Son yıllarda Türkiye’de ve tüm dünyada birçok alanda büyük değişikliklere tanık oluyoruz. Enerji kaynaklarının paylaşımı ile ilgili krizler, gittikçe etkinleşen çevre bilinci, hızlı nüfus artışı ve buna bağlı olarak artan ekonomik rekabet, insanları, ellerinde bulunan olanakları daha rasyonel kullanmaya zorluyor...
Makaleye "Temmuz-Ağustos 2020" sayımızın e-dergi versiyonundan okumak için lütfen tıklayın
Devasa adımlarla ilerleyen iletişim sistemlerinin ışığında, globalleşen dünyanın yaşadığı bir süreçte Türkiye’nin de yerini alabilmesi, yenilikleri yakından takip edebilmesi ve yeni teknolojilere hızla adapte olmasıyla gerçekleşebilecektir. Dünyada meydana gelen bu değişikliklerden ülkemiz de etkilenmiş, son yıllarda özellikle büyük şehirlerimizde yaşanan hava kirliliğinin dayanılmaz boyutlara ulaşması sonucu, ısınma ihtiyacının ekonomik ve çevreye saygılı bir şekilde sağlamanın gereği kavranarak, doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Son yıllarda doğalgaz fiyatlarında yaşanan artışlar, bugün insanları tekrar kalitesiz kömüre yönlendirmekte, hava kirliliği büyük şehirlerimizi tehdit etmektedir.
Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin Amerika için yayınladığı raporda, fosil yakıtların insan sağlığına verdiği zararın yıllık kişi başına maliyeti yaklaşık 400 USDolduğunu ifade edilmiştir. Çevre üzerindeki olumsuz etkileri en düşük düzeyde tutmayı amaçlayan Yeşil Binalarda öne çıkan hususlar ise güneş ısı ve ışığı ile doğal havalandırma olanaklarından yararlanmaya özen gösterme, binanın yönünü iyi seçme, yalıtım ve gölgelendirme gibi uygulamalarla düşük maliyetle yüksek enerji tasarrufu sağlamaktır. Dünyada toplam enerji tüketiminin yaklaşık üçte biri binalarda tüketilmekte, bu tüketim sonucu dünya atmosferine salınan toplam karbondioksit’in yüzde 24’ü binalardaki enerji tüketiminden kaynaklanmaktadır.
Yeşil Binalar yüksek maliyetli değildir
Son 10 yıl içinde yapılan yeşil binalarda maliyet farkı yüzde 4-14 dolayındadır. Türüne göre yapılan harcamaların geri dönüş süresi önemli farklılıklar göstermektedir. Bazı harcamalar için geri dönüş süresi 3 yıldan bile kısadır. Ancak ortalama olarak yapılan harcamalar altı yıl gibi bir sürede kendisini geri ödemektedir. Bir binanın 40-50 yıllık yaşam ömrü olduğu varsayımı üzerinden yapılan hesaplamalar, yapılan harcamaların 8 ile 12 katı enerji tasarrufu sağlanabildiğini ortaya koymaktadır. Binaların “Yeşil” olmasına hizmet eden harcamaları maliyet unsuru olarak değil, bir “yatırım unsuru” olarak görmek gerekir.
Yeşil Binaların diğer binalardan farkı nedir?
Günümüzde yapı sektörü karbon ayak izi artışında diğer sektörlerin önüne geçmiştir. Doğal kaynakların üçte birini kullanan bu sektör taze suyun yüzde 12’sini kullanırken, toplam katı atığın yüzde 40’ından sorumludur. Yeşil Binalar, yapılı çevrenin insan sağlığı ve doğal çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirecek şekilde tasarlanır, işletilir ve sonlandırılır. Bu da, enerjinin, suyun ve diğer kaynakların etkin kullanımı, kullanıcıların sağlığının korunması ve çalışanların verimliliğinin artırılması, atık, kirlilik ve çevresel bozulmanın azaltılması anlamına gelir.
Yeşil Binalar üzerine yapılan araştırmalar, binaların bu şekilde tasarlanması ve işletilmesi durumunda, geleneksel yöntemlerle tasarlanmış ve işletilen ortalama binalara göre enerji kullanımında yüzde 24 ile 50 arasında, CO2 emisyonlarında yüzde 33 ile 39 arasında, su tüketiminde yüzde 30 ile 50 arasında, katı atık miktarında yüzde 70 oranında, bakım maliyetlerinde ise yüzde 13 oranında azaltım sağlanabileceğini göstermektedir. Amerikan Yeşil Bina Konseyi (United States Green Building Council, USGBC), bir Yeşil Binanın ortalama yüzde 32 daha az elektrik kullanarak yılda 350 metrik ton CO2 emisyonunun önüne geçtiğini bildirmiştir.
Binaların enerji ve kaynak kullanımında ve atık ve emisyon üretimindeki payı göz önünde bulundurulduğunda, bu tasarrufların ne kadar önemli olduğu anlaşılabilir. Üstelik yeni bina ihtiyacı sürekli artmaktadır ve yapı sektörünün etkisinin mevcut hale göre daha da artması beklenmektedir; USGBC önümüzdeki 25 yıl içinde binalardan kaynaklanan CO2 emisyonlarının, yılda yüzde 1.8’lik bir oranla diğer sektörlere göre çok daha hızlı bir artış göstermesini öngörmektedir.
Binaların çevresel etkilerinin azaltılması ve Yeşil Binaların tasarlanması için bu tür binaların detaylı tanımlarının yapılması gerekir. Ancak bu şekilde ortalama bina ve daha yüksek performanslı binalardan bahsedilebilir ve binaların performanslarının daha da yükseltilebilmesi için izlenmesi gereken yol haritası oluşturulabilir.
Binaların “Yeşil” olarak tanımlanabilmesi için sürdürülebilir arazi planlaması, su ve enerji, ekolojik malzeme kullanımı, iç ortam hava kalitesi, kullanıcı sağlığı ve konforu, ulaşım ve atıkların kontrolü, akustik ve kirlilik gibi alanlarda belli standartları karşılaması gerekir. Bu konular altında kaynakların verimli kullanılması, binanın tasarım ve inşaat sürecinde çevreye etkisinin azaltılması amaçlanır.
Yeşil Bina nedir?
“Yeşil” bir bina, tasarımı, yapımı veya işletmesinde olumsuz etkileri azaltan veya ortadan kaldıran ve iklim ve doğal ortamımız üzerinde olumlu etkiler yaratabilen bir binadır. Yeşil binalar değerli doğal kaynakları korur ve yaşam kalitemizi geliştirir. Bir Yeşil Bina şu özellikleri içerir:
Enerji, su ve diğer kaynakların verimli kullanımı
Güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kullanımı
Kirlilik ve atık azaltma önlemleri ve yeniden kullanım ve geri dönüşümün sağlanması
İyi kapalı çevre hava kalitesi
Toksik olmayan, etik ve sürdürülebilir malzemelerin kullanımı
Tasarım, inşaat ve operasyonda çevrenin değerlendirilmesi
Tasarım, inşaat ve operasyonda yolcuların yaşam kalitesinin değerlendirilmesi
Değişen bir ortama uyum sağlayan bir tasarım.
2001 yılında “Yapı Denetimi Kanunu”
2007 yılında “Enerji Verimliliği Kanunu”
2008 yılında “Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği” ile mevcut ve yeni binalara verilmek üzere “Enerji Kimlik Belgesi” düzenlenmesi kararı
2017 tarihine kadar “Enerji Kimlik Belgesi” alınması zorunlu hale geldi
2012 tarihinde “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi”: (2023 yılına kadar en az 10 milyon konut ile birlikte toplam kullanım alanı 10 bin metrekarenin üzerindeki ticari ve hizmet binalarının tamamında, belirlenmiş standartları sağlayan ısı yalıtımının ve enerji verimli sistemlerin uygulanması, enerjinin en az yüzde 20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması)
2014’te “Sürdürülebilir Yeşil Binalar ile Sürdürülebilir Yerleşmelerin Belgelendirilmesine Dair Yönetmelik”
2011-2023 dönemini kapsayan “İklim Değişikliği Eylem Planı” (2023 yılına kadar en az 1 milyon binada ısı yalıtımı ve enerji verimliliğinin sağlanması, binalarda yenilenebilir enerjinin artırılması, kamuya ait bina ve tesislerde enerji tüketiminin yüzde 10 ile 20 arasında azaltılması)
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan tahminler, 2000 yılı öncesinde yapılan binaların yüzde 40’ına karşılık gelen yaklaşık 6,5 milyon konutun yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Sonuç olarak
Dünyadaki birincil enerji kaynak rezervlerinin sınırlı olması nedeniyle tüketime arz edilen enerjinin verimli ve etkin kullanılması ve genel enerji tüketiminin, üretimi ve yaşam konforunu etkilemeden en aza indirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde bir birim katma değer yaratabilmek için birçok ülkeye göre daha çok enerji harcanmaktadır.
Arz-talep istatistikleri ile üretim profilleri incelendiğinde Türkiye’de enerjinin verimli ve etkin kullanılmadığı anlaşılmaktadır. Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili yeterli bilinci oluşturabilmek amacıyla gerekli mevzuat çalışmaları yapılmaktadır. Bir kısım düzenleme yürürlüğe girmiş ve uygulamaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Diğer yandan enerji verimliliğinin bilinçlendirilmesi amacıyla insanların eğitilmesi gerekmektedir. Gerek okullarda küçük yaşlardaki çocukların, gerekse yazılı ve görsel medya aracılığı ile insanların bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılması gereklidir.
Kaynaklar
1- MMO Yayınları, http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/0b4b7000800cf78_ek.pdf?
2- Dergi Park Yayınları, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/186134
3- Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Yayınları https://recturkey.files.wordpress.com/2017/02/yesil-binalar.pdf
4- İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yeşil Bina Projelerinde Tasarım Süreci için Bir Yaklaşım: LEED V4 Sertifikalandırma Süreci Modeli) https://polen.itu.edu.tr/bitstream/11527/14245/1/10078745.pdf
5- Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Yeşil Bina Yönetmeliği https://www.csb.gov.tr/yesil-bina-yonetmeligi-yayimlandi-bakanlik-faaliyetleri-1203
6- SosyalUp Yayınları http://sosyalup.net/yesil-bina-nedir
7- Prof. Dr. M. Mustafa Erdoğdu https://slideplayer.biz.tr/slide/12006978/
Yazan: Semih Çalapkulu / Makina Mühendisi - Mekanik Grup Şefi ( Kuzu Grup)
semih.calapkulu@kuzugrup.com
Ağustos 2020
İnşaat sektörünün buluşma noktası Şantiye, “Güven”i temsil eden “Basılı bir Yayın” olma özelliğinin yanı sıra yenilenen web sitesi, Turkcell Dergilik ve Türk Telekom E-Dergi gibi mobil uygulamalardaki varlığı, 35 bin e-bülten abonesi, 15 bini aşkın takipçiye sahip facebook ile 2 bin takipçiye sahip instagram sayfaları ve 16 bin linkedin bağlantısıyla inşaat sektöründe hedef kitleye erişimin en verimli ve hızlı çözümü olmaya dijital ortamlarda da devam ediyor... 1988'den bu yana basılı yayıncılıkta olduğu gibi...