seçimli genel kurul toplantısı 12 Şubat 2020 çarşamba günü gerçekleştirilmiş ve yeni yönetim kurulunun belirlenmesinin ardından yönetim kurulu başkanlığına Assan Panel Genel Müdürü İhsan Tolga Akar seçilmişti. Biz de PANELDER’in yönetiminde üç yıl boyunca Başkanlık görevini yürütecek olan Akar ile derneğin gündem maddelerini ve hedeflerini konuştuk. Akar, dernek olarak en büyük hedeflerinin, otomasyonun inşaat sektörüne adaptasyonuna liderlik yapmak olduğunu vurguluyor.
Şantiye: PANELDER ve sektör hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz?
İhsan Tolga Akar: PANELDER, yalıtımlı metal panel sektöründe faaliyet gösteren en büyük sekiz firmayı bünyesinde barındıran bir üreticiler derneği. Derneğe üye firmalar pazarın yüzde seksenini oluşturuyor. Türkiye’de en büyük inşaat malzemeleri sektörlerinden birisini temsil ediyoruz. Yaklaşık 32 milyon metrekarelik bir pazar var. Bu da nereden baksanız milyar dolarlık yalıtımlı panele tekabül ediyor. Çok ciddi oranda poliüretan, taşyünü ve sac kullanıyoruz. Aynı zamanda ihracatta da bu çok önemli; çünkü sac ihracatı konusunda çok ciddi kısıtlar var. Fakat sacdan panel üretilip satıldığında bu kısıtlamalara maruz kalınmıyor. Dolayısıyla PANELDER yalnızca panel üreticisi ve ihracatına ve inşaat sektörüne katkıda bulunmuyor, çok ciddi anlamda sac üreticisi firmaların yurtdışında pazardan pay almalarına da yardımcı oluyor.
Şantiye: PANELDER’in sektöre ne gibi katkıları ne oluyor?
İhsan Tolga Akar: Hedefimiz aslında etik değerlere bağlı kalarak panel üreticileri arasında güç birliğini sağlamak ve daha etkin, güçlü lobi faaliyetleri gerçekleştirmek. Bunu yaparken aynı zamanda diğer alternatif ürün ve teknolojilere göre yalıtımlı panellerin daha çok tercih edilmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Yalıtımlı panel aslında inşaat sektörü için yeni ve modern bir teknoloji. Sektörde ciddi anlamda regülasyonlara, kalite ve standartların oturtulmasına ihtiyaç var. PANELDER olarak bugüne kadar çabalarımızdan birisi bu regülasyon ve standartların oturtulmasıydı. Diğer taraftan da müşterilerin ve üreticilerin haklarını korumaya çalışıyoruz. Bununla ilgili en son 2019 yılında ciddi bir çalışmamız oldu... Sandviç panel uygulamaları için yeni bir TS standardı teknik komitemiz tarafından yazıldı ve 2020’de yürürlüğe girmesi için TSE onayına sunuldu. Şu anda komitelerde değerlendiriliyor. Bu son derece önemli bir adım. Çünkü ülkemizin sanayi tesislerinde çok yoğun bir şekilde kullanılan sandviç panel uygulamalarına belirli bir nizam getirecek.
Sektörümüzdeki diğer bir sorun olan, şantiyelere, müşterilerin talep ettiği spesifikasyondaki ürünlerin değil de daha ucuz ve yanıcı, ya da belirtilen toleransların altında ürünlerin gönderilmesiydi. Örneğin bir inşaat firması, yanıcılığı belli bir düzeyin üzerindeki PIR dolgulu sipariş vermesine rağmen, şantiyeye yanıcı sınıfta olan PUR dolgulu sandviç panellerin gönderildiğine şahit olmaya başlamıştık. Bu durum aslında Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilebilecek durumlara sebebiyet veriyordu. Bu olumsuz durumu aşmak amacıyla üç yıl boyunca çalışmalar yürüttük ve PANELDER Kalite Güvence Sistemi adı altında bir sistem geliştirdik. Bu kapsamda bin metrekarenin üzerindeki projelerde firmalar bağımsız bir laboratuvar olan TEBAR’da sandviç panellerini ücretsiz olarak test ettirebiliyorlar. Bu testin maliyetini PANELDER karşılıyor. Testin sonucu da doğrudan müşteriye raporlanıyor. Amacımız görünüş itibariyle benzer ürünler arasında müşterilerin yanıltılmamasını sağlamak.
Son dönem çalışmalarımızdan biri de 2019’da gerçekleştirdiğimiz arama toplantısı oldu. Bu çalıştayın sonunda hazırlanan rapor da aslında benim yönetim dönemim için bir rehber teşkil ediyor. Raporda en önemli konulardan birincisi kalite standartlarının sağlanması için sektöre ve yasal kurumlara yön vermeye çalışmak. Aynı şekilde panel teknolojisinin geliştirilmesi, diğer rakip teknolojilere karşı avantajlarının doğru anlatılması ve bunun sayesinde panel kullanımının artırılması da hedeflerimiz arasında. Bunu yapabilmek için de yeni dönemde üniversitelerde, mimarlık ofislerinde eğitim ve bilgilendirme faaliyetlerimizi daha da artıracağız.
Öncelerimizden birisi de tüm inşaat sektörünü bekleyen en önemli değişimlerden birisi olacak olan otomasyon. Otomasyon maalesef inşaat sektörüne giremedi. Aslında tüm dünyada da inşaat sektörü otomasyonu diğer sektörlerdeki gibi kendine entegre edemiyor. Otomasyon, örneğin otomobil endüstrisine sunduğu katkıyı inşaat sektörüne sunamıyor. Dolayısıyla verimlilik inşaat sektöründe diğer sektörler gibi artmıyor. Bunu aşmanın yolu da inşaat sektöründe yazılımları, sanal gerçekliği ve yapay zeka gibi çözümleri daha etkin kullanabilmek. Bunun için de şu anda en büyük eksik, piyasadaki tüm inşaat malzemelerinin bu yazılımlar tarafından kullanılabilecek şekilde çizimlerinin ve teknik özelliklerinin var olması. Buna da Building Information Management / Yapı Bilgi Yönetimi (BIM) deniliyor. Fakat Avrupa da dahil henüz belli bir seviyenin üzerine çıkılamadı. Bir an önce otomasyon inşaat sektörüne sokulmalı. Ancak böylece tasarım ve imalat süreleri kısalabilir. PANELDER olarak bizim de en büyük hedefimiz bu çalışmalara liderlik yapmak. Bu gelişme, yurtdışında müteahhitlik hizmeti veren firmalarımızın rekabet güçleri için de önemli.
Şantiye: Sandviç panel sektöründe teknoloji ve talepler ne yönde ilerliyor?
İhsan Tolga Akar: Yalıtımlı metal paneller inşaat sektörü için yeni bir ürün grubu olmasına rağmen son derece büyük avantajlara sahip ürünler. Kısa sürede uygulanmaları, uygulama maliyetlerinin düşüklüğü, yalıtım sınıflarının yüksek olması, metal olmaları nedeniyle dayanıklılıkları gibi birçok avantajları var. Diğer taraftan geliştirilmeleri ve çağa daha da uyumlu hale getirilmeleri gerekiyor. Bu kapsamda en önemli iki konu da biraz önce de değindiğim, güneş panellerine uyumluluk diğeri de BIM’e uyumlu paneller. Bunların dışında çekirdek malzemenin yangın sınıflarının yükseltilmesi üzerine çalışılıyor. Burada da en önemli konu sertifikasyon oluyor. Piyasada yeteri kadar yasal zorunluluk ve denetim olmadığından sıkıntılar çıkabiliyor.
Şantiye: İnşaat sektörünün mevcut durumu hakkındaki yorumlarının nelerdir?
İhsan Tolga Akar: Dünya 2018 ve 2019’u yavaşlama ile geçirdi. Türkiye’de de ciddi dalgalanmalar oldu. Özellikle kur hareketleri ve faizlerin yükselmesi endüstriyel-ticari yatırımları ve konut yatırımlarını çok ciddi anlamda etkiledi. Bunu yalıtımlı metal sektöründe pazarın gerilemesi olarak ciddi olarak gördük yaşadık. Diğer taraftan son dönemde faizlerin düşmesi ve kurların daha stabil bir noktaya gelmesi bizi 2020 açısından umutlandırıyor.