Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, ardından web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 Soruda” isimli canlı yayın serimizin 5 Kasım 2024 Salı günkü konusu “Bitümlü Membranlar ve Su Yalıtımı”, konuğu ise BİTÜDER (Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı İnş. Y. Müh. Alper Doğruer’di... Doğruer programda bitümlü membranların nerelerde ve hangi amaçlarla kullanıldığı; alternatif malzemelere karşı ne tür avantaj ve dezavantajlara sahip olduğu; membran seçimi ve uygulamasında nelere dikkat edilmesi gerektiği; söz konusu malzemelerde teknolojik anlamda ne tür iyileştirmelerin yapıldığı; Ar-Ge faaliyetlerinde nelere odaklanıldığı; bitümlü membran çeşitleri ve genel özelliklerinin neler olduğu; su yalıtımının önemi ve ülkemizin bu konudaki yeterlilik düzeyi; mevzuat, denetim, pazar dinamikleri ve müşteri taleplerinin ne yönde gelişim gösterdiği ve inşaat sektörüne yönelik öneri ve yorumlarını Şantiye®okurlarıyla paylaştı.
BU İÇERİĞE, ŞANTİYE®NİN KASIM - ARALIK 2024 (408.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN...
Bu video röportajı ŞANTİYE TV sayfalarından izleyebilirsiniz... İzlemek için lütfen tıklayın
1) Bitümlü membran nedir, nerelerde ve hangi amaçlarla kullanılır?
Bitümlü membranlar, petrokimya türevi asfaltın içine taşıyıcı keçe kullanılarak, dayanıklılığın artırıldığı, ilave bazı plastik bazlı hammaddelerle modifiye edilerek üretilen, aslında bilinen en eski ve en çok kullanılan su yalıtım malzemesidir...
Konfor ve sağlık açısından suya karşı önlem alınması gerektiğini insanoğlu binlerce yıl önce keşfetmiş. Zaman içinde de cam tülü veya polyester keçe taşıyıcılı ve farklı gramajlarda, farklı esneme ve uzama katsayılarına sahip, çeşitli dolgu maddeleriyle desteklenmiş, değişik amaçlara hizmet edebilen membranlar geliştirilmiş ve kullanılmaya başlanmış. Geniş bir yelpazede olmalarına rağmen temel amaçları tabii ki suyu binadan uzak tutmak. Bu anlamda yapıların temellerinde ve çatılarında suyu kesmek amacıyla kullanılıyorlar. Şaloma ile ısıtılıp, yapıştırılarak uygulanan bir malzeme.
2) Alternatiflere göre ne tür avantaj ve dezavantajlara sahip?
İç pazarda ve dış pazarda kullanılan sayısız su yalıtım malzemesi ve uygulaması var. Fakat ağırlıklı olarak betonarme karkas yapı sisteminin hâkim olduğu ülkemizde, betonarme yapı sistemine uygun ve en uyumlu malzemelerin bitümlü örtüler olduğunu söyleyebiliriz.
Korozyondan korunmak için mevzuata uygun su yalıtımı yapılması gerekiyor. Yönetmeliklere uygun, projenin detayına uygun şekilde malzeme seçimine ve uygulama kalitesine dikkat etmek gerekiyor. Bitümlü örtüler hemen her detay için güvenli çözümler sunuyor, bu sebeple ciddi bir avantaja sahip. Ayrıca yüz yıllardır, dünyanın birçok yerinde kullanıldığı, kolay bulunabildiği ve kolay uygulanabildiği için güvenilirliğini kanıtlamış durumda. Çok ağır asidik, kimyasal ortamlar olmadığı müddetçe deniz suyu da dahil hemen hemen bütün koşullarda, eksi 25 derecede bile kullanılabilen, her detaya uygunluk sağlayabilecek çeşitlere sahip pratik bir malzeme.
Dezavantajı ise, ülkemizde fazla sayıda üretici olmasından ve denetimsizlikten kaynaklanan bir sorun ile pazarda standartlara uymayan ürünlerin sıklıkla dolaşıyor ve kullanılıyor olması. Bu konuda dernek olarak uzun süredir “kalite” kapsamında pek çok çalışma yapıyoruz.
Lokal üretilebilen ve bu yüzden kalite kontrolünün çok daha dikkatli yapılması gereken bir ürün çeşidi. Dolayısıyla tüketicinin de alırken etikete bakıp, hassas olması gereken bir malzeme.
3) Bitümlü membran seçiminde nelere dikkat edilmeli?
“Kaliteli ürün” ve “kaliteli uygulama”, sağlıklı bir su yalıtım uygulamasında başarının anahtarıdır. Sadece bitümlü örtü değil, hangi malzeme kullanılırsa kullanılsın bazı temel kriterlere uyması beklenir. Bir yapının bulunduğu bölge ve iklim koşullarına bağlı olarak arazi durumu, yeraltı suyu, yağmur suları vb. etkiler değerlendirilerek taşıyıcı sistemi koruyacak su yalıtımı malzemesine karar verilmelidir. Türkiye gibi nüfus yoğunluğunun deprem fay hatları üzerinde yaşadığı bir ülkede, binaların güvenliği için temel detayları açısından doğru projelendirilmesi son derece önemlidir. Bina ömrü boyunca statik değerleri koruması için bazı önlemlerin alınması gerekir, ki işte tam da bu noktada bitümlü örtüler standartlara uygunluğu sebebiyle öne çıkarlar. Bizim de BİTÜDER olarak kırmızı çizgimiz CE prosedürüne uygunluktur. Yapı Malzemeleri Yönetmeliğine uygun malzeme seçilmesi için tüm paydaşları daima bilgilendiriyor, uyarıyoruz. Karar mekanizmasında yer alan tüm meslektaşlarımız, tasarımı yapan mimar, uygulamayı yapan inşaat mühendisi, kontrol mühendisi, satınalma birimi, işveren, yüklenici, son kullanıcı gibi tüm bileşenler “kalite” konusunda bilinçli olmalı diyoruz. Şantiyeye gelen bitümlü membranın CE prosedürüne ve şartnameye uygunluğu kontrol edilmeli, gerekiyorsa bir laboratuvardan bu konuda destek alınmalıdır.
Üretici firmanın kimliği de bence membran seçiminde önemli unsurlardan biri. Köklü ve bilindik bir firma mı, bu işi ne zamandır yapıyor, on sene sonra bir problem çıktığında söz konusu firmayla temasa geçilebilecek mi gibi unsurlara bakılmasını tavsiye ederim. Ayrıca tabii ihtiyacın ve temel ya da çatı gibi nerede kullanılacağının net olarak belirlenmesinden sonra iklim şartları, eğim dereceleri veya zemin özellikleri gibi teknik şartlar da göz önünde bulundurularak kolay uygulanabilir membranı seçmek gerekiyor. Tabii bunun için işin uzmanı bir firmadan destek alınması çok yararlı olur.
4) Bitümlü membranların uygulaması nasıl olmalı? Ve uygulama aşamasında nelere dikkat edilmeli, yaşanabilecek problemler neler?
Yeni binalar 2018’de yayınlanan Su Yalıtım Yönetmeliği’ne uygun şekilde inşa ediliyor. Yönetmeliğin uygulanması konusunda daha etkin denetimler olursa, yeni yapılan binalarda eski hataların tekrarlanmayacağını her fırsatta vurguluyoruz. BİTÜDER olarak kalite konusunda yoğun çalışmalar yapıyoruz, fakat ürün kalitesi kadar uygulama kalitesi de çok önemli. Bitümlü su yalıtımı uygulamalarında karşılaşılan en önemli teknik zorluklardan biri kaliteli işçilik ve doğru uygulamalar. Çok kaliteli ve nitelikli bir malzeme, uygulama hatası ya da hatalı işçilik ile maalesef kötü sonuçlara sebep olabilir, emekler heba olabilir. Buna engel olabilmek için dernek olarak nitelikli, sertifikalı ustalar ile çalışılması gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Bu konuda mevcut mevzuatımız MYK Belgeli (Mesleki Yeterlilik Belgesi) olan ustaların çalıştırılmasını ön görüyor. Fakat maalesef MYK belgesi olan uygulama ustası yeterli sayıda değil. Çözüm önerisi olarak, özellikle ve öncelikle kamu ihalesi olan inşaatlarda bu belgenin aranıyor olması, üretici ve uygulayıcı firmadan uygulama garantisi talep edilmesi gibi uygulamaların çözüm olabileceğini düşünüyoruz.
Bitümlü membranlarla ilgili TSE’nin uygulama şartnamesinde malzemelerin hangi detaylarda nasıl uygulanacağı ayrıntılı olarak tarif ediliyor. Bazı revizyonlar talep etmemize rağmen bu tariflerle uygulama yapıldığı takdirde sorun yaşanma ihtimali pek yok. Tabi bunun yanında ürün kalitesinin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamam gerek. Bütün şantiyeler için bugün mümkün olmayabilir ama özellikle TOKİ ve kamu kurumlarının şantiyelerinden gönderilen numunelerin akredite laboratuvarlarda test edilip sonuçlarının müteahhide veya kamu kurumuna gönderilmesiyle ilgili bir ücretsiz danışmanlık hizmetimiz var.
Uygulamada detayların iyi çözülmesi de şart. Yıllar içinde en çok şahit olduğumuz problem buydu. Özellikle mesela terasta suyun tahliye edildiği, birkaç malzemenin bir araya geldiği yerlere daha dikkat edilmesi gerek. Onun haricinde bitümlü membran uygulamalarında çok amatör biri yapmadıysa problemle karşılaşılması biraz zor. Asıl sorun membranın korunmasında çıkıyor. Çünkü yalıtım yapıldıktan sonra şantiyeye gelen bir demirci, güneş enerji sistemi kuran bir teknisyen veya anten bağlayan bir usta o yalıtıma zarar verebiliyor. Dolayısıyla düzgün yapılması birinci şart ama düzgün korunması, yani sonradan gelenlerin de malzemeye zarar vermemesi çok önemli. Şantiyelerde en çok dikkat edilmesi gereken konu bu.
5) Bitümlü membranlarda teknolojik anlamda ne tür iyileştirmeler yapılıyor, Ar-Ge faaliyetleri ne yönde ilerliyor?
Uzun yıllardır yapılan Ar-Ge çalışmalarıyla bitümlü örtülerde yeni nesil ürün çeşitliliği, teknolojik prosesler ve proof ürünler diğer malzemelere göre pek çok avantajlar sağlıyor. Tüm üyelerimiz, Ar-Ge çalışmaları ile uluslararası kalitede proof ürünlerin üretimini yapıyor ve standartlara uygun şekilde piyasaya arz ediyor. Özellikle hızlı ve işçilikten tasarruf eden, tek kat ve taze betona yapışarak uygulanabilen proof tipi örtüler nispeten daha yeni, uygulaması pratik ürün modellerinden kabul edilebilir. Proof tipi ürünler, tek kat uygulanabildiği için deprem bölgesinde yeniden yapılanma döneminde, yeni deprem konutlarının inşasında zamandan, hızdan, işçilikten kazandıran pratik uygulamalara fırsat veriyor. Bu konuda tüm üye firmalarımızın Ar-Ge çalışmaları hız kesmeden devam ediyor.
"BİTÜDER olarak proof tipi membranların kullanım kurallarını içeren teknik bir doküman hazırladık... Literatürde bir boşluğu doldurduğundan gurur duyduğumuz çalışmalardan biri oldu..."
Tabii piyasada proof tipi membranların binalarda su yalıtımı amacıyla kullanımı arttıkça, konuyla ilgili bilgiye de ihtiyaç duyuluyor. Bu kapsamda BİTÜDER olarak ürünün kullanım kurallarını içeren teknik bir doküman hazırladık. Gurur duyduğumuz çalışmalardan biri oldu çünkü literatürde bir boşluk vardı. Bitüm esaslı proof tipi su yalıtım membranlarına yönelik hazırladığımız bu dokümana Şantiye® okurları BİTÜDER’in web sitesi üzerinden ulaşabilirler. Bu doküman içindeki taze betona yapışan bitümlü su yalıtım örtüleri minimum değerler tablosunun da oldukça önemli veriler içerdiğini söyleyebilirim. Ülkemize ilk gelen proof membranlar genelde Amerikan standartlarına göreydi. Bu anlamda Türk standartlarına uygun bir literatür çalışması oldukça yararlı olacak. Ülke için önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum.
Şunu da söylemem gerek ki bitümlü membranlarda, her ne kadar bazı yerel, kalite konusunda sıkıntı yaratan üreticiler ne kadar geriye çekse de genel olarak kalite yukarı doğru ilerliyor. Sektöre girdiğim ilk yıllardaki incelikte membranlar artık kalmadı. Çift taşıyıcılı, oldukça kalın yapıya sahip membranlar yoğun olarak piyasada yer almaya başladı. İşlenebilirliği eksi 5, 10, 20 dereceye kadar sınıflandırılmış ürünler, kalın keçeli membranlar ve yapışkanlıkları çok yüksek membranlar oldukça çeşitlendi ve yaygınlaştı.
6) Kaç çeşit bitümlü membran var? Bunları kısaca özetleyebilir misiniz?
Membranlar genelde uygulama sıcaklık derecelerine, taşıyıcılarına, kalınlıklarına ve yüzeylerine (kumlu, arduvaz vs.) göre ayrılıyorlar. Ve tabii ki bir de APP vs. gibi içerdikleri katkı maddelerine göre çeşitlere sahipler.
Kısaca, her detaya uygun çözümler sunan çok çeşitli farklı membran tipleri var. BİTÜDER olarak daima uyarıda bulunduğumuz konu, detaya uygun malzeme seçimine dikkat edilmesi. Örneğin bitümlü örtülerde, bina temeli için üretilen ürünler ve çatı su yalıtımı için üretilen ürünler birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Çatılarda kullanılan malzemeler dış hava şartlarına dayanıklı olmalıdır, temelde yeraltı suları asidik özelliklere ve gerilmelere dayanıklı olmalıdır, hatta çatı ve temel için üretilen ürünlerin standardı bile farklıdır, ürün seçerken bu özelliklere dikkat edilmelidir.
7) Türkiye’de ve dünyada bitümlü membran pazarı hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz?
Öncelikle Türkiye’nin küresel rekabette de kaliteli ürünleriyle anılan bir ülke olmasını arzu ediyoruz. Bu kapsamda bitümlü örtülerin CE belgeli olmasına özen gösterilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Çünkü CE, özellikle Avrupa’da kabul edilen bir kalite kriteri. İhracat oranımız da aslında bu kalite algımızla ilgili. Halihazırda tüm üyelerimizin belli oranda ihracatı var. Ülkemizde artan kalite algısı ile önümüzdeki yıllarda ihracat miktarlarının artacağını düşünüyoruz.
Bitümlü örtüler Avrupa ve dünya pazarında olduğu gibi ülkemizde de en yaygın kullanılan su yalıtım malzemesi. Çok yoğun bir kullanımı var ve su yalıtım pazarında hacim olarak pazar lideri fakat uzun yıllardır ülkemizde bitümlü membran pazarı hiç büyümüyor. Kurulu kapasite 450 milyon metrekare olmasına rağmen tüketim, belki deprem konutları nedeniyle biraz büyümüştür ama yine de 100 milyon metrekarelerde durakladı. Büyüyememenin nedeni zannediyorum kayıt dışı tüketim. Yoksa ortalama kişi başı 2 metrekare olarak düşünülse ülkemizde 190 milyon metrekarelik bir tüketim olması gerek. Bunun gerçek nedenini tespit etmek gerek. Dolayısıyla sektörün önündeki en büyük problem, kapasite kullanımında gözüküyor.
8) Su yalıtımı neden önemli? Ve ülkemizin bu konudaki yeterliliği sizce hangi düzeyde? Mevzuat, denetim, uygulama, tüketici vs. başlıkları altında neler yapılması gerekir?
Ülkemiz nüfusunun yüzde 95’inin deprem kuşağı üzerinde yaşıyor olması sebebiyle deprem riskine karşı binalarımızın güvenli olması şart. Büyük depremler sonrası tüm araştırmalar gösterdi ki, bu yıkımların en büyük nedeni binalarda korozyon sonucu taşıyıcı sistemin zayıflamış olması. Bu gerçekten hareketle mevcut riskli binaların yıkılarak, yeni deprem yönetmeliğine uygun, daha güvenli ve sağlıklı yapılaşma seferberliği, başta büyük kentlerde olmak üzere tüm ülkede hızla yayılıyor. Fakat hataları tekrarlamamak gerekiyor. Unutmayalım ki mühendislik hesapları ile her türlü zemin durumuna göre hesaplamalar yaparak yönetmelikte belirtilen şartlarda her türlü bina, sağlıklı, güvenli ve uzun ömürlü olacak şekilde inşa edilebilir. Sağlıklı su yalıtımı uygulamaları ile donatılmış bir binanın taşıyıcı sistemi de bina ömrü boyunca korunuyor. BİTÜDER olarak bu konuda tüm sektör paydaşlarına yönelik, bilgilendirici seminerlerle, inşaatta kalitenin artması için çalışıyoruz. İnşaat sektöründe çalışan tüm inşaat mühendisleri, mimarlar, yapı karar vericileri, işverenler, müşavir firmalar, yapı denetim firmalar vb. mekanizmada yer alan tüm meslektaşlarımızı doğru malzeme seçimi, doğru uygulama ve uygulamanın denetimi konularında seminerler, eğitim toplantıları ile bilinçlendirmeye çalışıyoruz. İnşaat sektörü geneli için mevzuat açısından eksiğimiz yok diyebiliriz. “Su Yalıtım Yönetmeliği”nin yayınlanmış olması mevzuat açısından önemli bir açığı kapatmıştı. Bu dönemde önemli olan yeni yapılaşmalarda yönetmeliklere uygun malzeme ve uygulama kalitesinin denetlenmesidir.
"Türkiye gibi riskli bir coğrafyada yaşayan bir halkın 'su yalıtımı'gibi hem uygulaması kolay, bilinen ve maliyeti az böylesine bir işi önemsememesi oldukça enteresan..."
Ben 1992 ODTÜ mezunu bir inşaat mühendisiyim. 1997’de yazdığım yüksek lisans tezim deprem üzerine, çelik yapılarla ilgiliydi. O zamanlarda da deprem konuşuluyordu, şimdi de hala deprem konuşuluyor. Deprem kuşağında yer aldığımız bilinmesine rağmen geçen onlarca senede çok fazla yol alınamadığını gözlemliyor ve üzülüyorum. Depremlerde ciddi bir güvenlik sağlayan su yalıtımı anlamında işlev gören bitümlü membran pazarının ise olması gerekenden oldukça küçük bir hacim olduğunu görüyoruz. Sağlıklı ve yeterli bir yalıtım yapılıp depremde alınabilecek hasarların büyük kısmı engellenebilir. Yalıtıma harcanacak nispeten ufak meblağlarla inşaatlar çok daha sağlam inşa edilebilir. Çünkü binalarımızın çok büyük kısmı betonarme ve demir donatı kullanılıyor. Fakat demir, yalıtım zafiyetinden ıslandığı zaman korozyona uğruyor, hacmi küçülüyor ve taşıma kapasitesi azalıyor. Bu bilimsel bir gerçek ve neredeyse herkes tarafından biliniyor. Fakat hala görüyoruz ki korozyondan dolayı taşıma kapasitesini yüzde 65 kaybeden binalar mevcut. Çok basit bir önlemle, yani su yalıtımı yapılarak bu risk bertaraf edilebilir. Binlerce insanımızın vefat ettiği, yaralandığı, evsiz kaldığı bir ortamda hala bu işe önem verilmediği görmek bizleri gerçekten şaşırtıyor ve anlamakta zorlanıyoruz. Yüzde 95’i deprem açısından risk altındaki bir ülkede ihmal edilebilecek bir konu değil. Almanya, İngiltere gibi deprem ülkesi olmayan ülkeler bile ciddi su yalıtımı uygulamaları yaparken bizim gibi riskli bir coğrafyada yer alan bir halkın, hem de uygulaması kolay, bilinen ve maliyeti az böylesine hassas bir işi önemsememesi oldukça enteresan. Korozyonun yanında küf, nem gibi insan sağlığını olumsuz etkileyen unsurlara da yol açan su yalıtımı eksikliğinin bir an önce ülke gündeminde daha da fazla yer alması gerektiğine inanıyoruz.
9) Devlet kurumlarından ve idari mercilerden beklentileriniz nelerdir?
Son zamanlarda kalite ve haksız rekabet konularında sorunlarımızın çözümü üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Piyasa denetimi mekanizmasının kamu otoritesi tarafından etkin şekilde yapılması en ideal olanı. Fakat ülkemizde inşaat sektörünün büyüklüğü göz önüne alınırsa, sektörün sivil toplum yapılarının da bu denetim mekanizmasında aktif rol alması ve sahiplenmesi de bir o kadar önemli. Bu sebeple piyasada pek az örneği olan, sektör derneği olarak BİTÜDER’in kalite denetimi ve ürün performans testlerinin, diğer derneklere ve ürün gruplarına da yayılması sektörde “kalite” konusunda iyileştirmeleri beraberinde getirecektir.
Ülkemizde su yalıtımıyla ilgili mevzuatın yeterli olduğunu söyleyebiliriz. Sadece proof membranlarla ilgili bir standart yok ama önümüzdeki dönemde bu eksiğin de tamamlanacağını tahmin ediyoruz. En önemli sorun ise mevzuatın sahada uygulanmaması ve kontrol edilmemesi. Tabii burada tek sorumlu devlet mercileri değil. Müteahhit ve özellikle vatandaşımızın da büyük sorumlulukları var. Müteahhit ve vatandaşın bilinç düzeyinin yükselmesi birçok sorunu kökünden çözer. Devletin sıkı kontrol yapmasından ziyade bu iki unsurun konuya yaklaşımı önemli. Mesela Almanya veya Belçika’da da sıkı kontroller yoktur ama vatandaş ve inşaatı yapan kurumlar kendi konfor, sağlık ve saygınlıkları için zaten konuya hassas yaklaşırlar. Polisiye tedbirlerle önlenebilecek bir durum değil.
Bir diğer sorun ise, mesele deprem bölgesinde yeni inşa edilen deprem konutlarında standartlara uygun üretim yapan ve CE belgeli bitümlü membran üreticilerinin projelere pek dahil olamadığı gerçeği. Çünkü maalesef bu kadar önemli bir konuda, kısmen bu problemden dolayı ciddi ve taze bir acı yaşayan bölgede hala fiyat odaklı yaklaşımların olması biraz endişe verici. Devletin bu kadar üzerine düştüğü bir konuda bölgede müteahhitlerin hala daha ucuza kaçması, kalitesi belirsiz ürünler kullanması bence oldukça sorunlu bir durum. Bugünlerde kontrol ve denetimin arttığı duyumları alıyoruz ama yine de bu sorunun devam ettiğini söyleyebilirim.
10) BİTÜDER hakkında kısa bir bilgi alabilir miyiz, gündeminizdeki konuları öğrenebilir miyiz? Ve BİTÜDER’in sektörde kalite denetimi konusunda yaptığı aktif çalışmalardan biraz daha detaylı bahseder misiniz?
Türkiye’de bitümlü membran üreticilerini aynı çatı altında toplamayı ve biraz önce bahsettiğimiz konularda üyeler arasında bilgi paylaşımı sağlamayı amaçlıyoruz. Hepsi köklü bir geçmişe sahip, CE belgeli üretim yapan 8 üyesi olan ve su yalıtımının önemini, yapıları zayıflatan korozyonun risklerini anlatmaya çalışan, kaliteli membran üretilmesinin önemini vurgulayan bir derneğiz.
Son yıllarda en önemli gündemimiz “kalite” ve “haksız rekabet”. BİTÜDER olarak kalite denetimi konusundaki gönüllü çalışmalarımızla bitümlü örtülerin performans değerlerinin ölçümünü yaparak tüketicinin korunması ve uzun ömürlü su yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması için çabalıyoruz. Şantiyeye gelen bitümlü örtülerin akredite laboratuvar ortamında etiket performans değerlerini karşılayıp karşılamadığının ölçülmesi ve kontrol mekanizmasına bunun raporlanması çalışmalarımıza aktif şekilde devam ediyoruz. Bu durum sektör paydaşları arasında önemseniyor. Hem tüketicinin korunması hem bina güvenliğinin artması adına biz de çok önemsiyoruz.
Bir de dernek olarak bilgilendirme toplantılarında tasarımcıdan anahtar teslimine kadar tüm karar verici paydaşlarımıza açıklayıcı örneklerle Su Yalıtım Yönetmeliğinin doğru anlaşılması ve uygulanması ile ilgili teknik bilgilendirmeler yapıyoruz. Sektörde bu teknik seminerler çok rağbet görüyor, kurumlardan talepler geliyor. Biz de bu ilgiden memnun oluyoruz. İsteyen her kuruma seminerlerimizle destek verebileceğimizi hatırlatmak isterim.
Son dönemde ithal gelen kalitesiz membranlara karşı da bir savaş açmış durumdayız. Biraz önce de bahsettiğim gibi proof membranlarla ilgili yasal boşluğu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda minimum değerler tablosu yayınladık ve Bakanlığa başvurumuzu yaptık. Standart olarak yayınlanmasıyla ilgili süreci takip ediyoruz. Kamu kurumlarıyla ilgili iş birliklerimiz devam ediyor. Bize gelen numunelerin düzgün test edilmesine aracılık ediyoruz. Ayrıca meslek odaları ve bakanlıklara yönelik seminerler ve bilgilendirme çalışmaları yürütüyoruz. Standart dışı veya beyan edilen değerlerde olmayan ithal membranların piyasaya girmesiyle ilgili bir düzen getirilmesi amacıyla Ticaret Bakanlığıyla bir çalışma içerisindeyiz.
Bütün üreticilerin bir kalite algısı etrafında birleşmesiyle ilgili bir onay sertifikası üzerinde çalışıyoruz. Ürünlerinin, biraz zor ama sahada denetlenmesi, test edilmesine yönelik düşüncelerimiz, çalışmalarımız var.
11) İnşaat sektörü hakkında bir değerlendirme yapabilir misiniz? Sizce nasıl bir seyir izliyor, sektör içindeki sorunlar ve çözüm yolları nelerdir?
Ülke ekonomisindeki yüksek faiz politikası dolayısıyla inşaat sektöründe biraz durgunluktan söz edilebilir ama deprem bölgesinde inşa edilen konutlar nedeniyle hala kısmen canlılığı devam eden bir malzeme talebi var. Bununla birlikte Marmara Bölgesi ve özellikle İstanbul’a doğru farklı bir yavaşlamanın olduğu da bir gerçek. Konut yatırımlarının durmaması gerektiğini düşünüyorum çünkü durursa artan nüfusla birlikte ileride ciddi bir sağlıklı barınma kriziyle karşılaşabiliriz.
Sektörümüzün genel ekonomik durum içinde kendi dinamikleri var. Son birkaç yıl yaşadığımız depremler, uluslararası savaşlar, yarattığı krizler ve ekonomik dalgalanmalar gibi nedenlerle zaten oldukça hareketli geçmişti, ülkemizde ve sektörümüzde küresel problemlerin yansımalarını, çeşitli nedenlerle oluşan fiyat artışlarını yoğun yaşamıştık. Bu hareketlilik sektörü ihracat, hammadde, tedarik ve ulaşım noktasında oldukça zorlayıcı şekilde etkilemişti. Devam eden bölgesel savaşlarla hala küresel belirsizlikler devam ediyor.
BU İÇERİĞE, ŞANTİYE®NİN KASIM - ARALIK 2024 (408.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN...
Bu video röportajı ŞANTİYE TV sayfalarından da izleyebilirsiniz... İzlemek için lütfen tıklayın
ŞANTİYE®... DAHA İYİ YAPILAR İÇİN...
13 Aralık 2024
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.