Bu yazıda ESG (Enviromental, Social, Governance / Çevre, Sosyal, Yönetişim) kriterleri çerçevesinde inşaat projelerinin finansmanını, konunun uzmanı, değerli dostum İnşaat Mühendisi Cihan Değer bizlere anlatacak...
Cem Kafadar / 1inşaat Danışmanlık Kurucusu / İnş. Müh. (İTÜ 1982-87)
Cem Kafadar: Yurtdışı finansmanlı projelerde ESG ya da Türkçe çevirisiyle ÇSY (Çevre, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerinin rolü nedir?
Cihan Değer: ESG kriterleri, kredi veren kuruluşlar tarafından projenin çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarındaki performansını değerlendirmek için kullanılır. Kriterler, projenin çevreye olan etkilerini, toplumla olan ilişkilerini, yönetim yapısının şeffaflığını ve hesap verebilirliğini inceler. Uluslararası finans kuruluşları, finansman kararlarını belirlerken bu ölçütleri anahtar bir faktör olarak kabul eder. İlgili organizasyonlar, projelerin ESG standartlarına uyumunu, uzun vadeli başarı ve toplumsal kabul için temel bir gereklilik olarak değerlendirir. Kabul gören uluslararası normlar arasında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Performans Gereklilikleri, Uluslararası Finans Kurumu’nun Performans Standartları ya da Ekvator Prensipleri gibi standartlar bulunur; bu normlar, projelerin çevresel ve sosyal risklerini değerlendirmede rehberlik eder. Ayrıca, çevresel ve sosyal risklerin etkili bir şekilde yönetimi ve uluslararası standartlara uyum, projelerin uzun vadeli başarısını ve finansal sürdürülebilirliğini destekleyen kritik unsurlardır. Bu bağlamda, ESG kriterlerine uyum, özellikle yurtdışı finansmanlı projelerde seçenek olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmiştir.
Cem Kafadar: Finansman öncesi süreçte Çevresel ve Sosyal gerekliliklerin rolü nasıl ele alınıyor?
Cihan Değer: Projelerin çevresel ve sosyal gerekliliklere uygunluğunun değerlendirilmesi, projenin finansmanı ve gelecekteki başarısı için kritik bir öneme sahiptir. Bu süreç, projenin çevresel etkilerini, sosyal risklerini ve yönetim yapısını kapsamlı bir şekilde analiz eder. Bazı finans kuruluşları kendi belirledikleri gereklilikleri şart koştuğu gibi (örneğin Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, kısa adıyla EBRD) bazı finans kuruluşları ise Uluslararası Finans Kurumu’nun (kısa adıyla IFC) Performans Standartlarını ya da Ekvator Prensipleri gibi çeşitli gereklilikleri kredi koşulu olarak belirleyebilir. Bu gereklilikler, performans standartları ve çerçeveler finans kuruluşlarının projeyi değerlendirirken izlediği uluslararası kabul görmüş prensipleri içerir. İlgili kurallar, projenin çevresel ve sosyal risklerini değerlendirmede ve yönetmede rehberlik sağlar. Finansmanı sağlayacak kuruluşların bu riskleri anlamasını ve yönetmesini kolaylaştırır. Projelerin bu standartlara uyumu, potansiyel çevresel ve sosyal zararları azaltmayı, yerel topluluklarla daha iyi ilişkiler kurmayı ve projenin genel sürdürülebilirliğini artırmayı hedefler. Süreçte, yatırımın çevresel etki değerlendirmeleri, sosyal etki analizleri ve detaylı yönetişim incelemeleri yapılır. İncelemeler, projenin risk profilini düşürür ve finans kuruluşlarının gereksinimlerini karşılamasına yardımcı olur.
Cem Kafadar: Finansman ve uygulama sürecinde ESG’nin projeye katkısı nelerdir ve bu nasıl ölçülür?
Cihan Değer: Finansman ve uygulama süreçlerinde ESG kriterlerine uyum, projenin genel başarısına ve toplum tarafından kabul edilmesine büyük katkılarda bulunur. Çevresel sürdürülebilirlik, projenin uzun vadeli çevresel etkilerini ve kaynak kullanımını optimize ederek, çevre üzerindeki yükünü azaltır. Sosyal sorumluluk uygulamaları, yerel toplulukların projeye desteğini sağlar ve projenin toplumsal etkisini artırır. İyi bir yönetişim yapısı, projenin denetimini, karar alma süreçlerinin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini garanti eder, bu da yatırımcı güvenini ve projenin itibarını artırır. ESG performansının ölçümü, çeşitli KPI’lar (Key Performance Indicators) kullanılarak yapılır. Bu KPI’lar, çevresel etkiler, sosyal katkılar ve yönetişim kalitesi gibi alanlarda projenin performansını ölçer. Bir proje için çevresel KPI’lar, karbon emisyonlarını, su ve enerji tüketimini ve atık yönetimini içerebilir. Sosyal KPI’lar, yerel istihdam oranları, toplulukla etkileşim, cinsiyet eşitliği, şikayet mekanizması ve sosyal projelere yapılan yatırımları ölçebilir. Yönetişim KPI’ları ise yönetim kurulu çeşitliliği, etik standartlar ve şeffaflık gibi unsurları değerlendirir. Bu ölçümler, projenin ESG alanındaki başarısını gösterir ve sürekli iyileştirme için temel bir kaynak sağlar.
Cem Kafadar: ESG uygulamalarının finansman sonrası işletme dönemindeki etkileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle ilişkisi nedir?
Cihan Değer: İşletme döneminde ESG uygulamalarının etkin bir şekilde sürdürülmesi, projenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine olan katkısını artırır ve projenin uzun vadeli başarısını sağlar. Çevresel uygulamalar, projenin karbon ayak izini azaltmaya, enerji ve su kullanımını verimli hale getirmeye ve atık yönetimini etkinleştirmeye yönelik sürekli iyileştirmeleri içerir. Bu, projenin çevresel sürdürülebilirliğini artırır ve uzun vadeli operasyonel maliyetleri düşürür. Sosyal uygulamalar, öncelikle projenin potansiyel olumsuz etkilerini giderir, ardından eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi yerel toplulukların yaşam kalitesini iyileştirme çabalarını ve yerel istihdam yaratma stratejilerini içerir. Benzeri sosyal girişimler, projenin yerel topluluklarla ilişkilerini güçlendirir ve toplumsal destek sağlar. Uygulamalar, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleriyle uyum içinde hareket ederek, projenin çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliğine katkıda bulunur. Örneğin, projenin enerji verimliliği uygulamaları, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar hedefine doğrudan katkı sağlayabilir. Benzer şekilde, yerel toplulukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini artırmak, kaliteli eğitim ve sağlıklı yaşam hedeflerine katkıda bulunur.
Cem Kafadar: Şirketlerin kurumsal ESG yapılanmasını nasıl ele almak gerekir? Bu yapılanmanın uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkisi nasıldır?
Cihan Değer: Şirketler, kurumsal ESG yapılanmasını, sürdürülebilirlik hedeflerini iş stratejilerine ve operasyonlarına entegre ederek ele almalıdır. Bu yapılanma, çevresel politikalar, sosyal sorumluluk inisiyatifleri ve güçlü yönetişim uygulamaları oluşturmayı içerir. Örneğin, bir şirket çevresel performansını artırmak için enerji verimliliği ve atık azaltma programları uygulayabilir. Uluslararası finans kuruluşları, bu tür kurumsal ESG yapılanmalarını projelerin finansal riskini azaltan ve sürdürülebilirlik profilini güçlendiren unsurlar olarak görür. EBRD, IFC gibi kuruluşlar, bu yapılanmaları projelere finansman sağlarken değerlendirir. Kurumsal ESG yapılanması güçlü olan şirketler, genellikle daha iyi finansman koşulları ve yatırımcı ilgisi çeker. Bu nedenle şirketlerin ESG performansı, uluslararası finansmanın elde edilmesinde ve sürdürülmesinde kritik bir rol oynar.
Cem Kafadar: ESG yaklaşımlarının şirket performansına etkisi nasıl ölçülüyor ve bu ölçümlerin sonuçları nelerdir?
Cihan Değer: ESG yaklaşımlarının şirket performansına etkisi, çeşitli metriklerle ölçülüyor. Çevresel faktörlerde, bu ölçüm karbon emisyonları, su ve enerji tüketimi, atık yönetimi, biyoçeşitlilik gibi alanlarda yapılır. Burada belirttiklerimle sınırlı olmayan çok uzun bir liste var. Sosyal faktörler, çalışan memnuniyeti, toplulukla ilişkiler, yerel istihdam yaratma, tedarik zinciri, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve taciz gibi pek çok unsur üzerinden değerlendirilir. Bu ölçümlerin sonuçları, şirketlerin finansal performanslarına ve piyasa itibarlarına doğrudan etki eder. Yüksek ESG performansına sahip şirketler, genellikle daha düşük finansal risk ve yüksek yatırımcı ilgisine sahip olur. Ayrıca, bu şirketler pazarlarında daha rekabetçi olur ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme potansiyeline sahip olur. ESG performansının düşük olduğu durumlarda ise, şirketler yasal riskler, finansal yaptırımlar ve itibar kaybı gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşabilir. Bu nedenle, ESG performansının sürekli izlenmesi ve iyileştirilmesi, şirketler için stratejik bir öneme sahiptir.
Cem Kafadar: Uluslararası finans kuruluşlarının ESG kriterlerine yaklaşımı ve bu kriterlerin projeler üzerindeki etkisi nasıldır?
Cihan Değer: Finans dünyasını yeşil dönüşümün ve sürdürülebilir yatırımın bekçileri olarak düşünebiliriz. Bunu en son geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28’de (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın 28.’si) gözlemlemek mümkün. Uluslararası finans kuruluşları, ESG kriterlerine artan bir önem veriyor ve bu kriterleri projeleri değerlendirmede temel bir ölçüt olarak kullanıyorlar. EBRD, IFC ve benzeri kuruluşlar, projelerin çevresel ve sosyal risklerini, yanı sıra yönetişim yapılarını detaylı bir şekilde inceliyorlar.
ESG kriterlerine uyum, projelerin finansmanını kolaylaştıran ve daha iyi finansman koşulları sağlayan bir öncelik. Kriterlere uyan projeler daha uygun finansman şartları elde ederken, uymayanlar, finansman bulmada zorluk yaşayabilir veya daha yüksek maliyetlerle karşılaşabilir. Finans kuruluşları, projelerin ESG performansını düzenli olarak izler ve iyileştirmeler için tavsiyelerde bulunabilir. Benzeri yaklaşımlar, projelerin sürdürülebilirlik profilini güçlendirir ve uzun vadeli başarı şansını artırır. Ayrıca, ESG uyumluluğu, yatırımların genel risk profilini düşürür ve toplumsal kabulünü artırır. Böylece projenin başarı şansı yükselir.
Cem Kafadar: ESG’nin yerel topluluklarla ilişkiler üzerindeki etkisi nedir ve bu etki nasıl yönetilir?
Cihan Değer: Sosyal sorumluluk projeleri, yeniden yerleşim eylem planı, geçim kaynaklarını iyileştirme uygulamaları, çevresel koruma önlemleri, yerel toplulukların projeleri nasıl algıladığını ve desteklediğini belirler. ESG odaklı yaklaşımlar, projenin yerel istihdam yaratması, çeşitli sosyal faydalara yatırım yapması, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, yerel kaynakları koruması gibi faktörleri içerir. Bu tür faaliyetler, projenin potansiyel olumsuz etkilerini giderir, yerel toplulukların projeyi benimsemesini ve desteklemesini sağlar. Hem finansman öncesi dönemde hem de finansman sonrası uygulama safhalarında yerel topluluklarla ve paydaşlarla sürekli iletişimde olmak, istişareler yapmak, sosyal etki potansiyeli olan yapım faaliyetlerini etkilenen topluluklarla istişare ederek tasarlamak çok önemlidir. Yerel topluluklarla ilişkilerin yönetimi, sürekli diyalog ve geri bildirim mekanizmaları aracılığıyla yapılır. Projeler, toplulukların ihtiyaçlarını ve endişelerini dikkate almalı ve projenin bu ihtiyaçlara uygun şekilde uyarlanmasını sağlamalıdır. Ayrıca, yerel topluluklarla düzenli iletişim ve katılım, projenin yerel ihtiyaçlara ve beklentilere daha iyi yanıt vermesini sağlar, toplulukların projeye olan güvenini ve desteğini artırır.
Cam Kafadar: ESG uygulamalarının projelerin uzun vadeli sürdürülebilirliğine etkisi nedir?
Cihan Değer: Doğal kaynakların verimli kullanılması, değişen iklim şartlarına uygun tasarım, yerel topluluklarla ve paydaşlarla iletişim, sosyal lisan, şeffaf ve hesap verebilir yönetim yapısı gibi pek çok faktörü sayabilirim. Uluslararası standartlara uygun tasarlanmış bu unsurların birleşimi, projenin risklerini azaltır, finansal ve toplumsal destek kazanmasını sağlar. Böylece projenin uzun vadeli sürdürülebilirliğine katkıda bulunur. ESG uygulamaları, projenin sadece mevcut operasyonel dönemde değil, aynı zamanda gelecekteki genişleme ve gelişme planları açısından da önemlidir. Uzun vadeli sürdürülebilirlik, projenin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerinin sürekli iyileştirilmesi ve yönetilmesiyle sağlanır.
Cem Kafadar: ESG kriterlerinin ihlal edilmesi nasıl sonuçlar doğurur?
Cihan Değer: Bu kriterlerin ve gerekliliklerin ihlali, projeler için ciddi sonuçlar doğurabilir. Çevresel ihlaller, yasal cezalara, projenin durdurulmasına veya gecikmesine neden olabilir ve projenin çevresel sürdürülebilirliğine zarar verebilir. Sosyal ihlaller, toplulukların projeye karşı direnişine ve projenin sosyal lisansının kaybedilmesine yol açabilir, bu da projenin toplumsal kabulünü ve desteğini zedeler. Yönetişim ihlalleri, bütünlüğün bozulmasına sebep olup, yatırımcı güvenini zedeleyebilir ve şirketin itibarını olumsuz etkileyebilir. Tüm bu kural çiğnemeler, projenin finansal yaptırımlarla karşılaşmasına, maliyetlerinin artmasına, kredinin kesilmesine yol açabilir ve genel olarak projenin başarısını tehlikeye atar. ESG kriterlerine uyum, projelerin risk yönetimi stratejisinin temel bir parçası olarak görülür. Gözardı edilen her şey, projenin genel risk profilini olumsuz etkiler. Projelerin ESG kriterlerine uyum sağlaması, sadece yasal ve finansal riskleri azaltmakla kalmaz, aynı zamanda uzun vadeli başarıyı da destekler.
Cem Kafadar: Şirketlerin ESG’ye yönelik tutumunda son yıllarda ne gibi değişiklikler görülüyor ve bu değişikliklerin sebepleri nelerdir?
Cihan Değer: Son yıllarda, şirketler ESG yaklaşımlarında önemli değişiklikler yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Bu değişikliklerin temel sebepleri arasında artan çevresel ve sosyal bilinç, düzenleyici faktörler ve yatırımcıların gelişen beklentileri yer alıyor. Şirketler, ESG’nin sadece etik bir sorumluluk olmanın ötesinde, ticari başarı ve itibar yönetimi için kritik bir faktör olduğunu anlamaya başladılar. Bu anlayış değişikliği, sürdürülebilirlik hedeflerinin şirket stratejilerine entegre edilmesini sağlamıştır. Çevresel ve sosyal performanslarına daha fazla odaklanan şirketler, risklerini azaltmayı ve itibarlarını artırmayı hedefler. Yatırımcılar da artık ESG performansını daha yakından takip ediyor ve bu alanda daha yüksek standartlar talep ediyor. Bu paradigma değişimi, şirketlerin iş yapış şekillerini ve kurumsal stratejilerini etkiliyor ve ESG uygulamalarını iş dünyasının temel bir parçası haline getiriyor.
Cem Kafadar: Gelecekte ESG’nin proje finansmanındaki rolü nasıl evrilecek ve bu evrimin sebepleri sence nelerdir?
Cihan Değer: Gelecekte, ESG’nin rolü, artan çevresel ve sosyal bilinç, yatırımcıların gelişen talepleri ve dünya genelinde sürdürülebilirlik hedeflerine olan odaklanmanın artmasıyla daha da önemli hale gelecek. Çevresel ve sosyal sürdürülebilirlik, projelerin başarısının temel bir unsuru olarak kabul edilecek. Şirketler ve finansörler, çevresel ve sosyal inovasyonlara daha fazla yatırım yapacak, bu da projelerin sürdürülebilirlik profillerini güçlendirecek ve projelerin daha geniş çevresel ve sosyal etkiler yaratmasını sağlayacak. Yönetişim standartlarının yükseltilmesiyle projelerin şeffaflığı ve hesap verebilirliğini artıracak. Bu da yatırımcı güvenini ve projenin toplumsal kabulünü olumlu etkileyecek. Bu eğilim, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada ve en önemlisi gezegenimizin geleceğini korumada da kritik bir rol oynayacak. Projelerin ESG kriterlerine uyumu, sadece çevresel ve sosyal faydalar sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda projelerin finansal performansını ve başarısını da artıracak. Bu, projelerin daha rekabetçi olmasını ve uzun vadeli sürdürülebilir büyüme potansiyeline sahip olmasını sağlayacak. Özetle, yakın gelecekte ESG uygulamalarının, projelerin planlama ve uygulama aşamalarında daha bütünleşik ve kapsamlı bir şekilde ele alınacağını düşünüyorum. Bu da projelerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini daha etkin bir şekilde yönetmeyi sağlayacak.
Cem Kafadar: Cihan proje finansmanının sağlanmasında çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişimin nasıl etkili olduğuna yönelik verdiğin tüm bu bilgiler için teşekkür ederim. Anlattıklarını sadece bir inşaat projesi ölçeğinde değil, daha geniş bir çerçevede değerlendirdiğimde sıcak paranın, yabancı yatırımcının ülkemize nasıl daha rahat gelebileceğinin ipuçlarını da yakalayabiliyorum. Bir başka yazıda proje finansmanı konusu biraz daha derinleştirelim istiyorum.
Cihan Değer: Tabii ki, seve seve...
4 Nisan 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.