Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF. DR. İSMAİL ŞAHİN:
“ULAŞTIRMA PROJELERİNDE DE SÜRDÜRÜLEBİLİR İLKELER BENİMSENMELİ”
Birey ve toplumların gündelik yaşamlarının ayrılmaz ve bütünleyici bir bileşeni olan “ULAŞTIRMA” ve ulaştırma sistemlerinin planlaması, geliştirilmesi ve uygulamasının tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemi her geçen gün artıyor... Söz konusu alanda Türkiye’de her ne kadar siyasiler ön planda olsa da, ulaştırma problemlerinin çeşitliliği ve karmaşıklığı aslında çok ciddi bir uzman danışmanlığını ve mühendislik çalışmasını gerektiriyor... Biz de bu kapsamda akademik camiayı takip etmek, ülkede yürütülen ulaştırma projeleri hakkında görüşlerini almak ve özellikle demiryolu projelerinde önceliklendirilmesi gereken konuların ne olduğunu öğrenmek amacıyla demiryolu ve karayolu sistemlerinin planlanması ve işletimi sorunlarına yönelik çalışmalar yürüten, karayolu ve demiryolu mühendisliği dersleri veren Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Şahin ile bir röportaj gerçekleştirdik... Röportajda, öncelikle “SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞTIRMA” ilkelerinin benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Şahin, ayrıca YHT hatlarına yatırım yapılırken konvansiyonel demiryolu hatlarının ihmal edilmemesi gerektiğini ve yap-işlet-devret yöntemiyle hayata geçirilen karayolu altyapı projelerinin, verilen geçiş garantileri nedeniyle ülkenin bütçesine ağır yükler getirdiğini dile getiriyor.
RÖPORTAJI NİSAN 2021 (386.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ
Şantiye: Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma Ana Bilim Dalı olarak gündeminizde neler var?
Prof. Dr. İsmail Şahin: Mart 2020 tarihinden beri eğitim ve öğretim faaliyetlerimizi salgın koşullarında uzaktan yürütüyoruz. Her öğretim üyesi uzmanlık alanlarına göre lisansüstü öğrencileriyle birlikte onların lisansüstü tez konularında ve seçtikleri diğer konularda araştırmalar yapıyor. Tren çizelgelerinin verimliliğini artırmak için büyük veriye dayanan bir istatistiksel model geliştirmek için çalışmalar yürütüyoruz. Bu çalışmada, trenler arasındaki gecikme aktarımını azaltarak sunulan kapasitenin kullanım düzeyini artırmayı amaçlıyoruz.
İstanbul Metrobüs koridorunda işletilen GPS donanımlı otobüslerden toplanan anlık verilerden yararlanarak, meydana gelen kaza veya arızanın yer ve zamanını kısa sürede ve doğru olarak belirlemek için bir algoritma geliştirdik. Her yöne birer şerit tahsis edilmiş olduğu için Metrobüs trafiği kaza ve arızalara karşı çok duyarlı. Bu tür olayların kısa sürede algılanıp müdahale edilmesi, tıkanıklık nedeniyle ortaya çıkan gecikmeleri azaltmak için gerekli.
İstanbul Boğazı’nı geçen raylı sistem projeleri ulaşım ana planında tanımlanmıştı. 2023 yılına kadar bu projelerden en az birinin inşa edilmesi gerekiyordu. Ancak kentteki diğer birçok raylı sistem projesi gibi Boğaz geçişi projeleri de yapılamadı. Uzman görüşlerine dayanan bir matematiksel yöntem kullanılarak bu projelerin önceliklerinin güncellenmesine ilişkin bir çalışma da halen gündemimizde. Ulaştırma altyapı ve hizmetlerinin sürdürülebilirlik anlayışıyla hayata geçirilmesi için farkındalık yaratmak ve uygulamaların bu anlayışla yapılması için öneriler geliştirmek amacıyla etkinliklerde bulunmak da başlıca çalışma konularımız arasında.
Şantiye: Ulaştırma sektörüne yakın gelecekte fayda sağlayabilecek güncel araştırmalar hakkında bilgi alabilir miyiz? Değerli bulduklarınız hangileri?
Prof. Dr. İsmail Şahin: Bir önceki soruyla da bağlantılı olarak devam edelim... “Sürdürülebilir Kalkınma” çerçevesinde ele alınan “Sürdürülebilir Ulaştırma” için ilkeler benimsenmeli ve uygulanmalıdır. Ulaştırmanın her türünde “Güvenlik” ve “Verimlilik”, temel değerlendirme ölçütleridir. Gelişmekte olan akıllı ulaştırma sistemleri, bu iki ölçütü artırmaya dönük teknolojik yenilikleri içerir. Yenilenebilir enerji kaynaklarını çeşitlendirmenin yanında ulaştırmada enerji tüketimini verimli hale getirmek için de yeni teknolojiler geliştiriliyor. Fosil kökenli yakıtların tüketiminden uzaklaştıkça, küresel ısınmanın ana tetikleyicilerinden olan sera gazı salımları azalıyor. Ulaştırma sektörünün küresel iklim değişikliğindeki payı, enerji üretim sektörünün ardından ikinci sırada. Hâlbuki ulaştırma amaç değil, sadece bir araçtır. Yolculuk yapmak veya yük nakletmek için ulaştırma altyapılarını kullanır ve hizmetlerinden yararlanırız. Bunun için planlama kararları bu gereksinimleri azaltacak şekilde alınmalıdır. Diğer bir deyimle, ulaştırma büyüklüklerini (talep hacimlerini ve seyahat uzunluklarını) olabildiğince azaltmak, sürdürülebilir ulaştırmanın başlıca amaçları arasındadır. Tüm bunlar sorumluluk paylaşımı gerektirmektedir. Bireylerin sorumlu davranışlar geliştirmesi yanında kamu ve özel kuruluşların sosyal sorumlulukla uyumlu uygulamaları şarttır. Bunun için, burada sayılan paydaşların ülke yönetiminin yapacağı liderliğe ve yol göstericiliğine ihtiyaçları vardır.
Şantiye: Ülkenin ulaştırma projeleri hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Sorunlar ve çözüm yollarını özetleyebilir misiniz?
Prof. Dr. İsmail Şahin: Ulaştırma, ülkemizin sabit sermaye yatırımları içinde önemli bir paya sahip. Çoğunlukla kamu yatırımları olan altyapı projeleri, ödenen vergilerle genel ve yerel bütçe içinden finanse ediliyor. Ulaştırma yatırımlarını ülke yönetiminin politik tercihleri yönlendirir. Cumhuriyetin ilanından 1950 yılına kadar demiryolu yatırımlarına öncelik verilmişken, izleyen yıllarda ülke yönetimi tercihini ağırlıklı olarak karayolu yatırımlarından yana kullanmıştır. Bu politika değişikliği nedensiz değildir. ABD, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kendi sınırları içinde başlattığı karayolu yatırımları hamlesini, dünyadaki diğer ülkelere ihraç etmeye başlamıştır. Marshall Planı kapsamında dünya genelinde yapılan hibe ve yardımlardan ülkemiz de payına düşeni almıştır. Ancak bu yardımlar karşılıksız yapılmamış, karşılığında ülkenin Cumhuriyet’ten bu yana benimsenen ulaştırma politikasını değiştirmesi istenmiştir. Böylece karayolu ve otomotiv ağırlıklı yatırımlar dönemi başlamıştır. Bu ulaştırma politikası büyük ölçüde günümüzde de sürmektedir.
Ulaştırma altyapı yatırımları pahalıdır, tercihlerin doğru yapılmasını gerektirir. Yakın zamanda tamamlanan duble yol inşaatlarıyla ülke genelindeki 2 şeritli şehirlerarası karayolları bölünmüş çok şeritli yollara dönüştürülmüştür. Ülkemizde meydana gelen şehirlerarası karayolu kazalarını azaltmayı amaçlayan büyük ölçekli bu yatırımlar beklentiyi maalesef yeterli ölçüde karşılamamıştır.
Ülkemizin büyük kentlerinde yaşanan erişme sorunları ve darboğazlar yatırım önceliği beklemektedir. Toplu taşıma ve raylı sistem yatırımlarıyla etkin bir şekilde çözülebilecek bu sorunlar yıllar içinde görmezden gelinmiş, hatta bu önerileri yapanlara kötü gözle bakılmıştır. Bu tercih ve ihmaller de benimsenen politikaların ürünüdür.
Yapımı tamamlanan ve devam eden yüksek hızlı demiryolu hatlarından sadece YHT trenlerinin yararlanması, ülkemiz için verimli bir kullanım tarzı değildir. Karma tren trafiğinin bu hatlarda hizmet verebilmesi için planlama yapılmalıdır. YHT hatlarına yatırım yapılırken konvansiyonel demiryolu hatları ihmal edilmemelidir. Günümüzde yap-işlet-devret ihale yöntemiyle hayata geçirilen karayolu altyapı projeleri, verilen geçiş garantileri nedeniyle ülkenin bütçesine ağır yükler getirdikleri için doğruluk ve öncelik yönünden tartışılmaktadır.
Bir ulaştırma altyapı projesi gibi sunulan Kanal İstanbul aslında bir arazi kullanım değişikliği projesidir. Yaratacağı sosyal adalet sorunları şimdiden görülmeye başlanmış ve geri döndürülemez çevresel etkileri bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Bu projede ısrar etmenin yararı yok, zararı çoktur.
Şantiye: Özellikle demiryolu projeleri konusunda (inşaat) neler yapılmalı, eksiklikler nelerdir? Neler önerirsiniz? Bu projelerde inşaat teknikleri açısından önceliklendirilmesi gerekenler sizce nelerdir?
Prof. Dr. İsmail Şahin: Mühendislerin hizmetindeki gelişmiş teknolojiler, sürdürülebilir olmayan birçok projenin yapımına olanak tanımaktadır. Bu tür projeler çoğunlukla ekonomik büyüme odaklı projeler olup, sosyal adalet ve çevresel koruma özellikleri geri planda tutulmaktadır. Kişisel fayda sağlamak amacıyla kamu kaynakları kullanılarak yapımına girişilen bu tür projelere karşı demokratik ülkelerde toplumsal muhalefet gelişir. Karar vericiler demokratik muhalefeti nesnel verilerle ikna etmek yerine kamusal gücü kullanarak bastırmayı tercih edebilmektedir. Bu projeler sorun çözmek yerine orta ve uzun vadede yeni sorunlar yaratmakta, böylece maalesef sorunların “sürdürülebilirliği” sağlanmış olmaktadır.
Ulaştırma sorunlarını çözmek için karar vericilerin (seçilmiş siyasetçilerin) benimsedikleri kestirme yol, artan talebi karşılamak için yeni yollar inşa etmek veya mevcut yolların kapasitesini artırmaktır. Kentlerin nüfusu hızla arttığı için bu yaklaşım öncelikle kent içi karayollarının yaygınlaşmasına yol açmıştır. Esnek bir yapıya sahip olması ve yüksek erişme olanakları, karayolu türünün öne çıkmasındaki başlıca nedenler arasındadır. Ancak, kent içi trafik ve ulaşım sorunlarını çözmek için yapılan yatırımların sunduğu altyapı kapasitesi kısa sürede tükenmekte, karayolu ağında tıkanıklıklar ve gecikmeler yeniden ortaya çıkmakta, bu durum yeni kapasite taleplerini doğurmakta, karar vericiler de bu talepleri karşılamak için yeni karayolu yatırımlarına yönelmektedir. Bu kısır döngü dünyanın ve ülkemizin birçok büyük kentinde yaşanmış ve yaşanmakta olan bir olgudur.
Sürdürülebilir ulaştırmanın türleri yaya, bisiklet ve toplu taşımadır. Planlama evresi iyi çalışıldığında, ulaşım gereksinimlerini karşılayan iyi tasarımlar üretmek olanaklıdır. Ardından sürdürülebilir imalat ve işletim teknikleriyle hizmet sunumları gerçekleştirilebilir. Tüm bunlar artık hayal olmanın ötesinde gerçekleştirilmeyi bekleyen zorunluluklardır.
Küresel ısınma bir şaka değil, doğanın biz insanların faaliyetlerine verdiği bir karşılıktır. Bilimsel olarak ortaya konulan bu illiyet bağı gözleri açmalı, dünyamızı tüketen eski alışkanlıkların yerini daha sorumlu davranışların alması gerektiğini anlamalıyız. Küresel ısınmanın geri döndürülemez tahribatlarını durmak için bugüne kadar ertelenen bu davranış değişikliklerini yapmak için artık çok az zaman kalmıştır. Ulaştırmanın hizmet üreten ve hizmet tüketen paydaşları olarak bizler, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek zorundayız.
Şantiye: Ulaştırma projeleri inşaatlarında teknoloji hangi yönde ilerliyor? Bu anlamda yeni çözümler-teknolojiler var mı?
Prof. Dr. İsmail Şahin: İnşaat teknolojileri, malzemeleri ve araçlarındaki gelişmeler tasarım ve imalat mühendislerinin elini güçlendirmektedir. Günümüzde bu olanaklar sayesinde tasarım ve yapımda birçok yaratıcı ve yenilikçi çözümler gerçekleştirilebilmektedir. Yüksek hız demiryolu taşıt ve yol teknolojilerindeki gelişmeler, ticari hızları 320 km/sa seviyesine çıkarmıştır. Çelik tekerleğin çelik ray üzerinde yuvarlandığı konvansiyonel demiryollarında rekor hızlar 500 km/sa’in üzerine çıkmıştır. Henüz yaygın ticari uygulaması bulunmayan Maglev ve Hyperloop teknolojileri sayesinde hızların 1000 km/sa’in üzerine çıkması öngörülmektedir. Avrupa demiryolu trafik yönetim sisteminin (ERTMS) 3’üncü seviyesi şehirlerarası demiryolu trafiğinin ve haberleşme temelli tren kontrol (CBTC) sistemleri metro hatlarının seyir güvenliğini ve hat kapasitesini arttıran özelliklere sahiptir.
Geri dönüştürülmüş inşaat malzeme teknolojileri, elektrikli taşıt teknolojileri ve şarj istasyonları, operatörün çalışmasını kolaylaştırmak ve enerji tüketimini azaltmak için geliştirilen GPS destekli toprak işleri makine teknolojileri de kayda değer gelişmelerdir.
Ulaştırma projelerinin çevresel ve sosyal etki analiz raporlamasının yasal mevzuata girmesi, katılımcı ve kapsayıcı karar alma süreçlerinin geliştirilmesi, iklim değişikliği ile mücadelede uluslararası anlaşmalara katılmak ve ulusal sınırlar içindeki uygulamaların bunlarla uyumlu hale getirilmesi, olumlu sonuçlar vermesi, beklenen düzenlemelerdir. İnsan davranışlarını ve faaliyetlerini doğayla uyumlu hale getiren araç ve yöntemlerin geliştirilmesinde ve bunların kullanılmasında liderler ve rol modeller önemli bir etkiye sahiptir.
Şantiye: Çok kısa olarak sizi de tanıyabilirmiyiz?
Prof. Dr. İsmail Şahin: Bakırköy(İstanbul) doğumluyum... Yıldız TeknikÜniversitesi’nde İnşaat Mühendisliğiokudum. Aynı üniversitede ulaştırmayüksek lisans eğitimimi sürdürürken,Ulaştırma Anabilim Dalı’nda AraştırmaGörevlisi oldum. Ardından doktoraprogramına başladım. Lisans bitirmeödevim ve yüksek lisans tezim demiryolusinyalizasyonu, trafik kontrol sistemlerive hat kapasitesi üzerineydi.Doktora tezimde danışmanın rahmetliProf. Dr. Aydın Erel ile birlikte trençizelgelemesi problemini çalışmamakarar verdik. Türkiye’de başladığım tezçalışmamı 1990-1994 arasında KanadaQueen’s Üniversitesi’nde bulunandemiryolu enstitüsünde (CanadianInstitute of Guided Ground Transport,CIGGT) sürdürdüm. Doktora tezimdenürettiğim makale, ABD’de bulunanTransportation Reserach Forum topluluğunun1995 yılında düzenlediği lisansüstüöğrencileri yarışmasında dereceyegirdi.1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Bölümü’ndeöğretim üyesi oldum. Bu görevime halendevam etmekteyim. Çalışmalarımağırlıklı olarak demiryolu ve karayolusistemlerinin planlanması ve işletimisorunları ile ilgilidir. Araştırmalarımıulusal ve uluslararası platformlardayayımlıyorum.
Lisans ve lisansüstü düzeylerde karayoluve demiryolu mühendisliği dersleriveriyorum. İnşaat MühendisleriOdası'nın yayımladığı Teknik Dergi adlıakademik derginin ulaştırma alanındakieditör yardımcısıyım. MühendislikEğitim Programları Değerlendirmeve Akreditasyon Derneği (MÜDEK)’ningönüllü değerlendiricisiyim.
RÖPORTAJI NİSAN 2021 (386.) SAYIMIZIN E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA OKUYABİLİRSİNİZ
17 Mart 2021
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.