21. yüzyılla birlikte insanların şehirleşme oranlarına bağlı olarak alışkanlıklarında ve ihtiyaçlarında da büyük değişimler olmuştur. Türkiye’de enerjiye, 2021’de 50 milyar dolar harcanmışken, 2022 yılında bu miktar 100 milyar dolara ulaşmıştır. Bu enerjinin yaklaşık yüzde 36’sı konutlarda kullanılmakta olup, söz konusu veriye göre 2022 yılında 36 milyar doların yapılarda kullanıldığı görülmektedir.
Mak. Müh. Semih ÇALAPKULU
SeaPearl Ataköy Hastane Projesi / KUZU Grup / Mekanik Grup Şefi / semihcalapkulu@hotmail.com
Son yıllarda tüm sektörlerde, sosyal yaşamdaki değişikliklere bağlı olarak hızlı bir değişim ve gelişim olmuştur. Bu durum, inşaat sektöründe yapılaşmanın özellik ve çeşitliliğinde değişiklik yaratırken, bu değişikliklere bağlı olarak inşaat sektöründen beklentiler de artmıştır. Bunların sonucu olarak yapı sektörünün “tesis yönetimi” hizmeti ile ilişkisi önem kazanmıştır. Son zamanlarda sosyal yaşamdaki değişiklikler aynı zamanda gayrimenkul piyasasında gerçekleşen satışların artmasına sebep olmuştur. Kullanıcılar açısından yaşam konforunun ve memnuniyetinin artması amacıyla gayrimenkul sahipleri ya da yatırımcıların gayrimenkullerinde değer artış beklentisi oluşmuştur. Büyük maddi değer ifade eden bu yatırımlarda, gayrimenkulde değer kaybını önlemek amacıyla tesis yönetimi kavramı büyük önem kazanmıştır. Tesis yönetiminde, birçok birbiriyle bağlantılı olan faaliyetlerin yürütülmesinde görev alan destek gruplarında profesyonel yönetim anlayışına hakim, özellikle gayrimenkul değerleme ve yönetimi alanında uzmanlara olan ihtiyaç giderek artmıştır. na konumuza girmeden önce tesis yönetiminin tarihçesini bilmek ve tesis yönetimi nedir sorusuna cevap bulmak gerekir.
Şüphesiz bilinen tarihin ilk yapılarında da, o ihtişamlı yapıların korunması ve temizliği belirli bir düzen ve disiplin içerisinde yapılmaktaydı. Mezar yapıları ve piramitler ile o dönemlerin yönetim saraylarını, tesislerin ve tesis yönetiminin ilkel dönemi olarak görmek yanlış olmayacaktır. Saraylar, ibadethaneler, anıt mezarlar ve hanlar gibi yapılar her zaman bakım, onarım, korunma ve temizlik gibi tesis yönetimin en temel kapsamına dahil olmuşlardır.
1478 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı’nda da sayıları 800’e varan temizlik, mutfak ve diğer hizmetle görevli çalışanlar, yaklaşık 4.000 insana hizmet sağlamaktan sorumluydu.
Türkiye’de Tesis Yönetim
Cumhuriyet öncesi döneme bakacak olursak, Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu’nda kervansaray ve hanların bakım, onarım, koruma ve temizliğinden sorumlu olan kişilere odabaşı veya han odabaşı denilmekteydi. Odabaşılık mevkiindekiler o kadar önemli ve yetkili kişilerdi ki resmi olarak itibar görmekte ve devlet tarafından muhatap alınmaktaydılar. Özellikle sarayın hizmetlerini gören görevliler, Enderun Mektebi denilen dönemin en iyi eğitim kurumlarında eğitilerek görevlendirilirlerdi.
Zaman geçtikçe binalar ve yapılar, çevre içerisindeki tesisler de değişime uğramış ve gelişmiştir. Bu değişim beraberinde Tesis Yönetimi alanında farklılaşmayı, sistematik ve profesyonel bir gelişimi beraberinde getirmiştir.
Tesis Yönetimi kavramı ilk defa Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılmaya başlanmıştır. Tesis Yönetimi (FM-Facilities Management) terimi ilk olarak 1950’den sonra bir Amerikan firması olan EDS (Electronic Data Systems)’nin kurucusu Ross Perot tarafından kullanılmıştır.
70’li yıllarda yaşanan enerji krizi sebebiyle maliyetlerin minimize edilmesi büyük önem kazandığından, ofis malzemeleri üretimi yapan Herman Miller, 1979 yılında bir grup ofis ve bina kullanıcısı ve çeşitli mülk danışmanını bir araya getirdi ve Tesis Yönetimi Enstitüsü (FMI-Facility Management Institute)’nü kurdu. Böylece tesis yönetimi sektörel anlamda güçlü şekilde temsil edilmeye başlanmış oldu.
Mayıs 1980’de George Graves, tesis yönetimi derneği için resmi bir organizasyon temeli oluşturmak üzere Houston, Teksas, ABD’de bir toplantıya ev sahipliği yaptı.Toplantının sonunda, Ulusal Tesis Yönetimi Derneği (NFMA)’nin bir anayasası, tüzüğü, geçici memurları ve ulusal olarak genişleme planları vardı. Ekim 1980’deki ilk NFMA toplantısında 47 katılımcı bulunuyordu. 25’i derneğin doğrudan üyesiydi.Houston’dan gelen katılımcılar, derneğin ilk bölümünün kurulmasına yardımcı oldu ve ikinci yıllık ulusal konferansa ev sahipliği yapmayı taahhüt etti. 1982’de Toronto bölümünün tüzüğü ile NFMA, adını resmi olarak Uluslararası Tesis Yönetimi Derneği (IFMA) olarak değiştirdi ve ABD, Michigan, Ann Arbor’da kar amacı gütmeyen bir dernek olarak kuruldu.
Şu anda IFMA, dünya çapında 100’den fazla ülkede 23 binden fazla üyenin mesleki ihtiyaçlarını destekleyen 60’tan fazla çalışanı istihdam etmektedir.IFMA’nın Houston, Teksas, ABD’deki orijinal Hizmet Mükemmeliyet Merkezi (SCOE)’ne ek olarak IFMA EMEA, Çin ve Hindistan, derneğin eğitim, bilgilendirme ve ağ kaynaklarını doğrudan bu bölgelerdeki üyelere ulaştırır.
Dünya genelinde tesis yönetimi pazarının 2020’de 1,25 trilyon dolar değerinde olduğu ve 2023’ten 2030’a kadar hızla büyüyerek 2,5 trilyon dolar üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de ise özellikle 2007 yılından itibariyle canlanan tesis yönetim pazarı, hizmet sektöründe çok büyük bir yer kaplamaktadır. Bu sebeple, sektörel olarak geleceği yakalamak ve erken metodolojiler geliştirmek, daha sistemli ve organize bir gelişim göstermek için geçmişe hakim olmak gerekir.
Tesis yönetimi iki temel alana ayrılır
1980’den sonra tesis yönetim temel olarak Sert Tesis Yönetimi (Hard FM) ve Yumuşak Tesis Yönetimi (Soft FM) olarak iki temel alana ayrılarak dış kaynak kullanımına yönelmiştir. Soft FM temizlik, catering, yemek hizmetleri, posta hizmetleri gibi faaliyetleri yürütürken; Hard FM elektrik, mekanik, ısıtma, havalandırma, sıhhi tesisat, bina kontrolü, bina yönetimi, yangın güvenliği gibi daha çok teknik konulara odaklanmıştır.
Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) ilk olarak 2017 yılında bu kavramı tanımlayarak ISO 41000 standartlarının bir parçası yapmıştır. Bu standarttaki tanımlama şu şekildedir: “Tesis Yönetimi (FM), insanların yaşam kalitesini ve temel işletmenin verimliliğini artırmak amacıyla inşa edilen çevre içinde insanları, yeri ve süreci bütünleştiren organizasyonel işlevdir (ISO, 2017).”
Ciddi yatırım bedelleri ile inşa edilen modern ve akıllı tesislerde yaşayanların hayatlarına kalite ve konfor kazandırmanın yanında tesislerin ömürlerinin uzatılması, onlara maddi ve manevi değer kazandırılması, optimum maliyetlerle yaşatılması ve tasarım aşamasında hedeflenen konfor düzeyinin korunması, temel ilkeler arasında yer alır.
Tesislerde, yaşam kalitesini korumak ve katkıda bulunmak için fiziki ortamların ihtiyaç duyduğu enerji, güvenlik, temizlik için zaman ve kaynak harcanmak zorundadır. Bu aşamada tesislerin gerek duyduğu hizmetlerin idare edilmesi ihtiyacında tesis yönetimi, çözüm ortağı olarak ayrı bir iş ve uzmanlık kolu şeklinde ortaya çıkmıştır.
Uluslararası Tesis Yönetimi Kuruluşu IFMA (International Facility Management Association) tarafından Tesis Yönetimi, “İnsan, yer, süreç ve teknolojiyi entegre ederek yapılı çevrenin işlevselliğini, konforunu, güvenliğini ve verimliliğini sağlamak için birden fazla disiplini kapsayan bir meslektir” olarak tanımlanmaktadır.
Dünya genelinde sektörüne yön veren IFMA, ISO TC/267 Teknik Grubuna katılarak 2018 yılında yayınlanan, ISO 41000 Tesis Yönetim Standardının geliştirilmesinde kilit rol oynamıştır.
Dünyada 2010-2030 yılları arasında ulaşım, binalar ve sanayide verimlilik sağlanması ve yeni teknolojilere yönelik 8,3 trilyon dolarlık yatırımın gerçekleşmesi durumunda, aynı dönemde küresel ölçekte 8,6 trilyon dolar tasarruf edileceği (WWF, 2011), AB’nin ise Enerji Verimliliği Direktifi gereği, 2020 yılına kadar yüzde 20 enerji verimliliği hedefine (yıllık değeri 60 milyar Euro) ulaşacağı öngörülmektedir.
Ulusal enerji verimliliği eylem planı kapsamında Türkiye’nin 2023 yılında birincil enerji tüketiminin yüzde 14 azaltılması, 2023 yılına kadar kümülatif olarak 23,9 MTEP tasarruf sağlanması ve bu tasarruf için 10,9 milyar ABD doları yatırım yapılması, yatırımlar sonucunda 2033 yılına kadar kümülatif tasarruf miktarının 30,2 milyar ABD doları olması öngörülmektedir (ETKB, 2018). Bu çalışmalar ışığında, enerji verimliliği yatırımlarının kendini amorti ettiği söylenebilir.(Ton eşdeğer petrol “TEP”, bir ton ham petrolün yanmasıyla elde edilen enerjiye karşılık gelen enerji birimidir. Yaklaşık olarak 10 milyonkcalenerjiyi ifade eder).
Küresel sıcaklık ortalamalarının Sanayi Devrimi öncesi düzeyinin 2 °C’nin üzerine yükselmesini engellemek, yaşamsal öneme sahiptir. Atmosfere salınan karbondioksit ve diğer sera gazlarının çoğu, enerji üretiminden ve kullanımından kaynaklanır. Birim enerji başına daha çok enerji hizmeti ve ürünü almak anlamına gelen enerji verimliliği, enerjide yüzde 73’ler seviyesinde olan dışa bağımlılık oranının azaltılmasında ve iklim değişikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılmasında büyük bir önem taşır.
Enerji ihtiyacını, dolayısıyla emisyonları azaltmanın en ekonomik ve etkin yolu enerji verimliliğinin sağlanmasıdır. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA)’nın en son senaryoları, enerji verimliliğinin 2050 yılında toplam karbondioksit emisyonlarının azalmasının yüzde 31-53’ünü oluşturabileceğini tahmin etmektedir.
Enerji verimliliği, tüm sektörlerde geniş kapsamlı dönüşümü zorunlu kılıyor. Bununla birlikte yeni iş imkanları yaratıyor ve yeni açılımlar getiriyor. Peki, neden erteleniyor? Düşük karbon ekonomisine geçiş hem yerel hem ulusal hem de küresel ölçekte yeni iş imkanları, yeni endüstriler, yeni pazarlar ve daha verimli, daha üretken ve daha yeşil bir ekonomi için bir başlangıç noktası olabilir. Enerji verimliliği uzun vadede, emisyonların azaltılmasının yanı sıra pahalı ve sınırlı bir kaynak olan petrol ve doğalgaza bağımlılığın azaltılması için en etkin seçenektir. İşin kilit noktası, en verimli ekipmanın yatırım maliyetinin karşılanması için gerekli kaynağın oluşturulmasıdır. Sonuç olarak, enerji verimliliğine yönelik teknolojileri geliştirmek ve bunu ucuz hale getirerek yaygınlaştırmak, ertelenemeyecek bir öncelik halini almak zorundadır.
Enerji
İş yapabilme kabiliyetine “Enerji” denir.
Günümüzde enerji ihtiyacını karşılarken yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları kullanılmaktadır. 21. yüzyılla birlikte yenilenemez enerji kaynakları tükenmekte olduğundan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek zorunda kalınmıştır.
Enerji Kaynakları
- Yenilenebilir (Rüzgar, Güneş, Dalga, Gel-git, Hidro, Jeotermal, Biyokütle vs.)
- Yenilenemez (Petrol, Kömür, Doğalgaz, Nükleer, Odun vs.)
Sanayi Devrimi, Avrupa’da 18. yüzyıl ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’da ve 19.- 20. yüzyılla da tüm dünyada enerjiye duyulan ihtiyaç her geçen gün katlayarak artırmıştır. 21. yüzyılla birlikte enerjiye ihtiyaç hat safhaya ulaşmıştır.
BM (Birleşmiş Milletler)’in Dünya Nüfus Tahminleri Raporu’na göre dünya genelinde 2023 yılında 8 milyar olan nüfus, 2030 yılında 8,6 milyara, 2040 yılında 9,3 milyara, 2050 yılında 10 milyara ve 2100 yılında 11,2 milyara ulaşacaktır.Mevcut veri bizlere 27 sene içinde, yani 2050’ta dünyadaki nüfusun 2 milyar artacağını, 77 sene sonra, yani 2100 yılında ise 3,2 milyar artacağını bizlere söylemektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığımız hesaplamaya göre 2023 yılında 85 milyon iken 2050 yılında Türkiye nüfusunun 100 milyon olacağı öngörülmektedir. İnsan popülasyonunun artma verisi bize, önümüzdeki yüz yıllarda nüfus artışıyla birlikte enerji talebinin de artacağını vermektedir.
Enerji verimliliği nedir?
Enerji verimliliği, yaşam standardımızı, üretim kalitesini ve miktarını düşürmeden, daha az enerji kullanarak aynı miktardaki işi yapabilmektir. Başka bir deyişle enerji verimliliği, birim hizmet ya da ürün miktarında enerji tüketimini azaltmaktır. Gaz, buhar, ısı, hava ve elektrikteki enerji kayıpları enerji verimliliğiyle önlenir, atıklar değerlendirilir ya da gelişmiş teknolojiler kullanılarak, üretimi düşürmeden enerji talebi azaltılır.
Enerji verimliliği; daha verimli enerji kaynaklarının kullanımının yanı sıra gelişmiş endüstriyel süreçler ve enerji geri kazanımları gibi etkinliği artırıcı önlemlerle de gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte enerji verimliliğinin mutlaka teknolojik dönüşümlerle elde edilmesi gerekmez. Verimlilik, kamuoyunda farkındalık oluşmasını, kamusal düzenlemelerin yaşama geçirilmesini, sektörel dönüşümü hızlandıran ve verimliliği teşvik eden yasal düzenlemelerin devreye sokulmasını kapsayan uzun soluklu bir süreçtir.
İklim değişikliğine neden olan emisyonları ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir enerji kullanımının artması ve mevcut enerji talebinin düşürülmesi gerekir. Enerji talebinin düşürülmesinde enerji verimliliği çok önemli bir role sahiptir. Enerjiyi verimli kullanmak, sera gazı emisyonlarının azaltılmasında en hızlı ve maliyeti en düşük çözümdür. Özellikle hızla artan dünya nüfusu göz önünde bulundurulduğunda, artan talebin karşılanmasında enerji verimliliğinin ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılır.
Evrendeki yaşamın kaynağı olan enerji, bir işi yapmak için harcanan emeğin tümüdür. Yürümek, beslenmek, evimizi ısıtmak ya da saçımızı kurutmak enerji kullanımına birer örnektir. Günlük yaşantımızda gereksinimlerimizi karşılarken enerjiyi verimli kullanarak bütçemize, ülke ekonomisine ve doğanın korunmasına katkı sağlamamız mümkündür.
Günlük yaşantımızın hemen her anında, enerjiyi verimli kullanmaya yönelik büyük bir potansiyel bulunur. Isıtma, soğutma, aydınlatma ve ulaşım gereksinimlerimizi karşılarken, elektrikli ev aletlerini kullanırken yapabileceğimiz küçük değişikliklerle enerjiyi daha verimli kullanabilir, iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz. Enerji verimliliği yalnızca iklim değişikliğiyle mücadele etmek ya da daha az fatura ödemek için değil, kendi konforumuza katkı sağlamak için de önemlidir. Örneğin, yalıtımı yapılmış bir ev kışın daha sıcak, yazın daha serin olur. A+ enerji sınıfı bir buzdolabı daha az enerji kullanmanın yanı sıra daha az gürültü ve daha az buzlanma yapar.
Enerji verimliliği, mevcut teknolojilerin iyileştirilmesi ya da yeni teknolojilerin kullanılmasıyla tüketilen enerji miktarının azaltılmasıdır. Verimlilik, niteliği ve niceliği düşürmeden, en az girdiyle en çok çıktının elde edilmesi anlamına gelir.
Dünyanın her yerinde enerji, daha verimli kullanılabilir. Türkiye’nin de enerji verimliliği ile ilgili atabileceği pek çok adım bulunmaktadır. Enerji masraflarının düşürülmesiyle elde edilen tasarruf, enerji ithalatının azalmasıyla ekonomide dışa bağımlığının giderilmesi, çevresel iyileşme ve iklim değişikliğiyle mücadele, verimli enerji kullanımının yararlarından yalnızca bir kaçıdır.
Enerji verimliliğinin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolü
Atmosferdeki sera gazı emisyonlarının yüzde 77’si petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtların yanmasıyla oluşur. Günümüzde başlıca sera gazlarından olan karbondioksitin atmosferdeki miktarı, doğanın kabul edebileceği miktardan çok daha hızlı artmaktadır. Bunun sonucunda, yeryüzünün ortalama sıcaklığı geçtiğimiz yüzyıl içinde 0,7 °C artmıştır. Enerji üretiminde ve tüketimindeki tüm süreçlerde açığa çıkan emisyonlar, iklim değişikliğinin en önemli nedenidir. Buna ek olarak kömür ve doğalgaz gibi yakıtların kullanımı, sera gazlarının yanı sıra azot oksitler ve sülfür oksitler gibi zehirli gazlar açığa çıkarmakta, bu gazlar asit yağmuru gibi birçok sağlık ve çevre sorununa neden olmaktadır. Enerji ihtiyacını, dolayısıyla emisyonları azaltmanın en ekonomik ve etkin yolu enerji verimliliğidir. 2010-2030 yılları arasında ulaşım, binalar ve sanayide verimlilik sağlanması ve yeni teknolojilere yönelik 8,3 trilyon dolarlık yatırımın gerçekleşmesi durumunda, aynı dönemde küresel ölçekte 8,6 trilyon dolar tasarruf edilebilecektir. Başka bir deyişle, verimlilik için yapılan yatırım kendi kendini karşılamaktadır. İklim değişikliğiyle mücadelede vazgeçilmez öneme sahip olan enerji verimliliği, artan enerji ihtiyacı için doğal kaynakların tahribini önlemenin yanı sıra ekonomik açıdan da kârlıdır.
WWF-Türkiye tarafından yayınlanan, İklim Çözümleri 2050: Türkiye Vizyonu adlı raporda da belirtildiği üzere, 2020-2025 yılları itibariyle nüfus ve kalkınma düzeyi artarken, enerji verimliliği sayesinde tahmini talep yılda yüzde 39 oranında azaltılabilir. Enerji verimliliği ve düşük karbon ekonomisine uygun enerji türleri kullanılarak bir yandan kalkınma ve refah seviyesinin artması sağlanırken, diğer yandan yoğunluğu düşük ve fosil kaynaklı olmayan enerji biçimlerinin yaygınlaştırılması mümkün olabilir. Enerji arzında güvenliğin sağlanmasında yüzde 73’ler seviyesinde olan dışa bağımlılık oranı ve bundan kaynaklanan risklerin azaltılmasında ve iklim değişikliğiyle mücadelede etkinliğin artırılmasında, enerjinin üretiminden kullanımına kadar tüm süreçte verimliliğin sağlanması, israfın önlenmesi ve enerji yoğunluğunun azaltılması büyük bir önem taşımaktadır.
Sürdürülebilirlik penceresinden baktığımızda, enerji tüketimindeki artış en aza indirilirken, refah seviyesinin yükseltilmesi düşük karbon ekonomisiyle mümkündür. Enerji yoğunluğunu azaltırken, ekonomik büyümeyi dengelemek ve enerji tüketimini azaltmak, hükümet politikalarında önceliklendirilmelidir. Karbon yoğunluğunun düşürülmesini hedefleyen politikalar yerel, ulusal ve küresel ölçekte benimsenmelidir.
Verimli bir hastane örneği: Medicana Ataköy Hastanesi
SeaPearl Ataköy projemiz 2013 yılından beri devam etmekte olup, 2023 yılı itibariyle de sona ermiştir. Son etabımız, SeaPearl Ataköy Hastane projemizin (Medicana Ataköy Hastanesi, 11 Eylül 2023 tarihinde beri aktif çalışmaktadır) mekanik sistemlerimizde, çok verimli komponentlerin kullanılması, sistem entegrasyonlarının iyi yapılması, mekanik otomasyonun etkin kullanılması ve tasarım ile uygulamadaki inovatif yaklaşımlarla elektrikte yüzde 36, doğalgazda yüzde 39 tasarruf sağlayan bir yapı kurgulanmıştır. Vurgulamak istediğim bu proje, “Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği” vurgusuna, uygulama olarak aslında çok güzel bir örnek olmuştur.
Elektromekanik alanda nerdeyse tüm sistemleri görebileceğimiz hastane uygulamaları pasif yangın durdurucuları, sıhhi tesisat, pissu tesisatı, sulu yangın söndürme tesisatı, gazlı yangın söndürme tesisatı (Projemizde uygulama olarak, Novec1230 tercih edilmiştir.), ısıtma tesisatı, soğutma tesisatı, havalandırma tesisatı, duman egzoz ve basınçlandırma tesisatı, VRV tesisatı, yağmur tesisatı, sifonik sistem tesisatı, pnömatik sistem tesisatı, sismik uygulamalar, medikalgaz tesisatı, yağ ayırıcı sistemler, kojenerasyon sistemleri, gri su tesisatı, trijenerasyon sistemleri, mekanik sistemler otomasyonları, yangın sistemi otomasyonu, medikal cihaz otomasyon ve sistemsel entegrasyonlar (mekanik, elektrik, medikal, otomasyon...) gibi tümü bir arada görülecek yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır.
SeaPearl Ataköy Hastane (Medicana Ataköy Hastanesi) projemizde ayrıca tüm klima santrallerinde UV-C lambası, hijyenik klima santrallerinde ise ultrasonik nemlendirme cihazı, kullanma sıcak suyu temininde tam hijyenik boyler, ses problemini minimize etmek için akustik panjur, lejyoner hastalığını bertarafa edecek vana sistemi ile otomasyon kurgulaması gibi onlarca iyileştirmelerle hastalarımız, çalışanlarımız ve misafirlerimize uluslararası standartların üstünde kalite, konfor ve güvenlik sağlanmıştır.
Seapearl Ataköy Hastane projemizde yaklaşık yüzde 40 emsallerine göre daha verimli olma sebeplerin başında gelen bazı hususlarsa şunlardır;
Sonuç
Enerjiyi verimli kullandığımız takdirde iklim değişimine müspet anlamda katkımız olmaktadır. Enerji verimliliği bu kapsamda bakmamız ve hepimiz için çok önem vermemiz gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ürettiğimiz yapılarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin azaltılması ve çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve soğutma sistemlerinin verimi konularında elimizden gelen tüm gayreti göstermek, tüm toplum paydaşlarının görevidir.
Binanın enerji kullanımını azaltmasının nedenlerden birisi de dünyada iklim kuşaklarından yararlanmaktır. Dünyada farklı iklim kuşakları vardır. Bizler yaşadığımız binaları, iklim koşullarına göre tasarlamak zorundayız. En ince ayrıntısına kadar düşünüp, hayata geçirmekle mükellefiz. Binanın enerji sistemini en masrafsız ve tasarruf sağlayacak şekilde inceleyerek ve tasarlayarak, mimari tasarımlar geliştirerek uygulamamız gerekir. Aynı yapıyı Erzurum’da yaparken dikkate aldığımız kriterle Ankara ya da İstanbul’da yapılmasını projelendirip kurguladığımızdaki kriterler çok farklıdır. Örneğin Eylül 2023’te bitirdiğimiz SeaPearl Ataköy Hastane (Medicana Ataköy Hastanesi) projesi İstanbul’un Bakırköy ilçesinde olup, denize çok yakın olması sebebiyle dış alanda konumlandırdığımız tüm cihazlar, deniz suyunun rüzgarla yapıya ulaşması nedeniyle korozyon tehlikesine karşı ekstra önlemlerle korunmuştur. Benzeri önemler, nem konusunda da alınmıştır. Aynı yapı örneği, İstanbul Başakşehir ilçesinde olsaydı bu konuyla ilgili hassasiyet daha az olurdu. Tabi bu hassasiyetten dolayı alınan ürünler, özel üretim olması sebebiyle maliyetlerimizi de yükseltmiştir.
Bizden sonra gelecek nesillere, yani çocuklarımıza yaşanabilecek bir dünya bırakmak, onlara borcumuzdur. Çünkü biz de ödünç aldık ve onlara olması gerektiği gibi teslim etmemiz gerekmez mi?
Not: 31. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi (21-23 Eylül 2023, İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Neotech Kampüs)’nde TESYÖN Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olarak yaptığım sunumun teknik makaleye çevrilmiş halidir.
Kaynakça
1-) IFMA
https://www.ifma.org/
2-) Tesis Yönetim Tarihi ve Geleceği
https://www.insaattedarik.com.tr/makale/tesis-yonetimin-tarihi-ve-gelecegi/
3-) Tesis Yönetimi Nedir? Küresel ve Ulusal Ölçekten Bakış
https://emsal.com/tesis-yonetimi-nedir-kuresel-ve-ulusal-olcekten-bakis/
4-) Topkapı Sarayı
https://tr.wikipedia.org/wiki/Topkapı_Sarayı
5-) Tesis Yönetimi Kapsamında Ankara Arcadium AVM Yönetim Örneğinin İncelenmesi
https://javstudies.com/files/javstudies_makaleler/b89efbd0-4827-4d87-9803-fbb987749a72.pdf
6-) Türkiye’nin Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği Performansı: Mevcut Durum ve Gelecek Projeksiyonu
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/929379
7-) Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği
https://wwftr.awsassets.panda.org/downloads/wwf_enerjiverimliligi.pdf
8-) Ülkemizde Enerji ile İlgili Veriler
https://www.sektorumdergisi.com/ulkemizde-enerji-ile-ilgili-veriler/
30 Kasım 2023
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.