İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) bütün çalışanları ilgilendiren, çalışma yaşamının en temel unsurlarından biri... Öte yandan “Yapı” iş kolunun iş sağlığı güvenliği şeceresi yıllardır oldukça kötü. İSG Meclisi’nin 2019 iş kazası raporuna göre ölümlü iş kazalarında yapı iş kolu 336 can kaybı ile (%19’luk pay) tarım ve orman sektöründen sonra en çok ölümlü iş kazasının yaşandığı ikinci sektör olarak karşımıza çıkıyor.
Makaleyi "Temmuz-Ağustos 2020" sayımızın e-dergi versiyonundan okumak için lütfen tıklayın
Şantiyelerde çalışanların eğitim seviyesinin düşük; kayıt dışı istihdam, taşeron kullanımı, çalışan sirkülasyonu gibi faktörlerin yüksek olması, yapı iş kolunda İSG yönetilmesinin güçlükleri olarak karşımıza çıksa da bu yazımızda güvenlik ile ilgili unsurların, genelde işçinin dikkatli çalışmasına bağlanmadığı, içselleştirilip her seviyede alışkanlık haline getirildiği İSG kültürünün temel taşlarının neler olabileceğini ortaya koymaya çalışacağız.
İSG kimin sorumluluğunda?
İş Sağlığı ve Güvenliği “yakan top” gibi algılanıyor. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile yapılan düzenlemeler ile yapı iş kolu “Çok Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerleri olarak gruplandırılmış ve İSG uygulamaları için de bu tehlike sınıfına uygun çalışma süresinde (İş Güvenliği Uzmanı için çalışan kişi başına ayda en az 40 dakika, işyeri hekimi için ise 15 dakika olarak tanımlanmıştır) personelin hizmet vermesi öngörülmüştür.
Öte yandan bu hizmetin işyeri bünyesinde ya da ortak sağlık güvenlik biriminden (OSGB) alınması şartı koşulmuştur. Bu düzenlemelerin uygulamada iki kronik sıkıntıya neden olduğu söylenebilir. İlki, iş güvenliği uzmanının şantiyede İSG’i sağlamakla ilgili tek sorumluluk sahibi olduğuna dair yanılgının yaygınlaşmış olması; ikincisi ise zaten yoğun taşeron kullanımı olan şantiyelerde OSGB’lere genel yaklaşımın da “çözüm ortağı”ndan ziyade taşeron olması nedeniyle şantiye yönetiminde ekip ruhunun yakalanamaması olarak kısaca özetlenebilir.
Şantiye gibi dinamik çok fazla değişkenin var olduğu sektörlerde tek bir kişi ya da birimin, hele ki mevcut hizmet süreleri ile sağlıkla iş güvenliğini sağlaması elbette mümkün değildir. İmalata yön veren her seviyedeki çalışan ve yönetici tarafından ortak paylaşılmış sorumluluklar, gerekli bütçeleme ve planlamaya İSG’nin entegre edilmiş olması, inşaat firmalarında yerleşik ve içselleştirilmiş İSG kültürünün mevcudiyeti gibi etmenlerle desteklenmediği sürece mevzuat gereklerinin yerine getirilmesi ve bunu sağlayıcı kurallar silsilesi ile yapı iş kolunda başarının sağlanamadığını global kaynaklar ortaya koymaktadır.
Genel olarak kuruluş içindeki kazalar, kuruluşun değerleri, inançları ve davranışları dikkate alınmadan teknoloji ve insan faktörleri açısından (teknik hatalar ve insan hatası) açıklana gelmiştir. Geçerli ve gerekli olmasına rağmen, geleneksel güvenlik programları unsurları, kazaları azaltmak ve işin her alanında istenen performans seviyesine ulaşmak için yetersizdir. Bu unsurların örgütsel risk açısından anlaşılması ve örgüt kültürünün yönlendirmesi gerekir. Bu bağlamda, liderlikle ilişkili örgütsel ve kültürel faktörlerin etkisi dikkate alınmalıdır.
Güvenlik Kültürü nedir ve temel taşları nelerdir?
Güvenlik Kültürü, liderlerin, yöneticilerin ve kurumun genel çalışan nüfusunun davranışlarıyla gösterilen İSG, ilgili tüm varsayımların, inançların, tutumların ve değerlerin toplamıdır. İnsanlar, yalnızca kuruluşlar ve liderleri tutarlı bir şekilde bu değeri gösterdiğinde, bir değer olarak güvenliği içselleştirebilir.
Değer kuruluşun her düzeyinde yoğun bir şekilde paylaşıldığında ve genel güvenlik performansına yönelik yaygın bir bağlılık seviyesi sağlandığında, hiç kimse bakmıyorken tüm çalışanlar doğru olanı yapıyordur.
Temel Elemanlar
1. Liderlerin güvenliğe tavizsiz bir bağlılık gösterdikleri tutarlı, stratejik liderlik...
Tüm seviyelerdeki yöneticiler, çalışanlar, müşteriler ve kuruluşun en geniş anlamıyla İSG’ye tamamen bağlı olduğu ve kazaların hem önlenebilir hem de kabul edilemez olduğu mesajını sürekli olarak iletmektedir.
2. Açıklık ve güven kültürü: Güvenlik, ortak bir sorumluluk olarak anlaşılır.
Çalışanlar, yönetime “Söyledikleri ile yaptıklarının bir olması” ve güvenlik sorunlarının belirlenmesi ve çözülmesine destek olmaları konusunda güvenirler; yönetim, çalışanlarına güvenir ve onlara “Doğru olanı yapma” yetkisi verir. Yönetim, ön safha çalışanlarından risk konusunda hızlı bir şekilde öğrenen bir kuruluşa alternatifinin, acılı, yavaş ve büyük bir maliyetle öğrenen bir organizasyon olduğunu bilir.
3. Olumsuz ve olumlu olaylardan sürekli organizasyonel öğrenme.
Örgüt, olumsuz ve olumlu olaylardan, gözlemlerden, hatalardan, öğrenmeleri paylaşır. Ders çıkarır ve etkili bir şekilde paylaşır.
4. Organizasyon liderlik tarafından sağlanan bir çerçeveye karşı riski sistematik olarak yönetir.
Kuruluş, riski kontrol etmek ve performansı sürekli olarak iyileştirmek için sürdürülebilir, disiplinli yönetim süreçlerine sahiptir.
5. İşgücü yatırımı devam eden bir yönetim odağıdır.
Çalışan performansının etkinliğini artırma süreçleri kurumun stratejik planlarına dahil edilmiştir.
Liderlik
En basit ifadeyle liderlik, bir strateji geliştirerek, stratejiyi ileterek, personeli harekete geçirme konusunda yetkilendirerek ve kurumun kültüründe sabitlenebilecek kısa vadeli başarı yaratarak değişimi yönetir. Kültürü sürdürmek ve güçlendirmek zordur ve kurum genelinde liderlerin bağlılığı ve sahiplenmesini gerektirir. Sürdürülebilir değişimin gerçekleşmesi için, uygulamalar kuruluş genelinde güçlendirildiğinde ortak varsayımlar haline gelen alışkanlıklara (otomatik davranışlar) dönüşmelidir.
Liderlik, kazaları önleme konusundaki tek bir karardan ibaret değildir, şirketin karakterini zamanla geliştiren işletme genelinde iş yapmanın bir yoludur. Yapı iş kolu gibi yüksek riskli sektörler için güvenlik liderliği karmaşıktır ve organizasyon içindeki her kademede aynı seviyede bulunmalı ve tüm paydaşlarla etkileşime yansıtılmalıdır.
Yirmi birinci yüzyılda başarılı olmak için, karmaşık yüksek riskli endüstrilerdeki CEO’ların, karlılığın insan yaşamının ve çevrenin korunmasına bağlı olduğunu anlaması gerekir. Yüksek riskli endüstrilerdeki liderlik, kar ve yasal maruz kalmaya bağlı dış etkilerin önlenmesine izin vermeden, insan yaşamı için özen ve merhameti yansıtan kararlar vermelidir.
Yazan: Beste Ardıç Arslan / İnş. Müh. / Mira Yüksek Çözümler A.Ş.
Makaleyi "Temmuz-Ağustos 2020" sayımızın e-dergi versiyonundan okumak için lütfen tıklayın
Ağustos 2020
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 35 bin e-bülten abonesi, 15 bini aşkın takipçiye sahip facebook ile 2 bin takipçiye sahip instagram sayfaları ve 16 bin linkedin bağlantısıyla inşaat sektöründe hedef kitleye erişimin en verimli ve hızlı çözümü olmaya dijital ortamlarda da devam ediyor... 1988'den bu yana basılı yayıncılıkta olduğu gibi...