Uzay Mimarlığı nedir, neden gereklidir ve bir Uzay Mimarı ne yapar?.. Bu soruların cevaplarını, yüksek lisans eğitimini La Sapienza Università di Roma’da sürdüren Uzay Mimarı Elif Keve’den aldık... Aynı zamanda OSA (Outer Space Architects) ve ƎKEVE Design Studio’nun da Kurucusu olan Keve, uzay istasyonlarının tasarımından uzay asansörü projelerine, Mars habitatlarından roket iç-dış tasarımlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan Uzay Mimarlığıyla ilgili bilgilerini Şantiye® okurlarıyla paylaştı... “Uzay görevleri ve seyahatlerinde insan psikolojisi, çıkabilecek hastalıklar, gerginlikler ve görevde aksama farklı problemleri beraberinde getirir. Dolayısıyla uzayda yaşam alanlarının düzeni ve alanın daha verimli kullanılması, geniş alanlara sahip olunması, mahremiyetin korunması, kullanışlılık gibi mimari bakış açıları ile sorunlar daha kolay halledilebilir ve daha sağlıklı alanlar tasarlanabilir” diyen Keve, ayrıca Uzay Mimarlığı alanındaki çalışmaların aslında Dünya’ya odaklandığı bilgisini veriyor...
Şantiye: Uzay Mimarlığı nedir, ne demektir ve neleri kapsar?
Elif Keve: Uzay Mimarlığı, Rus Kadın Mimar Galina Balashova ile başlayan, uzay biliminde mimari bakış açısına duyulan ihtiyaç ile ortaya çıkmış bir dal ve alan... Uzay Mimarları Galina Balashova’dan bu yana birçok alanda araştırmalar yapıp birçok proje geliştirdiler. Bunlar, düşük dünya orbitinde başlayan uzay istasyonlarının tasarımlarından Dünya’dan geostationary orbite kadar düşünülen uzay asansör projelerine, Ay üssü ve Ay köyü projelerinden Mars habitatlarına, roket dış-iç tasarımlarındanastronotların giyeceği kıyafet ve kullanacakları masa-sandalyelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Ayrıca son zamanlarda popüler olan uzay turizmi fikrinin gelişimi ile uzaydaki otel projeleri de kapsam içinde yer alıyor. Ki ben de böyle bir projeye katkı sunuyorum. Bunların dışında birçok bilimsel araştırma ve makale çalışmalarında Uzay Mimarları yer alıyor.
Şantiye: Uzay Mimarlığı neden gerekli ve önemli?
Elif Keve: Kısa görevler dışında özellikle uzun seyahatlerde mimari bakış açısı önem kazanıyor. Mesela 6-7 ay süren bir Mars seyahatinde yaşam alanı tasarımının önemi kendini gösteriyor. Çünkü bu tür zorlu işlerde insan faktörü çok ön plana çıkıyor. Bu ortamlarda insan psikolojisi, çıkabilecek hastalıklar, gerginlikler ve görevde aksama farklı problemleri beraberinde getirir. Dolayısıyla astronotların yaşam alanlarının estetikliği, düzeni ve alanın daha verimli kullanılması, daha geniş alanlara sahip olunması, mahremiyetin korunması, kullanışlılık gibi mimari bakış açıları ile bu tür sorunlar daha kolay halledilebilir ve daha sağlıklı alanlar tasarlanabilir.
Şantiye: Uzay Mimarlığında, uzaydaki yaşam alanlarında tasarım ve malzeme açısından öne çıkan unsurlar neler?
Elif Keve: Uzay Mimarlığında birçok alan bulunur ve tüm bu alanlar birbirlerinden çok farklıdır. Her biri kendi başlığı altında farklı unsurları, koşulları ve çözümleri gerektirir. Fakat genel olarak hangi alana girerse girsin dış uzay mimarlığında Dünya’dan çok ayrı olarak, ekstrem bir şekilde var olan “radyasyon” unsuru önem kazanmaktadır. Buna karşın “Planetary Mimarlık” dediğimiz, bir zeminin bulunduğu mimarlıkta, yani bu zeminin Ay veya Mars yüzeyi olmasıyla göstereceği farklılıklar olsa da temelde, yüzeydeki regolit denilen kendi malzemesi ile örtülerek ya da regolitin altında karınca yaşam alanları denilen tasarımlar yapılarak çözülmesi, fikirlerden ikisidir. Bu durum Ay ve Mars’ın sahip olduğu atmosfer, meteor çarpması ihtimali, radyasyon miktarı, yer çekimi farklılıkları, kum fırtınaları gibi birbirinden farklı etmenlerden dolayı tasarımsal farklılıklar göstermektedir.
Diğer yandan, zemini olmayan bir alanda, yani uzay boşluğundaki mimari tasarımda, yani Orbitary Architecture dediğimiz orbitte yapılan uzay istasyonları ve bununla beraber roket tasarımlarında daha çok malzemenin dış radyasyon, uzay çöpü çarpmaları gibi riskleri bertaraf eden katmanlı malzemeler kullanılmaktadır. Bu tür alanlarda neredeyse hiçbir etkisi bulunmaması nedeniyle yerçekimi göz ardı edilir. Bunların ötesinde yine de en az iki uçlu tasarımlar yapılıp birbirinden gerektiği uzaklıklara truss sistemi ve tetherler ile bağlanıp merkezkaç kuvveti oluşturularak Artificial Gravity, yani Yapay Yerçekimi oluşturma fikri bulunup, henüz çözümlenememiş bir problem olarak durmaktadır. Bunun bir ihtiyaç olarak doğması yine insanlığın daha uzak noktalara doğru seyahat etme planları ile insan faktörünün yerçekimsiz ortamda kemik erimesi, kas erimesi, kan basıncı gibi sağlık sorunlarının çözülmesi için düşünülüp, araştırma ve hesaplar yapılmaya devam etmektedir.
Şantiye: Türkiye’de bu konuda ne tür çalışmalar yapılıyor ve yurtdışında kimler/hangi kurumlar bu konuya odaklanıyor?
Elif Keve: Türkiye’de Türkiye Uzay Ajansı’nın harekete geçmesi ile bir yol haritası oluşturulmuştur. Mevcutta birçok uydu yörüngeye oturtulmuş, yakın bir tarihte Ay yüzeyine sert iniş için çalışmalar yürütülmektedir. Bu konuda yurtdışında ise Rus ve Amerika’nın, soğuk savaşla başlayan uzay alanındaki rekabeti, uzayın zor koşulları ve zor sorunları nedeniyle şimdilerde daha çok ortaklığa dönüşmüştür. Daha iyisi bu ortaklık ve rekabete SpaceX, BlueOrigin, Virgin Galactic gibi özel sektör kuruluşları da büyük yatırımlar yapıp uzay biliminin çıktılarını daha şeffaf bir şekilde paylaşmaktadırlar. Bu tür özel şirketler ile birçok yeni alan açılmıştır, ki bunlardan en önemlisi uzay turizmidir. Bu, halkın da artık uzaya gitme ayrıcalığı kazanmasına yol açmıştır.
Şantiye: Uzay Mimarlığının en zor unsurları sizce neler?
Elif Keve: En zor unsurun, bir mimar ve tasarımcı olarak eğitilip yol aldıktan sonra, Uzay Mimarlığına merak sardığımızda, kendimizde hissettiğimiz mühendislik konusundaki eksiklik ve açlık olduğunu düşünüyorum. Bu yönden kendini geliştirmeye başlayan Mimar, Uzay Mimarı olma yolunda kendi kendini eğiten ve geliştiren, buna yıllarını verip bıkmadan usanmadan okuyup araştıran bir bireye dönüşüyor. Uzayın multidisipliner yönüyle sektörde var olan her bireyin bu yönde geliştiğini tahmin ediyorum.
Şantiye: Uzay Mimarlığının “yeryüzü mimarlığından” ne gibi farkları var?
Elif Keve: Tamamıyla en uç düşünmeye başlıyorsunuz ve dünyada öğrendiklerinizin hiçbirinin işe yaramadığını fark ediyorsunuz. Ve her konuda, bir önceki cevabımda sözünü ettiğim uzay mimarlığındaki farklı dallardan “zeminin olup-olmaması”, “zeminin tam olarak ne-neresi olduğu”, “zeminin olmaması durumunda kısa bir görev mi uzun bir seyahat mi olduğu”, “bunun bir orbitte mi döneceği” ya da “hareket halinde bir yere ilerleyen ulaşım amaçlı roket” ya da “uzay habitatı olması” gibi farklılıklara dayanarak, mimarın konuya göre çok geniş bir yelpazede mod değiştirmesi gerekir.
Bu farklılıkların çok uzun bir konu olduğunu belirtip kısa olarak şunları ekleyebilirim... Başta olan radyasyon etkisi ve manyetik alan farklılığı (oluşu ya da olmayışı), atmosfer ve yer çekimi farklılıkları, meteor-gök taşı çarpma tehlikesi, ekstrem soğuk veya ekstrem sıcak koşullar, kum fırtınaları, toksik regolit, yeşilliğin yaşam zorluğu, insanlığın yaşam zorluğu, psikolojik etmenler, yer çekimi farklılığı ve ardından çıkan sağlık sorunları olarak bu farklılıklar uzadıkça uzar.
Şantiye: Uzayda bir yapı inşa etmenin zorlukları neler?
Elif Keve: En başta roket uçuşlarıyla malzeme taşınması bütçeyi çok yükseltir. Dolayısıyla malzeme taşıma zorluğu en başta gelen sorundur. Malzeme taşınmadan, 3Dbaskı ve robot desteği ile var olan regolitin işlenerek bir yapının inşası planının zorluğu da başta gelen sorunlardandır. Bunların çözülmesi ile zaten en büyük adım atılmış olacaktır.
Şantiye: Uzayda malzeme temini konusunda ne tür çözümler mevcut?
Elif Keve: Mevcutta sadece Ay ve Mars regolitinin işlenip kullanılması konusunda çalışmalar bulunuyor. Regolitin, radyasyondan korunmak için bir katman olarak kullanılabilirliği üzerinde düşünülmesi ile beraber, içindeki minerallerle, cam gibi daha şeffaf malzemenin yapılması da araştırma konuları arasında yer alıyor. Bunların dışında, bize en yakın olan Ay’a (4 gün) malzeme taşıma, 3D Baskı ile ilk yaşam alanları inşa etme, robotları çalıştırma konuları da en olası konular olarak göze çarpıyor...
Şantiye: Uzay derken sonsuz bir alandan bahsediliyor... Mevcut Uzay Mimarlığı çalışmaları ağırlıklı olarak nereye odaklanıyor?
Elif Keve: Uzay Mimarlığındaki çalışmalar en yakın olarak aslında Dünya’ya odaklanıyor. Uzayın zorlu koşulları için geliştirilen herhangi bir çözüm ve teknolojinin, dünyada yaşanabilecek iklim değişikliği ile herhangi bir bölgenin kutup kadar soğuk veya çöl kadar sıcak koşullara dönüşebileceği ve vakti zamanında uzayın zorlukları için geliştirilen bu alternatiflerin, böyle zamanlarda dünyaya daha kolay uygulanarak insanlığın dünya üzerindeki refahını sürdürebileceği düşünülüyor.
Bunlar dışında yine dünyada mimarların başka çalışması olan simülasyon merkezlerinin tasarımı, Ay ve Mars simülasyon merkezlerinin dizaynı, astronotların eğitim okulu olarak tasarlanmaktadır. Uzay mimarlarının en küçük boyuttaki çalışmaları, astronot kıyafetleri ve kullanılan iç tasarım tefrişlerini de kapsamaktadır. Ayrıca dünyadan uzanan uzay asansörleri, daha alt yörüngede bulunan uzay otel ve uzay istasyonları, roket iç tasarımları, Ay üssü ve Ay köyleri, Mars habitatı gibi odak noktalarının listesi uzayabilir.
26 Eylül 2022
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2024 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Wermut, Wilo ve Xylem’in değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1200 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.