Akyapı’nın Büyükçekmece’de inşa ettiği Big Country’nin şantiyesini ziyaret ettik ve Akyapı Projeler Koordinatörü İnş. Y. Müh. HAKAN ZEYDANLI’dan bilgiler aldık... Proje hakkındaki detayların yanında inşaat sektörüyle ilgili de yorumlarda bulunan Zeydanlı, “Sektörde bu zamana kadar görmediğimiz zorluklarla karşılaşıyoruz. Bunlardan en önemlisi kalifiye personel sıkıntısı... Şantiyelerde artık teknik personelle kol kola girip işin başından sonuna yürüme sıklığı azaldı. Eskiden projeye başlanır ve bir-iki fire dışında proje neredeyse aynı kadroyla tamamlanırdı. Şimdi maalesef böyle değil. Bu süreklilikte büyük sıkıntı yaratıyor. Diğer taraftan müteahhit ve iş sahibi geçmiş dönemde rastlanmayan yeni finansal yüklerle boğuşmak zorunda... Bu da bütün firmaların nakit akış dengesini bozan bir durum...” diyor.
Şantiye: Big Country ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Hakan Zeydanlı: Big Country, Akyapı olarak bugünlerde devam ettiğimiz Metkap, Limonlu Bahçe Konakları ve Mavera Residence, Mavera Comfort gibi projelerimizden biri. Şantiye çalışmaları ocak ayında başladı. Öncelikle iki örnek villa ve satış ofisini tamamladık. 225 dönümlük arazide A, B ve C olarak adlandırdığımız 3 ada var. A adasındaki 38 villanın kaba inşaatını bitirdik ve B adasına, yani en fazla villamızın bulunduğu adaya geçtik. Lokasyonu ve manzarası gayet güzel bir arazi. Doğrudan Büyükçekmece Gölü ve Marmara Denizi görülebiliyor. 2,5 kilometre sonra anayola (Beylikdüzü ile TEM bağlantı yoluna), 5 kilometre sonra da doğrudan TEM’e bağlanan bir noktada yer alıyor.
Projede hepsi tek katlı, havuzlu, bahçeli ve otoparklı olmak üzere 260 ile 410 metrekare arasında değişen ve 4+1, 5+1, 6+1, 7+1, olmak üzere 4 tip betonarme villa var. Villalar, ankastreleri, asma tavanı ve ıslak hacimleriyle tamama yakın bir şekilde teslim etmeyi planlıyoruz.
Projede 2500 metrekareye yakın bir sosyal alan mevcut. Yarı olimpik kapalı bir yüzme havuzu, tenis kortları, basketbol ve futbol sahası, hamam, sauna, buhar odası, oyun odaları, çalışma ve coffe lounge alanları ve nişan/taziye gibi işlere hizmet edebilecek mütevazı bir salonu olacak.
Şantiye: Mimari tasarım kime ait?
Hakan Zeydanlı: Genel tasarım Kuba Mimarlık’a ait. İç mimaride ise Gönye Mimarlık ile çalışıyoruz.
Şantiye: Arazi ve zemin nasıldı?
Hakan Zeydanlı: Tabii doğal olarak öncelikle arazide çok detaylı bir zemin etüdü yapıldı. Kazıksız geçilecek bir arazi değildi. Büyükçekmece Gölü’ne yakın olan tüm yerlerde genelde bir kayma problemi var. Bu kayma problemi için projede bir kazık sistemi öngörüldü. Danışman hocamızın tavsiyeleriyle blokların altında, belirli metreyi geçen istinat perdelerimizin ve havuzların altına kazıklar çakıldı. Binaların altında donatılı kazıklar, havuzların altında ise plastik kazıklar mevcut. Arazide hafriyatla ilgili herhangi bir problem yaşamadık. Herhangi bir kırıcı kullanmamıza da gerek kalmadı. Ve bizler için bazen zorlayıcı bir durum olan suyla da karşılaşmadık. Yani yeraltı su seviyesi temel altı kotların daha altında.
Diğer taraftan sitenin girişi ile sonu arasında yaklaşık 40 metre kot farkı var. Bu ciddi bir kot farkı. Ama böyle bir arazide villa yapıyorsanız bu kot farkı aslında avantajlı bir durum. Çünkü villalar teras mantığı ile yerleştirildiğinden önlerinin açık olmasını sağlıyor ve göl ile deniz neredeyse tüm villalardan görülebiliyor.
Şantiye: Binaların yalıtım, cephe ve çatı anlamında nasıl çözümleri mevcut?
Hakan Zeydanlı: Villaların çatıları tamamen metal kenet çatı sistem olarak tasarlandı. Tabii bu, katmanlardan oluşan bir sistem. Dışta görünen alüminyumun altında buhar tutucu, OSB ahşap karkas taşıyıcı, camyünü gibi unsurlardan oluşan bir sistem. Çatı derelerimizde CTP dere uygulaması yapıyoruz. Su yalıtım malzemesi olarak likit püskürtme ve sürme yalıtım malzemeleri kullanıyoruz. Cephede ise biri seramik kaplama diğeri mantolama olmak üzere iki tip sistem var. Binalarımız tek katlı ve nispeten basit yapıları olmasına rağmen yine de statik bir rapora sahip olmak zorundalar. Bu raporda cepheye asılacak seramiklerin arkasındaki L braketlerin et kalınlığının ne olması gerektiğinden aralıkların ne olması gerektiğine kadar her şey belirlenmiş durumda. Daha sonra bu L braketlere bağlı taşıyıcı olan T alüminyum profillerin üzerine seramikleri yapıştırıyoruz. Aralarında ise derz boşluğu yerine çıta kullanıyoruz.
Cephedeki mantolamada da XPS ısı yalıtım malzemesi tercih ediyoruz. Mantolama sistemi içinde en dikkat ettiğimiz konu ise file. Çünkü mantolama sisteminde hem ileride çatlaklara neden olmaması hem de yüzeyin bütünlüğünü sağlaması için bu çok önemli.
Şantiye: Genelde mantolama sistemleri markalı ve bir sistem olarak piyasaya sunuluyor... File, sistemin içinde bu kadar önemli mi?
Hakan Zeydanlı: Evet, doğrudur sistem olarak satılıyorlar ama bileşenleri ayrı ayrı almak da mümkün; ki biz bunu tercih ediyoruz. Çünkü mantolamada gerçekten filenin çok çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Filenin çatlaması tüm sistemi bozabilir, içeri su almanıza sebep olabilir. Aynı işlevi gördüğü iddia edilen iki ürünü bir uzman eline aldığında hangisinin daha iyi performans göstereceğini bir bakışta anlayabilir.
Şantiye: Duvarlar, pencereler?..
Hakan Zeydanlı: Mantolamada ayrıca yapının tek katlı olması sebebiyle genelde ısı yalıtım malzemesi olarak XPS kullanıyoruz. Duvarlarda ise diğer projelerimizde olduğu gibi yalıtım özellikleri olan, et kalınlığı ve hava boşluğu daha fazla olan izo tuğla kullanıyoruz. Camlar ise ısı yalıtımlı ve güneş kontrollü.
Pencerelerde doğramalar çift açılımlı alüminyum sistem. Genelde bilinen yöntemlerle çözüldüler. Fakat ana terastaki sürme doğramanın altında özel bir çalışma yapmak zorunda kaldık. Altında bir hazne oluşturduk. Normalde, yağmur sepken bile yağsa, terasımızdan doğramaya ulaşma şansı yok ama teras yıkanırken su, bu sürgü doğramaya doğru giderse her ne kadar kör kasada bir su yalıtım bandı olmasına ve doğramanın da tahliye kanalları olmasına rağmen doğramanın altında da bir kanal ile suya yön verdik. Doğramanın tahliye kanallarına ve önüne gelen su bu kanalın içerisine giriyor. Kanalın bitmiş kotu, terastaki seramikle aynı kot. Yine o kanalın içerisinden bir tahliye kanalıyla terasın dışarısına su atılıyor.
Şantiye: Isıtma-soğutmada neler yapıyorsunuz?
Hakan Zeydanlı: Villalarda yerden ısıtma sistemi kullanıyoruz. Otomasyon sistemi bu tip yapılarda olmazsa olmazlardan biridir. Bu sistemle aydınlatma ve ısıtma-soğutma gibi unsurlar kolaylıkla yönetilebiliyor. Yerden ısıtmanın üzerinde biri parke, diğeri seramik olmak üzere iki tip döşeme var.
“Teknik personelle kol kola girip işin başından sonuna yürüme sıklığı azaldı...”
Şantiye: Akyapı Projeler Koordinatörü olarak inşaat sektörü hakkındaki yorumlarınız nelerdir?
Hakan Zeydanlı: Ülke olarak da zor bir dönem geçiyoruz, inşaat sektörü açısından da... Son 1,5 yıldır, bu zamana kadar sektörde görmediğimiz zorluklarla karşılaşıyoruz. Bunlardan belki de en önemlisi kalifiye personel sıkıntısı. Teknik personel de bulamıyoruz, sahada çalışacak sıradan insan da... Çalışan profesyonellerin, ustaların, işçilerin çoğu, yurtdışında iş yapan Türk müteahhitlerin işleri için yurtdışına gidiyor. Enflasyon, paranın değersizleşmesi bunda en büyük etken. Örneğin Vanlı bir işçi, İstanbul’u tercih edeceğine yurtdışını tercih ediyor. Çünkü onun için bura da gurbet, ora da. Ama yurtdışında aldığı ücret beş katı. Dolayısıyla ilk tercih yurtdışı oluyor. Diğer taraftan yurtiçindeki birçok firma da hiç hız düşürmeden işlerine devam ediyor. Dolayısıyla bu projeler devam ettiği için işçi-usta bulma anlamında ciddi bir sıkıntı yaşanıyor ve her firma birbirinden personel transfer etme derdine düşüyor. Böyle olunca da 50 kişilik kalıpçı ve demirci personeliniz bir anda 20 kişiye düşebiliyor. Bu tabii inşaat projelerindeki iş programlarını çok olumsuz etkileyen bir unsur.
Aynı şey farklı boyutlarıyla teknik personel için de geçerli. Evet, yurtiçinde çok fazla mimar, mühendis, tekniker mevcut. Ama özellikle son yıllarda açılan çok sayıdaki üniversiteden o kadar çok mezun verilmesi başka bir probleme neden oluyor. Sayı çok olmasına rağmen kalifiye bir mühendis/mimar/tekniker bulmak cidden zor. Bulunduğunda da elde tutmak pek mümkün değil. Çünkü fiyatlar-ücretler o kadar anlamını yitirdi ki, anlaşıp işe aldığınız personele verdiğiniz maaş üç ay sonra öyle bir hale geliyor ki, personel de doğal olarak tatminini kaybediyor ve başka arayışlara giriyor. Bu arayış son aylarda çok çok arttı. Bu tip unsurlar da devreye girince teknik personelle kol kola girip işin başından sonuna yürüme sıklığınız da azalıyor. Eskiden projeye başlanır ve bir iki fire dışında proje neredeyse aynı kadroyla tamamlanırdı. Şimdi maalesef böyle değil. Bu süreklilikte büyük sıkıntı yaratıyor ve çok büyük bir zorluk getiriyor.
Son dönemde özellikle kaba yapı alt yüklenicilerinde, kalıpçı ve demircilerde bir diğer sıkıntı da hayat pahalılığından dolayı doğal olarak memleketlerindeki işi tercih etmeleri. Asgari ücretle bile memleketindeki bir fabrikada veya hasat işinde çalışsa İstanbul’dakinden daha rahat bir hayat yaşayabiliyor ailesinin yanında.
Malzeme tedariği konusu da farklı bir sorun. Özellikle geçen kış bu sorunu çok yaşadık. Avrupa’da firmaların Covid dolayısıyla kontak kapatması, bir ara Süveyş Kanalı’nın tıkanması, Çin’in Covid’den dolayı hemen hemen üretimi durdurması bunda en büyük etkendi. Fakat bunlar yavaş yavaş azaldı.
Şimdiki zorluk ise finansal. Bu, özellikle mali imkanı sınırlı olan alt yükleniciler tarafında söz konusu. Eskiden bir ihale yapardık, alt yüklenici sözleşmeye imza atardı, bir daha da geri dönüp sözleşmeye bakmazdık. O işini yapar ve parasını alırdı. Maalesef şimdi mesela 100 milyonluk bir elektrik işi ihalesini alan alt yüklenici, yaklaşık 75 milyon lira tutan malzemeleri şimdi alabilmek için sizden yardım istiyor. Çünkü montajı yapacağı 7-8 ay sonraki malzemeyi sözleşme fiyatları ile alamıyor. Dolayısıyla şimdiden alıp, stoklamak zorunda. 75 milyonluk malı bir anda alıp stoklamak da kolay bir iş değil alt yüklenici için. Bu da müteahhide, iş sahibine geçmiş dönemde olmayan başka bir finansal yük getiriyor. Bütün firmaların nakit akış dengelerini bozan bir durum. İşe başlarken 2 birim sermaye artık yetmiyor; riski minimize etmek için proje bütçesinin büyük kısmının kasada olması gerekiyor. Çalışan maaşlarında da benzer bir durum söz konusu... İşin 20. ayındaki çalışan giderlerini öngörmek çok zorlaştı.
6 Ekim 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.