Youtube kanalımızda gerçekleştirdiğimiz, sonrasında web sitemizin ŞantiyeTV sayfalarında ve Şantiye®nin basılı versiyonunda yayınladığımız “10 SORUDA” isimli canlı yayın serimizin 20 Haziran 2023 Salı günkü konusu “TBM’LER ve TBM TEKNOLOJİSİ”; konuğu ise Doğuş İnşaat TBM Operasyonları Direktörü Serdar ŞAVK’tı... Jeoloji Müh. Serdar Şavk programda, kısaca TBM (Tunnel Boring Machine) olarak adlandırılan Tünel Açma Makineleri nasıl çalışır, alternatiflerine karşı avantajları nelerdir, projelere ne katarlar, hangi bölümlerden oluşurlar ve kaç sınıfa ayrılırlar, TBM operasyon süreci ne zaman başlar, bir TBM işe nasıl dahil olur, tünel açma sürecinde genelde hangi problemlerle karşılaşılır, TBM’ler teknolojik anlamda nasıl bir gelişim sergiliyor, bir TBM operasyonları direktörü ne yapar ve TBM seçiminde nelere dikkat edilmesi gerekir gibi soruların cevaplarını Şantiye® okurlarıyla paylaştı.
BU İÇERİĞİ ŞANTİYE®NİN TEMMUZ-AĞUSTOS 2023 (400.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ...
BU İÇERİĞİ ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ...
1) Tünel Açma Makinesi (TBM) nedir, ne işe yarar? Alternatiflerine göre avantajları nelerdir ve projeye ne katarlar?
Tünel Açma Makineleri mekanize tünelcilik alanında tam kesitli olarak tünel imalatı yapan makinelere deniyor. TBM’lerin konvansiyonel sistemlere göre birçok üstünlüğü var. En büyük üstünlüğü ise hızları, hızlı bir tünel imalatı yapıyor olmaları. Yani bir TBM ile, tabii uygun zemin ve uygun işletme koşulları altında günlük 15, 20 metre bitmiş tünel imalatı yapılabiliyor. İhtiyaca uygun bir makine seçilmişse çok sert zemin koşullarında bile günde ortalama 10-15 metre ilerleme sağlanması mümkün.
Oldukça güvenli de bir yöntem. Kazı yapan profesyonelleri, tahkim edilmemiş tünel cidarıyla karşı karşıya getirmiyor. Geçici ve kalıcı tahkimat sistemleriyle risklerin minimize edildiği bir yöntem olduğunu söyleyebilirim; özellikle de şehir içi tünelciliğinde... Hem tünelin üzerindeki yapıların güvenliği açısından hem de tünelin kendi güvenliği ve tünelde çalışanların güvenliği açısından konvansiyonel sistemlere göre çok çok avantajlı bir yöntem. Tercih edilme sebeplerinin başında bu geliyor.
En büyük avantajlarından bir tanesi aslında bitmiş tünel imal etmesi. Yani TBM ile 10 metre tünel kazıldığı zaman aslında 10 metre bitmiş tünel elde ediliyor. Konvansiyonel sistemlerde tüneli kazdıktan, geçici tahkimat yapıldıktan sonra, geriye dönüp kalıcı kaplama betonların döşenmesi gerekir ama TBM tünellerinde böyle bir ihtiyaç yok. Ayrıca kazıdan çıkan pasa denilen hafriyat da TBM makinesinin ekipmanı sayesinde tünel dışına çıkartılır.
Tabii TBM’lerde zemin koşulları da çok çok önemli. Yani TBM’in kullanılacağı projenin zemin koşullarının çok iyi etüt edilmesi gerekiyor. TBM ve kesici kafa, söz konusu zemin parametrelerine göre uygun tasarlanmalı ki, mekanize tünelciliğin avantajlarından, nimetlerinden faydalanılabilsin. Aksi takdirde TBM’le tünel açmak gerçekten çileye de dönüşebilir.
En büyük dezavantajı ise yatırım maliyeti. TBM’lerin ilk yatırım maliyetleri yüksek. Ve doğal olarak büyük makineler olduklarından arızaları da büyük olabiliyor. TBM’ler aslına bakarsanız bir makineler dizisi, yeraltında çalışan bir tünel fabrikası. Bu makineler dizisinin bir yerinde, zincirin bir halkasında arıza olduğu zaman bütün sistem bundan etkileniyor. Konvansiyonel yöntemlerde olduğu gibi arızalanan makineyi alıp yerine yenisini koyma şansınız çoğu zaman olamıyor. Arızayı yer altında bir şekilde gidermeniz gerekiyor.
2) Dünyada ve Türkiye’de ne zamandır kullanılıyorlar?
1850’lerde şu andaki TBM’lerin ataları denilecek makineler kullanılmaya başlıyor. Ama bunlar tabii bugün kullandığımız TBM’lere çok benzer makineler değil, daha ziyade roadheader dediğimiz tip makineler. Bu roadheader’lar daha sonra bir şiltle kaplanarak şiltli roadheader, daha sonra open mod TBM’ler, daha sonra prekast tahkimatlı TBM’ler şeklinde sürekli kendini geliştirerek bugüne kadar geliyor. Türkiye’de ise yaklaşık 50 yıldır TBM makineleri tünel inşaatlarında kullanılıyor. İlk kullanımı da zannediyorum bir baraj tüneli. Ama tabii son 20 yıldır kullanım yoğunlukları oldukça arttı.
3) Hangi bölümlerden oluşur ve kaç sınıfa ayrılırlar?
TBM ana hatlarıyla aslında iki bölümden oluşur. Bir, kazı yapan asıl ana gövde kısmı, yani silindirik olan kısım. Bir de dairesel kısmın arkasında TBM’in ihtiyaç duyduğu lojistik unsurları barındıran “gantry” denilen destek ünitelerinin bulunduğu bölüm. İlk bölüm yaklaşık 10-12 metre, diğer bölüm ise yaklaşık 80 metre uzunluğundadır. Yani yaklaşık yüz metre uzunluğunda bir makine.
TBM’lerin ana bölümü, asıl kazıyı yapan bölümü kendi içerisinde 4 parçaya ayrılıyor. Birincisi, kesici kafa denilen, bir matkabın ucu gibi sürekli ve 360 derece dönen bölüm. Tünel aynasındaki kazıyı yapan kısım da bu kısım aslında. Bu kısmın hemen arkasında front shield (ön kalkan) denilen kısım yer alıyor. Ön kalkan kısmında da kesici kafayı çeviren büyük bir rulman ve redüktör grupları yer alıyor. Front shield’ın arkasında middle shield bulunuyor. Middle shield’da da yine tahrik motorları, hidrolik tanklar, elektrik motorları bulunuyor. Middle shield’den sonra beton prekast sisteminin kurulumunun yapıldığı “kuyruk kalkanı” denilen bölüm yer alıyor. Ondan sonra da segment vinçler, erektörler, enjeksiyon pompaları, kompresörler ve elektrik panoları gibi destek üniteleri başlıyor.
TBM’leri kendi içlerinde farklı kategorilere ayırabiliriz. Ben genel olarak 4 sınıfta tanımlama taraftarıyım. Biri, tahkimat sistemlerine göre, yani tünel cidarına uygulanan tahkimat sistemlerine göre. Bu başlıkta TBM’ler ikiye ayrılır. Birincisi, Türkiye’de yaygın olarak kullanılan prekast tahkimat sistemli tüneller; diğeri de açık tip tüneller. Nihai prekast kaplaması, nihai beton kaplaması yapılmasına ihtiyaç duyulmayan zeminlerde kullanılan tünellerdir. Bunlar genelde masif kaya tünellerinde, granit, bazalt gibi masif kayalarda açılan tüneller olurlar. Ülkemizde bu tip bir jeoloji çok yaygın olmadığı için çok kullanılan bir tip değildir ama dünyada yaygın olarak kullanılırlar.
Çalışma prensiplerine göre de single shield ve double shield makineler olarak ikiye ayrılırlar. Single shield makineler bir kazı yapar, bir durur ve ring tahkimatını yapar. Double shield [SŞ4]makineler ise eşzamanlı olarak kazı yaparken ring tahkimatını da yapabilirler. Hangi makinenin kullanılacağında ise zemin koşulları belirleyicidir.
TBM’leri bir de kazı aynasına uyguladıkları tahkimat şekline göre sınıflandırabiliriz. Bunlar biri açık mod makineler, yani herhangi bir ilave tahkimat gerektirmeyen, sadece TBM’in kendi varlığı ile aynayı tahkim eden makinelerdir. Diğeri de EPB denilen Earth Pressure Balance teknolojisi kullanarak, yani aynaya ilave bir hava ve pasa desteği uygulayarak kazı aynasını tutan makinelerdir. Türkiye’de genel olarak yaygın kullanılan makine türü de budur. Bir diğer model ise Slurry Mod denilen ayna tahkimat yöntemi makinelerdir. Slurry Mod makinelerde ayna tahkimatı yoğun bir bentonit bulamacı ile tahkim edilir ve pasa nakliyesi de bentonit ile yapılır. Yeni yeni kullanılmaya başlanılan başka bir model ise Dual Mod, yani hibrid makinelerdir. Bunlar da kendi içerisinde “Open to EPB” veya “EPB to Slurry” olarak iki tip özellik barındıran makinelerdir. İhtiyaca göre slurry çalışabiliyor veya EPB çalışabiliyor; ya da open mod çalışabiliyor, EPB’ye dönebiliyor. Bunlar tünel güzergahı üzerinde farklı formasyonların bulunduğu projelerde tercih edilen yeni jenerasyon makinelerdir.
Diğer bir sınıflandırma da TBM’lerin kesici kafa çaplarına göre yapılan sınıflandırmadır; ki bu da iki tiptir. 3,5 metre çapın altındaki makinelere mikro TBM, 3,5 metrenin üzerindeki makinelere de makro TBM denir. Şu an dünyada üretilmiş ve çalışan en büyük çaplı makine ise 17.6 metrelik bir TBM’dir.
4) TBM operasyon süreci nasıl işler? Ne zaman başlar, ne zaman biter? Kademe kademe işe nasıl dahil olunur?
Proje alındıktan sonra öncelikle tünelin işlevi ve çapıyla ilgili bir tasarım aşaması yürütülür. Tünel çapı belirlendikten sonra, söz konusu çapa uygun bir TBM tasarımının yapım aşamasına geçilir. Bir taraftan da makine eğer prekast tahkimatlı bir TBM ise o prekastların tasarımı ve bunların kalıplarının imalatı yürütülür. Bunlar tabii çok titiz yapılması gereken işlerdir. Zemin parametrelerinin doğru değerlendirilip, doğru hesap edilip, doğru öngörülüp, zemindeki su basıncı, zemin parametreleri, zemindeki ilave yükler gibi tüm unsurların göz önünde bulundurularak detaylı bir şekilde öncelikle doğru etüt edilmesi, daha sonra bu sonuçların da tasarım aşamasına titiz bir şekilde aktarılması gerekir.
TBM dizaynı tamamlandıktan sonra, üretici firma tarafından TBM’in üretilmesi aşamasına geçilir. Tabii bizler tarafından aşama aşama bu üretim süreci takip ediliyor. TBM üretimi tamamlandığında fabrika kabulleri yapılıyor ve TBM’in sahaya sevkiyatına başlanıyor. Sevkiyatın ardından TBM’in mobilizasyon süreci tamamlanıyor ve TBM kazı yapmaya başlıyor.
Tünel tamamlandıktan sonra da geriye dönülüyor ve demobilizasyon süreçleri başlıyor. Kurulan makine aynı şekilde sökülüyor, bakımı yapılıp, sonraki projeye hazır hale getiriliyor.
5) Makinelerin kurulumu ve işletmesi de kolay değildir herhalde... Bir TBM makinesinde kaç kişi görev alıyor ve bu profesyoneller nasıl-nerede eğitiliyor?..
TBM, aslında yer altında çalışan bir tünel fabrikası. Çok makine yoğun bir imalat var. Özellikle kurulum, montaj ve demontaj ve işletme aşamalarında makinecilere çok büyük sorumluluklar düşer. Böyle kompleks bir makineyi işletebilmek için farklı disiplinlerin bir arada çalışması gerekir. Elektrik tahriki ile çalışan bir makine bu. Dolayısıyla orta gerilim elektriği bilgisi olan, elektronikten, PLC’den anlayan donanımlı elektrikçilerin projeye dahil olması gerekiyor. Tünel içerisinde tabii yolumuzu bulabilmemiz de çok önemli. Girilen ve çıkılan yerin doğru olması şart. Bu yüzden çok tecrübeli haritacılara ve ölçüm ekiplerine de ihtiyaç duyuluyor. Kısaca, TBM işi çok özel bir iştir ve ekibin de çok özel olması gerekir.
TBM içerisinde, çapına göre personel ihtiyacı değişmekle birlikte bir vardiyada işletme, montaj, makine, elektrik ve ölçüm olmak üzere yaklaşık 30 kişilik bir ekip görev alır. Tabii bir de tünel dışında tünelin ihtiyaçlarını karşılayan, pasa sevkiyatını sağlayan, segment lojistiğini gönderen, arızalara müdahale eden bir ekip vardır. Şu an Türkiye’de aslında çok ciddi bir yetişmiş personel ihtiyacı var bu konuda. Bu kapsamda Doğuş İnşaat bünyesinde TBM personeli yetiştirilmesi için bir akademi kurduk. Kendi ihtiyacımız olan, projelerimizde ihtiyaç duyduğumuz TBM personelimizin yetiştirilmesine yönelik bir çalışma. Makine, elektrik, elektronik ve inşaat alanında eğitim veren yüksek okullardan ve meslek liselerinden mezun arkadaşları teorik ve pratik eğitimler vererek sektörün ve firmamızın yetişmiş personel ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Söz konusu akademi yaklaşık 8 yıldır devam ediyor ve ihtiyaca göre dönem dönem kursiyer alıyoruz.
6) TMB süreçlerinde genelde ne tür problemler yaşanıyor?
İlk başta projenin ihtiyaçlarına yönelik doğru ve detaylı etüdün ardından TBM dizaynı yapılır ve proje şartlarına uygun bir TBM seçilirse sorunların minimum düzeyde kalacağını hatırlatmak isterim. TBM’ler işe özel makinelerdir. Dolayısıyla zeminin ihtiyaç duyduğu özelliklerde makinelerin üretilmesi gerekir. Düzgün etüt yapılmaz, projenin ihtiyaçları ortaya düzgün olarak konulmazsa ortaya çıkacak makine, ihtiyaçları tam anlamıyla karşılamayacaktır. En önemli unsur budur.
Doğal olarak kazı sırasında da sorunlar yaşanabilir. Yeraltında çalışılıyor, farklı zemin koşullarıyla karşılaşılıyor. Yeraltında sizi nelerin beklediğini hiçbir zaman tam olarak bilemezsiniz. Yani yapılan sondajlar, jeolojik ve jeofizik etütler mutlaka yeraltı ile ilgili bir fikir verir ama yine de yerin altı her zaman bilinmezliklere ve sürprizlere açıktır.
Diğer taraftan, yeraltında çalışan devasa bir makine dizisinden bahsediyoruz. En ucundan en arkasına kadar onlarca makine bileşeninin bir araya gelmesi ve bir uyum, bir ahenk içinde çalışması gerekiyor. Mekanik arızalar da bu işte önemli sorunların başında geliyor. Tabi, 10 sene önce birçok parçayı yurtiçinde tedarik etme imkanı yoktu. Zamanla yurt içinde hem TBM sarf malzemeleri hem mekanik komponentlerin üretim ve tedariğinde çok büyük yol kat edildi. Dolayısıyla mekanik problemlerin aşılmasıyla alakalı olarak artık çok büyük sorunlar yaşamadığımızı belirtebilirim.
Zemin içerisinde yaşanan problemlerin en büyüğü ise göçükler. Kontrolsüz zemin sökülmeleri ve buna bağlı göçükler, zemin oturmaları, özellikle şehir içi tünelciliğinde en büyük tehlikedir ve bizlerin de en korkulu rüyasıdır. Bunun haricinde zemindeki basınçlı akiferlerden gelen kontrolsüz su gelişleri ya da büyük örtü kalınlıkları altında yapılan tünellerde TBM sıkışması riskleri vardır. Bunlara benzer onlarca risk var aslında.
Bu sorunlar karşısında çözümler üretmek de bizlere kalıyor tabii. Bu inovatif çözümlerden birisiyle 2018 yılında Dünya Tünelcilik Derneği’nin düzenlediği Tunneling Awards’ta bir ödül almıştık. Üsküdar-Ümraniye projesi kapsamında Üsküdar Meydanı geçişi için uyguladığımız yöntem finalist olmaya hak kazanmıştı. Buradaki inovatif çözüm yöntemimiz beğeni toplamıştı. Üsküdar Meydanı, hepimizin bildiği gibi çok tarihi bir bölgedir. Çok düşük örtü kalınlıklarında, suya doygun zemin koşullarında TBM’le tünel açmak gerçekten çok zordu. İşin en zor kısmı ise TBM’in mevcut istasyona giriş kısmıydı. Meydan’da uyguladığımız zemin iyileştirme çalışmaları, TBM kazı ve jeoteknik izleme prosedürleri ile bölgede kapsamlı birçok çalışma yapmıştık.
7) Türkiye’de ve dünyada kayda değer, etkileyici TBM operasyonları sizce hangileridir, kısaca özetleyebilir misiniz?
Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da etkileyici birçok proje var ve hala yapılmaya devam ediyor. Bunların başında Boğaz geçişi bulunuyor. Üsküdar-Ümraniye projesi, şu an devam eden Çekmeköy-Sancaktepe metro projesi gibi İstanbul’daki birçok proje aslında kendi içlerinde birçok zorluğu ve inovatif çözümü barındıran değerli projelerdir. Dünyada da şu an yapımı devam eden birçok proje var. Paris’te devam eden Grand Paris Ekspres ve İngiltere’de devam eden projeler cidden özel projeler. Hepsi de büyük çaplı, etkileyici ve devasa.
8) TBM’lerde teknoloji nereye doğru gidiyor? Ne gelişiyor ve sizce ne geliştirilmeli? Neye ihtiyaç duyuyorsunuz?
TBM teknolojisi 150 yıl içinde çok gelişti ama çalışma prensibi ve mantığı olarak çok büyük değişimler yaşamadı. Yenilikler genelde TBM parametrelerinin takibi, operasyonlarının kontrolü ve TBM makinelerinin dijitalleşmesi, elektronikleşmesi yönünde ilerledi. Artık önümüzdeki ekrandan yeraltında çalışan TBM’in tüm kazı, mekanik, elektrik, elektronik, jeodezik ve jeolojik parametrelerini takip edebiliyoruz. Yazılımlar sayesinde mekanik veya işletmeyle alakalı herhangi bir anomali varsa anında görebiliyoruz ve hemen proaktif tedbirler alabiliyoruz.
Tabii bu gelişmeler çok çok değerli. Fakat bu makinelerle yer altında, çamurun içinde çalışıyoruz. Dolayısıyla bu makineler dijitalleştikçe, sensörler arttıkça buna bağlı olarak arızalar da artmaya başlıyor. Sensörden kaynaklı bir arızayı bulmak için saatler harcanabiliyor. Ama tabii TBM işi bir taraftan da çok teknolojik bir iş ve teknoloji ile çok barışık olunması gerekiyor.
Son zamanlarda otonom TBM sürüşlerine yönelik birtakım çalışmalar yapıldığını duyuyoruz. Yani jeodezik verilerin aktarıldığı bilgisayardan dataların alınarak makinenin yönlendirilmesi ile ilgili çalışmaların belli bir süre sonra hayata geçirileceğini düşünüyorum. Ama teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin tünel imalatında insan gücünün hiçbir zaman ikinci plana atılamayacak kadar kıymetli bir güç olduğuna da inanıyorum.
Yeni jenerasyon dual mod makinelerde ihtiyaca göre open mod’dan slurry mod’a; EPB [SŞ5]mod’dan slurry mod’a geçebilen makinelerin de önümüzdeki dönemde daha çok yaygınlaşacağını umuyorum ve tahmin ediyorum. Dual mod makinelerle çalışmayı isterim.
Diğer taraftan bizim odaklandığımız önemli bir başlık, zemindeki bilinmezlikleri minimize etmektir. Yer bilimci mühendisler olarak zeminle alakalı öngörü yapabilme kabiliyetine sahip olmalıyız. Bu kabiliyet de veri ile sağlanıyor. Zeminle ilgili daha fazla veri elde edebileceğimiz, daha fazla anlık done toplayabileceğimiz sistemlerin geliştirilmesi ve tünel göçüklerinde erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ile ilgili teknolojik yeniliklerin gelişmesini dört gözle bekliyoruz.
Teknolojik gelişimler bir tarafa, tünel içerisinde çalışanların güvenliğinin en üst düzeye çıkartılmasına yönelik Ar-Ge çalışmalarının yapılması ve bu güvenlik sistemlerinin en üst düzeye çıkartılması ile ilgili beklentilerimiz ise diğer tüm beklentilerimizin önünde. Bununla ilgili son zamanlarda TBM’lerdeki acil kaçış odaları çok yaygınlaşmaya başladı. Bu ve buna benzer güvenlik odaklı yeniliklerin artmasını talep ediyoruz.
9) Bir TBM Operasyonları Direktörü ne yapar, nelerden sorumludur? Ve TBM üzerine uzmanlaşmak isteyen gençler nasıl bir yol izlemeliler?
TBM operasyonları direktörü, TBM projeleriyle ilgili iş geliştirme faaliyetleri, teklif faaliyetleri ve proje alındıktan sonra makinelerin seçilmesi, makinelerin projelendirilmesi, set up’ın yapılması ve yapım süreçlerinde aktif olarak görev alır. Aslına bakarsanız A’dan Z’ye TBM’in seçilmesi, kurulması, işletilmesiyle alakalı tüm proseslerde görev ve sorumluluğu vardır. Tabii ki bunu diğer disiplinlerle eşgüdüm içerisinde yapıyoruz. Çünkü bu çok yoğun makine bilgisi gerektiren bir iş. Dolayısıyla makine, elektrik ve ölçüm departmanlarımızla işbirliği içerisinde bu süreçleri yönetiyoruz.
TBM konusunda uzmanlaşmak isteyen arkadaşlara tavsiyem ise klasik bir öneri ama işin mutfağından, şantiyeden, sahadan başlamaları. Makine içine girmekten imtina etmemek, makine ve atölye ile barışık olmak gerekiyor. Yenilikleri, teknolojiyi takip etmek ve araştırma yapmak ise her meslekte olduğu gibi olmazsa olmazlardan.
10) TBM seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
TBM seçiminde zemin parametreleri en önemli konudur. Zemin parametrelerinin düzgün etüt edilip, düzgün veriler toplanıp, bu düzgün toplanan verilerin iyi yorumlanıp, bu doğru yorumlar neticesinde iyi bir TBM tasarımı yapılması gerekir. Bir TBM en verimli olarak kendine uygun zeminde çalışır. Dolayısıyla zemine göre bir TBM seçilmesi, tasarlanması en önemli unsurdur.
Yani, masif, zorlu, sert bir kaya için seçilmiş uygun bir TBM ile günde 20 metre kazı yapabilirsiniz. Kesici kafa dizaynı, makinenin tork gücü ve itme kuvvetleri doğruysa en sert zeminde bile hızlıca ilerlenebilir. Fakat doğru seçilmeyen bir TBM ile kum zeminde bile çok zorlanılabilir. Dolayısıyla zemine uygun doğru makine seçimi her şeyin başında geliyor.
BU İÇERİĞİ ŞANTİYE®NİN TEMMUZ-AĞUSTOS 2023 (400.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ...
BU İÇERİĞİ ŞANTİYE®NİN YOUTUBE KANALINDAN DA İZLEYEBİLİRSİNİZ...
2 Ağustos 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.