Ülkemizde kentlerde nüfusun hızla artması ve konut stokunun yeterli olmaması plansız, kaçak yapılaşmanın olduğu kent alanlarının hızla artmasına neden olmuştur. Sağlıksız kent alanlarının oluşmasıyla kentsel dönüşüm zorunlu hale gelmiştir. Kentsel dönüşüm projelerinin hızlandığı günümüzde, ilgili projelerde geleneksel yapım sistemleri tercih edilmektedir. Bu çalışmada başta Avrupa ülkelerinde kullanılan ve dünya çapında pazar payı her geçen gün artan prefabrik modüler sistemlerin, ülkemizdeki kentsel dönüşüm projelerinde kullanılarak ülkemizde kullanımının yaygınlaştırılabileceği, ardından kazanılan sistem deneyimi ve tecrübe ile ülkemizin de bu gelişmekte olan pazarda söz sahibi olabileceği öngörülmüştür.
MAKALEYİ, OCAK-ŞUBAT 2022 (391.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ
Yazanlar: Simge FİDAN - Yiğit Efe DALYAN
Anahtar Kelimeler: Kentsel dönüşüm, prefabrik, prefabrik betonarme sistemler, modüler hücre sistemler
1. Giriş
Sanayi devriminin ardından ülkemizde ve dünyada kırsal alanlardan kentsel alanlara olan göç artmış, kentleşme hızlanmış, bu durum kentlerdeki nüfusun kontrolsüz bir şekilde artmasına neden olmuştur. Hızlı nüfus artışı kentsel alanlarda sosyal, ekonomik, fiziksel ve kültürel açıdan pek çok soruna neden olmuş, kentlerdeki mevcut konut alanları göç eden insanların barınma ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmış ve kentler gecekondulaşma sorunuyla yüz yüze gelmiştir. Türk Dil Kurumu tarafından yapılan tanıma göre "gecekondu" kelimesi, “İmar ve yapı kanunlarına aykırı olarak başkalarına veya kamuya ait arazi veya arsalar üzerinde toprak sahibinin bilgisi ve rızası olmaksızın acele yapılmış konut, kondu” anlamına gelmektedir (www.tdk.gov.tr, 2021). Bu durum kentlerde altyapı sorunlarını da beraberinde getirmiştir.
Mevcut yapı stoku sanat ve fen kurallarına uygun olmayan, yapım ömrünü tamamlamış ve içinde barınan insanların hayat kalitesini düşürmekle beraber hayati riske sebep olan kentsel alanlarının tespit edilmesi ve dönüştürülmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Kentsel sorunlara çözüm üretmek amacıyla ortaya çıkan kentsel dönüşüm kavramı “kentin imar planına uymayan ruhsatsız binaların yıkılıp, planlara uygun olarak toplu yerleşim alanlarının oluşturulmasıdır” (www.tdk.gov.tr, 2021).
Roberts ve Sykes (2000), gerçekleştirdikleri çalışmalarında, kentsel dönüşümün doğası, onu sürekli gelişen ve değişen bir faaliyet haline getirse de, kentsel sorunları çözmeyi ve değişime uğrayan bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarında kalıcı bir iyileşme sağlamayı amaçlayan kapsamlı ve bütünleşik vizyon ve eylem dizisi olduğunu ve kenti iyileştirme fırsatları sunduğunu belirtmişlerdir.
Günümüzde kentlerdeki çarpık ve kaçak yapılaşma çok büyük boyutlara ulaşmış olup, bugüne kadar bu konuya yönelik olarak çıkarılan yasalarla bu durumun önüne geçilememiştir. Mevcut yapı stokunun yangın, su baskını, deprem gibi afetlerden zarar görme riskinin yüksek oluşu, kentsel dönüşüm projelerinin kısa vadede sonuçlanacak şekilde uygulanmasını gerekli kılmaktadır (Öcal,C ve İnce, H.H. 2012).
2. Türkiye’de Kentsel Dönüşümde Kullanılan Yapım Sistemleri
Türkiye’de gerçekleşen kentsel dönüşüm uygulamalarında geleneksel yapım sistemleri tercih edilmektedir. Çoğunlukla betonarme kolon-kiriş çerçeve sistemleri ile projelendirilen yapıların yapım süreleri, yaygın, nitelikli ve ucuz iş gücüne rağmen uzundur. Beton dayanımı için önemli olan kür koşullarının çevresel koşullardan ve mevsim şartlarından etkilenmesi inşaat süresini oldukça etkilemektedir. İnşaat süresinin artması inşaatın iş programının gerisinde kalmasına neden olmakta ve inşaatın maliyetini oldukça artırmaktadır.
3. Prefabrik Betonarme Modüler Yapım Sistemleri
Prefabrik kelimesi, “Parçaların önceden hazırlanarak birleştirilmesi ile oluşan” anlamına gelmektedir (www.tdk.gov.tr, 2021). Prefabrik yapı ise yapı elemanlarının fabrikada ön üretiminin yapılarak, yapının kurulacağı alana elemanların demonte ya da monte halinde nakledilmesi ve ardından yerinde montajının yapılması ile ortaya çıkan yapıdır.
Sanayi devrimi ile birlikte, yapım yöntemleri endüstrileşmeye başlamıştır. Yapım yöntemlerinin endüstrileşmesinin amacı; teknik olanaklardan faydalanarak, tüm gereksinimleri karşılayan yapıları daha az işçilikle, kısa sürede ve uygun fiyatlarla üretmektir (Eşsiz, Ö., Koman, İ. 2007). İnşaat sektörünün endüstriyelleşmesinin hızlanmasıyla ortaya çıkan prefabrik sistemlerin kullanımı, savaşlar, doğal afetler, göç ve nüfus artışının sebep olduğu konut açığı ile birlikte yaygınlaşmıştır.
Prefabrik modüler yapılar ilk olarak Avrupa ülkelerinin deprem riski sıfır bölgeleri için tasarlanmış ve uygulanmıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı’nın neden olduğu büyük yıkım sonucunda yaşamda kalan evsiz milyonlarca insan için hızlı, ucuz ve olabildiğince çok konut üretme zorunluluğu ön yapım yöntemi üzerindeki çalışmaları ve uygulamaları hızlandırmış ve başta Avrupa ve Rusya olmak üzere tüm dünyaya yayılmasını sağlamıştır (Bekiroğlu, 2006).
Bu yaygınlaşma sektördeki teknolojik gelişmeleri artırmış ve yapım sisteminin gelişmesine, sistem uygulamalarında deneyim kazanılmasına sebep olmuştur. Prefabrik sistemlerin gelişmesiyle prefabrik yapı elemanlarının işlevlendirilmesi, temini ve montajı kolaylaşmış ve bu yapım sistemiyle bir yapının analiz edilip projelendirilmesi daha kolay bir hale gelmiştir.
Prefabrik modüler yapım sistemi bileşenleri, panel şeklindeki elemanların fabrika ortamında birleştirilmesi ile oluşturulabileceği gibi kalıplara dökülmesi ile de üretilebilir. Bileşenlerin, duvarları, döşemeleri, elektrik techizatları, mutfak dolapları, su tesisatı ve pencereleri büyük oranda bitmiş haldedir. Bu durum yerinde yapım sürecini hızlandırmaktadır. Kullanım şekline bağlı olarak, modüller yalnızca kendi yüklerini taşıyabildikleri gibi üzerlerine düşen yükü de taşıyabilirler. Modüller betonarme kutular şeklinde tek parça halinde veya fabrikada çeşitli birleşimler yapılarak üretilebildikleri gibi ahşap veya çelik iskeletli olarak da inşa edilebilmektedirler (Erturan, B. ve Eren, Ö., 2012).
4. Türkiye’de Prefabrik Betonarme Modüler Yapım Sistemleri
Türkiye’de prefabrikasyon uygulamaları ilk olarak 1955’te beton direk üretiminde görülmüş olup, 1965 yılı itibariyle ise sanayi yapılarında kullanılmaya başlanmıştır (TPB, 2018). İlk uygulamalar ağır prefabrik elemanların kullanıldığı, tek katlı, geniş açıklıklı, hangar tipi endüstri yapılarıdır. İnşaat süresinin kısalması, geniş açıklıkların geçilebilmesi ve kaliteli imalat nedeniyle endüstri yapılarında kullanımı hızla yaygınlaşmıştır.
Ülkemizde prefabrikasyon yapım sistemleri oldukça gelişmeye açık olmasına rağmen inşaat sektöründe bu yapım sisteminin kullanımı oldukça düşüktür. İnşaat sektörü tek başına ülke ekonomisinin %6’sını ayakta tutmaktadır. Aynı zamanda toplam inşaat yatırımları %14-15 civarında iken beton prefabrikasyonun toplam inşaat üretimindeki payı %5-6’yı geçmemiştir (Acar, 2006). Bu pay Avrupa ülkelerinin oldukça gerisinde seyretmektedir. Avrupa ülkelerinde her işlevde prefabrik çok veya az katlı üst yapı projeleri yapılmakta, deprem bölgelerinde prefabrik yapım sistemleri kullanılmaktadır.
Türkiye’de daha çok az katlı, geniş açıklıklı endüstri yapılarında kullanılan yapım sisteminin avantajlarının ve kullanım alanlarının yeterince tanıtılmaması, Ar-Ge çalışmalarına gerekli özenin gösterilmemesi, geleneksel yapım sistemlerinin yapım sektöründeki hakimiyeti, inşaat sektörü üyelerinin yeniliklere kapalı olması ve daha önceleri yapılan prefabrik yapıların hatalı detay çözümleri nedeniyle depremlerde hasar alarak yapım sistemi ile ilgili kötü izlenim yaratması, tasarım ilkelerini anlatan ve sınırlandıran bir yönetmeliğin olmaması gibi nedenler, yapım sisteminin ülkemizde gelişip yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerdir. Bu engelleri gidermek, prefabrikasyonun teknolojik altyapısını oluşturmak, üretim ve montajın belli kalite standartları içerisinde tutulmasını sağlamak, mesleki ilerleme ve dayanışmayı artırmak, deneyimleri aktarmak amacıyla 1984 yılında 20 kuruluşun birleşmesiyle “Türkiye Prefabrik Birliği” kurulmuştur (www.prefab.org.tr, 2022).
5. Türkiye’de Bulunan Prefabrik Betonarme Yapıların Deprem Performansları
Geçmişte, alanında uzman olmayan kişiler tarafından bağlantı detayları hatalı çözümlenen, nitelikli ve deneyimli iş gücü çalıştırılmadan montajı tamamlanmış olan betonarme prefabrik yapıların depremlerde kötü performans gösterdiği görülmüştür. Fakat ülkemizde yakın tarihlerde gerçekleşen İzmir ve Van depremleri sonrasında Türkiye Prefabrik Birliği tarafından yapılan incelemeler sonucu doğru projelendirme, detaylandırma ve uygulama ile üretilen betonarme prefabrik yapıların en az geleneksel sistemler ile inşa edilen yapılar kadar depreme dayanıklı olduğu görülmektedir. Bu duruma gösterilebilecek en önemli örneklerden biri Van-Tabanlı Köyü merkezli 7.2 aletsel büyüklüğe sahip şiddetli deprem sonrasında bölgede bulunan 380 m² oturum alanlı betonarme prefabrik çok katlı konut yapısının yapısal hasar almadan ilgili depremi atlatmış olmasıdır.
6. Kentsel Dönüşümde Geleneksel Yapım Sistemleri Yerine Prefabrik Betonarme Modüler Yapım Sistemlerinin Kullanılmasının Avantajları
Prefabrikasyonda geleneksel sistemlerden farklı olarak makinelerin yoğun olarak kullanılması ve ön yatırım maliyeti bulunması sebebiyle, prefabrik yapı sistemlerinin ekonomik olmadığı düşüncesi ağır basabilir. Ancak, olumlu yönleri ile prefabrikasyon yatırımcısına uzun vadede önemli kazançlar getirebilmektedir (Toprak, 2002).
Prefabrik yapım sistemlerinde geleneksel inşaat yapım tekniklerine göre makinelerin yoğun kullanılması daha hızlı, kontrollü, kaliteli, fabrikalarda mevsim koşullarından etkilenmeden üretim ve inşaat yapılabilmekte, bu durum ekonomik olarak da avantaj sağlamaktadır. Doğal afetler, göçler, savaşlar gibi acil konut ihtiyacının ortaya çıkabildiği durumlarda ihtiyaca hızlı bir şekilde cevap verebilmektedir.
Üretim fabrikada gerçekleşirken aynı zamanda şantiyede yıkım, kazı, dolgu işleri ve alt yapı imalatları tamamlanabilmekte, üretim hızının sabit olması iş programının kesin bir şekilde belirlenebilmesine ve olası gecikmelerin ön görülebilmesine olanak tanımakta böylelikle yapım süresi kısalmaktadır.
Bir binanın zeminlerini, duvarlarını, tavanlarını, kirişlerini ve çatılarını eş zamanlı olarak inşa etme becerisi, modüllere özgüdür. Saha kurulumlu inşa sırasında, zeminler yerinde olmadan duvarlar yerleştirilemez ve duvarlar dikilmeden tavanlar ve kirişler eklenemez. Diğer bir taraftan modern modüler inşa yöntemleri ile duvarlar, zeminler, tavanlar ve kirişlerin hepsi aynı anda monte edilmektedir. Ve daha sonra binayı oluşturmak için aynı fabrika içinde bir araya getirilmektedir. Bu işlem genellikle modüler inşa zamanının, geleneksel, saha kurulumlu inşalarınkinin yarısı kadar olmasını sağlar (Erturan, B. ve Eren, Ö., 2012).
Çoğunlukla fabrikada yapılan üretim için gerekli olan işçi sayısı, şantiyede kullanılacak olan işçi sayısından azdır. Daha iyi koşullarsa sıkı denetimler ile çalıştırılan işçiler ile iş kazası sayısı azalmakta ve iş gücü daha verimli kullanılmaktadır.
Geleneksel yapım tekniklerinde inşaat kalitesi işçilik kalitesine bağlıdır. Prefabrikasyonda makine üretimine bağlı olan inşaat kalitesi üretimin her noktasında kontrol edilebilmekte, ortaya yüksek kaliteli yapılar çıkmaktadır. Beton dayanımı için önemli olan kür koşulları, kapalı ortamda çevresel faktörlerden etkilenmeden oluşturulmakta, denetim altında üretilen yapı elemanları yüksek mukavemet ve durabilite değerlerine sahip, uzun ömürlü yapı elemanları olmaktadır.
Geleneksel yapım sistemlerine göre fabrika süreci ve montaj sırasında çevreye olan zararı daha düşüktür.
7. Kentsel Dönüşümde Geleneksel Yapım Sistemleri Yerine Prefabrik Betonarme Modüler Yapım Sistemlerinin Kullanılmasının Dezavantajları
- Ön yatırım maliyeti yüksektir. Üretim için fabrika kurulumu ve yüksek maliyetli ekipmanlar gerekmektedir.
- Sistemin ayrık çalışması, sistemdeki süreksizlikler, sistemin deprem yükü altındaki davranışları ve eleman boyutlarının uygulama yerinde anlık değiştirilememesi nedeniyle alanında uzman,7deneyimli mühendisler, mimarlar tarafından oldukça hassas, detaylı ve planlı tasarım yapılması gerekmektedir.
- Fabrikasyonun getirdiği standardizasyon ve modülarizasyon yapı tasarımını oldukça kısıtlamaktadır.
- Montaj sırasında nitelikli, alanında uzmanlaşmış iş gücü gerektirmektedir.
- Prefabrik betonarme modüler elemanların boyutları ve ağırlıkları maliyetlerini oldukça artırmakta ve yapı elemanlarının stoklanmasını zorlaştırmaktadır.
- Küçük yapılarda kullanıldığında prefabrik yapı elemanlarının yapım maliyeti yüksektir.
- Prefabrik betonarme sistemler ile ilgili yasal düzenlemeler ve standartlar yetersizdir.
8. Sonuçlar
Sanayi devriminin ardından ülkemizde kırsal alanlardan kentsel alanlara göç hızla artmıştır. Kentsel alanlardaki hızlı nüfus artışı plansız kentleşmeye neden olmuş, kentlerde niteliksiz, kaçak yerleşim yerleri oluşmuştur. Bu durum kentlerimizde çarpık kentleşmeyi ve altyapı sorunlarını da beraberinde getirmiştir.
Günümüzde kentlerde bulunan niteliksiz ve kaçak yapıların boyutu insan yaşamını tehdit edecek seviyeye ulaşmıştır. Deprem ülkesi olan Türkiye’de halk sağlığını korumak, yerleşim bölgelerindeki ekonomik, sosyal fiziksel ve çevresel sorunları çözmek adına kentsel dönüşüm zorunlu hale gelmiştir.
Ülkemizde kentsel dönüşüm projelerinde çoğunlukla betonarme çerçeve sistemler tercih edilmektedir. Bu sistemin tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biri, ilgili sistemin ülkemizde yaygın olarak kullanımı ve sistem deneyimlerinin fazla olmasıdır. Bunun yanı sıra betonarme çerçeve sistemlerin projelendirilmesinden inşasına kadar olan süreçte hem alanında uzman personel çalıştırılabilmekte hem de yaygın olması dolayısıyla ucuz iş gücü kullanılabilmektedir. İş gücünün ucuz olmasının maliyeti düşüreceği düşünülse de şantiye alanının çevresel koşullara bağlı olması beton kür koşullarının sağlanmasını zorlaştırmakta, mevsim koşulları beton dökülmesini ve imalatların yapılmasını engelleyebilmektedir. Bu durum yapım işlerinin iş programının gerisinde kalmasına ve maliyetin beklenenden fazla olmasına neden olmaktadır.
Kentsel dönüşüm projelerinde prefabrik betonarme modüler yapım sistemlerinin tercih edilmesi ile şantiyede altyapı imalatları sürerken, sıkı denetimli fabrikalarda mevsim koşullarından ve çevresel etkilerden etkilenmeden hızlı kaliteli üretim yapılabilecektir. Üretimi tamamlanan ve şantiyeye sevk edilen yapımı büyük oranda tamamlanmış modüllerin, geleneksel yöntemlere göre az sayıda iş gücü kullanılarak montajı tamamlanacaktır. Tüm bunlar yapımın hızlı, kaliteli olarak tamamlanmasına, proje başında öngörülen bütçeye proje bitiminde uyulmasına olanak tanıyacaktır. Aynı zamanda prefabrik betonarme modüler yapım sistemlerinin kullanımı Avrupa ülkelerinde ve diğer ülkelerde her geçen gün artmaktadır. Yeni bir pazar haline gelmekte olan prefabrik betonarme modül üretimi, ülkemizde yaygınlaştırılmalı ve coğrafi açıdan ihracata uygun olan ülkemizde geç olmadan bu pazarda kendine yer bulmalıdır. Bunun için öncelikle prefabrik betonarme modüler yapı sistemlerinin ülke içerisinde kullanımı artırılmalıdır. Günümüzde ülkemizde devlet tarafından desteklenen ve uygulanan kentsel dönüşüm projeleri prefabrik betonarme modüler yapı sistemlerinin ülke içi kullanımını yaygınlaştırmak ve sistem ile ilgili deneyim kazanmak adına büyük bir fırsat olarak görülmektedir. İlgili yasal düzenlemelerin yapılması, ilgili projelerin devlet tarafından desteklenmesi, alanında uzman personeller ve montaj elemanları yetiştirilmesiyle bunun gerçekleştirilebileceği öngörülmektedir.
9. Kaynaklar
- Amani, A. ve Niyazi, A. Q. (2018). Türkiye’de prefabrik yapı sektörünün hızlı gelişimi. Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, 6 (3), 487-494. Doi: 10.21923/jesd.431612
- Ay, İ. ve Gümüşburun Ayalp, G. (2021). Prefabrike yapıların tasarım, üretim, depolama, nakliye ve yapım süreçlerini etkileyen faktörler. Teknik Dergi, 32 (3), 10907-10917. Doi: 10.18400/tekderg.647272
- Bekiroğlu, D. (2006). Prefabrike yapıların depreme dayanıklı tasarımı, onarım ve güçlendirilmesi (Yüksek lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
- Daşkıran, F. ve Ak, D. (2015). 6306 sayılı kanun kapsamında kentsel dönüşüm. Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, 13 (3), 264-288. https://dergipark.org.tr/tr/pub/yead/issue/21804/234328 adresinden edinilmiştir.
- Diker, B. (2016). Kentsel dönüşüm kapsamında konutlarda ulusal yeşil bina sertifikasının değerlendirilmesi: Fikirtepe Örneği (Yüksek lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
- Doğanay, S. ve Eskin, B. (2018). Aksaray ili kentsel dönüşüm uygulamaları. Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 5.Kentsel ve Çevresel Sorunlar ve Politikalar Kongresi, 10( 4), 45-54. http://aksarayiibd.aksaray.edu.tr/tr/pub/issue/42407/501530 adresinden edinilmiştir.
- Ertas, M. ve Bayındır, Ö. (2020). Sürdürülebilir kentsel dönüşüm. Türkiye Arazi Yönetimi Dergisi, 2 (1) , 1-9. https://dergipark.org.tr/tr/pub/tayod/issue/52937/644257 adresinden edinilmiştir.
- Erturan, B. ve Eren, Ö. (2012). Modüler yapım tekniği ile bina etkinliğini ve verimliliğini geliştirme yaklaşımının değerlendirilmesi. Engineering Sciences, 7 (4), 677-695. https://dergipark.org.tr/tr/pub/nwsaeng/issue/19852/212602 adresinden edinilmiştir.
- Eşsiz, Ö., Koman, İ., (2007). Modüler Hücre sistemlerle Güncel Uygulamalar. Yapı Dergisi.
- Koman, İ. (2018). Yapıyı hücrelerle kurmak: Habitat 67 ve modüler yapıların geleceği. Beton Prefabrikasyon Dergisi, 127, 5-16. https://ebrosur.net/prefab/prefab_127/5/#zoom=z adresinden edinilmiştir.
- Nuriyeva, B. (2016). Türkiye’de kentsel dönüşüm sürecinin irdelenmesi: Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi (Yüksek lisans tezi). İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
- Öcal, C. ve İnce, H. H. (2012). Türkiye’de mevcut yapı stoğu ve kentsel dönüşüm. Uluslararası Teknolojik Bilimler Dergisi, 4 (2), 89-95. https://dergipark.org.tr/tr/pub/utbd/issue/25984/273711 adresinden edinilmiştir.
- Özdamar Seitablaiev, M. ve Umaroğulları, F. (2020). Dünya’da ve Türkiye’de betonarme prefabrikasyon. Journal of Architectural Sciences and Applications, 5 (2), 309-320. Doi: 10.30785/mbud.697606
- Özden, Ş. , Atalay, H. M., Akpınar, E. , Doyranlı, B. ve İmren, Ö. (2012). Betonarme prefabrik yapıların 23 Ekim 2011 Van depreminde gözlenen performansı. Beton Prefabrikasyon Dergisi, 103, 11-18. https://ebrosur.net/prefab/prefab_103/files/assets/basic-html/page1.html adresinden edinilmiştir.
- Polat Tatar, G. Ve Damcı, A. (2007). Türk inşaat sektöründe prefabrik betonarme yapı sistemlerinin kullanımını etkileyen faktörler. 4. İnşaat Yönetimi Kongresi, İstanbul/Türkiye, 30 Ekim 2007, 149-158.
- Roberts, P. ve Sykes, H. (2004). Urban regeneration a handbook. https://www.academia.edu/44413799/Urban_Regeneration adresinden edinilmiştir.
- Şişman, A. ve Kibaroğlu, D. (2009). Dünyada ve Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamaları. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası 12. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı 1115 Mayıs 2009, Ankara. http://www.solar-academy.com/menuis/Dunyada-veTurkiye-de-Kentsel-Donusum-Uygulamalari.125852.pdf adresinden edinilmiştir.
- Uslu, G. ve Uzun, B. (2014). Kentsel dönüşüm projelerinde deprem etkisi. Harita Teknolojileri Elektronik Dergisi, 6 (2), 1-11. https://dergipark.org.tr/tr/pub/hartek/issue/7588/99620 adresinden edinilmiştir.
- Yaman, F. T. ve Şahinbaş, U. (2017). Türkiye’de kentsel dönüşüm . Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi, 12 (47), 53-77. https://dergipark.org.tr/tr/pub/abmyoder/issue/55938/767039 adresinden edinilmiştir.
- Yaman, F. T. ve Şahinbaş, U. (2017). Türkiye’de kentsel dönüşüm. Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Dergisi, 12 (47), 53-77. https://dergipark.org.tr/tr/pub/abmyoder/issue/55938/767039 adresinden edinilmiştir.
- Yenice, M. S. (2014). Türkiye'nin kentsel dönüşüm deneyiminin tarihsel analizi. Balıkesir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 16 (1), 76-88. https://dergipark.org.tr/tr/pub/baunfbed/issue/23851/254086 adresinden edinilmiştir.
- Yüksel, E. , Ataköy, H. , Barka, G., Güner, B. ve Özkan, Ü. (2021). 30 Ekim 2020 Sisam depreminin İzmir'deki prefabrike betonarme binalara etkisinin değerlendirilmesi. Beton Prefabrikasyon Dergisi, 137, 5-12. https://ebrosur.net/prefab/prefab_137/index.html adresinden edinilmiştir.
- Zainal Abidin, A.R.B.,(2007). Sımulatıon of Industrialised Building System Formatıon for Housıng Construction. Master Thesis. Malasia: Universiti Teknologi Malasia Faculty of Civil Engineering. www.academia.edu adresinden edinilmiştir.
MAKALEYİ, OCAK-ŞUBAT 2022 (391.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ
21 Ocak 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.