İnşaat ve yapım sektörünün küresel karbon emisyonlarının oluşumundaki payı yaklaşık olarak gömülü karbon da dahil olmak üzere yüzde 30-35 civarındadır. Bu oran, sera gazı etkisini düşünecek olursak çok ciddi bir oran demektir. Hal böyle olunca doğal kaynak kullanımının azaltılması, enerji tüketiminin düşürülmesi ve döngüsel ekonominin sağlanması açısından geri kazanım da kaçınılmaz olmuş ve Kyoto Protokolü ile birlikte 1990’lardan sonra ivme kazanan geri kazanımın, mevcutta 2025 yılı ve sonraları itibariyle gelişen teknolojiyle birlikte yapı sektöründe kullanılması planlanan sürdürülebilir yapı malzemelerinin geleceğini belirlemede büyük paya sahip olması yeni bir endüstriyel anlayışı da doğurmuştur. Geri kazanım aslında bir hammadde kaynağını yeniden yaratmaktır. Bu sayede malzeme türüne bağlı olarak oranlar değişse de yapı malzemelerinde asgari ve azami oranlarda ortalama yüzde 60’a yakın bir oranda geri kazanım sağlanmış olacaktır. Bu oranlar döngüsel ekonominin ve sürdürülebilirliğin geleceğini oluşturmaktadır.
YAZAN: İnş. Müh. Muharrem Akpınar / Araştırmacı Yazar, Çevreci Aktivist
“Geri kazanım” kavramı 1960’ların ortalarında Avrupa ve büyük endüstriye sahip ülkelerin iş ve akademik alanlarına girmeye başlamıştır. Yapılan çalışmalarda geri kazanım ile elde edilen ürünlerin orijinal hammadde kaynağından elde edilen ürünlerden kalite ve imalat farklılığı olmadığı ortaya çıkmış; araştırma ve geliştirme çalışmalarından elde edinilen deneyim ve karbon emisyonunun düşürülmesi adına atılan adımlar sebebiyle 1987’deki Brundtland raporunun 1992’de Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Ortak Geleceğimiz başlıklı rapor ile de “sürdürülebilir yapılar” kavramı hayatımıza girmiş, 1990’lara doğru üretime geçilmiş ve yapılan projelerde kullanılmaya başlanmıştır. Sürdürülebilir Yapı kavramı, kaynak verimliliğine özen gösteren, yapım-yıkım döngüsünde minimum atık oluşturan, yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik veren, kullanıcı mekan-ihtiyaç ilişkisini gözeterek tasarlanan yapılar olarak yapı sektörünü yeniden dizayn etmeye başlamıştır. Amerika Çevre Koruma Ajansı’nın verilerine göre dünyanın en büyük karbon üreticilerinden olan ABD’de yıllık 170 milyon (ton/yıl) yapısal atığın olduğu ve bina yıkım, tadilat ve yenilemeden oluşan atıkların toplam üretilen atıkların ortalama yüzde 25’lik kısmını oluşturduğu belirlenmiştir. Avrupa ülkeleri Almanya, Hollanda, İsveç, Macaristan gibi ülkelerde yapısal atıktan geri kazanım oranı yapı teknolojisi ve kullanım oranına göre yüzde 30 ila 85 arasındadır. Kuzeye gidildikçe bu oran yükselmekte olup, Danimarka’da yüzde 98’e kadar ulaşmaktadır. Hatta Belçika Yapı Araştırmaları Enstitüsü’nün deneysel çalışmasıyla RECYhouse evi inşa edilmiş, ülkede yapı malzemeleri üretimi alanında bir veritabanı da ülke genelindeki kullanıcılara sunmuştur.
Ülkemizde yapısal atık olan inşaat ve yıkıntı atıklarının geri kazanımı için resmi çalışmalar 18.03.2004 tarihinde kabul edilen Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ile başlamıştır. Bu yönetmelik ile hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının kaynağında azaltılması, toplanması, taşınması, geri kazanılması ve değerlendirilmesi, geçici biriktirilmesi ve geri kazanılamayan atıkların bertaraf edilmesi amaçlanarak ülkemizdeki inşaat sektöründe oluşan atıkların kullanılmasıyla atıkların ekonomiye kazandırılması ile daha çevreci bir yaklaşım hedeflenmiştir.
Yine bu yönetmeliğin çizdiği ilkeler doğrultusunda atıkları kaynağında en aza indirmek, atıkların çevre ve insan sağlığına olan etkilerini en aza indirmek ve kontrolünü yapmak, hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntı atıklarının geri kazanılması ve özellikle altyapı malzemesi olarak yeniden kullanımının sağlanması, özellikle hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntı atıklarının birbirine karışmasının engellenmesi, yerinde ayırma ve ayıklama ile malzemelerin niteliklerine göre gruplandırılıp geri kazanıma kazandırılması ile seçici yıkım modeli de bu ilkelerin önemli adımlarından biri olmuştur.
Seçici yıkımda önemli bir parametre de, atıkların çevre ve halk sağlığı açısından tehlike yaratıp yaratmadığının analizidir. İnsan sağlığı açısından zararlı olan asbest ve türevleri olan kirleticiler kurşun içeren boyalar, floresanlarda bulunan cıvalar, termostatlar, piller ve bataryalardan oluşan kurşun, cıva, kadmiyum ve gümüş ile çok klorlu bifeniller (PCB), yani matbaa mürekkebi, boya, pestisit, elektronik atık olan trafo, hidrolik pompalar ve kapasitörlerde bulunan bu madde, toksik ve kanserojenik özellikleri nedeniyle geri kazanıma gitmeden önce yıkım işlemlerinin kontrollü ve denetimli bir şekilde yapılmasının gerekliliğini göstermektedir. Bu gereklilik itibariyle Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik 1 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe girerek bu tarihten önce yapılan yıkımların piyasa şartlarının ekonomik döngüsüne hitap eden malzemelerini değerlendirip ayırırken, yönetmelikle birlikte halk ve çevre sağlığı da gözetilerek daha önce alınmayan yıkım ruhsatları yönetmelikle birlikte yerel idareler olan belediyelerden bir bina yapım ruhsatı gibi belli prosedür ve metodoloji çerçevesinde hazırlanıp alınarak amatörlükten çıkılıp daha profesyonel bina yıkımları yapılmaya başlanmıştır.
Yönetmeliklerin ve kanunların bina yıkım uygulamaları adına genel bir çerçeve çizmesi, standardize etmesi, normlar koyması ve uygulamalarda yerel idarelerin taviz vermeden kontrol ve denetim çalışmalarını eksiksiz yapmasıyla vatandaş-yerel idare bütünlüğü sağlanarak yapım ve yıkım alanında yürütülen zorunlu veya ticari faaliyetler ile canlılığın tümünü düşünerek kanunların koymuş olduğu normlar ile sosyal yaşamın kalitesi de artacaktır.
İnşaat ve yıkıntı atıkları geri kazanımıyla ilgili çalışmalar Avrupa kıtası ülkeleri, Asya kıtası ülkeleri ve özellikle Japonya ve diğer ülkelerde 1970’lerden sonra resmiyet kazanıp uygulamada yer edinmeye başlasa da, deprem kuşağında yer alan ülkemizde 2004 yılında yürürlüğe giren Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ve bundan 18 yıl sonra yürürlüğe giren Binaların Yıkılması Hakkında Yönetmelik ile yerel idarelerin getirmiş olduğu zorunluluklar ile son 3 yıldır kontrol altına alınmış olması, inşaat yapım uygulamaları adına gelecek için umut veriyor. Geri kazanımla birlikte öz kaynaklarımızın tüketimini sınırlayarak yeniden kullanımını desteklemekle kalmayıp döngüsel malzeme alışverişini de sağlayarak doğanın diyalektiğine katkı veriyor. Yapısal atıkta oldukça yoğun rastlanan beton, geri dönüşümlü bir malzemedir ve yeniden kullanılabilir. Bir akademisyenin, depremlerden sonra oluşan molozlardan ürettiği daha yüksek dayanımlı betonlar, hammadde kaynağı kullanılmadan, yeni ocaklara ihtiyaç duyulmadan ve ağaç kesilmeden oluşturulan temel yapı malzemesi anlamında oldukça önemsenmesi gereken bir durumdur. İstanbul’un günlük 19 bin ton atığından yakma teknolojisiyle 85 megawatt elektrik üretip kalan külü de yine çimento fabrikalarında yapı sektörüne kazandırmak veya Sidney’de geri kazanımı önemseyen bir mimarlık ofisi tarafından dış cephesi geri dönüştürülmüş tuğladan yapılan 3 katlı yapı ve Japonya’nın hiç atık üretmeyen ilk kasabası olan Kamikatsu’daki dönüştürülmüş yapı malzemeleri ve terkedilmiş bir binanın geri dönüşüm merkezine dönüştürülmesi de oldukça önemli örneklerdir.
Diğer bir örnek de, Danimarka’da karbon emisyon farkındalığı için inşa edilen, kaynak tüketimini sınırlayan ve geri dönüştürülmüş yapı malzemelerinden elde edilen Upcycle House’tur. Ayrıca geri kazanım tesislerini teşvik etmek için Hatay ve Maraş depremlerinde yara alan ülkemize Birleşmiş Milletler ve Japonya hükümeti de son teknoloji inşaat yıkım atığı enkaz geri kazanım tesisi kurmak için 700 milyon Japon Yeni bağışlamıştır. Bunun gibi dünya genelinde birçok örnekte olduğu gibi geri kazanım kültürü olan toplumlar “Atma, Dönüştür, Tasarla; sürdürülebilir geleceği geri kazanımla inşa et” kurgusunu kendiliğinden gerçekleştirmiş olacaklardır.
BU İÇERİĞE, ŞANTİYE®NİN MART - NİSAN 2025 (410.) SAYISININ E-DERGİ VERSİYONUNDAN DA GÖZ ATABİLİRSİNİZ… LÜTFEN TIKLAYIN...
ŞANTİYE®
Daha iyi yapılar için...
7 Nisan 2025
Türkiye'nin en ESKİ ve en çok ZİYARET EDİLEN şantiyesi: ŞANTİYE®...
İnşaata dair "KAYDADEĞER" ne varsa... 1988'den bu yana...
Şantiye®nin ürettiği, derlediği ve yayınladığı içeriklerde öncelik “KAMUSAL YARAR”dır...
Ve yayınlanan içeriğin “ÖZEL” olmasına özen gösterilir...
BASILI DERGİ + E-DERGİ + SANTİYE.COM.TR + SOSYAL MEDYA + DİJİTAL PLATFORMLAR...
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye®, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 42 bin E-Bülten abonesi ve 85 bin sosyal medya takipçisi-bağlantısıyla inşaat sektörünün en önemli iletişim platformlarından biri olmaya her ortamda devam ediyor... 1988'den bu yana...
Şantiye® ayrıca yapı sektörüne "Şantiye'nin Yıldızı Ödülü", "Yılın Yeşil Yapı Malzemesi / Teknolojisi Ödülü" ve "Şantiyeden Kareler Fotoğraf Yarışması" gibi farklı organizasyonlarla da katkı sunuyor.
Şantiye®nin son sayısı da dahil 1988 yılından bugüne kadar yayınlanan TÜM SAYILARINA E-Dergi olarak göz atmak için lütfen tıklayın...
Şantiye®, başta ABONELERİ olmak üzere 2020-2025 yıllarında ilan veren firmalar ABS Yapı, Akyapı, Alumil, Anadolu Motor (Honda), Alkur, Ak-İzo, Altensis, Arbiogaz, Aremas, Arfen, Artus, Assan Panel, Asteknik, Atos, Batıçim, Baumit, Betek, Betonblock, Borusan CAT, Bosch Termoteknik, Bostik, BTM, Buderus, Bureau Veritas, Chryso, Çimsa, Çuhadaroğlu, Çukurova Isı, Deutsche Messe, Duyar Vana, DYO, Efectis ERA, Ekomaxi, Elkon, Emülzer, Eryap, Filli Boya, Fixa, Fullboard, Form Endüstri Ürünleri, Form Endüstri Tesisleri, Form MHI (Mitsubishi Heavy Industries) Klima, Garanti Leasing, GF Hakan Plastik, Gökçe Brülör, Grundfos, Hannover Fairs, Hilti, IQ Alüminyum (by Deceuninck), İNKA, İntek, İpragaz, İstanbul Teknik, İzocam, İzoser, Kalekim, Knauf, Knauf Insulation, Komatsu, Köster, Kuzu Grup, LG, Marubeni, Masdaf, Master Builders Solutions, MBI Braas, Meiller Kipper (Doğuş Otomotiv), Messe Frankfurt, Messe München/Agora Tur., Mekon, Mitsubishi Chemical, Molecor, Nalburdayim.com, NETCAD, ODE, Ökotek, Özler Kalıp, Özpor, Panasonic, PERI, Pimakina, Polyfibers, Polyfin, Prometeon, Ravago, Rehau, Saint Gobain Türkiye, Samsung, Saray Alüminyum, Schüco, Selena (Tytan), Sentez Mekanik, Serge Ferrari, Shell, Siemens, Sistem İnşaat, Soudal, Sika, Şişecam, Temsa, TMS, Tekno Yapı, Türk Ytong, Tremco illbruck, Vaillant, Vekon, Viessmann, Wermut, Wilo, Winsa, XCMG, Xylem ve ZF'nin değerli katkılarıyla hazırlanmaktadır.
ABONE OLMAK İÇİN
Bir yıllık abonelik bedelimiz olan 1800 TL (6 Sayı, KDV Dahil)'yi TR70 0001 0008 5291 9602 1550 01 IBAN no’lu hesabımıza (Ekosistem Medya) yatırıp; ardından dekontu, açık adresinizi ve fatura bilgilerinizi (şahıs ise TC kimlik no; firma ise vergi dairesi-numarası) santiye@santiye.com.tr adresine e-posta veya 0532 516 03 29 no’lu telefona WhatsApp / SMS aracılığıyla ulaştırabilirsiniz.